'Aşık Meydani Türküleri'

GELENEKTEN GELEN TINILAR
 “Sanat, geçmişten günümüze tüm toplumların
inşası sürecinde, ortak bir kimlik ve aidiyet
duygusu yaratmada, bireyleri de toplumları
da bu eksende birleştirmede, önemli bir harç
olarak hayatın akışına derinlerde yön veren bir
alan olmuştur”.
Prof. Dr. N. Oya Levendoğlu Öner
 
Sözlü kültürümüzün en önemli örneklerinden birisi olan ‘Âşıklık Geleneği’, yüzyılların birikimleri ile biçimlenmiş, şiiri, müziği ve hikâye anlatımını içeren, Anadolu’nun kültürel belleğinin yanı sıra kültürel çeşitlilik ve zenginliğini de yansıtan,
çok yönlü bir sanat olarak ifade edilmektedir. Âşıklık geleneği ile dönemlerin yaşayış ve hayata bakış tarzı, etik ve estetik değerleri vb. gibi birçok unsur geniş halk kitlelerine aktarılmıştır, aktarılmaktadır. Âşıklık geleneğine uygun bir biçimde şiir söyleyebilen, karşılıklı atışma yapabilen, hikâye anlatabilen ve icralarını çoğunlukla saz eşliğinde gerçekleştiren kişilere âşık; bu söyleme biçimine “âşıklık-âşıklama” denilmektedir. Âşıklık geleneği, geçmişten günümüze bilgi, görgü ve tecrübe iletiminde vazgeçilmez bir yöntem olan usta-çırak ilişkisi ile nesillere aktarılmış, bu alanda Karacaoğlan, Köroğlu, Kazak Abdal, Pir Sultan Abdal, Ercişli Emrah, Gevheri, Âşık Ömer, Kul Himmet, Dadaloğlu, Dertli, Ruhsati, Bayburtlu Zihni, Âşık Şenlik,
 
Şehrin Yüzleri
Sümmani, Âşık Mahzuni Şerif, Âşık Veysel, Davut Sulari, Âşık Murat Çobanoğlu, Âşık Yaşar Reyhani vb. gibi bir çoğu şu anda hayatta bulunmayan değerli temsilciler yetişmiştir. Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO), kültürlerarası barışçıl diyalogun geliştirilmesi ve kültürel çeşitliliklerin korunması/desteklenmesi amacı ile 17 Ekim 2003’de ‘Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi’ni kabul etmiştir. Ülkemizin de 27 Mart 2006 tarihinde resmen taraf olduğu sözleşme kapsamında, ‘İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesi’ne, âşıklık geleneğimizin de eklenmesi için girişimde bulunulmuş, bu kapsamda Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü’nce “Âşıklık Geleneği Dosyası” hazırlanarak UNESCO’ya sunulmuştur. Girişimler sonucunda âşıklık geleneği 2009 yılında ‘Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’ne kaydedilmiştir.
Âşıklık geleneğine yönelik bu gelişme, devamında yeni projeleri getirmiş, Türkiye’nin birçok ilinde âşıklık geleneği ve bu geleneğin temsilcileri üzerine alan araştırmaları gerçekleştirilmiş, âşıklık geleneğinin gelecek kuşaklara aktarılmasında önemli görevler üstlenen hikâye taşıyıcısı âşıklara ve bu alanda hizmet veren kurumlara, istenilen ölçüde olmasa da maddi desteklerde bulunulmuştur. Âşıklık geleneğinin ve bu geleneğe hizmet etmiş gelenek taşıyıcılarının isimlerinin yaşatılması amacı ile günümüzde gerçekleştirilen sınırlı etkinliklerden bahsetmek mümkündür. Âşıklık geleneğinin yaşatılması amacıyla geleneğin temsilcilerinin isimleri caddelere, sokaklara ve okullara verilmektedir. Tüm bu faaliyetlerin dışında, yeterli olmamakla birlikte, âşık evleri, âşık bayramları ve yerel festivaller bünyesinde gerçekleştirilen etkinlikler ile geleneğin yaşatılması ve yaygınlaştırılması noktasındaki gayretler devam etmektedir. Günümüzde, âşıklık geleneğini yaşatan ve bu alanda önemli çalışmaları olan önemli temsilcilerden birisi de ‘Âşık Meydanî’dir. 3 Mart 1942 yılında, Kayseri’nin Küçük Tuzhisar köyünde dünyaya gelen ve asıl adı ‘İdris Eroğlu’ olan Âşık Meydanî, babasının yakın arkadaşı, âşıklık geleneğinin en önemli ve değerli isimlerinden birisi olan Âşık Veysel’den etkilenerek 17 yaşında âşıklığa başlamış, ilerleyen dönemlerde Âşık Veysel ile müzik ve özellikle şiir konusunda meşk etme imkânı bulmuştur. Âşık Meydanî, âşıklık geleneği vasıtasıyla kendi yaşadığı dönem ve öncesine ait (Âşık Veysel gibi değerli ozanların doğrudan katkılarıyla şekillen) kültür birikimini günümüze taşımış, kültür mirasımızın aktarılması ve âşıklık geleneğinin yaşatılması noktasında önemli temsilcilerden birisi olmuştur. Bu doğrultuda, Türkiye’de âşıklık geleneğinin sürdürülebilmesi adına düzenlenen âşık bayramları ve festivallere katılmış, bu alanda birçok değerli ödüle layık görülmüştür. 1992 yılında Âşık Meydanî adına, Kayseri’de ‘Âşık Meydanî Kültür ve Sanat Vakfı kurulmuş, vakfın düzenlediği etkinlikler vasıtasıyla âşıklık geleneğinin yaşatılarak sonraki nesillere aktarılması sağlanmıştır. Âşık Meydanî, âşıklık geleneği üzerine çalışmalar yapan araştırmacıların ve akademisyenlerin de dikkatini çekmiş, Âşık Meydanî ve eserlerini konu alan Âşık Meydanî (Bayram Durbilmez, 2000), Bir Ömrün Sonunda Âşık Meydanî (Laçin Yayınları, 2004) ve Avrupa Birliği Projesi ile desteklenen Gönül, Dil ve Tel’in Aşkı Âşık Meydani (2012) isimli 3 kitap basılmış, 2012 yılında Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü kapsamında, Öğretim Görevlisi Yiğit Alkan tarafından, Âşık Meydani’nin bestelerinin notaya alınarak müzikal çözümlemelerinin yapıldığı bir yüksek lisans tezi hazırlanmıştır. Âşık Meydanî, Âşık Veysel ile kendi tabiri ile “göğüs göğse” meşk etmiş bir âşık olarak, âşıklık geleneğinin günümüzde yaşayan belki de son temsilcisidir. Meydanî’nin 750 civarında şiiri, 40 civarında da bestesi bulunmaktadır.

