YAŞASIN TATİL BAŞLIYOR!
Gazetemiz yazarı Mustafa Balaban, Bugün öğrencilerin karnelerini almasıyla başlayacak olan yarıyıl tatilini kaleme aldı. Yazısında velileri ve öğrencileri dikkate davet eden Balaban, yarıyıl tatilinde ödüllerin ve cezaların orantılı olması gerektiğini, tatlı dilin her zaman olduğu gibi bu zaman diliminde de dilimizden düşmemesini ve mutlaka bir tatil programının yapılması gerektiğini vurguladı. İşte Balaban'ın kaleme aldığı tatil yazısı
'Ben zamanı israf ettim, şimdi de zaman beni israf etti.'
Shaksper'den
Çocuklarımız için okul, yeni bilgilerin, becerilerin ve tutumların öğrenildiği bir yerdir. Aynı zamanda okul dönemi çocukların zihinlerinin yorulduğu, uykularını yeterince alamadıkları, bizimle vakit geçiremedikleri bir zaman dilimidir. Derslerdi, performanslardı, projelerdi, etkinliklerdi derken yorgun düştükleri yorucu bir atmosferdir. Şimdi dinlenebilecekleri önlerinde, iki haftalık bir nefes alma, bir teneffüs var. Yatma saatini uzatacakları, rahat televizyon seyredecekleri, internetle ve cep telefonuyla rahatça vakit geçirecekleri iki haftalık bir dönem. Bekledikleri tatil geldi. Merhaba tatil!
BU SENE 'KAR YOK, KARNE VAR!'
Kışın süsü, doğanın beyaz örtüsü, çocukların eğlencesi (yeterli)kar bu sene yok(gibi). Oysa yarıyıl tatilleri, kardan adamların bahçelerimize, parklarımıza misafir olduğu zaman dilimleridir. Meteroloji mütereddit bir şekilde müjdeliyor kar yağacağını. Büyüklerimiz kar duasına çıkıyor. Temennim karneyi aldığımızda, gökyüzünden lapa lapa kar yağması. Bizlerde kardan adam için hazırlıklarımızı yapar, dışarı çıkarız. Fazladan bir kaşkol, bir havuç, birkaç parça kömür parçası(bulabilirsek). Kardan adam yapınca, bir de kar topu oynayınca o zaman keyfimize diyecek yoktur. Tatil bizim için şimdi dinlence, eğlence olmuştur. İşte çocuk ruhu, çocukluk rengi budur.
BU KARNE HEPİMİZİN!
Ana caddelerden birinde yürüyorum. Bir bayan sesli bir şekilde cep telefonuyla görüşüyor. Muhatabına diyor ki, okula hiç gidemedim yarın bir uğrayayım da çocuğun durumu nasıl bir öğreneyim diyor. Ne duyarlı bir anne/veli, değil mi? Ama ne hazindir ki bu cümleyi söylediği gün, yarıyıl tatiline bir hafta var. Şimdi bu annemiz/velimiz, yarın okula gitse çocuğuyla ilgili olumsuz cümleler duysa, bir hafta sonra kötü/kırık notlarla dolu bir karne görse tek sorumlusu öğrencimiz mi? Elbette ki değil. Bir karne önce çocuğun sonra bizim aile fotoğrafımız, başarı/başarısızlık vesikamızdır. Dönemin başından itibaren çocuğu sadece evde, e-okulda takip etme yerine okulda da takip etmeliyiz. Öğretmenleriyle görüşmeli, okulda, sınıfta arkadaşlarıyla-öğretmenleriyle iletişimini görmeli/öğrenmeliyiz. Dersteki , etkinliklerdeki tutum, ilgi durumlarını öğrenmeliyiz. Yani , demir tavında dövülür.
TATİL DEMEK, TEMBELLİK DEMEK (Mİ)DİR?
Toplumumuzda iki günlük tatilde olsa, iki haftalık veya iki aylık tatilde olsa maalesef plansız-programsız vakit geçirme olarak telakki edilmektedir. Oysa tatil, zamanı kendimizin planlaması, kendimizin yönetmesidir. Ayrıca tatil dinlenmek, eğlenmek, bilgilenmek ve eksiklerimizi telafi etmek için bir fırsattır.
