"Adalete güvenimi yitirdim"
Kayseri'de alkollü olarak kullandığı araçla kırmızı ışıkta geçen ve Dorukhan Altuntaş'ın ölümüne 8 kişinin de yaralanmasına neden olan tutuklu sanık E.S.'nin 6 yıl 3 ay ceza verilerek tahliye edilmesine tepki gösteren baba Mithat Altuntaş, "Adalete güvenimi yitirdim" dedi.
Nisan ayında meydana gelen kazada tutuklu sanık E.S.'nin alkollü olarak kullandığı ve kırmızı ışıkta geçtiği araç, arkadaşları ile yemekten dönen Dorukhan Altuntaş'ın bulunduğu araca çarpmış, kazada 8 kişi yaralanırken, 27 yaşındaki Dorukhan Altuntaş hayatını kaybetmişti. Kaza sonrasında alkollü olduğu belirlenen ve tutuklanan sanık E.S. yapılan yargılamada 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı ve mahkeme tarafından tahliye edilmesine karar verildi.
Kazada düğün hazırlığı yapan ve hayatını kaybeden Dorukhan Altuntaş'ın babası Mithat Altuntaş, 'Olay 11 Nisan akşamı Talas'ta gerçekleşti. Benim yavrum arkadaşları ile yemek yemişler daha sonra tatlıyı ben ısmarlayayım diye arkadaşının arabasına biniyorlar arabanın sağ arka tarafına oturuyor ve araba seyir halinde trafik ışıklarının oraya geliyorlar ve duruyorlar daha sonra yeşil ışık yandığında diğer taraftan gelen alkollü ve kırmızı ışıkların tamamını ihlal ederek gelen bir otomobil çarpıyor ve yavrum vefat ediyor. Karşıdaki kişinin mahkeme kararları ve hastane raporları ile alkollü olduğuna dair mahkemeye sunulmuş raporlar var. Kendisinin de zaten mahkemede alkollüydüm diye beyanı var. Mahkeme çok acı bir karar verdi belki Türkiye'de bu karar yenidir bizi derinden üzdü' dedi.
Altundaş, 'Hukuka adalete güvenimi yitirdim. 2 ay sonra düğünü olacak 27 yaşındaki çocuğum vefat ediyor buna rağmen çocuğuma çarpıp öldüren alkollü caniye arkadaşı kırmızı ışık yanıyor diye beyanı olmasına rağmen rağmen 6 yıl 3 ay karar veriyor ve tahliyesine karar veriyor 3 ay yatan bir kişinin tahliyesine karar veriliyor' diyerek şunları söyledi:
'Biz o zaman şöyle mi yapalım? Hoşumuza gitmeyen bir kişiye karar verelim içelim, gidelim araçla vuralım öldürelim kendimde değildim diyerek 3 ay yatıp çıkayım böyle bir adalet mi var? Böyle Hukuk mu olur? Bu çok acı bir karar böyle bir karar nasıl alındı gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum. Ben 7 tane Üniversite bitirmiş bir adamım bunu anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum. Bu olayın Türk adaleti ve hukukuna çok büyük bir darbe ve leke olduğunu düşünüyorum. Kesinlikle bir çekincem var. Karşı tarafın avukatı daha 3 ay önce Kayseri Adliyesinde 10-15 yıldır Savcılık yapan orada birlikte mesai arkadaşlığı yapan bir savcımız emekli oluyor ve 1 hafta önce de Kayseri Barosu'ndan yetkisini alıyor ve bugün mahkemede karşı tarafı yani alkollü ve kırmızı ışığı ihlal etmiş sanki bu işi bilinçli olarak yapmış cani bir insanın avukatlığını yapıyor ve Mahkeme bu kararı veriyor. Benim aklıma bu işte bir şüphe doğuyor. Güvenim sarsılıyor ve aklıma acaba diyorum inşallah değildir ama hakimin etkisinde mi kaldı diye düşünüyorum. Herkesin aklına gelmez mi bu olay? Siz 15 yıl aynı iş yerinde çalışacaksınız ve birbirinizi tanımayacaksınız, kesinlikle tanırsınız. 1 haftalık bir avukat bu davaya giriyor ve böyle bir sonuç çıkıyor. Hangi ülkenin adaletine ve hukukuna giderseniz gidin böyle bir olayın sonucu 27 yaşında ki hayattan alınmış bir iş adamı hazırlığında olan bir çocuktu ki bugün Medikal atölye firmasının başında olan bir çocuktu. 2 ay sonra evlenecek bir gelinimiz var düğün salonu tutulmuş, eşyaları alınmış ve benim tek evladım. Hangi vicdan ve adaletle siz bu kararı veriyorsunuz ? Bugün benim başıma gelen olayın yarın bu kararı veren insanın başına gelmeyecek diye bir kural mı var? Cenabı Allah'tan bir imzaları mı var? Bu nasıl vicdanlarına sığar?'
