ÜNiVERSiTELi GENÇLER HALEP iÇiN HAREKETE GEÇTi
Erciyes Üniversitesi İlahiyat Camii önünde Cuma namazı çıkışı kendilerine 'Üniversiteli Müslümanlar' diyen bir grup öğrenci tarafından Halep ve Arakan'daki zulme karşı çıkmak için 'Halep ve Arakan'ın Çığlığına Ses Ver' başlıklı basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya bazı İslam ülkelerinden öğrenciler ve kızlar da destek verdi.
'Üniversiteli Müslümanlar' tarafından gerçekleştirilen basın açıklaması; Kuran'ı Kerim tilavetiyle başladı ve üniversite öğrencilerinden Bilal Dinçtürk'ün metni okumasıyla devam etti.
Halep'i boğan sessizlik olmasın!
Dinçtürk'ün okuduğu metin şöyle;
'Suriyeli kardeşlerimiz tam altı yıldır dünyanın gözü önünde sistematik katliamlara, kıyımlara maruz kalmakta. Her gün içimizi parçalayan onlarca, yüzlerce görüntüyle karşılaşmaktayız. Bizim üç beş saniyeden fazla bakamadığımız fotoğraf karelerini, Halepli kadınlar, çocuklar ve yaşlılar bizatihi yaşamakta. Bombalanmayan tek bir hastane dahi kalmadığı Halep'te ise yaralanmak ölmekten daha trajik bir hale gelmiş bulunmakta. Gıda yardımının ulaşmadığı Halep'in yavruları 'cennette yemek yiyebileceğiz' diye ölüme kucak açıyor.
Bugün Halep'te, tarihin görebileceği en acımasız ve vahşi katliamlardan biri yaşanıyor. Zalim Baas Rejimi, Emperyalist Rusya ve İran hiçbir hukuk gözetmeden işlenen bu cürümlerin failleridir. BM, AB ve ABD ise yaşananlar karşısında kamuoyu önünde üç maymunu oynayan, arka planda ise çıkarları için Müslüman kıyımından içten içe hoşnutluk duyan Haçlı artıkları olarak katliamın ortaklarıdır. Kukla DEAŞ ve PYD/PKK ise emperyalist güçlerin kiralık katilleridir…
Bu ağır saldırılar altında kalan 300 bin sivil insan en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak hale gelmiş durumda ve ölümle, açıklıkla pençeleşmektedir. Yaşananlar karşısında kulakları sağır eden bir sessizlik karşı karşıyayız. Halepli kardeşlerimiz ağır bombardımanlar, sistematik katliamlar kadar insanların sessizliği de yaralıyor. Batının ve işbirlikçilerin insafsız ama bilinçli sessizliğini anlayabiliyoruz.
Ahlak ve inanç, bütün siyasi dengelerden öne gelir. Halep'teki soykırım karşısında siyasi dengeler bahanesi kabul edilemez bir vicdanı çürütmektir. Merak ediyoruz acaba dengeler, Halep yok olduktan sonra ne ifade edecektir? Pervasızca Halep üzerinde bomba yağdıran, ölüm kusan güçler İslam dünyasının ve insanlığın sessizliğinden güç alarak arsızca barbarlıklarını 'terörizmle mücadele' diye pazarlıyorlar.
Halep Ölüyor iken duyarsızca yaşamak günden güne büyüyen bir vebale dönüşüyor. Artık buna dur demeliyiz. Ayağa kalkmalı ve şerefimizi haykırmalıyız. Halep'in çığlıklarına ses vermek, ihtiyaçlarını karşılamak en asil vazifemizdir. Halep için en iyi yardım ise açlıkla cebelleşen halk için insani yardım kordonu açılmasıdır.
'Filistin'de, Mısır'da, Doğu Türkistan'da, Irak'ta, Somali'de, Arakan' da ve ismini sayamadığımız diğer İslami beldelerde yaşanan insanlık dışı katliamlar karşısında da İslam dünyasını harekete çağırıyoruz.
Zalimleri lanetlerken, Rabbimizden onuru ve şerefi için direnen kardeşlerimize yakın zafer diliyoruz. Halep'i boğan bizim sessizliğimiz ve eylemsizliğimiz olmasın.'
Arakan'lı öğrencinin konuşması
Açıklamanın ardından üniversite öğrencilerinden Arakan'lı Musaddek de ülkesindeki zulmü şöyle anlattı;
'Bugün burada Arakanlı Müslümanlara yapılan zulme karşı tepki göstermek için toplanmış bulunmaktayız. Bütün dünyanın bildiği ve sessiz kaldığı Budizm adına yapılan bu insafsız ve vicdansız zulme dur demeye tüm insanları davet ediyoruz.
Peygamber Efendimiz bir hadis-i şerifinde 'Zulmün karşısında susan dilsiz şeytandır.' buyurmaktadır. Bu noktadan hareketle bizler, dünya üzerinde zulme ve haksızlığa uğrayan kardeşlerimize, bu zulmü reva gören zalimlere karşı her zaman dik duracağımızı bildirir, desteklerinizden dolayı hepinize teşekkür ederiz .'