Eğer tatil öğrencinin uyku düzeninin bozulması, sınırsızca televizyon seyretmesi, özgürce internete girmesi, cep telefonuyla saatlerce ilgilenmesi, geç saatlerde eve gelmesi, kitapları çantasına/masasına hapsetmesi sonucuna götürecekse bu tatil dinlenmek için bir fırsat değil, çocuğumuz için bir felakettir.
O ZAMAN NE YAPALIM?
Tabii ki, tatil çocukların dinlenmesi için bir fırsattır bunu atlamayalım. Ama aktivitelerinden haberdar olalım, sınırsız değil sınırlı müsaade edelim. Birlikte yapabileceğimiz etkinlikler planlayalım. Seyahat etmek gibi, sinemaya gitmek gibi, kitap okumak gibi, sportif faaliyetler gibi.
TATİLDE, TATLI DİL PRENSİBİMİZ OLSUN!
Ne yapacaksak ve ne yaptıracaksak zorla-zorunlu değil ikna edici tatlı bir dille belirtelim. Çocuğum tatilde şunları yapalım/yaparsan sevinirim/çok güzel bak tatilde bunu düşünmen iyi olmuş/birlikte ne yapmamızı istersin, şeklinde yönetici değil yönlendirici, özendirici bir dil daha yap(tır)ıcı olur.
ÖDÜL ORANTILI OLSUN!
Karnesi kötü olan, çocuğunu kötüleme, başkalarıyla kıyaslama yapmasın. Ama ebeveyn önce kendi özeleştiri yapmalıdır. Veli olarak üzerine düşen sorumlulukları ne derece yaptığını bir gözden geçirmelidir. Sonra çocukla birlikte durumu değerlendirmelidir. Çocukta kendisinin nerelerde yanlışlar yaptığının farkına vardırılmalıdır. Tatilde telafi edilecek bir şey varsa, nasıl telafi edileceğinin yolları aranmalıdır. Ayrıca ikinci dönemde benzeri bir sonuçla karşılaşmamak için ortak kararlar alınmalıdır. Başarısını olumsuz etkileyen(teknolojik, sosyal, pedagojik) ne varsa tesbit edilip ona göre planlamalar yapılmalıdır. Alınan kararların, yapılacak sınırlandırmaların kendisinin iyiliği için, geleceği için olduğunun farkına vardırılmalıdır.
Karne iyi ise, sanal ya da sahici alemde gezme, dinlenme, eğlenme sınırsız olmamalıdır. Evet başarı iyidir, iyi şeylerle ödüllendirmelidir. Ama abartılmamalıdır. Havalı ve pahalı teknolojik bir alet/hediye alma yerine, yaşına uygun zihinsel ve ruhsal gelişimini olumsuz etkileyecek bir hediyeden kaçınılmalıdır.
İŞTE SİZE ŞAHANE BİR TATİL PROGRAMI
Herkese uygun bir tatil planı/programı olmaz. Herkes kendine, evine-kesesine, çocuğunun ilgisine, becerisine göre bir tatil planı yapmalıdır. Tatillerin en güzel tarafı çocuklarımızla birlikte olmamız, onlarla nitelikli ve verimli zaman geçirmemizdir.
Bu arada çocukları liseye-üniversiteye hazırlık döneminde olanlar, mutlaka düşük ama etkin bir ders programı yapmalıdır. Yani zayıf olduğu konuları kuvvetlendirme, iyi olduğu konuları tekrar etme ve pekiştirme ihmal edilmemelidir. Önümüzde ki iyi bir yaz tatili için bu yarıyıl tatili biraz dersli geçirilmelidir.
Yoksa şu sahnenin bir parçası olmayalım.
Shaksper bir eserinde Rıchard II'ye şöyle seslenir:
'Ben zamanı israf ettim, şimdi de zaman beni israf etti.'