Online 'Çaycı'
Kaliteli çayı hizmetle harmanlıyor
Yusuf Kaya, 14 yıl önce Sahabiye Mahallesi Mete Caddesi'nde 'Çaycı'adıyla açtığı meknı ile çay keyfini, kaliteli hizmetle harmanlıyor. Misafirlerine 'çay ve sohbet' vaat eden Kaya diyafon sistemiyle mahalle esnafından sipariş almakta zorluklar yaşayınca, talepleri ilk önce MSN'den ardından da Skype'den almaya başladı.
Maksat muhabbet
Erciyes Üniversitesi Tekstil bölümü mezunu olan Yusuf Kaya, üniversite döneminde tanıştığı iki arkadaşıyla birlikte Çaycı'yı açtıklarını belirterek, 'Çaycı 2003 yılında kuruldu. Üç ortakla birlikte açtık. 14 yıllık bir mekan… Amacımız 'çay ve sohbet' üzerine işletme açmaktı. Öyle de oldu. Oyun ve nargile gibi şeyler bulunmuyor. Çünkü insanların şu anki en büyük eksikliğinin muhabbet ve sohbet olduğuna inanıyorum. Ona değer vermeye çalışıyoruz. 2003 yılında burayı ilk olarak açtığımızda bu mahallede çaycı olarak sadece biz vardık. Şu an ise bir pazar haline geldi. İnsanlara örnek bir davranış sergiledik. Açarken üniversite öğrencisi olarak açtık. İşletmemiz büyüdü; şimdi markalaşma pozisyonuna girmeye başladık. Önce elimizdekine değer katmaya çalıştık. Önümüzdeki günlerde de başka yerlerde, başka şubeler açmayı planlıyoruz. Temizliğe önem veririz. Hijyene önem veririz. Güler yüze önem veririz. Birçoğu böyle bir mekan açmaya hobi olarak bakıyor ama biz iş olarak görüyoruz. Sabah saat: 07.00'da başlıyor, gece 24.00'a kadar iki vardiyalı olarak çalışıyoruz.' şeklinde konuştu.
Mahallede başka çaycı yoktu.
İlk açıldıklarında Sahabiye Mahallesi'nde başka çay evinin olmadığını, bunun için mekanın isminin 'Çaycı' olmasına karar verdiklerini söyleyen Kaya, 'Sıradan bir çay yapmıyoruz. Çaya sevgi katıp satıyoruz. Çayımız harmanlı çayıdır. Çayı yerinden getiririz. Antep'ten ithal çay alırız. Biz burayı ilk kurduğumuzda bu mahallede başka bir çaycı olmadığı için, 'Çaycı' ismini uygun gördük. 'Nereye gidiyorsun?' diye sorduklarında 'Çaycı'ya gidiyorum.' diyorlardı. İsim buradan çıktı. Tabi şimdi sadece bu mahallede 20-25 tane çay evi, çay ocağı tarzı yerler var. Ama bizim de onlardan bir farkımız var. Çaya marka değeri katarak satıyoruz. Diğer farkımız ise dediğim gibi oyun ve nargilemiz yoktur. Değere, sohbete, maneviyata önem veririz.' dedi
Siparişleri Skype'den alıyorum
Diyafon sistemiyle mahalle esnafından sipariş almakta zorluklar yaşayınca talepleri ilk önce MSN'den ardından da Skype'den almaya başladıklarını vurgulayan Kaya,' Çaycı'yı ilk açtığımızda siparişleri diyafon sistemi ile alıyorduk. Sahabiye Mahallesi'ndeki bütün esnafa çay veriyoruz. Bir gün ben siparişleri dağıtmaya çıktığımda, bütün esnafın bilgisayar başında olduğunu gördüm. O dönem MSN yaygın olarak kullanılıyordu. Biz de diyafondan sıkıntılar yaşayınca, MSN'den siparişleri almaya başladık. Daha sonra MSN tarih olunca, Skype'ye yöneldik. Şimdilerde Skype üzerinden siparişleri almaya devam ediyoruz. Esnaf da bu durumdan memnun. Hem onlara, hem bize kolaylık oluyor.' diye konuştu
Genç nesle hitap edemiyoruz
İşletmenin Öğretmenevi, Valilik, Kocasinan Belediyesi ve Vergi Dairesi'ne yakın olması sebebiyle genellikle memur kesiminin Çaycı'ya geldiğini belirten Kaya, 'Bizim hitap ettiğimiz belirli bir kesim yok. Ama ağırlıklı olarak memur kesimi gelir. Ağırlıklı olarak onların gelmesinin sebebi de Kocasinan Belediyesi, Valilik ve Öğretmenevi'nin yanı başımızda olması… Memurlar öğle arasında çay içmeye buraya geliyorlar. Eski ortağımın Karadenizli olması sebebiyle, Karadenizliler çok gelip gider. Çaycı'nın en büyük özelliği, tanımadığın insanlarla kaynaşıp arkadaş olabilirsin. Tabure masa olduğu yerlerde buraya gelen yabancılar sana selam verip konuşabilirler. Bu tarz yerlerle tanımadığın insanlarla siyaset veya spor konuşabiliyorsun. Burada tanışıp 10 yıldır arkadaş olan kişiler var.
