'SİZ DE BİR BABASINIZ, BENİ ANLAMANIZI BEKLİYORUM'

Başbakan Erdoğan'ın Amerika ziyaretindeki heyette bulunan, Şehid Furkan Doğan'ın babası Ahmet Doğan, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile 45 dakikalık bir görüşme gerçekleştirdi. Doğan bu görüşmenin ve Barack Obama'ya yazdığı mektubun ayrıntılarını gazetemizle paylaştı. Ayrıca Doğan, Mavi Marmara davası ile ilgili olarak birçok güncel ve önemli gelişme hakkında da bilgi verdi.

Röportaj: Bünyamin Gültekin

Mavi Marmara'da şehid olan Furkan Doğan'ın babası Ahmet Doğan, Amerikan vatandaşı olan oğlu için ABD'de açılan davanın hem Amerikan Bürokrasisi hem de Yahudi lobisi tarafından nasıl yanlış yönlendirildiğini anlatmak için bir mektup yazmaya karar verir. Mavi Marmara'nın ve Furkan Doğan'ın Gazze'ye gitme amaçlarının neler olduğu konusunda yanlış bilgilendirmeleri gidermek ve gerçekleri anlatmayı da amaçladığı bu mektubu avukatlarının da tavsiyesi ile Amerika'yı ziyarete gidecek olan Başbakan Erdoğan vasıtasıyla iletmeye karar alır. Böyle bir yolun izlenmesinin daha etkili olacağı kanaatini taşıdıklarından dolayı Ahmet Doğan, Enerji Bakan'ı Taner Yıldız'ın aracılığıyla Başbakan'a durumu izah eder. Başbakan Erdoğan, Doğan'a eğer münasipse ve yurtdışına çıkması için de evraklarında bir problem yoksa kendisinin de heyete katılmasını, mektubu bizzat kendisinin vermesinin daha iyi olacağını ve mümkünse Obama ile de bir görüşme ayarlamaya çalışacağını belirtir. Teklif karşısında başta şaşıran Doğan, kısa bir süre sonra kalkacak olan uçakla Amerika'ya gidecek olan heyete dahil olur.


'Münasipseniz, sizin gelmeniz daha iyi olur' Ahmet Doğan, Mektubu yazmaya nasıl karar verdiğini ve Amerika'da yaptığı görüşmeleri gazetemize değerlendirdi. Doğan, Amerika'da Mavi Marmara ve Furkan Doğan konusunda hiçbir şey yapılmadığını bunun mektubu yazmasında en büyük etken olduğunu aktararak şu bilgileri verdi; 'Amerika'da çok fazla ilerleme kaydedemediğimiz için Başkan Obama ile direkt görüşmek için randevu talep eden bir mektup yazmaya karar verdim. O mektupta hem Furkan hakkında hem de Furkan'la ilgili süreç hakkında kısaca bilgiler sundum. Mektubun devamında daha fazla ayrıntıya girmeden Obama'dan randevu talep ederek detayları yüzyüze anlatmak istediğimi belirttim. Bu mektubu büyükelçilik veya posta yoluyla göndermeyi düşünürken bu arada başbakanın Amerika seyahati gündeme geldi. Amerika'daki avukatlarımızla da görüştüm. Onlar 'Büyükelçilikle veya başka yollarla yollanabilir ama en sağlamı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın mektubu vermesidir. Böyle bir yolu deneyebilirsen çok daha yararlı olur' demişlerdi. Biz de bu yolu denemeye karar verdik. Ankara'da Salı günü grup toplantısından önce TBMM'de Taner Yıldız Bey aracılığıyla başbakanın kendisine ulaştım ve grup toplantısından önce kendisiyle görüştüm. Ardından kendisine mektubu verdim. 'Bu mektubu Başkan Obama'ya verebilirseniz memnun olurum.' dedim. Mektubu yazma gerekçemi ve içinde yazılanları anlattım. Başbakan da mektubu kendisinin verebileceğini ancak mektubu bizzat kendi elimle benim vermemin daha etkili olacağını söyledi. 'Eğer münasipseniz ve pasaport ve vize işlemlerinizde de sorun yoksa kafileye katılıp, bizimle Amerika'ya gelerek bu mektubu verebilirseniz daha iyi olur.' dedi. Bunun üzerine uçağın kalkmasına çok kısa bir süre varken, tüm hazırlıkları yapıp 4 saatlik bir sürede uçağa yetiştim. Başbakanın özel misafiri olarak Türkiye Delegasyonu'na katıldım. Kafileyle beraber özel uçakla gittim ve beraber aynı otelde kaldık. Daha sonra mektubu nasıl vereceğimiz konusunda konuştuk. Obama'ya mektubu ya direkt ya da dolaylı bir şekilde verecektik.'

