Sokak hayvanları susuz kalmasın!

Kayseri Çaybağları Mahallesi'nde, 8 köpeği ve 20 kedisiyle birlikte yaşayan Kayseri Hayvanları Koruma Derneği Başkanı Nilgün Uzel, hava sıcaklığının yükseldiği bu günlerde insanlar gibi hayvanların da su ihtiyaçlarının artığını belirterek, "Bizler duyarlı bir vatandaş olarak bu konuyu göz ardı etmemeli ve sokak hayvanlarına karşı olan vicdani sorumluluğumuzu yerine getirmeliyiz. Kapı önlerine bırakacağımız bir kap su ile onların daha rahat bir yaz geçirmesini sağlayabiliriz. Sokak hayvanları susuz kalmasın." dedi.

 Derneğin kuruluşundan bu zamana kadar çok yol katettiklerini belirten Nilgün Uzel, belediye ve toplumun desteği ile daha da iyi yerlere gelebileceklerini söyledi.

Nilgün Uzel'le, hayvan hakları, sokak hayvanlarına yapılan eziyetler ve dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında konuştuk.

Hayvanlar konusunda bilinçsiziz

KAYHAKDER ile ilgili bilgi alabilir miyiz? Dernekte sokak hayvanları için neler yapılıyor?

Kayseri Hayvanları Koruma Derneği 2013'ün ekim ayında kuruldu. Ben derneğin 3. başkanıyım. Tabi derneğin tek başına belediyenin, toplumun çabası olmadan çalışması çok mümkün değil. Öncelikle halkı bilinçlendirmek gerekiyor. Kayseri'de halk hayvanlar konusunda çok bilinçsiz. Anneden babadan gelen 'aman elleme hasta olursun, aman ısırır' gibi sözlerden sonra çocuklarda hayvanlara karşı bir korku oluşuyor. Bu korkuyu kaldırmak için çocuklara bunun eğitimini vermeliyiz ki, onlar da ailelerini yönlendirsin.

Batıda insanlar Kayseri'ye göre daha bilinçli bu konuda, oradaki çocuklar sokak hayvanları ile birlikte yaşamamız gerektiğini daha iyi biliyorlar.

Yeni vali Malatya'daki köpeğinin yolunu gözlüyor

Belediye ile ortak çalışmalarınız ve beklentileriniz nelerdir?

Biz istediğimiz kadar hayvanları toplayalım, kısırlaştıralım; neticede bu hayvanların 5199 sayılı yasayla tekrar doğaya bırakılması gerekiyor. Doğadan kastımız insanların yaşadığı yerler. Biz gördüğümüz bütün hayvanları kısırlaştırmak üzere barınağa göndermeye çalışıyoruz.

Bu çalışmalarımızda KAYHAKDER sosyal medya hesaplarının çok büyük etkisi var. Oradan ihbar alıyoruz. Belediye ile görüşmelerimiz devam ediyor. Hayvanların toplanması konusunda yardım alıyoruz. Hayvanların alındıkları yere bırakılması gerekiyor ama bu konuda sıkıntı yaşıyoruz. Zira bunu belediyenin takip etmesi gerekiyor.

Yeni gelen valimizin hayvan sever birisi olduğunu öğrendik. Çok sevindik. Malatya'da bir köpeği varmış, onun yolunu gözlüyormuş, bundan haberimiz oldu. Arzu ederlerse biz getirebiliriz. 

Hayvanların susuzluk ve açlık sorunu

KAYHAKDER'in kurulması neleri değiştirdi?

Dernek kurulduğundan beri çok yol katettik. Önceki dernek başkanımız Sibel hanımla barınağa ilk gittiğimizde daha derneği yeni kurma aşamasındaydık. Oradaki çalışanlar barınakta yerleri yıkıyoruz diye bütün hayvanları ıslatmışlardı. Hayvanları titrerken bulduk. Paltolarımızı çıkartıp hayvanları kuruttuk. Ben bunu her yerde anlatıyorum. Vali ve belediye başkanına da anlattım. Barınaktaki hayvanlar şimdi çok daha iyi durumdalar.

Birçok insanda şu endişe var, 'Ben oraya gidersem dayanamam görmeye…' Şu anda dayanabileceğimiz bir durumda. Dayanamayacağımız durum ise doğaya bırakılan hayvanların susuzluk ve açlık sorunu… Bunun da üstesinden gelebilirsek inşallah çok iyi yerlere geldik diyeceğim.