Mesela günlük gelen müşterilerim var. Bir gün gelmezse hemen ararım. Çoğunun numarası vardır. '5 tane çayını yazdım ister gel ister gelme' derim. Gurbetçilerden de çok gelen olur ama genç nesle hitap edemiyoruz. Genç nesil her şeyinden kısar kafeye gider. Tavlaya para ayırır. Her geçen gün farklı yerler açılıyor. Herkes farklılık arıyor. 'Yeni bir yer açılmış gidip bir görelim diyoruz'. Herkes ufak da olsa pastadan payını alıyor. Her gün gelen müşterilerimiz var. Bu da çarkın dönmesini sağlıyor. Ama genç nesle şu an biz hitap edemiyoruz. Edemememizin en büyük sebebi ise oyun ve nargile olmaması. Ama biz de direniyoruz, oyun koymayacağız.' açıklamasında bulundu.
Darbe döneminde Çaycı hiç kapanmadı
'15 Temmuz hain darbe girişiminde meydana en yakın işletme biz olduğumuz için, 28 gün boyunca burayı hiç kapatmadık.' diyen Kaya sözlerini şöyle tamamladı;
'O dönem gece gündüz çalıştık. Bizim için o süreç çok yoğun geçti. Buruk bir sevinçti. Bizi tanımayan insanlar da artık gelmeye başladı. Daha çok üstüne gitmeye çalıştık. İstikrarlı şekilde devam etmeye çalıştık. Darbe sürecinden yaklaşık bir ay sonra bir polis amiri geldi. Kapıdan içeriye girdi. Şöyle bir baktı. Arkasına döndü 'gelin burası tam bizlikmiş' dedi. 'Amirim! Burası tam bizlikmiş derken neyi kastettiniz?' diye sordum. Mekandaki bayrakları gösterdi. Farkında olmadan tam 5 tane bayrak asmışım. Bunu için bizi tebrik etti.'
Mars'ta su bulsam önce çay koyarım
Kaya, Çaycı'nın iç tasarımını kendisinin yaptığını ve hayalindeki dağ evi konseptini mekna yansıtmaya çalıştığını belirtti. Çaycı'nın marka değerini arttırmak için işletmede kullanılan masa, bardak, çay kaşığı ve çay ocağına 'Çaycı' logosunu yerleştiren Kaya; ayrıca işletmenin duvarlarına astığı çay üzerine yazılmış, 'herkes ruhuna yakışanı yaptı ben de çay yaptım.' 'ölüm varsa bu dünyada çay da var.', 'Mars'ta su bulsam önce bir çay koyarım. Çay önemli…' gibi eğlenceli yazılarla da Çaycı'ya gelen müşterilerini gülümsetiyor.
Haber: Tuba Köksal
Maksat muhabbet
Erciyes Üniversitesi Tekstil bölümü mezunu olan Yusuf Kaya, üniversite döneminde tanıştığı iki arkadaşıyla birlikte Çaycı'yı açtıklarını belirterek, 'Çaycı 2003 yılında kuruldu. Üç ortakla birlikte açtık. 14 yıllık bir mekan… Amacımız 'çay ve sohbet' üzerine işletme açmaktı. Öyle de oldu. Oyun ve nargile gibi şeyler bulunmuyor. Çünkü insanların şu anki en büyük eksikliğinin muhabbet ve sohbet olduğuna inanıyorum. Ona değer vermeye çalışıyoruz. 2003 yılında burayı ilk olarak açtığımızda bu mahallede çaycı olarak sadece biz vardık. Şu an ise bir pazar haline geldi. İnsanlara örnek bir davranış sergiledik. Açarken üniversite öğrencisi olarak açtık. İşletmemiz büyüdü; şimdi markalaşma pozisyonuna girmeye başladık. Önce elimizdekine değer katmaya çalıştık. Önümüzdeki günlerde de başka yerlerde, başka şubeler açmayı planlıyoruz. Temizliğe önem veririz. Hijyene önem veririz. Güler yüze önem veririz. Birçoğu böyle bir mekan açmaya hobi olarak bakıyor ama biz iş olarak görüyoruz. Sabah saat: 07.00'da başlıyor, gece 24.00'a kadar iki vardiyalı olarak çalışıyoruz.' şeklinde konuştu.
Mahallede başka çaycı yoktu.
