Yeni yaşam tarzı, farklı sorunlar
Kayseri'nin Eskişehir bağlarındaki gecekondular yıkılarak yerini modern binalara bırakıyor. Kentsel dönüşüm projesi adı altında yürütülen bu çalışma kentin modern bir görünüme sahip olmasını sağlıyor. Fakat gecekondudan apartman kültürüne alışmak sanıldığı kadar kolay değil…
Büyükşehirlerin en önemli sorunlarından bir tanesi de gecekondulaşmadır. Gecekondu ve kaçak yapıların önüne geçmek için günümüzde bir takım önlemler alınıyor. Bu önlemlerin en önemlisi de kentsel dönüşüm projeleri… Türkiye'nin birçok ilinde bu proje hayata geçiriliyor. Büyükşehirlerin bu projede ki hedefleri ise kenti modern bir görünümünü sağlamaktır. Kent bir yandan modernleşirken diğer yandan ise gecekondu hayatından apartman hayatına taşınan insanların yaşam biçimi değiştiriyor.
Kentsel dönüşüm projelerinin İstanbul, Ankara, Adana, Bursa gibi büyükşehirlerde uygulanılıyor. Kayseri'de bu proje kapsamında yer alan iller arasında yerini alıyor. Kayseri'nin Eskişehir bağlarında yürütülen bu proje kapsamında insanlar gecekondudan taşınarak apartmanlara yerleştiriliyor. Gecekondu yaşamından apartman yaşamına geçen aileler yeni yaşam biçimlerine yani apartman kültürüne alışmakta bir hayli zorlanıyor. Bu yeni yaşam biçimi İnsanların eski mahallerindeki alışkanlıklarını da ortadan kalktığını söyleyebiliriz. Gecekondu mahallelerindeki komşuluk ilişkileri, insanların apartmanlara taşınmasıyla yok olmaya başlıyor. Gecekondu hayatına alışmış bir kişi için apartman hayatı kapalı bir kutu haline geliyor.
Kayseri'deki Eskişehir bağları Türkiye'deki gecekondu mahallerinden biridir. Kimileri apartman kültürüne alışırken, kimileri ise bu yeni yaşam biçimine alışmamaktan şikyetçi oluyor. Eskişehir bağlarında gecekondu yaşamında apartman yaşamına geçen Yaşar Karatay bu örneklerden sadece bir tanesi.
Evli ve dört çocuk babası Yaşar Karatay'ın (63) hayatı, gecekondu yaşamıyla geçti. Karatay, apartmana taşınalı iki ay olduğunu, apartman hayatına alışmadığını ve apartman kültürüne alışmakta çok zorlandıklarını ifade etti. Eski yaşam tarzlarını, komşularını ve eski evin önündeki bahçelerini özlediğini belirten Karatay, eski mahallesinde dolaşmak istediğini söyledi.
'Vaktimizin çoğu dört duvar arasında geçiyor'
Müstakil evlerinde bahçelerinin olduğunu belirten Karatay, gecekondu yaşamında günlerini bahçede ekinlerle uğraşarak geçirdiklerini, apartmana taşınınca bütün gün evde olduklarını ve televizyon izlediklerini vurguladı. Karatay 'Bu beton yığınlarının içinde yaşantımız dört duvar arasında geçiyor. Eskiden bir bağ bahçemiz vardı, evcil hayvanlar besliyorduk vaktimiz geçiyordu. Şimdi ise evde sadece oturuyoruz. Emekli olduğum içinde uğraşacak hiçbir şeyim kalmadı' dedi.
'Komşuluk ilişkileri en az seviyede'
Karatay, gecekondudaki komşuluk ilişkilerinin daha samimi olduğunu sürekli birbirlerine gidip geldiklerini ifade etti. Apartman hayatında yan tarafta oturan komşusunu bile tanımadığını sözlerine ekledi. Apartman hayatında Komşuluk ilişkilerinin yozlaştırdığını vurguladı.
