Sıradışı yazar Bülent Akyürek ile başbaşa

 ''KAYSERİ KİTAP FUARI' FİKRİNİN ÖNCÜLERİNDENİM '

'İçinizdeki Öküze Oha Deyin', 'Yılgın Türkler', 'Öğle Namazına Nasıl Kalkılır?' ve 'Felsefeden Acil Çıkış' kitaplarıyla çok konuşulan ve tartışılan yazar Bülent Akyürek ile Kayseri'de bu sene ikincisi düzenlenen kitap fuarında bir araya gelerek fuar ve kitaplar üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.

Kayseri'de kitap fuarı kültürünün oluşmasında katkılarınızın olduğunu görüyoruz. Bize bu süreçten bahsedebilir misiniz?

Kayseri'de kadim dostlarım var. Daha önce burada ciddi bir kitap fuarı olmamış. Hatta insanlar burada olmaz gibi durum yaşıyorlardı. Ben de Kayseri'ye gelip gitmelerim esnasında 'burada fuar yapmamız lazım!' diye düşündüm. Bu fikri ortaya attığımda Kayseri'de kitap fuarı düzenleneceğine benden başka inanan yoktu.  İşi ciddiye alıp Eylül Fuarcılığa gidip görüşen, bu işi yapalım diye fısıldayan, üstüne giden adamlardan birisiyim. Nitekim haklı çıktım. Geçen sene burada inanılmaz bir fuar oldu. Türkiye'nin belki de ilk beşteki fuarlarından bir tanesiydi. Herkes memnun kaldı. Bu sene ikincisi daha büyük oldu. İnşallah devamı da gelecek. Ben de bu güzel organizasyonda 10 gün boyunca C4 kitap standında okur severlerle ile birlikteyim.

En son çıkan 'Felsefeden Acil Çıkış' adlı kitabınız oldukça yankı uyandırdı. Bunun en büyük etkilerinden bir tanesi kitabın belli bir sayfasından sonrasının boş olması. Neden böyle bir yöntem seçtiniz? Bu kitabınız ve yapılan yorumlar hakkında neler söylemek istersiniz?

Kitap bir felsefe eleştirisidir. 120 sayfa ve içi boş bir kitap. 5 baskısı bitti. Kitabın üzerinde çok konuşuldu tartışıldı.  Kitabın konusu, anormal bir yazarın bu çağda bir sitemi diyebiliriz. Şu an dolu konuşan adamlar dinlenmiyor, iyi filim izlenmiyor, kitap okunmuyor, iyi yazarın arkasından gidilmiyor ama boş teneke bir şey olduğu zaman milyonlar, yığınlar o insanın arkasından gidiyor. İnsanlar boşluğun arkasından gitmeyi çok seviyor. Bu kitap belki de böyle bir eleştiriydi. 'Madem alem böyle olmuş, ben de bir boş kitap yapıyayım n'oluyor bakalım' dedim. Tabi inanmadılar. 'Boş kitap basılır mı, basılmaz mı, bu bir eser mi, satılır mı, satılmaz mı? gibi sorular oldu. Satış çok önemli bu konuda, eğer satış olmazsa seni başarısız sayıyorlar. Ama satış olduğu vakit kitap ciddiye alınacaktır. Ve sen bu bahane ile bu boş kitap üzerinden konuşmalar yapacaksın. Nitekim 300 tane konuşma yapmışımdır. Boş bir kitap hakkında bir konferans vermişimdir. Çağrılmadığım kadar televizyona çağrılarak 2-3 yıl bu boş kitabı konuşmuşumdur. Bu espriyi bazı insanlar anladı ama bazıları hala anlamadı. Bazıları çok ucuz tarafından baktı. Adam diyor boş kitap yazdı parayı buldu, evde ne güzel oturuyor. Ya kitaptan para mı kazanılır? Dolusunda da olmaz, boşunda da olmaz.  Kitaptan kim hayat kurabilir? Bunu bilenler bilir. Kitabın esprileri üzerinde gidilseydi ya da kitabın esas mesajı olan felsefe eleştirisi üzerinde gidilseydi, 'doğu toplumlarında felsefe var mı, yok mu?' 'hikmet nedir?, felsefe nedir?' gibi konular tartışılsaydı, o boşluğun içi o kadar güzel dolardı ki ama maalesef yarışma, yemek, evlendirme programları izleyen bir toplum ve aydınlar bazı konularda kafayı yormak istemiyorlar.

Biraz da yeni çıkacak kitaplarınızdan bahsetseniz… Okurlarınıza bu konuda müjdeleriniz var mı?

Çok projem var. İnanın bilgisayarımda başlayıp bitiremediğim 20'ye yakın kitabım var. Ama sağlık problemlerimden ötürü her şey yarım-yamalak gidiyor. Bütün bunların yanı sıra yazılacak o kadar çok şey var ki tam bir kitaba başlıyorum bitirmek üzereyim, toplumda bir olay meydana geliyor. Ve bu olay canımı sıkıyor kitabı yarıda bırakmama neden oluyor. Mesela ben Mavi Marmara Risalesi kitabını planlamamıştım. O sene başka bir kitap çıkartacaktım. Ben orada bir stop dedim. Bütün planı bozdum, Mavi Marmara'yı yazdım.   O yüzden Mavi Marmara kitabı çıktı. Şimdi hazırladığım kitaplar var ama olur ya sabah dünyada, Türkiye'de yeni olaylar cereyan eder ve araya başka kitaplar girer.

Teşekkür ederim.

Haber/Fotoğraf; Veli Gögebakan/M.Safa Asaroğlu

Bakmadan Geçme