Yüzyılın Göçü Çerkes Sürgünü (3)
'Bu coğrafyada yaşayan her insan için muhacir sözü bir anlam ifade eder. Ya azımsanamayacak bir ihtimalle kendisi muhacir torunudur yahut bir komşusu, arkadaşı belki de eşi muhacirdir.'
Çerkeslerin hangi yüzyıllarda Anadolu'ya göç ettiklerini ve o yıllarda Çerkes halkının yaşamış olduğu zorluklarla, dönemin şartlarının getirmiş olduğu olumsuzlukla birlikte bir milyonun üzerinde Çerkesin yeni yurdunun Osmanlı toprakları olduğunu görüyoruz. Söyleşimizin son bölümüne gelirken sizleri Erciyes Üniversitesi Öğretim Görevlisi İbrahim Bozbıyık hocamızla yaptığımız son bölüm söyleşisini sizlerle paylaşıyoruz.
Osmanlı Devleti'nin topraklarına Kafkasya'dan gelen muhacirleri kabul etme sebepleri nedir?
Osmanlı Devleti'nin ekonomisinin kötüye gittiği ve yüksek savaş masraflarının da etkisiyle ilk dış borcu almak zorunda kaldığı Kırım Savaşından itibaren muhacirlerin Osmanlı ülkesine gelmelerini ve isknlarını kabul etme sebeplerinin başında insani duydular gelmekteydi çünkü Osmanlı Devleti zulme uğrayan her kim olursa olsun ülke topraklarını onlara da açmıştır.
Ayrıca halifelik makamının Osmanlı Devletinde bulunması doğal olarak Osmanlı Devleti'ne tüm Müslümanların koruyuculuğu misyonunu da yüklüyordu. Evinden atılan, yurtsuz kalan her Müslüman için Osmanlı ülkesi kendi mülkü demekti.
Yine azınlık isyanlarının artmaya başladığı ve Yunanistan'la birlikte Osmanlı'dan kopuşların yaşandığı bir dönemde Osmanlı ülkesinde yaşayan Müslüman nüfusu artırmak da Osmanlı yöneticilerinin isknları kabul etmelerinde etkili olmuştur. Osmanlı ülkesine gelen Kafkasya muhacirlerinin işgücüne sağlayacakları katkı da göçlerin olumlu sayılabilecek özelliklerindendir.
Kafkasya Muhacirleri Osmanlı ülkesinin hangi bölgelerine iskn edildiler?
Osmanlı Devleti kendi ülkesine gelen muhacirleri iskn ederken bir takım zorluklarla karşılaşmıştır. Örneğin Rusya bu muhacirlerin kendi sınırına yakın bölgelere iskn edilmelerine karşı çıkmış ve bunu engellemiştir.
93 Harbine kadar yaşanan göçlerde Osmanlı Devleti muhacirlerin bir kısmını diğer bölgelerle birlikte bölgedeki Müslüman nüfusunu biraz artırmak düşüncesiyle Balkanlara da iskn yapmış fakat 93 Harbinden sonraki süreçte yeni gelen muhacirleri Balkan coğrafyasına iskn etmeye kalktığında da başta İngiltere olmak üzere Avrupa devletlerinin baskısıyla karşılaşmıştır. Ayrıca 93 harbinden sonra imzalanan Berlin Antlaşmasıyla kaybedilen Sırbistan, Karadağ ve Romanya bölgelerine daha önce iskn edilen Kafkasya muhacirleri için de Anadolu istikametinde yeniden bir göç hareketi başlamıştır. Burada her ili ayrı ayrı sayı vererek ele almak yerine kısaca söylemek gerekirse Osmanlı ülkesinin özellikle Anadolu coğrafyasının hemen hemen her bölgesine muhacir isknı yapılmıştır.
Osmanlı ülkesine gelen muhacirlerin normal yaşama entegrasyon süreçleri nasıl olmuştur.
Tabi Osmanlı Devleti ülkesine kabul ettiği muhacirleri günlük hayatın zorlukları karşısında yalnız bırakmamış onlara mesleklerine göre imknlar sunmuştur. Çiftçilik yapanlara devlet belli büyüklüklerde toprak, o toprağı işlemesini sağlayacak araç gereçler ve toprağına ekeceği tohumluk vermiştir. Diğer alanlarda da kişilerin mesleklerine göre kolaylıklar sağlanmış devlet memuriyetine ve özellikle da yaşam şartlarına uygun olmasının da olumlu etkisiyle askerlik mesleğine yönelenler çok olmuştur.
Meşhur muhacirlerden bir kısmının ismini burada zikretsek kimleri sayabiliriz?
Hüseyin Rauf Orbay, Bekir Sami Kunduh, Kuşcubaşı Eşref Sencer, İsmail Canbolat, Çerkes Ethem ve Ahmet Anzavur gibi Milli mücadele döneminde bir kısmı Ankara hükümeti yanında bir kısmı karşısında yer alan meşhur asker ve bürokrat kişilikler vardır.
Ayrıca Ahmed Midhat Efendi, Kemal Tahir ve Sait Faik Abasıyanık gibi meşhur edebiyatçılar, Mehmed Zahit Kotku Taha Akyol'un amcası Yozgat müftüsü Mehmed Hulusi Akyol gibi İslam limleri vardır.
Tabi bu konuda spekülasyonlar da yapılmakta olup ünlü Çerkesler listeleri internette çok miktarda bulunmakta bu listelerdeki isimlerin kimisinin Çerkes olup olmadığı da tartışılmaktadır. Bu konuda Türkiye'deki Ünlü Çerkesler isminde bir kitap dahi yayınlanmış olup buradan da teyit ettiğimiz haliyle Türk Milletinin ata sporu olan güreş alanında da ismi her daim hatırlarda kalacak olan Yaşar Doğu'nun da Kafkas kökenli olduğu anlaşılmaktadır.
Bu listeyi oldukça uzatmak mümkündür hülasa hemen hemen her alanda meşhur olmuş bir Çerkes karşımıza çıkmaktadır aslında bu durum da Kafkasya'dan Anadolu'ya yapılan göç hadisesinin ne kadar büyük çaplı bir vakıa olduğunu ortaya koymaktadır.
Bugün bizlerin bu meseleleri daha iyi anlamaları için neler yapılabilir?
Göç bizim tarihimizde çok önemli yer tutan bir olgudur. Anadolu coğrafyasına hem Kafkasya'dan hem de Balkanlardan oldukça uzun soluklu ve büyük çaplı kitlesel göç hareketleri vukua gelmiştir. Bu coğrafyada yaşayan her insan için muhacir sözü bir anlam ifade eder. Ya azımsanamayacak bir ihtimalle kendisi muhacir torunudur yahut bir komşusu, arkadaşı belki de eşi muhacirdir. Bu yüzden yaşanmış geçmiş hatırlamaya gerek yok deme lüksümüz yoktur. Kuşkusuz tarihimizin belki de en trajik dönemlerini meydana getiren bu büyük göçlerin hakkıyla ortaya konulması için araştırmalar yapılmalı, eserler yazılmalı, sempozyumlar konferanslar düzenlenmeli ve kuşkusuz belgeseller, diziler, filimler çekilmelidir.
Söyleşi: Mahmut Hop