BARIŞ SÜRECİNE SABOTAJ
Gündeme dair basın açıklamasında bulunan MAZLUMDER Kayseri Şubesi PKK'nın kız erkek 18 yaş altı gençleri ve kamu görevlilerini dağa kaçırmasının ve uzun süre alıkoymasının Türkiye toplumunun derin bir nefes almasına sebep olan barış ve çatışmasızlık sürecine büyük bir darbe ve sabotaj olduğunu söyledi.
MAZLUMDER Kayseri Şubesi, gündeme dair yaptığı basın açıklamasında Soma faciası sonrasında ortaya çıkan provokasyonlar, PKK tarafından kaçırılan çocuklar ve 27 Mayıs 1960 darbesi olayları ile ilgili görüşlerini bildirdi. MAZLUMDER Kayseri Şubesi’nin yönetim binasında gerçekleşen basın toplantısında “2 yıla yakın bir süredir devam eden barış süreci ve çatışmasızlık ortamı tüm ülkede memnuniyetle karşılandı, hüsnü kabul gördü. Asker ve PKK tarafında ölümlerin olmaması, Türkiye insanının yüreğine su serpti.
Son günlerde PKK’nın uygulamaya koyduğu kız erkek 18 yaş altı gençleri gerek piknik gezilerinde gerekse Abdullah Öcalan’ın doğum günü programlarında dağa götürmesi, bazı bölgelerde yol keserek yolculuk yapan kamu görevlilerini dağa kaçırması ve uzun süre alıkoyması, Türkiye toplumunun derin bir nefes almasına sebep olan barış ve çatışmasızlık sürecine büyük bir darbe ve sabotajdır” açıklamasında bulunuldu
“Aklıselim hareket etmeye davet ediyoruz”
Diyarbakır Lice’den başlayıp Bitlis Hizan, ardından Diyarbakır ve Adana’da PKK tarafından dağa götürülen küçük yaştaki gençlerin ailelerinin önce Lice’de daha sonra Hizan’da son olarakta Diyarbakır’da Büyükşehir Belediyesi önünde çadır kurarak çocuklarının salıverilmesi için oturma eylemi başlattıkları ve PKK’ya çağrıda bulundukları hatırlatılan açıklamada; “Aileler devlet idarecilerinden, HDP’den, MAZLUMDER ve İHD gibi insan hakları kuruluşlarından da yardım talebinde bulundular.
MAZLUMDER olarak! 18 yaşına gelmemiş, çocuk yaşta hiçbir insanın ailesinden koparılarak dağa kaçırılmasını, farklı amaçlar için kullanılmasını toplum vicdanına, uluslararası hukuka ve inanç değerlerine asla uymayan, kabul edilemez davranışlar olarak görüyor; ülkemizde devam eden barış süreci ve çatışmasızlık ortamına bir darbe ve sabotaj olarak değerlendiriyor, kaçırılan çocukların bir an önce ailelerine kavuşmaları ve anaların gözyaşlarının dindirilmesi için başta HDP olmak üzere tüm tarafları aklıselim ile hareket etmeye davet ediyoruz.”
Korku salma hak arama yolu olamaz
MAZLUMDER açıklamasının devamında Soma faciası sonrasında yaşanan provokasyonlara ve 27 Mayıs 1960 darbesine yer verdi; “Son günlerde Soma’da yaşanan ve 301 vatandaşımızın hayatına mâl olan kömür madeni faciasını bahane ederek ortaya çıkan, daha sonra farklı grupların çatışmalarına dönüşen, özellikle ortaöğretim gençliğinin daha çok katılımının görüldüğü taşlı, sopalı, monotoflu gösterilerde İstanbul başta olmak üzere birçok ilde güvenlik güçleri ve göstericilerden ölenler ve yaralananlar oldu. Meydanlar ve sokaklar insanların korkudan giremediği mekanlar haline geldi.
MAZLUMDER olarak şiddetin, terör ve korku salmanın asla hak arama ve çözüm yolu olmadığına inanıyor, itiraz ve taleplerin şiddete bulaşmadan hukuki yollar ile dile getirilmesinin doğru olacağını düşünüyor, çatışmalarda hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyor, güvenlik güçlerini ve eylemcileri aklıselime davet ediyoruz.
27 Mayıs milletin katlidir
Bugün 27 Mayıs 1960 kanlı askeri darbenin yıl dönümüdür. 27 Mayıs 1960 kanlı askeri darbe ile 10 yıllık millet iktidarı katledilmiş, anayasa, TBMM ve hükümet ortadan kaldırılmış, eli kanlı darbe iktidarının kurduğu Yassıada mahkemelerinde 1950’den beri 10 yıldır milletten aldığı destekle ülkeyi idare eden Başbakan Adnan MENDERES, bakanlardan Fatin Rüştü ZORLU ve Hasan POLATKAN hukuksuz ve düzmece yargılamalar sonucu idam edilmiş, millet iradesi ayaklar altına alınarak ortadan kaldırılmıştır.
MAZLUMDER olarak, 27 Mayıs 1960 kanlı darbesinin yıldönümünde! Hukuksuz ve acımasızca idam edilen dönemin Başbakan’ı Adnan MENDERES ve arkadaşlarını rahmetle anıyor, dönemin tüm mağdurlarının itibarlarının iadesi ve darbecilerin ölenlerinin gıyapında, sağ olanların adalet önüne çıkarılarak yargılanması ve millete yaptıkları zulüm ve haksızlığın hesabının sorulması için Adalet Bakanlığını, tüm siyasi partileri ve TBMM’yi göreve davet ediyoruz.
Bakmadan Geçme





