Üzeltürk: ' Türkiye Deprem Tehlikesi En Yüksek Ülke'
Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Bülent Üzeltürk 'Türkiye jeolojik konumu nedeniyle dünyada deprem tehlikesi en yüksek olan ülkelerden birisidir' dedi.
Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Bülent Üzeltürk, 1-7 Mart Deprem Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunu söyledi.
Üzeltürk, 'Stabil olmayan yeryuvarı, dünyanın değişik noktalarında hala her an depremler meydana getirmektedir. Ülkemizde son yüzyıldaki aletsel dönemde, 1939 yılında 7,9 Richter büyüklüğünde Erzincan Depremi, 1999 Yılında 7,4 büyüklüğünde Marmara Depremi, 1953 yılında 7,4 Richter büyüklüğünde Yenice-Gönen (Çanakkale) Depremi, 1912 Yılında 7,3 Richer büyüklüğünde Mürefte (Tekirdağ) Depremi, 1999 yılında 7,2 Richter büyüklüğündeki Bolu-Düzce Depremi ve daha onlarca sayıda büyük ölçekli depremler meydana gelmiştir ve hala irili ufaklı depremler meydana gelmeye devam etmektedir'dedi.
Türkiye'nin jeolojik konumu nedeniyle dünyada deprem tehlikesi en yüksek olan ülkelerden birisi olduğunu kaydeden Üzeltürk, 'Türkiye'nin yüzölçümü olarak yüzde 92'si, nüfus yoğunluğu olarak yüzde 95'i deprem kuşağında yer almaktadır. Türkiye Diri Fay Haritası'na göre; ülkemizi etkisi altına alan diri fayların sayısı 150 iken; güncelleme çalışmaları ile bu sayı 326 olmuştur. Söz konusu 326 adet olan diri faylar, alt segmentleri ile birlikte değerlendirildiğinde deprem üretebilecek fay sayısının yaklaşık 485 adet olduğu ortaya çıkmaktadır' diye konuştu.
Depremlerin devam edeceğini kaydeden Bülent Üzeltürk, konuşmasını şunları söyledi:
'Ülkemizin de içinde bulunduğu aktif deprem kuşağındaki ülkelerde depremler olmaya devam edecektir. Bugün şu anda dahi büyük ve küçük depremler ülkemiz de ve dünyanın diğer yerinde olmaya devam etmektedir. Şehrimizde aletsel dönemden önceki yıllarda meydana gelen 240 yılı, 1205 ve 1717 yılı Kayseri merkezli, 1835 yılında ise Develi merkezli depremler ile son yıllarda meydana gelen depremlerde göstermektedir ki şehrimiz; bir deprem kentidir. 'Güneşli Depremi' Kayseri kentinin 1940 yılındaki Erciyes ve Yeşilhisar depremlerinden sonra son aletsel dönemin en büyük depremidir. MTA tarafından 2012 yılında yayımlanmış olan Türkiye Diri Fay Haritasına göre; Kayseri'yi etkisi altına alacak olan Ecemiş Fayının dışında ve 'Sarız Fayı' da aktif bir fay olarak güncellenmiştir. Sarız fayının aktif ve yaklaşık 200 km uzunluğunda olması tek parçalı olması göz önüne alındığında Kayseri ve ilçelerine ait Deprem Bölgelendirme Haritasının muhakkak değişmesi gerekmektedir. Kayseri, Sarız, Pınarbaşı, Bünyan, Yahyalı Tomarza, Develi bata olmak üzere 'Deprem Bölgelendirme Haritası' 2. Derece deprem bölgesine dönüştürülmelidir. Sarız Fayı; Sarız ilçe merkezinden, Tomarza, Yahyalı ve Develinin 40 km, Kayseri il merkezinin ise 80 km yakınından geçmektedir. 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren, Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği (TBDY) ile mühendislik kavramı içerinde yeni yetki aşamaları belirlenmiştir. Hlbuki yeryuvarını ve davranışlarını inceleyen bilim dalı olan 'Jeoloji Mühendisliği' bu alanda 4 yıllık mühendislik eğitim alınan bir bilim dalıdır. Zemin ve kayanın, fayların her bölgede (alanda) nasıl davranacağı konusunda bilgisi ve görüşü olan yetkin bilim dalı Jeoloji Mühendisliğidir. TBDY kapsamında bu gerçek maalesef geri planda bırakılmıştır. Bu yönetmelik kapsamındaki eksikliklerin ve hataların giderileceğine ilişkin inancımız devam etmektedir. Unutmayalım, ülkemizin coğrafyasında aktif fay kuşaklarının geçtiği alanlar oldukça fazladır. Can ve mal güvenliğimizi tehdit eden Depreme her zaman hazır olmalıyız.'