'Torunlarımız apartman hayatından sıkılıyor, çocukluklarını yaşayamıyorlar'
Eski yaşantılarında torunlarının dışarıda, bahçede rahatlıkla oynayabildiklerini belirten Karatay, şunları söyledi: 'Torunlarım bütün gün dört duvar arasında, dışarıda rahatça oyun oynayamıyor. Mahalle kültüründe çocuklar için birçok oyun oynama çeşitleri vardı. Korumamız gereken ve yeni nesillere aktaracağımız birtakım kültür değerlerimizi yok olmaya mahkûm ediyoruz. Bunun en önemli sebebi ise hayatımızda bir takım teknolojik aletler girdi' dedi. Emekli Karatay, çocukların eskisi gibi sosyalleşmemesinden yakındı.
Gecekondudan apartmana taşınan bir diğer aile ise altı çocuk babası emekli çiftçi Lütfi Evci'dir. Evci 'de Karatay gibi eski yaşantılarını özlüyor fakat Evci, apartman hayatında mutlu bir hayli memnun olduğunu ve hayatlarının daha eskiye göre daha düzenli olduğunu ifade etti.
'Apartman hayatı yalan dünyanın cennetidir'
Evci' de apartman kültüründeki komşuluk ilişkilerinden yakınırken, apartman hayatından bir hayli memnun görünüyordu. Gecekondudaki hayatın daha zor olduğunu, evlerinin küçük olduğunu belirten Evci, yeni yaşam tarzlarından mutlu olduklarını söyledi. Evci 'de kültürel değerlerden yakınırken şunları söyledi: 'Hiçbir şey eski yaşamın yerini tutmaz, fakat gecekondu evimizde fareler eksik olmazdı. Bıkmıştık artık. Apartmana taşındığımızda düzenli bir hayatımız oldu, soba yakma derdi ortadan kalktı, daha konforlu bir hayata geçtik' dedi. Evci, apartman hayatı yalan dünyanın cenneti olduğunu sözlerine de ekledi.
' Binalar bizi dostluk, arkadaşlık bakımından yozlaştırdı'
Apartmanların, dostlar arasındaki bağı zayıflattığını belirten Evci, mahalle kültüründeki kahvehaneleri özlediğini söyledi. Evci, Türk kültüründeki kahvehanelerin arkadaşlığın ve dostluğun simgesi olduğunu ifade etti.
Eskişehir bağlarındaki Selçuklu Mahallesi muhtarı Nuri Özdil(43), kentsel dönüşümün mahallede hız kazandığını yapılan üç binada 120 ailenin yerleştiğini söyledi. Özdil, Selçuklu mahallesindeki gecekonduların belediye tarafından yıkılarak ailelerden hiçbir ücret almadan binalara yerleştirdiklerini söyledi. Muhtar Özdil, son olarak mahallede çocuklar ve kadınlar için herhangi bir aktivite olmamasından yakındı.
Erciyes üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Görevlisi İbrahim Nacak ise giderek artan kentsel dönüşüm projeleri hakkında şunları söyledi: 'Kentsel dönüşüm projeleri öncelikle projelerin uygulandığı bölgelerde yaşayan insanların endişelerini dikkate almak zorundadır. Apartmanlaşma olgusu kentsel dönüşümün tek yöntemi olmamalıdır. Çünkü apartman yaşamının kültürel değerleri yok etmesi ve insanlar arası iletişimi zayıflatması, sosyolojik olarak ihmal edilecek bir durum değildir. Yetkililer geleneksel yaşam tarzlarına müdahale noktasında daha ihtiyatlı davranmalıdır. Apartmanda yaşamanın konforunu içselleştirmiş bireyler ise komşularla olan ilişkilerinin zayıflamasından şikyetçi olmak yerine bu iletişimin kurulması için ekstra bir çaba göstermeliler. Komşularla mütemadiyen görüşmek için çeşitli vesileler bulmalıdırlar' dedi.