Altuntaş ailesinin avukatı Emre Ayan, 'Gelinen bu noktada bugün hepimiz çok üzgünüz. Zira alkollü ve kural tanımaz sorumsuz bir vatandaşın yarattığı telafisi mümkün olmayan yokluk ve boşluğun içerisindeyiz bugün. Dorukhan Altuntaş'ı kaybettik. Sığınacağımız tek yer hukuk devletinde adli yargı. Ve bugün o inançla sabah adliyeye gittik duruşmaya katıldık. Sayın mahkeme yargılamasını yaptığı dosyayı bitirdi. Ve biz kamu vicdanını tatmin edecek bu büyük kaybı en azından vicdanları biraz olsun dindirecek bir karar beklerken maalesef ceza miktarının 2 yıldan 15 yıla kadar olmasına rağmen şahsa 6 yıl 3 ay hapsi cezası verilerek tahliye edildi' diye konuştu.
Avukat Ayan, 'Yaklaşık 90 günlük bir yargı sürecinin sonunda bu trafik canavarı toplumu terörize eden bu kural tanımaz adam yeniden toplum içerisine döndü ve hepimize potansiyel tehlikeyi yaşatmaya devam edecek. Bunun hiç kimse için garantisi yok' dedi ve şunları söyledi:
'Hukuk devletinde cezalar caydırıcı olmalı yaptırımlar kuvvetli olmalı ki toplum önünde bu tür olaylardan mağdur olanlar vicdanen bir tatmin yaşasın. Hem de toplumda örneklemeler ile benzer suçlar oluşmasın. Gelinen durum bizi çok rahatsız etti. Tutukluluğa itiraz yoluna gittik sayın Cumhuriyet savcısından bunu talep ettik Cumhuriyet savcısının yetkisi var tutukluluğu devam edilmesi yönünde. Ne yapacağını bizde merakla bekliyoruz. Umuyoruz ki bu haksız tahliye edilen şahıs tekrar cezaevine gönderilerek toplumdan uzunca bir süre tecrit edilerek hem kendisi bir ders alır hem de toplum vicdanı bu anlamda tatmin edilmiş olur diye düşünüyorum. Türk Ceza Kanunu 85. Maddesi taksirli suçları düzenler. Bu kazanın özelliği Doğukan hayatını kaybederken bu 8 kişi de alkollü şahsın çarpması sonucu yaralanıyor. Burada hafif yaralılar da var ağır yaralılar da var dolayısıyla hem bir can kaybı hem de yaralı olması sebebiyle 85. madde 2. fıkrasındaki o taksir halinden yani bir kasıt olmasa da taksirli yaralamalı öldürmeye sebebiyet vermekten yargılandığı burada 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla yargılandı bu şahıs. Özellikle şoförün yanındaki arkadaşı olan tanığın beyanında 'kırmızı ışığı gördük dikkat et dememize rağmen arkadaşım yavaşlayacağı yerde gaza bastı ve hızlandı kavşağa girdi çarptı' beyanına rağmen sayın mahkeme bu şartlarda da bilinçli taksir denilen daha ağırlaştırıcı 22. Maddeyi uyguladı ama burada olası kasıt denilen bir kaçınılmaz hal var biz buna inanıyoruz. Olası kasıt nedir? Kişi ne olursa olsun ben bu eylemi gerçekleştireceğim diyorsa bu olası kasıttır. Burada şahıs yanındaki tanık tarafından uyarıldığı halde alkolün verdiği cesaretle gaza daha fazla yüklenip o kavşağa girmiştir. Bu eylemi yaparken de 'ban ne, ne olursa olsun' umursamazlığı içerisindedir. Bu çok tehlikeli bir davranış biçimi burada herkesin empati kurmasını kendini Dorukhan ve ailesinin yerine koymasını istiyorum. Zira o araçta hepimiz olabilirdik. Göz göre göre bir cinayettir bu. Cinayete eş değer bir kusur ve hatadır. Biz şahsa gösterilen hukuki toleransı bu anlamda hazmedemiyoruz. Mahkeme kararlarını kıyasıya eleştiriyoruz. İstinaf mahkemesinde Yargıtay'a taşıyacağız bu süreci ama ateş düştüğü yeri yakıyor. Toplumun vicdanı çok büyük yara aldı. Bütün Kayseri'de çok ciddi tepki var. Sabahtan beri telefonlar alıyorum herkes bunun nasıl olabileceğini sorguluyor. Biz de bunu haykırıyoruz haykıracağız ve haykırmak zorundayız. Evet Yargıya saygımız var ama hata varsa eleştirmek durumundayız' ifadelerini kullandı.