Gazze'ye giden Amerikalı tek senatör: Kerry Başbakanın, Obama ile görüştüğü gün Ahmet Doğan'ın da Amerika'da olduğu ve bir mektup vermek istediği söylenmiş. Dışişleri Bakanı John Kerry de mektupla beraber Doğan ile yüz yüze görüşmek istediğini söyleyerek bu görüşmeyi kabul etmiş. Doğan, Kerry'le yaptığı görüşmeyi şöyle anlatıyor; 'Kerry ertesi gün cuma sabahı benim kaldığım otele geldi. Özel bir odada Ahmet Davutoğlu'nun da olduğu özel bir kahvaltı yaptık. Orada da Furkan'ı, Mavi Marmara'yı ve bugüne kadar olanları, Amerika'nın yapmadıklarını ve neler istediklerimizi anlattım. Yaklaşık olarak 45 dakikalık bir görüşme oldu. Kahvaltıdan sonra da asıl vermek istediğim mektubu Obama'ya iletmesi için kendisine verdim. Esasında Kerry'ye 2 adet mektup verdim. Birincisi kendi yazdığım mektup, ikincisi ise ABD'de faaliyet gösteren Anayasal Haklar Merkezi (CCR - Center For Constitutional Rights) tarafından hazırlanan mektup. İkinci mektupta da Furkan'la ilgili olarak ABD'deki süreç ve ABD'nin hiçbir şey yapmadığı dayanakları ve belgelerle özetleniyor ve sonucunda da bağımsız bir soruşturma açılması talep ediliyor. Kerry, mektupları Obama'ya doğrudan kendisinin vereceğine söz verdi. Ayrıca iletişim bilgilerimi alarak mutlaka bir geri dönüş yapılacağını belirtti. Dolayısıyla amacımız mektubu vermekti. Mektubu John Kerry vasıtasıyla Başkana ulaştırmış olduk. Bu arada derdimizi de direkt olarak anlatma fırsatımız oldu. Çok da iyi karşılandık. Kerry'nin Gazze'ye ayrı bir muhabettinin olduğunu ve Gazze'ye giden Amerikalı tek senatör olduğunu özel görüşmemizde anlattı. Dışişleri bakanımız Ahmet Davutoğlu da bunu ilk defa duyuyormuş. Gazze ile ilgili olan bir dışişleri bakanı ile muhatap olduk ve o da gayet olumlu karşıladı. Şimdi cevap bekliyoruz.'

'Kerry, yaptıklarımıza hak veriyor' Kerry'nin Gazze'de olan bitenlerden haberdar olduğu için kendilerine sıcak davrandığını belirten Doğan; 'Kerry, Gazze'yi bildiğini ve gördüğünü söyledi. Amerika'da ki senatörlerin içinde Filistin ve Gazze'yi bilen yok gibi.' dedi. Doğan, ayrıca Kerry'nin Gazze'de yaşananları ve yaşam şartlarını bildiğini ve gözleriyle gördüğünü söyleyerek; 'Bu nedenle de bizim yaptıklarımıza hak veriyor. Furkan'ın hangi şartlarda gittiğini anlayınca olanlara inandı. Furkan'ın gerçekten insani yardım amacıyla gittiğine hiç şüphesi yok. Daha önce Amerikan kamuoyunun Mavi Marmara hakkında yanlış bilgilerle donatıldığı belli. Doğrudan bizden bilgi almak yerine İsrail kaynaklı haberler Amerikan kamuoyunu meşgul ediyor. Bu nedenle, en azından Kerry'nin şahsında bu yanlışlığı düzeltme imkanımız oldu. Mavi Marmara ile ilgili düzeltici bilgiler verdik. Verdiğimiz bilgilerin hiçbirine de itiraz etmedi. Dinledi ve kabul etti. Bazı şeyleri sordu onlara cevap verdim. Ahmet Davutoğlu da bazı bilgiler verdi. Mavi Marmara'nın gerçek amacının insani yardım olduğunu ve ambargoyu kırmak için yola çıkıldığını, gemide eli silahlı hiç kimsenin olmadığını, tamamen sivil ve gönüllü bir organizasyon olduğunu söyledik. O da İsrail'in bu konuda büyük hata yaptığını ve bu sorunu çözmeye çalıştıklarını söyledi.' şeklinde bize ayrıntılar sundu.

