Kültepe’de bulunan 23 bin yıllık ticari tabletlerin de sergilendiği Kayseri Müzesi’nde düzenlenen basın toplantısında Kayseri Valisi Orhan Düzgün, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik ve Kültepe kazılarını yöneten Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu yer aldı. Vali Düzgün, kültürel mirasa verilen değerin son 13 yılda giderek arttığını ve artmaya devam edeceğini belirterek, “2002 yılında Türkiye’deki tüm kazılara ayrılan ödenek yaklaşık 2 milyon lira civarındaydı. Yaklaşık 200 kazı vardı. Şuanda sanıyorum 50 milyonun üzerindendir. Hocalarımızın ne kadar ihtiyacı varsa aşağı yukarı ona yakın bir rakam karşılanabiliyor” dedi.
Kayseri’nin büyük bir tarihi değer üzerine kurulduğunun altını çizen Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik ise, “Bu tabletlerde bizim genetik kodlarımız yatıyor. Kayserili'nin ticari zekasının kodları bu tabletlerde yatıyor. Şuan yaşadığımız coğrafyanın siyasi, sosyal, kültürel kodları bu tabletlerde yatıyor” şeklinde konuştu.
Kazı çalışmaları hakkında bilgi veren Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, kazıda bulunan tabletlerin Anadolu tarihine ışık tuttuğunu vurgulayarak, “Kayserili değilim ama 20 senedir Kayseri'deyim hemen hemen Kayserili sayılırım. Kayserililer çok şanslı. Kayseri Türkiye’deki diğer illere göre çok eski bir kültürel geçmişe sahip. Diğer illerimizde olmayan Anadolu tarihini başlatan yazılı belgelere sahip. Anadolu insanı ilk kez Kayseri’de Kültepe’de okumayı yazmayı öğrendi. Anadolu tarihinin başlangıcı Kayseri. Biz bunları Kayseri Kültepe’de yapılan kazılarda ortaya çıkarttık” ifadesini kullandı.
Tabletlerin döneminin sosyal, kültürel, ekonomik hareketlerini gösterdiğini söyleyen Kulakoğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Tabletler 23 bin yıl civarında bir zamana dayanıyor. Kültepe’de çıkardığımız eserler 50 binden aşağı değil. Anadolu tarihinde en büyük merkezlerinden birini kazıyoruz, bunun da tanıtımını yapmak istiyoruz. 25 bine yakın tablet var. Bu tabletler doğal olarak çok zengin konulara sahip. UNESCO listesinde dememizin en büyük nedeni de bu tabletlerin herhangi bir şekilde kraliyet ve sarayın bir arşivi olmaması. Bunlar aynen bugünkü Kayseri’deki gibi özel tüccarların arşivi. Bugün bir ticari büroda muhasebesinde, arşivinde ne varsa bizim Kültepe’deki tüccarlar evleri de aynı şekilde o arşivlerle dolu. Tüccar arşivi olduğu için bu tabletlerde ekonomik, ticari konular, alacak-verecek listesi var. Bunların yanında düzenli olarak tüccarın yaptığı ödemeler kaydedilmiş. Bunlar başlık parası, kan parası, vergileri gibi şeyleri de öğreniyoruz. Dönemin ekonomik yapısında para olarak kullanılan bakırın, altının değerini de öğreniyoruz. Kültepe tabletleri sadece Anadolu tarihini değil, Mezopotamya ve Suriye’nin de tarihini aydınlatıyor. Bu özel arşivlerin özelliği budur.”