TÜRKİYE DOĞRU YOLDA

Kamu Başdenetçisi (Ombudsman) Şeref Malkoç, TSK'nın Suriye'nin Afrin bölgesinde yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin yaptığı değerlendirmesinde 'İçeride huzuru ve barışı temin etmek için sınır güvenliğinin sağlanması çok önemli. Bunun için Türkiye'nin özellikle sınır güvenliği ve ülkemize kurulacak olan tuzaklara karşı da milletimiz duyarlı. Bu manada Türkiye'nin Afrin'de yapmış olduğu operasyon, hukuk açısından doğrudur. Türkiye doğru yolda. Birleşmiş Milletler kararına uygundur.' dedi.

Kamu Başdenetçisi (Ombudsman) Şeref Malkoç ve beraberindeki kamu denetçileri 'Ombudsman Kayseri ile Buluşuyor' ziyaretleri kapsamında kentteki basın çalışanları ile buluştu. Heyet daha sonra da Gültepe Kültür Merkezi'nde STK'lar ve muhtarlarla bir araya geldi.
Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından düzenlenen toplantıya Vali Süleyman Kamçı, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik, Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Şükrü Karatepe, kamu denetçileri, bürokratlar ve sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri ile muhtarlar katıldı.
Kamu Denetçiliği kurumu hakkında bilgi veren Şeref Malkoç, İçeride huzuru ve barışı temin etmek için sınır güvenliğinin sağlanmasının önemli olduğunu vurgulayarak; 'Kaliteli yönetimi daha iyi noktalara taşımak, içeride huzuru ve barışı temin etmek önemli. Bu manada Türkiye'nin Afrin'de yapmış olduğu operasyon, hukuk açısından doğrudur. Birleşmiş Milletler kararına uygundur. Bu anlamda Türkiye'nin aleyhinde yayın yapanlar vardır. Bu yayınlara dikkat ediyor ve bakıyoruz. Söylenenler hukuka uygun şeyler değil. Doğru olmayan şeylerdir. Türkiye'yi geçmişte de karalamaya çalışanlar vardı, bugün de böyle. Türkiye doğru bir yoldadır. Haklı olan bir şeyi uluslararası hukuka uygun olarak sürdürüyor. Amerika Birleşik Devletleri, binlerce kilometre öteden kalkıp Irak'ta, Suriye'de DEAŞ'ı kovalıyor. Niye, kendi güvenliğinin tehlikeye düştüğünü söylüyor. Yani Suriye ve Irak'taki terörist için 'güvenliğim tehlikeye düştü, onun için geldim' diyor. Türkiye hemen sınırın ötesindeki teröristlere karşı tedbir alınca kıyameti koparıyorlar. Bunlar yanlış şeylerdir' diye konuştu.



'45 bin şikyet aldık'
Şeref Malkoç, ' 6328 sayılı Kanun ile 2012 yılında kurulan Kamu Denetçiliği kurumunun ana görevi idarenin iyi işleyişi, kamu hizmetlerinin kalitesinin artması, denetim yoluyla idarenin şeffaflığının artması ve vatandaşın hak arama kültürünün yaygınlaşmasına katkıda bulunmaktır. Ayrıca denetim görevinin yanı sıra insan haklarıyla ilgili görev ve sorumlulukları vardır. 5 yıldan beri faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz. 17 bin 200'ü 2017 yılına ait olmak üzere 45 bin civarında şikyet geldi. Biz vatandaşın bu şikyetleri üzerine idareyi denetleyen bir kurumuz. ' dedi.

'İdarenin hasmı değiliz'
Malkoç, Yargı'ya intikal etmiş dosyalar, Cumhurbaşkanının yaptığı işlemler ve askeri operasyon kararlarına müdahale edemediklerini belirterek 'Kamu Denetçiliği, Çok faydalı bir kurum; dünyada yaygın adı ombudsmanlık, Türkiye'de kamu denetçiliği kurumu olarak anayasada ve yasada yerini almış. Yine dünyadaki yaygın adıyla görevi halkın avukatlığını yapmak. Halkın avukatlığını yaparken idarenin de hasmı değiliz. İdareye ve idarecilerimize, vereceğimiz tavsiye kararları ile yol gösteriyoruz. Bir bakıma rehberlik ve danışmanlık yapıyoruz. Türkiye'de bu kurum yeni ama Avrupa'da çok yaygın ve etkili. Ancak Türkiye'deki son çalışmalarına baktığımızda birkaç yıl içinde çok etkili olacağını düşünüyoruz.' ifadelerini kullandı.

'Şehitlerimize hukuk konusunda yardımcı olacağız'
Amerika'nın haksızlık yaptığını Terör örgütlerine silah verdiğini. O silahların seri numaraları silinse de nerede üretildikleri ve kim tarafından teröristlere verildiğinin belli olduğunu söyleyen Malkoç 'Şehit ailelerine destek olmak gerekiyor. Barolar, avukatlar destek olmalılar. Yani şehitlerimizin hangi silahla vurulduğu bellidir. Amerika'nın bu konudan sorumlu olan Mark Toner'den tutun da Amerika'nın siyasi yetkililerine kadar, 'YPG'ye destek vereceğiz' diyenlerine kadar her birinin hukuki ve cezai sorumluluğu vardır. Burada yapılması gereken şey, şehit ailelerine destek olmak, onlardan vekalet alıp bu konuda savcılıklara suç duyurusunda bulunmak gerekir. Bununla ilgili bize bir başvuru olmadı. Olursa yol göstereceğiz. Hukuk müşavirimize söyledik ve gerekli dilekçeleri hazırlattık. Eğer şehit ailelerinin bu konuda PKK'ya verilen silahla Amerikalıların YPG'ye verdiği silahla şehit olan, zarar gören askerimiz, sivilimizin yakınları bize gelsinler. Biz onlara hukuk konusunda yardımcı olacağız' açıklamasında bulundu.



'Vatandaşla idareyi dostane buluşturan kurum'
Toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Şükrü Karatepe kamu denetçiliğinin batıdan örnek alınarak kurulmadığını, batının Osmanlıdaki arabuluculardan örnek alarak kurduğunu belirterek, ' toplantımız idaremizin daha verimli çalışması vatandaşlarımızın sıkıntılarının daha kolaya yoldan çözümlenmesine vesile olmasını diliyorum. Hukuk devletinde idarenin denetlenmesi zorunludur. Eğer bir ülke anayasasında kendinin demokratik hukuk devleti olarak tanımlıyorsa, yapılan işlerin yargı denetimine tabi tutulması gerekiyor. Demokratik bir devlette mahkemelerin üzerinde bir makam yoktur. En son sözü hakim söyler ancak mesele vatandaş ile idare arasındaki ilişki söz konusu olduğunda şöyle bir durum ortaya çıkıyor bizim dava hakkımız var. 'Bizim hakkımız ihlal edildi' deyip gidip mahkemeye başvuru yapabiliyor. Ama bunu riskleri de var. Mahkeme sanıldığı kadar kolay bir yol değildir. Üstelik her durumda idareyi mahkemeye veremezsiniz. Kamu denetçiliği, bütün demokratik gelişmiş ülkelerde bulunan. Yargı yoluna başvurmadan hakem niteliğinde, bir tarafında idareyi, bir tarafına vatandaşı alarak, bunları dostane buluşturan bir kurumdur' ifadelerini kullandı.
Toplantıda daha sonra STK üyeleri ve muhtarların sorunları dinlendi.
(Haber-Fotoğraf: Tuba Köksal)

Bakmadan Geçme