Kazada düğün hazırlığı yapan ve hayatını kaybeden Dorukhan Altuntaş'ın babası Mithat Altuntaş, 'Olay 11 Nisan akşamı Talas'ta gerçekleşti. Benim yavrum arkadaşları ile yemek yemişler daha sonra tatlıyı ben ısmarlayayım diye arkadaşının arabasına biniyorlar arabanın sağ arka tarafına oturuyor ve araba seyir halinde trafik ışıklarının oraya geliyorlar ve duruyorlar daha sonra yeşil ışık yandığında diğer taraftan gelen alkollü ve kırmızı ışıkların tamamını ihlal ederek gelen bir otomobil çarpıyor ve yavrum vefat ediyor. Karşıdaki kişinin mahkeme kararları ve hastane raporları ile alkollü olduğuna dair mahkemeye sunulmuş raporlar var. Kendisinin de zaten mahkemede alkollüydüm diye beyanı var. Mahkeme çok acı bir karar verdi belki Türkiye'de bu karar yenidir bizi derinden üzdü' dedi.
Altundaş, 'Hukuka adalete güvenimi yitirdim. 2 ay sonra düğünü olacak 27 yaşındaki çocuğum vefat ediyor buna rağmen çocuğuma çarpıp öldüren alkollü caniye arkadaşı kırmızı ışık yanıyor diye beyanı olmasına rağmen rağmen 6 yıl 3 ay karar veriyor ve tahliyesine karar veriyor 3 ay yatan bir kişinin tahliyesine karar veriliyor' diyerek şunları söyledi:
'Biz o zaman şöyle mi yapalım? Hoşumuza gitmeyen bir kişiye karar verelim içelim, gidelim araçla vuralım öldürelim kendimde değildim diyerek 3 ay yatıp çıkayım böyle bir adalet mi var? Böyle Hukuk mu olur? Bu çok acı bir karar böyle bir karar nasıl alındı gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum. Ben 7 tane Üniversite bitirmiş bir adamım bunu anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum. Bu olayın Türk adaleti ve hukukuna çok büyük bir darbe ve leke olduğunu düşünüyorum. Kesinlikle bir çekincem var. Karşı tarafın avukatı daha 3 ay önce Kayseri Adliyesinde 10-15 yıldır Savcılık yapan orada birlikte mesai arkadaşlığı yapan bir savcımız emekli oluyor ve 1 hafta önce de Kayseri Barosu'ndan yetkisini alıyor ve bugün mahkemede karşı tarafı yani alkollü ve kırmızı ışığı ihlal etmiş sanki bu işi bilinçli olarak yapmış cani bir insanın avukatlığını yapıyor ve Mahkeme bu kararı veriyor. Benim aklıma bu işte bir şüphe doğuyor. Güvenim sarsılıyor ve aklıma acaba diyorum inşallah değildir ama hakimin etkisinde mi kaldı diye düşünüyorum. Herkesin aklına gelmez mi bu olay? Siz 15 yıl aynı iş yerinde çalışacaksınız ve birbirinizi tanımayacaksınız, kesinlikle tanırsınız. 1 haftalık bir avukat bu davaya giriyor ve böyle bir sonuç çıkıyor. Hangi ülkenin adaletine ve hukukuna giderseniz gidin böyle bir olayın sonucu 27 yaşında ki hayattan alınmış bir iş adamı hazırlığında olan bir çocuktu ki bugün Medikal atölye firmasının başında olan bir çocuktu. 2 ay sonra evlenecek bir gelinimiz var düğün salonu tutulmuş, eşyaları alınmış ve benim tek evladım. Hangi vicdan ve adaletle siz bu kararı veriyorsunuz ? Bugün benim başıma gelen olayın yarın bu kararı veren insanın başına gelmeyecek diye bir kural mı var? Cenabı Allah'tan bir imzaları mı var? Bu nasıl vicdanlarına sığar?'