Yapılan eylem Erciyes Üniversitesi öğrencilerinden İsmail Hamza Şat'ın dua etmesiyle son buldu.
Katılımın yoğun olduğu basın açıklamasından sonra gençler olaysız bir şekilde dağıldılar.
(Ramazan Karakuş-Muhammed Hüseyin Can Perk)
Halep'i boğan sessizlik olmasın!
Dinçtürk'ün okuduğu metin şöyle;
'Suriyeli kardeşlerimiz tam altı yıldır dünyanın gözü önünde sistematik katliamlara, kıyımlara maruz kalmakta. Her gün içimizi parçalayan onlarca, yüzlerce görüntüyle karşılaşmaktayız. Bizim üç beş saniyeden fazla bakamadığımız fotoğraf karelerini, Halepli kadınlar, çocuklar ve yaşlılar bizatihi yaşamakta. Bombalanmayan tek bir hastane dahi kalmadığı Halep'te ise yaralanmak ölmekten daha trajik bir hale gelmiş bulunmakta. Gıda yardımının ulaşmadığı Halep'in yavruları 'cennette yemek yiyebileceğiz' diye ölüme kucak açıyor.
Bugün Halep'te, tarihin görebileceği en acımasız ve vahşi katliamlardan biri yaşanıyor. Zalim Baas Rejimi, Emperyalist Rusya ve İran hiçbir hukuk gözetmeden işlenen bu cürümlerin failleridir. BM, AB ve ABD ise yaşananlar karşısında kamuoyu önünde üç maymunu oynayan, arka planda ise çıkarları için Müslüman kıyımından içten içe hoşnutluk duyan Haçlı artıkları olarak katliamın ortaklarıdır. Kukla DEAŞ ve PYD/PKK ise emperyalist güçlerin kiralık katilleridir…
Bu ağır saldırılar altında kalan 300 bin sivil insan en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak hale gelmiş durumda ve ölümle, açıklıkla pençeleşmektedir. Yaşananlar karşısında kulakları sağır eden bir sessizlik karşı karşıyayız. Halepli kardeşlerimiz ağır bombardımanlar, sistematik katliamlar kadar insanların sessizliği de yaralıyor. Batının ve işbirlikçilerin insafsız ama bilinçli sessizliğini anlayabiliyoruz.
Ahlak ve inanç, bütün siyasi dengelerden öne gelir. Halep'teki soykırım karşısında siyasi dengeler bahanesi kabul edilemez bir vicdanı çürütmektir. Merak ediyoruz acaba dengeler, Halep yok olduktan sonra ne ifade edecektir? Pervasızca Halep üzerinde bomba yağdıran, ölüm kusan güçler İslam dünyasının ve insanlığın sessizliğinden güç alarak arsızca barbarlıklarını 'terörizmle mücadele' diye pazarlıyorlar.
Halep Ölüyor iken duyarsızca yaşamak günden güne büyüyen bir vebale dönüşüyor. Artık buna dur demeliyiz. Ayağa kalkmalı ve şerefimizi haykırmalıyız. Halep'in çığlıklarına ses vermek, ihtiyaçlarını karşılamak en asil vazifemizdir. Halep için en iyi yardım ise açlıkla cebelleşen halk için insani yardım kordonu açılmasıdır.
'Filistin'de, Mısır'da, Doğu Türkistan'da, Irak'ta, Somali'de, Arakan' da ve ismini sayamadığımız diğer İslami beldelerde yaşanan insanlık dışı katliamlar karşısında da İslam dünyasını harekete çağırıyoruz.
Zalimleri lanetlerken, Rabbimizden onuru ve şerefi için direnen kardeşlerimize yakın zafer diliyoruz. Halep'i boğan bizim sessizliğimiz ve eylemsizliğimiz olmasın.'
Arakan'lı öğrencinin konuşması
Açıklamanın ardından üniversite öğrencilerinden Arakan'lı Musaddek de ülkesindeki zulmü şöyle anlattı;
'Bugün burada Arakanlı Müslümanlara yapılan zulme karşı tepki göstermek için toplanmış bulunmaktayız. Bütün dünyanın bildiği ve sessiz kaldığı Budizm adına yapılan bu insafsız ve vicdansız zulme dur demeye tüm insanları davet ediyoruz.
Peygamber Efendimiz bir hadis-i şerifinde 'Zulmün karşısında susan dilsiz şeytandır.' buyurmaktadır. Bu noktadan hareketle bizler, dünya üzerinde zulme ve haksızlığa uğrayan kardeşlerimize, bu zulmü reva gören zalimlere karşı her zaman dik duracağımızı bildirir, desteklerinizden dolayı hepinize teşekkür ederiz .'
Yapılan eylem Erciyes Üniversitesi öğrencilerinden İsmail Hamza Şat'ın dua etmesiyle son buldu.
Katılımın yoğun olduğu basın açıklamasından sonra gençler olaysız bir şekilde dağıldılar.
(Ramazan Karakuş-Muhammed Hüseyin Can Perk)