Üzeltürk, 'Stabil olmayan yeryuvarı, dünyanın değişik noktalarında hala her an depremler meydana getirmektedir. Ülkemizde son yüzyıldaki aletsel dönemde, 1939 yılında 7,9 Richter büyüklüğünde Erzincan Depremi, 1999 Yılında 7,4 büyüklüğünde Marmara Depremi, 1953 yılında 7,4 Richter büyüklüğünde Yenice-Gönen (Çanakkale) Depremi, 1912 Yılında 7,3 Richer büyüklüğünde Mürefte (Tekirdağ) Depremi, 1999 yılında 7,2 Richter büyüklüğündeki Bolu-Düzce Depremi ve daha onlarca sayıda büyük ölçekli depremler meydana gelmiştir ve hala irili ufaklı depremler meydana gelmeye devam etmektedir'dedi.
Türkiye'nin jeolojik konumu nedeniyle dünyada deprem tehlikesi en yüksek olan ülkelerden birisi olduğunu kaydeden Üzeltürk, 'Türkiye'nin yüzölçümü olarak yüzde 92'si, nüfus yoğunluğu olarak yüzde 95'i deprem kuşağında yer almaktadır. Türkiye Diri Fay Haritası'na göre; ülkemizi etkisi altına alan diri fayların sayısı 150 iken; güncelleme çalışmaları ile bu sayı 326 olmuştur. Söz konusu 326 adet olan diri faylar, alt segmentleri ile birlikte değerlendirildiğinde deprem üretebilecek fay sayısının yaklaşık 485 adet olduğu ortaya çıkmaktadır' diye konuştu.
Depremlerin devam edeceğini kaydeden Bülent Üzeltürk, konuşmasını şunları söyledi:
'Ülkemizin de içinde bulunduğu aktif deprem kuşağındaki ülkelerde depremler olmaya devam edecektir. Bugün şu anda dahi büyük ve küçük depremler ülkemiz de ve dünyanın diğer yerinde olmaya devam etmektedir. Şehrimizde aletsel dönemden önceki yıllarda meydana gelen 240 yılı, 1205 ve 1717 yılı Kayseri merkezli, 1835 yılında ise Develi merkezli depremler ile son yıllarda meydana gelen depremlerde göstermektedir ki şehrimiz; bir deprem kentidir. 'Güneşli Depremi' Kayseri kentinin 1940 yılındaki Erciyes ve Yeşilhisar depremlerinden sonra son aletsel dönemin en büyük depremidir. MTA tarafından 2012 yılında yayımlanmış olan Türkiye Diri Fay Haritasına göre; Kayseri'yi etkisi altına alacak olan Ecemiş Fayının dışında ve 'Sarız Fayı' da aktif bir fay olarak güncellenmiştir. Sarız fayının aktif ve yaklaşık 200 km uzunluğunda olması tek parçalı olması göz önüne alındığında Kayseri ve ilçelerine ait Deprem Bölgelendirme Haritasının muhakkak değişmesi gerekmektedir. Kayseri, Sarız, Pınarbaşı, Bünyan, Yahyalı Tomarza, Develi bata olmak üzere 'Deprem Bölgelendirme Haritası' 2. Derece deprem bölgesine dönüştürülmelidir. Sarız Fayı; Sarız ilçe merkezinden, Tomarza, Yahyalı ve Develinin 40 km, Kayseri il merkezinin ise 80 km yakınından geçmektedir. 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren, Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği (TBDY) ile mühendislik kavramı içerinde yeni yetki aşamaları belirlenmiştir. Hlbuki yeryuvarını ve davranışlarını inceleyen bilim dalı olan 'Jeoloji Mühendisliği' bu alanda 4 yıllık mühendislik eğitim alınan bir bilim dalıdır. Zemin ve kayanın, fayların her bölgede (alanda) nasıl davranacağı konusunda bilgisi ve görüşü olan yetkin bilim dalı Jeoloji Mühendisliğidir. TBDY kapsamında bu gerçek maalesef geri planda bırakılmıştır. Bu yönetmelik kapsamındaki eksikliklerin ve hataların giderileceğine ilişkin inancımız devam etmektedir. Unutmayalım, ülkemizin coğrafyasında aktif fay kuşaklarının geçtiği alanlar oldukça fazladır. Can ve mal güvenliğimizi tehdit eden Depreme her zaman hazır olmalıyız.'