'Siz de bir babasınız ve beni anlamanızı bekliyorum' Doğan, Obama'ya verilmek üzere yazdığı mektuptan bazı ayrıntıları da aktardı. Doğan, Furkan'ın gemide şehid edilirken Amerikan vatandaşı olduğunu vurguladığı mektubunda, Türk vatandaşı olmadığı için Furkan'ın haklarını Amerika'nın savunmasını istediklerini söylüyor. Amerika'nın soruşturma açması gerektiğini ve olayın üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen halen soruşturma açılmamış olması, mektupta dikkat çekilen bir diğer husus. Doğan, mektubun içeriği ile ilgili verdiği bilgide ayrıca şu konulara değiniyor; 'Furkan'ın Amerikan vatandaşı olarak haklarının korunması için benim şu ana kadar verdiğim mücadele kapsamında ABD'ye daha önce iki kez gittim ve ABD Dışişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı yetkilileri ile görüştüm ve soruşturma açılması için talebimi ilettim, ancak bugüne kadar soruşturma açılmadı, hatta bize konu ile ilgili resmi belgeler de verilmedi, bunun üzerine New York'da ABD hükümeti aleyhine Bilgi Edinme Yasasına aykırı hareketten dolayı dava açtık ve dava sonucunda Furkan'la ilgili resmi yazışmaları ve gizli belgeleri içeren yaklaşık 5000 sayfalık dökümanı avukatlarımıza teslim ettiler. Ancak bunun dışında çok fazla da ilerleme kaydedilmedi. Bu nedenle ABD'de bağımsız bir soruşturma açılmasını istiyorum ve Furkan ile ilgili yanlış bir bilgi edinildiğini tahmin ettiğim için onunla ilgili de mektupta kısa bir bilgi verdim. Ardından da 'özel bir randevu verirseniz ayrıntıları ve taleplerimi size özel görüşmede anlatmak istiyorum. 'Tabii siz de bir babasınız ve beni anlamanızı bekliyorum.'dedim. Mektubun asıl gayesi buydu. Şimdi de cevap bekliyoruz.' 'Amerikan kamuoyu yanlış bilgilendirilmiş' John Kerry dışında diğer bürokratların Mavi Marmara olayı ve Furkan Doğan'la ilgili düşüncelerinin ne olduğunu sorduğumuzda ise Ahmet Doğan cevaben; 'Ben sadece John Kerry ile görüştüm. Ama daha önce diğer senatörlerle de randevu alıp görüşmüştüm. Gerçek bilgiyi birinci ağızdan anlatırsanız o insanlar da böyle bir olay karşısında duygulanıyorlar. Biz bunu bilmiyorduk diyorlar. Amerikan kamuoyu 'Mavi Marmara' konusunda maalesef ters ve yanlış bilgilendirilmiş durumda. Olayla ilgili tamamen İsrail gözüyle haberdar ediliyor. Bunu benim tek başıma düzeltmem mümkün değil. Gidip anlattık ama bu çok sınırlı sayıda oldu. Basında da bir İsrail hakimiyeti olduğu için yaptığınız doğrular Amerikan basınına tam ve doğru olarak yansımıyor. Amerika'da İsrail'in yaptıklarından, oraya bağlanmaktan, silah satmaktan ve yardım etmekten rahatsız bir kamuoyu var. Bunlardan bir kısmı İsrail ve İsrailin işgaline karşı dernekler kurmuşlar. Bu derneklerden bazıları benim ABD'ye geldiğimi öğrenmişler ve destek vermek amacıyla benimle irtibata geçtiler. Ama ben, basın toplantısı veya gösteri yapmaya gerek olmadığını ve geliş amacımın mektup vermek olduğunu söyledim. Dolayısıyla Amerikan kamuoyu doğru bilgilendirilirse gereken daha kolay yapılacaktır. Sonuçta onlar da Amerikan vatandaşının katledilmesini içlerine sindiremiyorlar. İşin aslını bilenler Amerikan hükümetinin de bir şey yapmamasından rahatsız oluyorlar.' dedi. 