Sorun sizde mi yoksa çocuğunuz da mı?
Özellikle okul öncesi dönemde çocuklarına yeme alışkanlığı kazandırmakta güçlük çeken, 'çocuğum yemiyor' diye dövünen ebeveynler bu haber tam size göre. Çocuk Gelişimcisi Deniz Temur, çocuklarda görülen yeme bozuklukları hakkında ailelerin işini kolaylaştıracak öneriler sundu.
Sakin olmayı öğrenin!
Anne ve babaların yeme problemlerine karşı gösterdikleri ilk tepkinin 'sinirlenme' ve 'çocuğu zorlama' şeklinde olduğunu hatırlatan Çocuk Gelişimcisi Deniz Temur, 'Yeme problemi yaşayan çocuklar sert tepki gördüklerinde sorun kronik bir hal almaya başlayabilir. Öncelikle aileler çocuğa karşı zorlama alışkanlıklarından vazgeçmelidir. Çocukla inatlaşmak, ödül ve ceza tehditleriyle sorunu aşmaya çalışmak durumu sadece kötüleştirir' dedi.
Kontrollü serbestlik uygulayın!
Özellikle annelerin 'çocuğum aç kaldı' endişe yaşadıklarının hatırlatan Temur, şöyle devam etti:
'Aileler, özellikle de anneler haklı olarak yeme bozukluklarının çocukların gelişimini olumsuz etkileyeceği endişesi içinde olurlar. Uzun süreli yeme bozukluklarında bu bir risk oluşturmakla birlikte, aileler kısa süreli 'kontrollü serbestlik' uygulayabilirler. Çocukları yemek yemeyi istemediğinde onların tercihlerine saygı göstererek çocukla yemek arasında oluşan olumsuz bağı ortadan kaldırabilirler. Aile içinde kriz olmaktan çıkan yemek saatleri bir süre sonra çocuğu yemek yemeğe yaklaştıracaktır.
Yemek varken kimse açlıktan ölmez
'Yiyecek bir şeyler varken kimse açlıktan ölmez' bunu ailelerin sıklıkla hatırlaması gerekir. Örneğin, bir öğünde yemek yemeyi reddeden çocuk, diğer öğünde açlık hissiyle kendiliğinden yeme eğilimi gösterebilir.'
Atıştırmalıklara dikkat!
Atıştırmalıkların hem lezzetli hem de cezbedici olduklarını ve iştah kontrolünü zorlaştırdığını hatırlatan Temur, 'Gün içinde kontrolsüzce tüketilen atıştırmalıklar çocukların ana öğünlerde iştahsızlaşmasına neden olmaktadır. Çocukların atıştırmalıklara her istediklerinde ulaşmaları engellenmediği sürece yeme problemlerini aşmak mümkün değildir. Çocukların ara öğünleri onların iştahlarını kesmeyecek nitelikte ve zamanlamada olmalıdır. Ailelerin öğün aralarını çocuklarının açlık hissini yakalayabilecekleri uzunlukta ayarlamaları gerekir. Diğer yandan, aileler acıkma sürelerini bozucu davranışlar sergilememeli ve çocuklara sürekli bir şeyler yeme teklifinde bulunmamalıdır' önerisinde bulundu.
Peşinden koşarak yedirmeyin!
Temur'a göre, yeme bozukluklarının aşılmasında sofra düzeni önemli bir araç. Ailece birlikte yenilen öğünler, çocukların kendi yemeklerini yemelerine izin verilmesi de kolaylaştırır nitelikteki adımlar. Annelerin çocuklarının peşinde dolaşarak onlara yemek yedirmeleri ise sakıncalı.
'Gezerek yada oyun oynayarak yemek yiyen çocuklarda lezzet alma, tokluk hissi oluşmaz. Çocuklar böyle beslendiklerinde yedikleri yemeğe değil, yaptıkları diğer aktivitelere odaklanırlar. Yemek ise motor bir alışkanlığa dönüşür.'
Uzun süre aç kalmaya alışan çocuklar yemek yemeyi reddeder!
Yeme sorunlarında yaygın şekilde görülen bir diğer nedenin de 'çocukların açlık hissini bastırmayı öğrenmesi' olduğunu söyleyen Temur, 'Yeme ihtiyaçları gerekli zamanlarda karşılanmayan çocuk açlıkla baş etmeyi öğrenir' dedi ve ekledi:
'Açlık hissiyle baş etmeyi öğrenen çocuklarda yeme sorununu aşmak diğerlerine oranla biraz daha zor olabilir. Acıkma hissiyle midede meydana gelen acı beyni yemek yeme konusunda uyarır. Ancak uzun süre açlık çeken ve bunu bastırmayı öğrenen çocuklarda mide-beyin koordinasyonunda bozukluklar oluşabilir. Bu durumda vücut açlık çekse bile çocukta iştah artışı görülmeyebilir. Acıkma hissini yakalayamayan çocuklar yemek yemekten de uzaklaşır. Bu durumda ailelerin uzman desteği almaları faydalı olabilir.'
Kurumsal Haber