Kapıların önüne ekmek konulmalı

Nasıl gelinir bunun üstesinden?

Belediye bize yardım edecek, insanlar da sorumluluklarını yerine getirecek. Herkes kapısının önüne, özellikle bahçeli evleri olanlar kapılarının önüne bir kap su ve bir kap yemek koymalı. Artık çöpler poşetlere koyuluyor, çöp kamyonu alıp gidiyor. Hayvanların bunlara ulaşması mümkün değil. Onun için artan yemeklerin mutlaka bir kabın içinde kapının önüne konulması gerekiyor. Belediye de hayvanları doğaya bıraktıkları yerlere mama, besleme odakları ve su odakları yaparsa bu sorun ortadan kalkmış olur.

KAYHAKDER'in sabit bir yeri yok. Açmayı düşünüyor musunuz?

Hayır, açmayı düşünmüyoruz. Bir yer açsak orada sürekli birinin bulunması lazım. Halbuki biz sahada çalışıyoruz. Bizim bulduğumuz hayvanları ya barınağa ya da barınakta diğer hayvanlarla mücadele edemeyecek kadar ev ortamında yetiştiyse özel kliniklere gönderiyoruz. Bunu yapmak için bir yer açıp oraya bağlanmak bize anlamsız geliyor.

Hayvanları kısırlaştırmak doğru

Hayvanları kısırlaştırmak doğru mu?

Evet doğru, çünkü bir popülasyonun belli bir seviyede tutulabilmesi daha doğrusu gereğinden fazla sayının artmaması için bu gerekiyor. Aslında insanların hepsi hayvansever olsaydı benim gibi, benim tanıdığım insanlar gibi, hiç sıkıntı olmazdı. Hepsi doğsunlar, biz yavrulara bakıp büyütelim. 'Biz bunları kısırlaştıralım, kontrol altında tutalım' deyince bir kısım bize diyor ki 'ya günah değil mi?' Ama şunu anlamıyorlar; sen bu hayvanı sokakta gördüğünde, onu aç bırakıp dövdüğünde o zaman günah olmuyor mu? Ben günahsa bunun günahını kabul ediyorum. Allah onları bize emanet olarak göndermiş. Ben eğer gördüğüm bir hayvana merhamet gösterip onun ihtiyaçlarını gideremiyorsam, bu günahın altından kalkamam. Ama kısırlaştırma olayının günahı varsa benim olsun.

Sokak hayvanları en çok neyden zarar görüyor?

İnsan faktörü daha tehlikeli hayvanlar için… Keşke hayvanların okuma yazmaları olsa da 'dikkat insan var' diye yazabilsek…

Dernek çalışmalarını nasıl sürdürüyor?

Eğer hayvanlar doğada yaşamışsa diğer hayvanlarla mücadele edebilecek durumdaysa o bölgenin belediyesine haber veriyoruz. Belediye ekipleri de onları alıp köpek barınağına götürüyor. Ama evde büyümüşse, diğer hayvanları hiç tanımıyorsa, diğer hayvanların yanında yaşamını sürdüremeyeceğini düşünürsek biz kliniklere alıp orada tedavisini yaptırıyoruz. Zaten bizim bütün masrafımız bu. Çok ciddi miktarda paralar ödüyoruz. Sırf bu hayvanlarımız barınaklara gidip, oralarda aile ve yuva sıcaklığından uzakta oradaki kötü ortamı görmesin diye…

Köpekler insanlar olmadan yaşayamaz

Dernek sadece köpek ve kedilerle mi ilgileniyor?

Aslında bütün hayvanları kapsıyor ama sokakta en çok yardıma ihtiyacı olan köpektir. Kedi insan olmadan hayatını sürdürebilir, ama köpek asla sürdüremez. İnsanlardan ne kadar zarar görse de insansız olamıyor. Ne karnını doyurabiliyor ne de su bulabiliyor. Bundan dolayı köpekler bizim için ilk planda. Yoksa bize muhabbet kuşu da geliyor.

Son olarak sokak hayvanlarının korunması için bir öneriniz var mı?

Köpeklerin patilerinin yanmaması için asfaltta yürütmeyelim. Sabah saat 10.00'dan önce, akşam 20.00'dan sonra dolaştırmaya çıkaralım. Dediğim gibi herkes kapısının önüne bir kap su, bir kap yemek koymayı alışkanlık haline getirsin. Bakıma muhtaç hayvanlar için bize sosyal medya üzerinden ulaşabilirler.

Haber: Tuba Köksal (stajyer)

Bakmadan Geçme