PROJE SÜRECI
Âşık Meydanî, kültür mirasımızın korunması, yaşatılması ve sonraki nesillere aktarılması noktasında çok önemli bir isimdir kuşkusuz. Meydanî, yaşamı boyunca şiirlerini ve bestelerini âşıklık geleneğinin sürdürülebilmesi adına etkin bir şekilde kullanmaya çalışmıştır.
Bu amaç doğrultusunda, şiir kitapları yayınlanmış, besteleri kendisi ve bazı yerel sanatçılar tarafından geleneğin yaşatıldığı ortamlarda seslendirilmiştir. Âşık Meydanî’nin bestelerini kendi okuduğu bir kayıt çalışması (kaset, plak, CD vb.) bulunmamaktadır. Ancak bazı besteleri yerel sanatçılar tarafından kasetlerde okunmuştur. Sayıca az (2–3) olan, maddi olanakların ve teknolojinin imkân verdiği çerçevede yapılan bu kayıtlar, maalesef kitlelere ulaşamamış, Âşık Meydanî’nin ve türkülerinin dolayısıyla da âşıklık geleneğinin sonraki nesillere aktarılması noktasında beklenilen etkiyi yaratamamıştır. Bu durum, kültür mirasımızın kaybolmaması adına yeni çalışmaların yapılmasını gerekli kılmıştır. Bahsedilen gereklilikten hareketle, kültür mirasımızın sonraki nesillere aktarılmasına, âşıklık geleneğinin tanıtılması ve sürdürülebilmesine yönelik hedeflere odaklanan bir projenin hazırlanmasının uygun olacağı düşünülmüştür. Bu doğrultuda, aşağıda bilgileri verilen bilimsel araştırma projesi hazırlanmış, 2015 yılı içerisinde Erciyes Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projesi Koordinasyon Birime başvurulmuştur. Gerekli değerlendirmelerin ardından, proje 30. 11. 2015 tarihinde kabul edilmiş, böylece proje süreci resmi olarak başlamıştır.
 
PROJE BILGILERI
Proje Başlığı: Gelenekten Gelen Tınılar “Âşık Meydanî
Türküleri”
Proje Yöneticisi: Yrd. Doç. Dr. Levent Değirmencioğlu
Proje Araştırmacıları: Prof. Dr. Fazlı Arslan, Öğr. Gör. K.
Yiğit Alkan
Proje ID: 5539
Proje Kodu: SBA-2015-5539
Proje Türü: Normal Araştırma Projesi
Proje Tanıtım Web: https://www.youtube.com/channel/
UCqweoNIrJITdCvoPpZjEdqw

(Şehir Dergisi- Yrd. Doç. Dr. Levent Değirmencioğlu)

Bakmadan Geçme