Özhazar, Hz. Ömer'i anlattı
Cumartesi günü İlim Hikmet Vakfı'nın konuğu olan Hüseyin Özhazar, 'Hz. Ömer ve Adalet Devleti' konulu bir konuşma gerçekleştirdi. Özhazar, yaptığı konuşmada 'Müslümanların tarihinde Hz. peygamberden sonra iki büyük açılım dönemi yaşanmıştır. Yaptığım tarih okumaları çerçevesinde 21. Yüzyılın üçüncü büyük açılımın yaşanabilecek potansiyele sahip olduğunu düşünüyorum' dedi.
Tarihle konuşmak ve tarihi şahsiyetlerle konuşup istişare etmek ve onların birikimlerinden istifade etmek Müslümanlar için en vazgeçilmez olaylardan birisi olması gerekiyor. İlk insanlar ile bugün yaşayan insanların arasında hiçbir fark yoktur. Sadece muhatap olduğumuz ve kullandığımız materyaller farklıdır. Bugün hangi insan tipolojisini görüyorsanız, tarihin geçmiş dönemlerinde aynı tipolojik insanlarla karşılaşabiliyorsunuz. Bu anlamda insanların en fazla istişare ve istifade edebileceği kişinin Hz. Ömer olduğuna inandığım için, Hz. Ömer ile ilgili çalışmalarımı derinleştirme ihtiyacı duydum' ifadelerini kullandı.
'Müslüman davetçiler bazen seçici olmalı'
Ardından Hz. Ömer'in hayatını ve Müslüman olma sürecini anlatan Özhazar; 'Hz. Ömer 581 yılında doğuyor. Babası Hattap bin Nüfeyl. Hz. Ömer için söylenen sertlik aslında babası için söylenmiştir. Hz. Ömer'in amcası haniftir. Aileden hanif olanlar bulunmaktadır. Hz. Ömer'in babasının bunlara karşı çok şedit olduğunu biliyoruz. Annesi'nin de bazı kaynaklarda Ebu Cehil'in kız kardeşi veya amcasını kızı olduğu söylenmektedir.
Hz. Peygamberin getirdiği mesaj Mekke'de konuşuluyor. Herkes bir fitne ve fesadın ortaya çıktığını ve bu fitne fesadın ortadan kaldırılması gerektiğini söylüyor. Ama Hz. Ömer daha farklı bir yaklaşımda; 'Ne konuşuyorsunuz, eğer bir rahatsızlığınız varsa icraata geçin der.' kimseden ses çıkmayınca tamam ben bu işi yaparım der. Tabi bu süreçte Hz. Ömer'in kız kardeşinin Kur'an'ı öğrenirken onu görmesi sonrasında dövmesi var. İkinci rivayette ise, yine Hz. Ömer'in peygamberi öldürmekle ilgili bir kararı var. Fakat bu suikastı Hz. Peygamberin sıklıkla gittiği Mescid-i Haram'da yapmak istiyor. Hz. Ömer Kbe örtüsünün arkasına saklanıyor. Hz. Peygamber namaza durduğunda açıkça ayetleri okuyor. Hz. Ömer de bu ayetleri duyduğunda kafasındaki soru işaretlerinin cevabını buluyor. Hz. Peygamber namazını bitirdikten sonra Hz. Ömer arkasından gidiyor. Hz. Peygamber bunu fark ettiğinde; 'Ömer hayırdır' der. Hz. Ömer durumu anlatır. İki rivayette de Hz. Ömer'in Müslüman olmasındaki en önemli faktör Kur'an ayetleridir.
Hz. Peygamberin yaşadığı sıkıntılı bir dönemde yaptığı bir duayı hepimiz bilmekteyiz; 'Ey rabbim bu dini Amr bin Hişam veya Ömer ile destekle duası' Bu önemli bir şey. Amr bin Hişam dediğimiz Ebu Cehil'dir. Bunların hem sembolik yanları var. Hem de adam gibi adamlar. Müşrikliklerini bir tarafa bırakacak olursanız. Ebu Cehil de olsa adam mert, cömert ve misafirperverdir. Bu adamların Müslüman olması hem kendileri için hem de Müslümanlar için önemli bir kazanımdır.
