VE ZULÜM SONA ERDİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Demokratikleşme Paketi' içinde açıkladığı 'Kamuda başörtüsüne serbestlik getiren düzenleme' Resmi Gazete'de yayımlandı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Demokratikleşme Paketi' içinde açıkladığı 'Kamuda başörtüsüne serbestlik getiren düzenleme' Resmi Gazete'de yayımlandı.
Resmi Gazete'de yayınlanan Başbakanlık Genelgesiyle 1982 tarihli Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmeliği'nin 5'inci maddesinde değişiklik yapıldı. Böylece kamuda kılık kıyafetle ilgili yeni bir dönem başladı. Kamuda kadın personelin giyimini sınırlandıran ve başörtüsüyle çalışmasını engelleyen ifadeler ve madde yönetmelikten çıkarıldı.
Düzenlemede, ''Resmi elbise giymek zorunda olan, Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları, emniyet mensupları ve yargıda ise hakim ve savcılar' uygulamanın dışında tutuldu.
Yeni düzenlemeyle ilgili açıklamalarda bulunan Ayşe-Ahmet İnci Anaokulu Müdürü 'Başörtülü' Canan Urat, aynı zamanda Eğitim Bir-Sen üyesi olduğunu ve sendikanın aldığı karar gereği, yaklaşık 1 yıldır 'sivil itaatsizlik' eylemi gerçekleştirdiklerini belirterek, ''Öğretmenlerimiz derslere 1 yıldır kılıf-kıyafet serbestliğiyle giriyorlardı. Bayan öğretmenlerimiz başörtülü, erkekler ise kravatsız ve açık yaka gömlekle hizmet veriyorlardı. Yine ilimizde Sendika Genel Merkezimizin belirlemiş olduğu imza kampanyasını destekleyerek imza topladık. Bu kılık-kıyafet serbestliği için toplamış olduğumuz 12 milyon 300 bin imzayı hükümetimize göndermiştik. Hükümetimiz, bu talebimizi göz ardı etmeyerek, demokratikleşme paketinde kamuda kılık kıyafet serbestliği uygulamasına yer verdi'' diye konuştu.
Anaokulu Müdürü Canan Urat, ''Bugün itibarıyla Resmi Gazete'de yayımlanan düzenlemeyle, kamuda kılık kıyafet serbestliği gerçekleşmiş oldu. Çok mutluyuz. Süreçte emeği geçen herkese teşekkür ederiz'' ifadelerini kullandı.
Urat, 6 yıllık öğretmen olduğunu, bunun 3 yılını da idareci olarak tamamladığını belirtti. Urat, 2007-2009 yılları arasında özel okulda başörtülü olarak çalıştığını, 2009'da devlet okuluna ataması yapıldıktan sonra ise Aralık 2012'ye kadar kimi zaman perukla, kimi zaman da başını açarak okula gelip hizmet vermek zorunda kaldığını vurguladı. Aralık 2012'den sonra ise sendikanın aldığı 'itaatsizlik kararı' gereği, okula başörtülü olarak geldiğini kaydeden Urat, bu belirsizliğin ortadan kaldırılmasından memnunluk duyduklarını da ifade etti.
Resmi Gazete'de yayınlanan Başbakanlık Genelgesiyle 1982 tarihli Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmeliği'nin 5'inci maddesinde değişiklik yapıldı. Böylece kamuda kılık kıyafetle ilgili yeni bir dönem başladı. Kamuda kadın personelin giyimini sınırlandıran ve başörtüsüyle çalışmasını engelleyen ifadeler ve madde yönetmelikten çıkarıldı.
Düzenlemede, ''Resmi elbise giymek zorunda olan, Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları, emniyet mensupları ve yargıda ise hakim ve savcılar' uygulamanın dışında tutuldu.
Yeni düzenlemeyle ilgili açıklamalarda bulunan Ayşe-Ahmet İnci Anaokulu Müdürü 'Başörtülü' Canan Urat, aynı zamanda Eğitim Bir-Sen üyesi olduğunu ve sendikanın aldığı karar gereği, yaklaşık 1 yıldır 'sivil itaatsizlik' eylemi gerçekleştirdiklerini belirterek, ''Öğretmenlerimiz derslere 1 yıldır kılıf-kıyafet serbestliğiyle giriyorlardı. Bayan öğretmenlerimiz başörtülü, erkekler ise kravatsız ve açık yaka gömlekle hizmet veriyorlardı. Yine ilimizde Sendika Genel Merkezimizin belirlemiş olduğu imza kampanyasını destekleyerek imza topladık. Bu kılık-kıyafet serbestliği için toplamış olduğumuz 12 milyon 300 bin imzayı hükümetimize göndermiştik. Hükümetimiz, bu talebimizi göz ardı etmeyerek, demokratikleşme paketinde kamuda kılık kıyafet serbestliği uygulamasına yer verdi'' diye konuştu.
Anaokulu Müdürü Canan Urat, ''Bugün itibarıyla Resmi Gazete'de yayımlanan düzenlemeyle, kamuda kılık kıyafet serbestliği gerçekleşmiş oldu. Çok mutluyuz. Süreçte emeği geçen herkese teşekkür ederiz'' ifadelerini kullandı.
Urat, 6 yıllık öğretmen olduğunu, bunun 3 yılını da idareci olarak tamamladığını belirtti. Urat, 2007-2009 yılları arasında özel okulda başörtülü olarak çalıştığını, 2009'da devlet okuluna ataması yapıldıktan sonra ise Aralık 2012'ye kadar kimi zaman perukla, kimi zaman da başını açarak okula gelip hizmet vermek zorunda kaldığını vurguladı. Aralık 2012'den sonra ise sendikanın aldığı 'itaatsizlik kararı' gereği, okula başörtülü olarak geldiğini kaydeden Urat, bu belirsizliğin ortadan kaldırılmasından memnunluk duyduklarını da ifade etti.