Ayakkabı boyacılığı çoluk-çocuğun elinde kaldı

Bazı meslekler yazın sıcakta, kışın soğuk altında yapılır. İşte bu mesleklerden biri de ayakkabı boyacılığı. Mesleğin eskilerinden Adem Çınar 'bu iş çoluk çocuğun elinde kaldı. Zannederim bundan sonra artık sokaklarda ayakkabı sandığının arkasında fırça sallayan boyacılar göremeyeceksiniz.' diye yakınıyor.

 Her gün yanlarından geçtiğimiz ama aşina olduğumuz için fark etmediğimiz sokak müdavimleridir ayakkabı boyacıları. Tarihi bir geçmişi olan adına 'lostracılık ' da denen ayakkabı boyacılığı dünyanın her yerinde çocukların da, yaşlıların da yaptıkları bir meslektir

Çalışmaktan hiçbir zaman yorulmadım

Kayseri'de Cumhuriyet Meydanı başta olmak üzere insan nüfusunun yoğun olduğu geçiş güzergahlarında tezgah açan kimi boyacılar, 'Böyle bekliyoruz. Müşteri gelirse özenle boya yaparak memnun etmeye çalışıyoruz. Hazır boya satışları bizim işimizi etkiledi. Ama mesleğimizi seviyoruz. Vazgeçemiyoruz. Kimi zaman siftah yapmadığımız günler de olabiliyor. Bu yaşımızdan sonra da yapacak bir işimiz yok. Gördüğünüz boya sandığı benim ekmek teknem. Çalışmaktan hiçbir zaman yorulmadım. Müşteri mutlu oldukça bizim de yüzümüz gülüyor' diyor.

Kayseri Lisesi’nin önünde çalışan Adem Çınar da onlardan biri. 20 yıldan beri bu işi yapıyor. İşin ustası olmasına rağmen onun da siftah etmeden evine gittiği günler oluyor. En sevdiği zaman ise bayram günleri. Cami önüne açtığı sandığı ile namazdan çıkan insanların ayakkabılarını parlatıyor, onun için bayram bu işin en bereketli zamanı. 

Adem Çınar ile kaybolmaya yüz tutmuş bu meslek hakkında konuştuk.

Ayakkabıyı boyarken nelere dikkat edersiniz?

Her şeyden önce müşterinin çorabını, pantolonunu boya ile lekelemememiz gerekir. Bunun için de eskiden sigara kutularının kartonunu kullanırdık. Bu tür kutular üretimden kaldırılınca meşinden kesilmiş parçalar kullanmaya başladık. Bazı meslektaşlarsa karton parçalarını keserek kullanır. Bu kartonlardan, müşterinin çorabı ile ayakkabısı arasına yeteri kadar yerleştirilir.

Eskiden mi çok kazanıyordunuz şimdi mi?

İnanır mısın eskiden kadınlar kızlarını bir ayakkabı boyacısı ile baş göz etmek için can atarlardı. Bugünse kimsenin dönüp yüzümüze baktığı yok. Birinin kızını isteseniz, ayakkabı boyacısı olduğunuzu anlayınca gülerek sizi aşağılarlar. Kazanç ise yok denecek kadar azalmıştır. Bazı günler siftah bile edemeden sandığı omuzlar, evin yolunu tutarım. Bazen kendi kendime, 'Bırak oğlum artık şu işi' derim. Bırakamam. Bırakıp da ne yapacaksın?

Ayakkabı boyacılarının sayısında azalma oldu mu?

Eskiden her köşe başında bir iki ayakkabı boyacısına rastlayabilirdiniz. Bugün ise ayakkabınızı boyattırmak için bir usta arasanız zor bulursunuz. Evet, ayakkabı boyayanlar yok değil. Sokaklar, parklar boyacı çocuklarla dolu. Onlar doğru dürüst ayakkabı boyayamaz. Ayakkabınızı rezil ederler.

 

Bu mesleği bundan sonra kim sürdürür?

Hiç kimse. Zira meslek çoluk çocuğun elinde kaldı. Zannederim bundan sonra artık sokaklarda ayakkabı sandığının arkasında fırça sallayan boyacılar göremeyeceksiniz.

Kaç çeşit ayakkabı boyası vardır? Bir ayakkabı boyasından kaç lira alırsınız?

Bunu müşterinin keyfine bırakırız. Ne uzatırsa 'bereket versin' deriz. Eskiden en çok üç çeşit boyamız olurdu. Siyah, kahverengi ve beyaz. Şimdi renk renk ayakkabılar çıktı. İnan bana, bazılarının boyalarını bulmakta zorlanıyorum.

Deri çatlamasın diye badem yağı ile boyatırdık. Nedir bademyağının ayakkabı üzerindeki marifeti?

Badem yağı deriyi besler yumuşatır. Özellikle karda giyilen deri ayakkabılar kar suyunu çekerler. Kuruduktan sonra da üzerinde beyaz tuzlanmalar olur. Ayakkabı ıslanmışsa kesinlikle soba arkasında ya da radyatör üzerinde kurutulmamalıdır.

İşinizin en çok sizi yoran tarafı nedir?

Cila yapmak tabi. İşaret ve orta parmağınıza sıkıca doladığınız bezi cila kutusuna sürtüp sonra beze bulaşan cilayı ayakkabının her tarafına yedirmek işin zor tarafı bana göre.

Kaça boyuyorsun bir ayakkabıyı?

Bot, çizme, süet daha çok emek ve boya isteyen ayakkabılardır. Bir de ayakkabısına gösterdiğimiz özene göre, beş lira, üç lira isteriz.

Fiyatı fazla bulup itiraz eden de oluyor mu?

Olmaz mı? 'Parktaki çocuklar 50 kuruşa boyuyor' diye diklenenler oluyor. İşte o zaman tepemin tası atıyor. ‘Git bir daha onlara boyattır’ diyorum. Kendilerinden de para almıyorum.

Söyleşi: Tuba Köksal (Stajyer)

Bakmadan Geçme