Birçok insanın Müslüman sürecine şahitlik etmişizdir. Bir insan Müslüman olmadan önce korkak, pısırık ve ben merkezli düşünüyorsa ise, Müslüman olur ama bu hasletleri devam eder. Ama adam cömert ve adam gibi adam ise Müslüman olunca başka bir şey oluyor. Ben peygamberimizin duasının bir miras ve yönlendirme olduğuna inanıyorum. Müslüman davetçiler bir toplum ile ilgilenirken zaman zaman seçici olmak zorundadır' dedi.
'İslam coğrafyası Hz. Ömer döneminde şekillenmiştir'
Hz. Ömer dönemini ve yaşanan gelişmeleri de aktaran Özhazar, konuşmasına şöyle devam etti; 'Hz. Ömer döneminde önemli fetihler oldu. Bunlar dünya tarihinde benzeri olmayan fetihlerdir. Belki bir İskender'den bahsedersiniz. Ama nitelik olarak farklıdır. Hz. Ömer döneminde iyi bir planlanmayla Bugünkü Suriye, Filistin, Lübnan, Ürdün, Irak, İran, Ermenistan, Gürcistan, Azerbaycan, Horasan, Mısır ve Libya gibi birçok yer İslam Coğrafyasına dahil ediliyor. 1036 şehir Hz. Ömer döneminde İslam coğrafyasına dahil edilmiştir.
Dünya tarihinde hem liderlik vasıflarına sahip, hem komutan, hem de devlet adamı olma özelliklerini kendisinde bulunduran çok nadir insanlar vardır. Bunların başında Hz. Ömer gelir. Ordularını Medine'den kontrol etmiştir. İslam coğrafyasının Hz. Ömer döneminde şekillendiğini söyleyebiliriz. Bu çok iyi bir planlamayı gerektiriyor. Hz. Ömer'in en önemli özelliklerinden biri de planlı hareket etmesidir. Yaptığı işle ilgili çok önemli bir ön çalışma yapmasıdır. Ciddi bir istişare ekibi vardır. İstişare ekibinin önceleri Medine dışına çıkmasını engellemiştir. Merkezin sağlam olmasını sağlamıştır. Bu nedenle birçok sahabenin Medine dışına çıkmasını engellemiştir. Bir taraftan da devleti kurumsallaştırma adına bir şeyler yapacaktır.
'Hz. Ömer'in en önemli özelliği yenilikçi damarıdır'
Hz. Ömer devleti dört ilke etrafına oturtmuştur; 1. Adalet 2. Ehliyet ve liyakat 3. Meşveret 4. Maslahat. Bu ilkeler doğrultusunda Hz. Ömer'in vali ve yöneticilerini seçtiğini görmekteyiz. Akrabalarından kimseyi yönetime getirmemiştir. Bir adam sahabedir diye görev vermemiştir. Bir insanın yaşı genç veya ihtiyar diye ayırt etmemiştir. Onun için tamamen liyakat önemlidir. Kadınları istişare heyetine çağırmıştır. Zaman zaman gayri Müslimleri istişare heyetine davet ederek bilgi ve birikimlerinden istifade etmiştir.
Hz. Ömer'in en önemli özelliği yenilikçi damarıdır. Birçok ilkin ilk defa Hz. Ömer döneminde yaşandığını görmekteyiz. Benim tespit ettiğim 73 yeniliği bulunmaktadır. Derinlemesine araştırıldığında Hz. Ömer'in bu yenilikleri çoğaltılabilir. Hz. Ömer yenilikler gerçekleştirme noktasında çok cesurdur. Kur'an'ın ruhunu anlamış bir insandır. İslam'ın temel prensiplerini anlamış ve bu prensipler doğrultusunda yeni adımlar atma noktasında Hz. Ömer'in hiçbir endişesi yoktur.'
Haber/Fotoğraf: Bünyamin Gültekin