'Ambargonun kaldırılması birinci önceliğimiz' İsrail'in ödeyeceği tazminat ile ilgili herhangi bir konuşma olup olmadığını öğrenmek için Doğan'la mektubun dışına çıkıyoruz. Doğan ise kendi gündemlerinde tazminat olmadığını, görüşmelerin devlet tarafından yürütüldüğünü söyledi. Doğan, ambargonun kaldırılmasını birinci öncelik olarak gördüklerini, ambargo kaldırılmadan tazminatın görüşülmesinin çok anlamlı bulmadıklarını söylediklerini kaydetti. Fakat devletin önce özür, sonra tazminat en son olarak da ambargonun kaldırılması denildiği için şimdi ikinci sırada olan tazminatın görüşüldüğünü söyledi. 'Beyaz Saray önünde 40 gün oruç tutmuşlar' Doğan, Amerikalı iki bayan vatandaşın Furkan Doğan için bir girişimde bulunulmadığı için protesto amacıyla Beyaz Saray'ın önünde 40 gün oruç tutuklarını ve kendisinin Amerika'ya geldiğini duyunca görüşüp, üzüntüyle sarıldıklarını söyledi. Dava sürecinde önemli iki gelişme Ahmet Doğan ayrıca dava süreci ile ilgili önemli iki gelişmeyi de aktardı; 'İstanbul'da ki ceza davasında taraf teşkili tamamlandı. Hem davacı hem de davalılar hakkında tebligatlar yapıldığı için İsrail makamlarına ve sanıklarına açılan dava da her an karar verilebilir hale geldi. Şu anda tebligatın yapılması o davanın en önemli aşamasıydı. O da tamamlandı. İsrail'e tebligat o anlamda yapıldı. İkincisi de uluslararası ceza davası var. Benim de dahil olduğum bir heyet tüm Mavi Marmara mağdurları adına 2 sene önce Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne başvurmuştuk. Bir ayağı bizim başvurumuzdu. Diğer ayağın da devletin başvurması gerekiyordu. 15 gün önce geminin bayrağını taşıdığı Komor Adaları vekaletini verdi ve başvurusunu yaptı. İki başvurumuz birleşerek oradaki dava da teşekkül etti. Başvurudan sonra 4 saatlik bir süre içerisinde de Lahey'deki savcılık ceza davasının ön incelemesinin yapılmasını kabul etti. Bu şekilde kısa sürede kabul gören dava nadirdir. Haklı gördükleri için ön inceleme yapacaklar. Dolayısıyla ceza davasının ön incelemesi de şu anda başladı. Bir diğer gelişme de Kayseri'deki Tazminat davasında yaşandı. Davaya ilişkin tebligatlar İsrail tarafına yapıldı ve tebligat belgeleri geldi. Dolayısıyla, tazminat davalarında da taraf teşkili tamamlandığı için hkimin vereceği karara bağlı olarak her an tedbir kararı verilebilir hale geldi. Böylece Türkiye'deki İsrail mallarına el koymak mümkün olabilecek.' Doğan, son olarak John Kerry ile yaptığı görüşmede Kerry'nin ileriye dönük gerçekleşebilecek önemli bir konuyu dile getirdiğini fakat bunu şu anda açıklamasının doğru olmayacağını belirtti.
Yorumlar 1
leyla 31 Aralık 2014 06:31

Mekanı cennet olsun

Bakmadan Geçme