Anne Sütü Almayan Çocuklarda İshal Şikayeti Daha Fazla Oluyor
Bebeklik dönemindeki beslenmede anne sütü almayan çocuklarda ishal vakasının daha çok görüldüğü belirtiliyor. Çocuk döneminde daha çok ishal vakasının görüldüğüne aktaran uzmanlar, 0-5 yaş arasındaki çocuklarda bu şikayetlerin mutlaka...
Bebeklik dönemindeki beslenmede anne sütü almayan çocuklarda ishal vakasının daha çok görüldüğü belirtiliyor. Çocuk döneminde daha çok ishal vakasının görüldüğüne aktaran uzmanlar, 0-5 yaş arasındaki çocuklarda bu şikayetlerin mutlaka dikkate alınmasını istiyor.
Kayseri Özel Dünyam Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzman Dr. Mehmet Medikoğlu, çocuklarda görülen ishal vakalarının ölümle bile sonuçlandığına dikkat çekerek, anne sütü alan bebeklerde iler ki yaşta ishal vakası görülme olasılığının az olduğunu ifade etti. Beslenmenin ishal olayları ile ilgili bağlantılı olduğunu anlatan Dr. Medikoğlu, şu bilgileri verdi: “İshal kısaca sulu dışkı yapmak demektir. Aniden başlar ve dışkı sayısında artma ile kendini gösterir. İshal, az gelişmiş ülkelerde yaygın olarak görülen ve çocuklarda yaygın olarak ölüme de neden olabilen hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımına göre günde 3’ten fazla sulu dışkılanmanın olması sadece anne sütüyle beslenen bebeklerde ise her zaman daha sık ve sulu dışkılama ishal olarak tanımlanmıştır. Gelişmiş ülkelerde hastane yatışlarının yüzde 10’u gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 30’u ishalli hastalardan oluşmaktadır. Ülkemizde de her sene yaz aylarında önemli artışlar görülmektedir. Belirtiler asemptomatik (bulgusuz) hastalıktan, sulu daireye, kanlı ishale, kronik daireye, enfeksiyonun barsak dışı bulgularına kadar değişebilir. Sadece ishal olan olgulara enterit, kusmanın ilave olduğu olgular gastroenterit olarak isimlendirilir.”
“Çocukluk çağında en sık 0-5 yaş döneminde ishal görülür” diyen Dr. Mehmet Medikoğlu, “Özellikle ilk 2 yaşta ölüm nedenlerinin başında gelmektedir. Beş yaş altı çocuklarda çocuk başına ortalama atak sayısı 1,5-2’dir. İshallerin temel bulaş şekli fekal-oral yol dediğimiz bilhassa ağız yoluyla mikrop karışmış yiyecek ve su ile olmaktadır. İshal riskini artıran faktörler; anne sütü almamış olmak. Sağlıksız koşullarda yaşamış olmak. Beslenme bozukluğu. Kreşe devam etmedir. Yenidoğan’da günde 3-5 defa dışkılama, kıvamı normal olması durumunda normaldir. Bu dışkılama sayısı geçiş döneminde (3-15 günlerde) 8-10’u bulabilir. Anne sütü alan bebeklerde bazen günde 7-8 e kadar gaita sayısı görülebilir. İlk birinci yılın sonunda ise günlük gaita sayısı 2-3 gibidir.” bilgiler verdi. Dr. Medikoğlu, ishaller daha çok mide ve barsakları etkileyen enfeksiyon ajanlar (virüs,bakteri veya parazitler gibi) ile oluştuğunu aktararak, şöyle konuştu: “Virüslerden en sık etkende halk arasında da artık yaygın bilinen rotavirüs ishalleridir. Bilhassa kış aylarında salgınlar yapmaktadır. Bu yüzden 1-7 ay arası bebeklerde rotavirüs aşıları önerilmektedir. İshallerde karın ağrısı, ateş, bulantı, kusma en sık görülen bulgulardır. Beraberinde halsizlik, iştahsızlık, karın şişliği ve baş ağrısı da olabilir. İlerleyen vakalarda vücuttan sıvı kaybı sonucu dehidratasyon gelişir. Bebek ve küçük çocuklarda sıvı kaybı daha sık görülür. Başlangıçta susuzluk şeklinde kendini gösterirken ilerleyen vakalarda ağız kuruluğu, göz kürelerinde çökme, idrar miktarında azalma ve karın derisinde turgor azalması(hamur gibi görünüm) olur. Bu durum hızlı ilerleyebilir o yüzden dehidratasyon bulguları gelişmeden bir doktora başvurulması gerekmektedir.”
Hastanın doktor tarafından muayenesi ve değerlendirilmesi son derece önemli olduğunu anlatan Medikoğlu, ehidratasyonun saptanması ve gastroenterit tedavisinin planlanması, ishal kesici ilaçların kesinlikle kullanılmaması gerektiği uyarısında bulundu. Çocuk susuzluk bulguları açısından izlenmesi, öncelikle kaybedilen sıvı ve elektrolitler ağız yoluyla verilemeye çalışılmasının önemli olduğunu anlattı.