'Sevda Kuşun Kanadında'
MİLLİ SİNEMA Milli Sinemanın kurucusu Merhum Yücel Çakmaklı'yı rahmetle anarken Birleşen Yollar, Çile, Zehra, Kızım Ayşe gibi filmlerini hatırlıyorum. Sinemanın eski kuşak eleştirmenlerinden Burçak Evren onu kitabında şöyle anlatır. 'Otuz civarındaki film çalışması, sinemaya yazı ve fikir olarak katkısı, sinema kurum ve kuruluşlarına, festival ve yarışmalara üyeliği, en önemlisi kendi hayat tarzı ile yaptığı filmlerin uyum içinde olması gibi hasletlerle, ayrıca sanatın kendisi kadar sanatçının kendi hayatının da sanatın aşkın ruhunun çizgisinde olması gerektiği hasebiyle, Yücel Çakmaklının esnek ve insani ruh dünyası Türk sineması için kıymet biçilmez bir değerdir.'
GENÇLİK KÖPRÜSÜ (Yarın elbet bizimdir)
MTTB Sinema kulübü, 9 Üniversiteli genç film çekti, yıl 1975. Filmin senaryosu; Salih Diriklik'in kurduğu Cengiz Özdemir, Faruk Aksoy, Şemsettin Erdem, Mehmet Kılıç, Tufan Güner, Abdurrahman Dilipak, Ahmet Ulueren ve Mesut Uçakan'dan oluşan 'Akın Grup' tarafından yazıldı. Şarkıcı olmak isteyen Mine ile onun şarkıcı olasını istemeyen Abdullah'ın aşkı etrafında politik görüşleri olan öğrencilerin fikir çatışmasını konu alır. Yönetmen ise Salih Diriklik'tir. Filmin afişinin üzerindeki 'gençlerin problemlerini ancak gençler anlatır' üst yazısı dikkat çeker.
Uçakan'ın Gençlik Köprüsü, Türk Sineması'nda siyasi öğrenci çatışmalarını ilk kez beyaz perdeye taşımış olması hasebiyle son derece önemli bir çalışmadır.1978 yılında 'Lanet' (İlenç) filmini çeker ve yönetmenliğe ilk adımını atar. Çoğu filmlerinin senaryosu kendisine aittir…Lanet Filminin galasının sunucusu Recep Tayyip Erdoğan'dır. İslamcı sinemanın öncüsü Uçakan'ın ilk yönetmenlik denemesidir. Konusu ve işlenişi itibariyle - hayli propogandist takılan film- bir grup solcu üniversite öğrencisinin doğru yolu bulup hidayete ermesinin öyküsü diye anlatılır.
'Rahmet Gazap, Sessiz Ölüm, Yapayalnız, Zeynepler Ölmesin, Reis Bey, Yalnız Değilsiniz…' ile devam eder. Filmler basının ilgisini çeker, ustalaşır, ödüller gelmeye başlar. İşte yıllar önce Mesut Uçakan'ın 19 yaşında başladığı serüven sinemaya dönüşmüştür. Mesut Uçakan'dan bahsediyorum. 19 yaşında bir başına İstanbul'a gelmiş Uçakan'dan. Bir taraftan üniversite okumanın, diğer taraftan da büyük bir şair veya yazar olabilmenin hesaplarını yapan bu genç adam, bugün Türk Sinema tarihine cesur duruşu ile damgasını vurmuş usta bir yönetmen olarak karşımıza çıkacaktır… Yıllar sonra usta yönetmen, 'şiir aşkım sinemaya dönüştü' diye belgesellerde anlatacaktır.
SEVDA KUŞUN KANADINDA
Uçakan, 'Fikir ve estetik planda verdiği mücadele ile batı kültürünün getirdiği çarpıklıklara karşı durdu. Duruşuyla Türk Sineması'nda ayrı bir yer edindi. Her türlü olumsuz şartlara inat önüne çıkan fırsatlara yenilmedi, duruşundan taviz vermedi. Çoğu eserleri hsılat rekorları kırdı, büyük yankılar uyandırdı Türk Sineması'nda pek çok ilki başlattı.'
