RAMAZAN MEDENİYETİ

RAMAZAN BİR PROJEDİR

Ramazan tüm zamanları etkiler. Ramazan ayı; insanlığa sunulduğu 1434 yıl öncesi eskimiş her hangi bir etkinliği olmayan bir ay değildir. Ramazan hem tarih hem şimdidir. Ramazan pasif değil hep aktiftir. Çünkü Ramazan; bireysel ve toplumsal olarak hayatın her alanına müdahale eden bir projeler bütünüdür.             Ramazan yalnızca oruç ayı değildir. Onu sadece oruçla sınırlamak büyük bir yanlışlık ve zulümdür. Evet, o ayda inandığını söyleyen ve ben Müslümanlardanım diyen herkese oruç farzdır. Tüm ibadetlerde vakit/zaman faktörü önemli olduğu gibi farz olan ramazan orucunu da ramazan ayında tutmak şarttır/farzdır. Yani ramazan orucu ramazan ayında tutulur. İş, aş ve sıcak gibi şeyler bahane edilerek ertelenemez ya da iptal edilemez.             Ramazan ilahi bir insanlık projesidir; yani Allah'ın (cc).  'Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delillerinin' sunulduğu; projeler bütünüdür.             Başını şeytanın çektiği şeytani projelerde vardır; 'İblis dedi ki: Öyle ise …and içerim ki, ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım. Sonra elbette onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve sen, onların çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın!' dedi.(Araf 16/17) bu çerçevede Kur'an ve sünnete muhalif olan tüm felsefeler şeytanidir. İşte şeytani tüm projelere karşı peygamberler ve kitapların gönderilmesi, tarihe ve şimdilere müdahale edilmesi ilahi bir projenin sonucudur.             Hayatı yeniden algılama ve düzenleme olan bu projenin adı: Kur'an'dır. Öncelikle bu projenin muhatabı insandır. Özelde müminler genelde tüm insanlar. 'Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının'(Nisa/1) Kur'an, Yahudilerin Tevrat algısı çerçevesinde ırkçı bir yaklaşım sergileyerek yalnızca belli bir ırka hitap etmez. O insan unsurunu muhatap alır. Çünkü insan yaratılış itibariyle şerefli bir varlıktır.             Özelde müminleri esas alır 'işte bu kitap, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir'(Bakara/2) mümin bireyler ve toplumlar için diğer bir ifade ile ümmet için yol göstericidir; Kur'an.             Ama Kur'an-ı Kerim Ramazan ayında indirildi. Hz. Muhammed Mustafa (sav) efendimize bu ayda peygamberlik verildi. Böylece gözle görülen elle tutulan; taştan, ağaçtan ve tunçtan putlara ve görünmeyen şehvet, şöhret, hız ve haza (zevk) tapan insanların değişim ve dönüşümü için; Ramazan bir proje olarak insanlığa sunuldu.             Ramazan; şirkin egemenliğine son verip tevhidin egemen kılınması projesidir. Ramazan; Kitap ve peygamberin toplumun inşasında rol alması projesidir.             Ramazan; yasama, yargı ve yürütmenin Allah'a has kılınması projesidir.             Ramazan; adaletin yeryüzünde tesis edilmesi projesidir.             Ramazan; yer altı ve yer üstü kaynaklarının hakça paylaşımı projesidir.             Ramazan; iffetin yeniden cadde ve sokaklarda var olması projesidir.             Ramazan; Müslümanların özgürlük mücadelesi projesidir.             Ramazan; yeryüzünde adı İslam olan barış projesidir.             Ramazan; ben Müslümanım diyen bireylerin bu projede aktif olarak görevlendirildiği ayın adıdır.  
 RAMAZAN ALLAH'IN KARARGHIDIR Ayların sultanı, sultanların ayı: Ramazan.  Aylardan yalnızca kendisinin adı Kur'an da geçen bir ay: Ramazan. Kur'an'ın baharı: Ramazan. Ve Ramazan Allah'ın (cc) kararghıdır.             Ramazan yol göstericidir. Karargh da öyle. 'Ramazan ayı, insanlara yol  gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır.   …size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir.'(Bakara/185 Ramazan'ın üstlendiği rol yalnızca oruç değildir. Eğer bu şekilde değerlendirilirse yanlış olur, eksik olur. Bu ay yalnızca oruçla ilgili değil, bireyin davranışının her anı ile ilgili bilgilerin insanlığa sunulduğu seçkin bir aydır.  Bu ay, ayetin ifadesi ile 'Furkan' iyiyi kötüden, güzeli, çirkinden ve hakkı batıldan ayırt edici kuralların yasaların ve ilkelerin insanlığa kitap halinde gönderildiği bir aydır. Ramazan: İnsan-Allah, insan çevre ve insan kinat ilişkilerinin nasıl olması gerektiğini belirleyen kurallar bütününün, diğer bir ifade ile içindeki ve dışındakileri ile birlikte yeryüzünün yönetildiği bir yönetim birimidir. Yani kararghtır Ramazan.  