Sağlıklı bir cildin sırrı: Su!
Vücudumuzdan toksinlerin atılmasından sindirim sistemine, kan dolaşımına kadar birçok sistemin işleyişinde hayati bir rol üstlenen su, genel sağlığımız açısından da önem taşıyor. Yeterli miktarda su tüketimi diğer organlar gibi cildin de vazgeçilmezlerinden biri. Sağlıklı cilt için zararlı içeceklerden banyo süresine kadar birçok konuda bilgi veren Acıbadem Ankara Hastanesi Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Bahar Öznur, günde 8 bardak su tüketilmesi gerektiğini vurguluyor.
Sağlıklı, ışıl bir cilde sahip olan kişilerin ortak özelliklerine bakıldığında, genetik etkenlerin dışında, günlük su tüketimine gösterdikleri özen dikkat çekiyor. Aslında bu durum bir rastlantı değil. Çünkü beden sağlığının yanında parlak ve ışıltılı bir cilt için günlük su tüketimine dikkat etmek gerekiyor. Acıbadem Ankara HastanesiDeri Hastalıkları Uzmanı Dr. Bahar Öznur'un verdiği bilgiye göre, su ihtiyacının yeterince karşılanmamasına bağlı ortaya çıkan kuruluk, cildin direncinin düşmesine ve kırışmaya daha yatkın hale gelmesine neden oluyor. Vücudu dış etkenlere karşı koruyan en önemli bariyer olan cildin korunması için vazgeçilmezler arasında yer alan su, saçımızın hatta tırnağımızın da kalitesini artırıyor. Dr. Bahar Öznur, zamana karşı koyabilmek için kullanılabilecek anahtarlardan birinin de yeterli miktarda su tüketimi olduğunu söylüyor. Kadınlar için özel bir dönem olan menopoz sürecinde de günlük alınması gereken su miktarına özen gösterilmesi hem semptomları azaltmada, hem de cilt kuruluğu ve kaşıntının giderilmesine yardımcı oluyor.
Hiçbir sıvı içecek suyun yerini alamıyor
Su vücuttaki toksinlerin atılmasına da yardımcı oluyor. Bazen suyun yerine tercih edilen meyve suları gibi glisemik indeksi yüksek içecekler ise aksine toksinlerin artırıyor ve akne gelişmesini tetikleyebiliyor. Dolayısıyla aknesi olan ya da bu konuda tedavi gören kişilerin de bol su tüketmesi önem taşıyor. Bununla birlikte cildin inflamasyonu ile giden kronik kaşıntılı bir hastalık olan egzamaya bağlı cilt kuruluğunu önlemede de su önemli bir yardımcı oluyor.
Kafeinli içecekler kollojen sentezini etkiliyor
Yapılan araştırmalarda her gün yüksek dozda kafeinli yiyecek ve içeceklerin tüketilmesinin kollajen sentezini olumsuz bir şekilde etkilediğini gösteriyor. Dolayısıyla aşırı kafein tüketiminin yara iyileşmesi ve yaşlanma süreçlerine olumsuz etkilere neden olabildiğini söyleyen Öznur, 'Bu nedenle cola ve enerji içeceği olarak satılan popüler içeceklerin aşırı tüketiminin diğer yan etkilerinin yanında cilt için de olumsuz sonuçlar doğurabileceği unutulmamalı' diyor.
C vitaminini ihmal etmeyin
Cilt kuruluğunu önlemek ve ışıl ışıl bir cilde sahip olmak için gün içinde 8 bardak su içmenin yanında bol miktarda meyve ve sebze tüketiminin son derece önem taşıdığını belirten Öznur, sözlerine şöyle devam ediyor: 'Özellikle C vitamini, serbest radikallerle savaşarak hem cildin gençleşmesine katkı sağlıyor, hem de nem veriyor. Ayrıca kollajen sentezini de artırıyor. Bu nedenle, özellikle portakal, mandalina, greyfurt, kivi, brokoli, maydanoz ve kuşburnu gibi C vitamininden zengin besinleri tüketmek gerekiyor.'
Sıcak değil, ılık suyla duş alın
Cilde nemini sağlamakla birlikte, kurumasının önlenmesi ve neminin korunması için alınacak bazı tedbirlerin olduğunu hatırlatan Öznur, bu konuda yapılan en önemli hatanın sıcak suyla duş almak olduğunu belirtiyor. Öznur, «Uzun süren ve banyo köpükleriyle yapılan duşlar da cilt kuruluğu artırıyor. Bu nedenle banyo ve duş süresinin 10 dakikadan uzun olmamasına özen göstermek gerekiyor. Ayrıca sabunlar cildi kuruttuğu için pH derecesi 5.5 olan sabunsuz temizleyiciler veya yağ ile gliserin oranı yüksek sabunlar kullanılmasında yarar var' diyor.
Kurum Haberi