Yönetmen Mesut Uçakan'ın 68 kuşağını anlatan televizyon dizisi 'Sevda Kuşun Kanadında' TRT 1 ekranlarında başladı. İlk bölümünden itibaren seyirciyi ekrana adeta kilitledi. 68 kuşağının gençlik hareketinin bir boyutunu bir sevda öyküsü üzerinden anlatılıyor. Dizi cuma akşamları saat 20:00'da yayınlanıyor. Uçakan'ın ustalık döneminin yine çok konuşulacak eseri olarak karşımıza çıkıyor.
Sevda Kuşun Kanadında, dizisinde '68 Kuşağı' olarak bilinen ve o dönemde farklı coğrafyalarda gençleri etkileyen hareketin ülkemizdeki yansıması, dönemin egemen güçlerinin, farklı görüşlere sahip gençleri nasıl kullandığı dile getiriliyor. Bu çatışma ortamına girmek istemeyen bir avuç gencin provokasyonlara karşı nasıl direndiği ve mücadele ettiği anlatılır.
Dizi, ilk etapta, 1968 sonundan başlayarak 1972 yılına kadar yaşanılan olaylardan esinleniyor ve bir imknsız aşk hikyesi üzerinden ilerliyor. Bu ülke gençlerinin, farklı kimlikler altında birbirleriyle çatışsalar da, ortak temel değerler ve kültürel zemin üzerinde buluştuklarında kardeşliklerini hatırlayıp yeni bir sevgi bağı kurabileceklerini kanıtlıyor.
Dizinin genel yönetmeni Mesut Uçakan; dönem filmi olarak kurgulandığını ve dizide o dönem içerisinde yaşanan olayları tarafsız bir şekilde dile getirmeye çalıştıklarını ifade ediyor. Dizide dönemin solcularını, sağcılarını ve kavgaya girmeyen Müslüman gençleri de ele aldıklarını anlatıyor.
Senaristliğini Ahmet Tezcan'ın, yönetmenliğini Mesut Uçakan'ın, yapımcılığını Ahmet Nesim Şahin'in üstlendiği dizide, başrolleri; Murat Ünalmış, Deniz Baysal, Ufuk Bayraktar, Müge Boz, İlker Kızmaz ve Yavuz Bingöl gibi isimler paylaşıyor.
Başrol oyuncularından (Arif Ünlü ) karakterini canlandıran sinema ve dizi oyuncusu Murat Ünalmış Tomarza Gülveren mahallesinde doğdu. Kayserili olan sanatçımızın ailesi halen Kayseri'de yaşıyor. Dizinin kahramanı üniversite yılları İstanbul'da geçmiş. MTTB'de etkin görev almış eski Kocasinan belediye başkanı Kayserinin 'Bekir Abi'si Bekir Yıldız'ın üniversite yıllarından esinlenerek yazılmış.
'Hepimiz sonsuz karelerden oluşan bir filmin içindeyiz' diyen yönetmen, senarist ve yapımcı Mesut UÇAKAN'ın biyografisi:
1953 yılında Kırıkkale'de doğdu. İ.T.İ.A. Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu Sinema Televizyon Bölümünden mezun oldu, 1997 yılında ''Mutlak Fikir Estetiği ve Sinema' adlı dergisini altı sayı yayınladı.2003 yılında yayın hayatına başlayan Sonsuzkare sinema dergisini yönetti. Bir şiir kitabı 'Sıkı Tut Ellerimi', bir de sinema kitabı 'Türk Sinemasında İdeoloji' olan Uçakan'ın filmleri ise şöyle: Lanet, Rahmet Gazap, Sessiz Ölüm, Yapayalnız, Zeynepler Ölmesin,Reis Bey,Yalnız Değilsiniz, Ölümsüz Karanfiller, Çöküş, Sevdaların Ölümü, Kelebekler Sonsuza Uçar, Otel, Anne Ya da Leyla, Anka Kuşu, İzzet Kaptan ve Oğlu, Sonsuza Yürümek, İskilipli Atıf Hoca, yönettiği TV dizileri; Kavanozdaki Adam, İnsanlar Yaşadıkça ve Hayat Yokuşudur.
Yazan: M. Orhan Cebeci