YABANCI ÖĞRENCİLER KAYSERİ'Yİ TANIDI

Kayseri'de eğitim gören 33 farklı ülkeden yabancı öğrencilerin katıldığı T.C. Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ve Medeniyetin Burçları Derneği'nin Kayseri'de düzenlediği 'Uluslararası Öğrenciler Akademisi'nin katılımcı öğrencileri, öğrenim gördükleri şehir olan Kayseri'yi gezdiler.

           Medeniyetin Burçları Derneği Başkanı ve Uluslararası Öğrenciler Akademisi Kayseri Koordinatörü Ali Dursun'un başkanlığında ve köşe yazarlarımızdan olan eğitimci Rıza Bozdağ'ın rehberliğinde şehrimizi gezen öğrenciler Kayseri'ye hayran kaldılar.

Kayseri turuna Talas'taki sarnıçlı yeraltı şehrinden başlayan öğrenciler, yeraltı şehri hakkında Rıza Bozdağ'ın anlattıklarını büyük bir dikkatle dinleyerek burayı çok beğendiklerini ifade ettiler. Özellikle uzun ve dar bir tünelden geçerek sarnıç bölümüne ulaşılınca karşılarına çıkan manzaradan oldukça etkilenen öğrenciler yeraltı şehrinin içinde bol bol fotoğraf çektirdiler. Yeraltı şehrinin giriş yerindeki doyumsuz Kayseri manzarasını arkalarına alarak hatıra fotoğraf çektirmeyi de ihmal etmediler.

Talas yeraltı şehrinde yapılan gezinin ardından Harikalar Diyarına geçilerek hayvanat bahçesi gezildi. Aslan, kaplan, sırtlan, pars, kurt, zürafa, zebra, sürüngenler, yırtıcı kuşlar, papağanlar öğrenci kafilesini kendilerine hayran bıraktı. Burada öğrencilerin en fazla dikkatini çeken ise zürafa oldu. Elleri ile zürafaya dokunma şansı elde eden öğrencilerin mutluluğuna ve heyecanına diyecek yoktu.

Öğrenciler Harikalar Diyarında bulunan büyük havuzun ortasında yer alan adaya yer altından geçerek burada bulunan büyükşehir belediyesine ait lokantada öğle yemeklerini yediler. Öğle namazlarını da burada kılan öğrenciler, Kadir Has Kent Müzesini gezmek için eski fuar alanına geldiler. Ancak kent müzesinin kapalı olması sebebiyle burayı daha sonra gezmek için ayrıldılar ve şehir merkezine geldiler.

Rıza Bozdağ'ın rehberliğinde Danişmend beylerinden Melik Mehmet Bey tarafından yaptırılan Camii Kebir'i gezen öğrenciler, Camii Kebir içerisinde bir su kuyusunun bulunduğunu öğrenince hayretlerini gizleyemediler. Burada öğrencilerin en fazla ilgisini çeken, cami içindeki su kuyusu ile bir kadın tarafından caminin yapılışı sırasında getirilen yedi tuğla oldu.

Camii kebir ziyaretinden sonra Bedesten'e gelen öğrenciler, Rıza Bozdağ'dan bu meknın bir zamanlar kumaş tüccarları için yapılmış olduğunu ama günümüzde hediyelik eşyalar ve halıların satıldığı bir yer olarak kullanıldığı bilgisini aldılar. Bedesten'den Kapalı Çarşı'ya, oradan da Vezir Han'a geçen öğrenciler Müslüman Türklerdeki 'Kervansaray' kültürü hakkında Rıza Bozdağ'ın verdiği bilgileri dikkatlice dinleyerek bilgi edindiler. Rıza Bozdağ, kervansaraylar hakkında zamanımızda çok ihtiyaç duyduğumuz şu açıklayıcı bilgileri verdi:

'Kervansaraylar bizim ecdadımızın yaptığı en önemli ve en güzel vakıf eserlerindendir. Kervansaraylar, 'Sultan Hanı' da denilen çok büyük hanlardır. Bir insanın sabah yola çıktığında akşam ulaşabileceği kadar aralıklı mesafelerde yapılırdı. Bu mesafeler, yaklaşık 25-30 km uzaklıklar olurdu. Kayseri ile Konya arasında bu şekilde zamanımızda bile kalıntıları bulunan 10-15 civarında kervansaraylar bulunurdu. Bunların en meşhuru bugün bile dimdik ayakta duran ve Türkiye'nin en büyük kervansarayı olan Aksaray Sultanhanı kervansarayıdır. Bundan sonraki en büyük kervansaray ise Bünyan ilçemizin Sultanhanı köyündeki kervansaraydır.