Altuntaş ailesinin avukatı Emre Ayan, 'Gelinen bu noktada bugün hepimiz çok üzgünüz. Zira alkollü ve kural tanımaz sorumsuz bir vatandaşın yarattığı telafisi mümkün olmayan yokluk ve boşluğun içerisindeyiz bugün. Dorukhan Altuntaş'ı kaybettik. Sığınacağımız tek yer hukuk devletinde adli yargı. Ve bugün o inançla sabah adliyeye gittik duruşmaya katıldık. Sayın mahkeme yargılamasını yaptığı dosyayı bitirdi. Ve biz kamu vicdanını tatmin edecek bu büyük kaybı en azından vicdanları biraz olsun dindirecek bir karar beklerken maalesef ceza miktarının 2 yıldan 15 yıla kadar olmasına rağmen şahsa 6 yıl 3 ay hapsi cezası verilerek tahliye edildi' diye konuştu.
Avukat Ayan, 'Yaklaşık 90 günlük bir yargı sürecinin sonunda bu trafik canavarı toplumu terörize eden bu kural tanımaz adam yeniden toplum içerisine döndü ve hepimize potansiyel tehlikeyi yaşatmaya devam edecek. Bunun hiç kimse için garantisi yok' dedi ve şunları söyledi:
'Hukuk devletinde cezalar caydırıcı olmalı yaptırımlar kuvvetli olmalı ki toplum önünde bu tür olaylardan mağdur olanlar vicdanen bir tatmin yaşasın. Hem de toplumda örneklemeler ile benzer suçlar oluşmasın. Gelinen durum bizi çok rahatsız etti. Tutukluluğa itiraz yoluna gittik sayın Cumhuriyet savcısından bunu talep ettik Cumhuriyet savcısının yetkisi var tutukluluğu devam edilmesi yönünde. Ne yapacağını bizde merakla bekliyoruz. Umuyoruz ki bu haksız tahliye edilen şahıs tekrar cezaevine gönderilerek toplumdan uzunca bir süre tecrit edilerek hem kendisi bir ders alır hem de toplum vicdanı bu anlamda tatmin edilmiş olur diye düşünüyorum. Türk Ceza Kanunu 85. Maddesi taksirli suçları düzenler. Bu kazanın özelliği Doğukan hayatını kaybederken bu 8 kişi de alkollü şahsın çarpması sonucu yaralanıyor. Burada hafif yaralılar da var ağır yaralılar da var dolayısıyla hem bir can kaybı hem de yaralı olması sebebiyle 85. madde 2. fıkrasındaki o taksir halinden yani bir kasıt olmasa da taksirli yaralamalı öldürmeye sebebiyet vermekten yargılandığı burada 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla yargılandı bu şahıs. Özellikle şoförün yanındaki arkadaşı olan tanığın beyanında 'kırmızı ışığı gördük dikkat et dememize rağmen arkadaşım yavaşlayacağı yerde gaza bastı ve hızlandı kavşağa girdi çarptı' beyanına rağmen sayın mahkeme bu şartlarda da bilinçli taksir denilen daha ağırlaştırıcı 22. Maddeyi uyguladı ama burada olası kasıt denilen bir kaçınılmaz hal var biz buna inanıyoruz. Olası kasıt nedir? Kişi ne olursa olsun ben bu eylemi gerçekleştireceğim diyorsa bu olası kasıttır. Burada şahıs yanındaki tanık tarafından uyarıldığı halde alkolün verdiği cesaretle gaza daha fazla yüklenip o kavşağa girmiştir. Bu eylemi yaparken de 'ban ne, ne olursa olsun' umursamazlığı içerisindedir. Bu çok tehlikeli bir davranış biçimi burada herkesin empati kurmasını kendini Dorukhan ve ailesinin yerine koymasını istiyorum. Zira o araçta hepimiz olabilirdik. Göz göre göre bir cinayettir bu. Cinayete eş değer bir kusur ve hatadır. Biz şahsa gösterilen hukuki toleransı bu anlamda hazmedemiyoruz. Mahkeme kararlarını kıyasıya eleştiriyoruz. İstinaf mahkemesinde Yargıtay'a taşıyacağız bu süreci ama ateş düştüğü yeri yakıyor. Toplumun vicdanı çok büyük yara aldı. Bütün Kayseri'de çok ciddi tepki var. Sabahtan beri telefonlar alıyorum herkes bunun nasıl olabileceğini sorguluyor. Biz de bunu haykırıyoruz haykıracağız ve haykırmak zorundayız. Evet Yargıya saygımız var ama hata varsa eleştirmek durumundayız' ifadelerini kullandı.