Bağımsızlığımızda Akif'in büyük hizmetleri var

 T.C. Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Medeniyetin Burçları Derneği’nin birlikte düzenlediği “Kayseri Uluslar arası Öğrenciler Akademisi” dördüncü hafta dersleri ile devam etti. Elektrik Şirketi Konferans Salonu’nda devam eden akademi derslerinde birinci oturumda Şair-Yazar Mustafa Özçelik "Mehmet Akif Ersoy'un Anlam Dünyası" başlıklı konferans verdi. İkinci oturumda ise Erciyes Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arslan Topakkaya "Batı Düşüncesine Giriş" konusunu ele aldığı konferansını gerçekleştirdi. Akademinin üçüncü oturumunda Nuh Nacı Yazgan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdoğan Taşkın "Meslek Seçimi Stratejileri" konusunu anlattı. 

Akademinin 1. oturumunda Şair-Yazar Mustafa Özçelik, Mehmet Akif Ersoy'un hayatını, düşüncesini ve özellikle de İstiklal Marşı'nda ön plana çıkan düşüncelerini ele aldı. Mehmet Akif'in en önemli eserlerinden birisi olan Çanakkale şehitlerine şiirine de değinen Mustafa Özçelik Çanakkale'nin geçilmemesine rağmen birkaç yıl sonra İstanbul'un işgal edilmesinin engellenemediğini belirtti.

 Özçelik konuşmasında şunları kaydetti:

"Batılı güçler Çanakkale'yi savaşlardan birkaç yıl sonra geçtiler. Biz arkasından Milli Mücadeleye giriştik. Mehmet Akif işte burada ortaya çıkar. Ailesi özel bir ailedir. Babası Arnavut asıllı, İstanbul'a medrese eğitimi için gelmiş. Annesi ise bugün Özbekistan sınırları içinde bulunan Buhara kökenli bir ailenin kızıydı. Osmanlı bir imparatorluktu ve her türden insan vardı. Her millet ve her ırktan insanların yaşadığı bir toplumdu, imparatorluktu. Sezai Karakoç'un çok güzel ifadesi ile Mehmet Akif bu imparatorluğun bir özeti gibiydi. Akif anne tarafından doğulu, baba tarafından batılı kısaca bir sentez. Babası çok iyi yetiştiriyor. Çok iyi okullarda okuyor. Hem bilimler eğitimi ve hem de şair bu alanda da çok başarılı ve dini ilimler sahasında da çok başarılı birisidir. Bunun kanıtı da Kur'an-ı Kerim'i tercüme edecek kadar Türkçeye, Arapçaya vakıf birisi, hafız hatimle teravih namazı kıldırabilecek kadar bilgi sahibi. Dahası sportmen, mesela güreş meydanlarında güreş tutan birisi, yüzücü, musiki merakı çok iyi. Bütün bunlar bize şunu öğretiyor. İnsan komple bir varlıktır. Yani bedensel yapısı var, ama insan bir de ruh ve kalbe, zihne sahip bir varlık. Cenab-ı Hak bu anlamda özel yaratmış insanı. Edebiyat ve güzel sanatlar ruhu besleyen ihtiyaçlardır. Spor, iradeyi güçlendiren beden ve ruh sağlığı üzerinde olumlu etkisi olan vasıtalardır. O zaman anlıyoruz ki Akif mücadele adamı olacak. Bunun için iradesi güçlü olması, beyninin güçlü olması ve bileğinin güçlü olması lazım ve bana göre dört dörtlük birisi olarak yetişiyor. Hiç abartılı bir ifade değildir. O yıllarda Anadolu'yu işgal edenler dışarı atılmışsa, bağımsız bir devlet kurulmuşsa bunda Akif'in büyük hizmetleri vardır. Akif ilk kurulan Meclis'te Burdur vekilidir. O zamana kadar halkı bu mücadele etrafında birleşmesini sağlamıştır. İnsanların kafaları karışıktır ve Milli Mücadele hareketine şüpheyle yaklaşır. Mehmet Akif bu mücadelede neredeyse tek başına başkaları da vardır ama Milli Mücadele'nin manevi önderi olduğu görülür. Vaazları ile halkın kafasındaki soru işaretlerini gidermiştir. O vaazları okursanız, klasik anlamda vaazlar değildir. Dini konuların anlatıldığı vaazlar değildir. İngiliz siyasetinin anlatıldığı vaazlardır. Müslümanların içinde bulunduğu siyasi ve kültürel, ekonomik, itikadi, ahlaki problemleri ile ilgili vaazlardır. Dinleyenlere bilgi ve bilinç kazandıran vaazlardır. Sonra çıkardığı Sebilürreşad Dergisi ile aydınların münevverlerin zihnindeki şüpheleri gidermiş, dahası motivasyon sağlamıştır. Edebiyatın gücü buradadır. Mücadele başladıktan sonra birinci meclis irşad heyeti kuruyor ve bunları cephelere gönderiyorlar. Buralarda bakıyorlar, bir heyecansızlık var. Bu insanları ortak bir duyguda birleştirecek bir marşa ihtiyaç olduğuna karar veriliyor. Bu şekilde İstiklal Marşı için yarışma açılıyor ve bilinen süreçlerden sonra Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı marş İstiklal Marşı olarak kabul ediliyor. İstiklal Marşı çok özel bir marştır."

Mustafa Özçelik konuşmasının bundan sonraki bölümünde İstiklal Marşı'nın içeriği ile ilgili açıklamalar yaparak ilk üç kıtası ile ilgili düşüncelerini öğrencilere anlattı. Şair-Yazar Mustafa Özçelik konuşmasının ardından, isteyen öğrencilere Mehmet Akif ve İstiklal Marşı isimli kitabını imzaladı.

Akademinin 2. oturumunda Erciyes Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arslan Topakkaya, "Batı Düşüncesine Giriş" konusunu ele aldığı konferansını verdi. Topakkaya batı düşüncesinin dayandığı Antik Yunan ve Roma dönemlerindeki düşünce ve felsefeler ile felsefe tarihiyle ilgili bilgiler verdi.

Topakkaya daha sonra konuşmasında Antik Yunan filozoflarının ele aldığı konulardan belli başlıcalarını ele alarak bunların etkileri üzerinde durdu. Özellikle Sokrates'in batı dünyasına etkilerini anlattı.

Batılılar için Yunan mitolojisinin ne kadar önemli olduğunu ve nasıl önem ve değer atfettikleri üzerinde durarak, batılıların Yunan mitolojisine ait tanrılara ne tür anlamlar yüklediklerini ifade etti. Ayrıca yine Antik Yunan tiyatrosunda önemli bir yere sahip olan tragedya üzerinde durarak, komedya ve benzeri Antik Yunan tiyatro oyunlarının anlamlarını açıklamaya çalıştı. Hristiyanlık öncesi batı medeniyetinin temellerinin, Antik Yunan Felsefesi, Yunan edebiyatı, mitoloji, tiyatro ve komedya olduğu üzerinde durdu.

Akademinin 3. oturumunda Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdoğan Taşkın, öğrencilere, Meslek Seçme Stratejileri ile ilgili bilgiler verdi. Taşkın konuşmasında meslek seçiminde nelere dikkat edilmesi gerektiği ile ilgili çeşitli bilgiler aktardı. Öğrencilerin seçmek istediği mesleklerle ilgili düşüncelerini aldı. Öğrencilerle karşılıklı görüş alış verişi şeklinde konuyu ele aldı ve meslek seçiminde asıl üzerinde durulması ve önemsenmesi gereken noktaları aktardı.

 

Bakmadan Geçme