Kararghı yani yönetim birimi olmayan ya da yönetilmeyen hiçbir cephede savaş kazanılamaz. Onun için camii ve mescitlerde imamların cemaate namaz kıldırmak için durdukları yere Mihrap denilir. Hangi anlama gelir Mihrap? Vermek istediği mesaj nedir? Mihrap: Savaş leti, çoğulu 'mehrîb'tir. Camide bu bölümün, savaş letine benzetilerek mihrap denilmesi, şeytan ve kötü düşünce ve arzularla savaş yeri kabul edilmesindendir.      İşte, insan bedeni ve yeryüzü iyi ve kötülerin mücadele alanıdır. Tevhit ve şirkin savaş alanıdır. Bu savaşın iyiler lehine kazanılabilmesi için; bilgi donanımlı, taktik ve stratejiye ihtiyacı vardır. Öyleyse bir mihrabı ve kararghı olmalıdır Müslüman'ın. O karargh ramazandır. Yasama, yargı ve yürütme ilkelerinin çerçevesinin çizildiği ve vazgeçilmezliğinin insanlığa deklare edildiği ilahi bir aydır. Ve karargh sıradan bir yer değildir. Herkes istediği gibi davranamaz orada. O yere girenler o yerin kurallarına göre davranırlar. Ramazan Müslüman olduklarını söyleyenlere hayat, ölüm ve ötesine nasıl bakmaları gerektiğini hatırlatan ve öğreten bir ay.
  ORUÇ KALKANDIR             Nitelikli olmak, nitelikli davranmak hayatı nitelikli okumakla mümkündür. Satır aralarını okumak, olayların arka planına vakıf olmak ve eşyanın hakikatine vukufiyet bütün bunlar nitelikli insanın vasıflarıdır.             Müslüman sıradan bir birey olamaz. Hayat karşısında sıradanlaşamaz. Çevresini 'feraset' ve 'hikmet' içerikli değerlendirir. Kitabı ve kinatı bu gözle okur. İlahi anlamlar dünyasında varlığını sürdür.             İşte Ramazan ayı bütün güzellikleri içerisinde barındıran bir aydır. Ramazanın ilahi haritasını okumak; kalbin nurlu tepelerinde bir yolculuğa çıkmaktır. Oruç eşliğinde hikmet sofraları etrafında buluşmak; iftar vakti özgürlüğü kuşanmaktır.             'Es-siyamu cünnetün'الصِّيام جُنَّةٌOruç kalkandır. Son nebi (sav) böyle buyurmuş; oruç kalkandır. Şimdi kalkan üzerine bir yolculuğa çıkalım. Kalkan bir savaş / mücadele aracıdır. Saldırı, savunma ve korunma aletidir.             Tevhit ile şirkin, iyi ve kötünün mücadele ve kavga alanı insanın hayatıdır. Bu savaşı başarıyla sonuçlandırması kendisini korumasıyla mümkündür. Oda bir kalkana sahip olmasını beraberinde getirir.             Kalkan, zırh gibi çelik cinsinden bir materyaldir. Kılıç, mızrak, topuz ve ok darbelerinden kişiyi korur. Eğer kalkanın çelik cinsinden kuvvetli koruyucu özelliği olmazsa kullanıcısını ölümden kurtaramaz.              Yani kalkan yumuşak bir metalden, ahşaptan ve kğıttan olacak olursa sahibini saldırılardan koruyamaz. Olması gereken bir malzemeden olmalıdır kalkan.              Oruç kalkandır ancak nasıl kalkan olacaktır 'Oruç, oruçluya yakışmayan şeylerle zedelenmedikçe (tutan için) bir kal­kandır.' Buyurmakta son peygamber (sav). Zedelenen bir oruç kalkanlık görevini yitirecektir.             Farz namazları kılmayan bir kimse orucunu zedeler, tesettürlü olmayan bir hanım orucunu zedeler, dedikodu gıybet yapan bir kimse orucunu zedeler, alkol alan ve hırsızlık yapan birey orucunu zedeler, yetim hakkı yiyen insan orucunu zedeler, kumar ve şans oyunları peşinde koşturan orucunu zedeler, adı ne olursa olsun faiz alıp vermek orucu zedeler, tağuta itaat imanı ve orucu zedeler…             Zedelenen ve onarılması düşünülmeyen bu tür oruç anlayışı sekülerizmin zaferi ile sonuçlanacaktır. Bu aynı zamanda hümanizm ve post modernizmin başarısıdır.             Bu tür davranış biçimleri ile zedelenen bir oruç kalkan olma vasfını elbette yitirir. Kğıttan bir kalkana, günahlarla kevgire dönmüş bir kalkana dönüşür. O da sahibini aldatmaktan öteye geçmez.             Öyleyse oruçlular, ramazanın ilkelerine ve orucun kurallarına uyarak oruç tutmalı ve böylece günahlara karşı kalkanlarını kuşanmalılardır.             Oruç tutanlar; hikmet ve feraset eşliğinde orucu yeniden kuşanmalıdır. Ramazan ve orucun üstlendiği ilahi rol ekseninde hayatı inşa etmelidir.             Ramazan bunun için geldi ve oruç da bunun için farz kılındı.

Bakmadan Geçme