'Selçuklu eserlerini 800 yıldır ayakta tutan ana unsur, yüksek ahlaktır'
Anadolu'da kurulan ilk Türk devletlerinden Danişmedli Beyliği ve Danişmendli Hükümdarı olan Melik Mehmed Gazi'yi Anma Programı gerçekleştirildi.
Danişmendli hükümdar Melik Mehmed Gazi'yi anma programı düzenlendi.
Programa Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, Melikgazi Belediye Başkanı Mustafa Palancıoğlu ve misafirler katıldı.
Programın açılış konumasını yapan Başkan Büyükkılıç, Şehrin müslümanlaşması ve Türkleşmesine katkı sağlayan Melik Mehmet Gazi'nin bu şehir için büyük önem arzettiğini belirtti.
Programa konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Mustafa Keskin, “Malazgirt Zaferi biz Türklerin tarihinde, İslam tarihinde, insanlık tarihin için büyük bir dönüm noktası olurken aynı zamanda Doğu Roma İmparatorluğu'nun belinin kırıldığı artık bu topraklardan çekilmek üzere yola konulduğu bir dönemdir. Türkler dünyanın neresine giderlerse gitsinler devletsiz olamayacakları gerçeği vardır. ” şeklinde konuştu.
Selçuklu eserlerinin 800 yıldır ayakta kalmasını sağlayan ana unsurun, o eserleri vücuda getirenlerin yüksek ahlakı olduğunu belirten Prof. Keskin, malzemeden eksiltmeden en mükemmel malzemeyi kullanarak yapan insanların o yüksek ahlakının o eserlerin günümüze kadar ayakta kalmasını sağladığını vurguladı.
Tarihçi Yazar Halit Erkiletlioğlu ise, “Onun döneminde Danişmentliler, Kızılırmak kavisinde en geniş alana yayılmışlar. Anadolu'nun fethi çok kolay olmamıştır. Danişmentli Emir Gazi zamanında fetihler en geniş alana yayılmış. Melik Mehmed Gazi o günün imkanlarında hem demografik yapıyı değiştirmiş hem de Cami Kebir'i yapmış bir yandan da Kayseri Kalesini restore etmiştir. Şehirde şarap içilmesini yasaklamış. Çok önemli İslami kararlar almış” diye konuştu.
Camii Kebir'in tarih içinde Sultan Camisi olarak anıldığını belirten Erkiletlioğlu, bu eserin Kayseri'de yaşanan büyük depremlerde oldukça büyük hasar aldığını ve yeniden onarıldığını hatırlatarak 1205 depreminden sonra da camiye tuğladan görkemli bir minara yapıldığını, minarenin şerefesi altında yazılan turkuaz renkli kufi yazıyı henüz kimsenin çözemediğini vurguladı.
Program ardından Doç Dr. Yusuf Koca tarafından Türk Tasavvuf Müziği dinletisi yapıldıktan sonra konuşmacılara protokol tarafından çiçek takdim edildi.