Kervansaraylar insanların ve hayvanlarının ıssız bir dağ başında geceyi geçirebileceği çok rahat ve zamanın şartlarına göre konforlu diyebileceğimiz muazzam yapılardır. Kervansaraylar sadece yolcuların barınması için değil, aynı zamanda korunması için de yapılmaları sebebiyle her biri bir kale gibi yapılmışlardır.

Yolcular buralarda ücretsiz olarak üç gün konaklayabilme imknına sahiptiler. İçeride hastane, postane, eczane, yemekhane, hamam, mescid, baytar, nalbant vs gibi birçok imkn mevcuttu. Kervansarayların kapısının çıkış tarafında yerden 60-70 cm yükseklikte, yaklaşık 30-40 cm çapında silindir şeklinde ve üzeri küçük bir tas gibi oyuk olan taşlar bulunurdu. Bu taşlara 'sadaka taşı' denirdi. Yolculardan hiçbir ücret alınmadığı gibi, parası olmayan yolcular bu taşın üzerindeki paralardan ihtiyaçları kadar alırlardı. Hiç kimse ihtiyacından fazla almaz, hiç kimse de başkasına oradaki parayı niçin aldığını sormazdı. Hatta tam tersine yolculardan varlıklı olanlar ihtiyaç sahiplerinin alması için oraya para bırakırlardı.

Vezir Hanı da işte bu kervansaraylardan olup Osmanlı Devleti zamanında Lale Devri'nin ünlü veziri Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır. Birçok kervansaraya göre küçük gibi gözükse de iki katlı olması sebebiyle kullanım imknı fazladır. Ancak bir zamanlar dericiler tarafından kullanıldığı için çok pis kokular halen burunlarımıza gelmektedir. Şimdi gördüğünüz gibi burası ile ilgilenen pek yok. Yün satan esnaf tarafından kullanılmakta ve maalesef yasak olmasına rağmen esnafın araba parkına dönmüş bulunmaktadır.'

Vezir Hanı ziyaretinin ardından yine Kapalı Çarşı'nın içinden gezerek geçen öğrenciler, büyükşehir belediyesi tarafından kültür merkezi haline getirilen Hunat Medresesine geldiler. Burada yorgunluklarını atmak için çay içip bir süre dinlenen öğrenciler, Hunat Külliyesini yaptıran Mahperi Hunat Hatun'un türbesini ziyaret edip caminin içine geçtiler.

Rıza Bozdağ'ın Mahperi Hunat Hatun ve külliye hakkında verdiği malumatı dikkatle dinleyen öğrencilerin camide en fazla ilgilerini çeken şey ise mihrabın iki kenarında bulunan burgulu küçük sütunlar oldu. Bu sütunların binanın terazisi hakkında bilgi verdiğini ve el ile çevrilince döndüğünü öğrenen öğrenciler bu sütunları elleri ile döndürmeyi denediler. Soldaki sütunu döndürmeyi başardılar ancak sağdaki sütunun sıkışması nedeniyle bunu başaramadılar.

Hunat Külliyesi ziyaretinin bitmesinin ardından gün boyunca keyifli bir gezi yapıp yorulan öğrenciler, en kısa zamanda Medeniyetin Burçları Derneği tarafından düzenlenecek olan Kapadokya gezisinde buluşmak dileğiyle dinlenmek için kaldıkları yurtlara döndüler.

Hazırlayan/Fotoğraflayan: Bünyamin Gültekin

Bakmadan Geçme