İlk açıldıklarında Sahabiye Mahallesi'nde başka çay evinin olmadığını, bunun için mekanın isminin 'Çaycı' olmasına karar verdiklerini söyleyen Kaya, 'Sıradan bir çay yapmıyoruz. Çaya sevgi katıp satıyoruz. Çayımız harmanlı çayıdır. Çayı yerinden getiririz. Antep'ten ithal çay alırız. Biz burayı ilk kurduğumuzda bu mahallede başka bir çaycı olmadığı için, 'Çaycı' ismini uygun gördük. 'Nereye gidiyorsun?' diye sorduklarında 'Çaycı'ya gidiyorum.' diyorlardı. İsim buradan çıktı. Tabi şimdi sadece bu mahallede 20-25 tane çay evi, çay ocağı tarzı yerler var. Ama bizim de onlardan bir farkımız var. Çaya marka değeri katarak satıyoruz. Diğer farkımız ise dediğim gibi oyun ve nargilemiz yoktur. Değere, sohbete, maneviyata önem veririz.' dedi
Siparişleri Skype'den alıyorum
Diyafon sistemiyle mahalle esnafından sipariş almakta zorluklar yaşayınca talepleri ilk önce MSN'den ardından da Skype'den almaya başladıklarını vurgulayan Kaya,' Çaycı'yı ilk açtığımızda siparişleri diyafon sistemi ile alıyorduk. Sahabiye Mahallesi'ndeki bütün esnafa çay veriyoruz. Bir gün ben siparişleri dağıtmaya çıktığımda, bütün esnafın bilgisayar başında olduğunu gördüm. O dönem MSN yaygın olarak kullanılıyordu. Biz de diyafondan sıkıntılar yaşayınca, MSN'den siparişleri almaya başladık. Daha sonra MSN tarih olunca, Skype'ye yöneldik. Şimdilerde Skype üzerinden siparişleri almaya devam ediyoruz. Esnaf da bu durumdan memnun. Hem onlara, hem bize kolaylık oluyor.' diye konuştu
Genç nesle hitap edemiyoruz
İşletmenin Öğretmenevi, Valilik, Kocasinan Belediyesi ve Vergi Dairesi'ne yakın olması sebebiyle genellikle memur kesiminin Çaycı'ya geldiğini belirten Kaya, 'Bizim hitap ettiğimiz belirli bir kesim yok. Ama ağırlıklı olarak memur kesimi gelir. Ağırlıklı olarak onların gelmesinin sebebi de Kocasinan Belediyesi, Valilik ve Öğretmenevi'nin yanı başımızda olması… Memurlar öğle arasında çay içmeye buraya geliyorlar. Eski ortağımın Karadenizli olması sebebiyle, Karadenizliler çok gelip gider. Çaycı'nın en büyük özelliği, tanımadığın insanlarla kaynaşıp arkadaş olabilirsin. Tabure masa olduğu yerlerde buraya gelen yabancılar sana selam verip konuşabilirler. Bu tarz yerlerle tanımadığın insanlarla siyaset veya spor konuşabiliyorsun. Burada tanışıp 10 yıldır arkadaş olan kişiler var.
Mesela günlük gelen müşterilerim var. Bir gün gelmezse hemen ararım. Çoğunun numarası vardır. '5 tane çayını yazdım ister gel ister gelme' derim. Gurbetçilerden de çok gelen olur ama genç nesle hitap edemiyoruz. Genç nesil her şeyinden kısar kafeye gider. Tavlaya para ayırır. Her geçen gün farklı yerler açılıyor. Herkes farklılık arıyor. 'Yeni bir yer açılmış gidip bir görelim diyoruz'. Herkes ufak da olsa pastadan payını alıyor. Her gün gelen müşterilerimiz var. Bu da çarkın dönmesini sağlıyor. Ama genç nesle şu an biz hitap edemiyoruz. Edemememizin en büyük sebebi ise oyun ve nargile olmaması. Ama biz de direniyoruz, oyun koymayacağız.' açıklamasında bulundu.
Darbe döneminde Çaycı hiç kapanmadı
'15 Temmuz hain darbe girişiminde meydana en yakın işletme biz olduğumuz için, 28 gün boyunca burayı hiç kapatmadık.' diyen Kaya sözlerini şöyle tamamladı;
'O dönem gece gündüz çalıştık. Bizim için o süreç çok yoğun geçti. Buruk bir sevinçti. Bizi tanımayan insanlar da artık gelmeye başladı. Daha çok üstüne gitmeye çalıştık. İstikrarlı şekilde devam etmeye çalıştık. Darbe sürecinden yaklaşık bir ay sonra bir polis amiri geldi. Kapıdan içeriye girdi. Şöyle bir baktı. Arkasına döndü 'gelin burası tam bizlikmiş' dedi. 'Amirim! Burası tam bizlikmiş derken neyi kastettiniz?' diye sordum. Mekandaki bayrakları gösterdi. Farkında olmadan tam 5 tane bayrak asmışım. Bunu için bizi tebrik etti.'
Mars'ta su bulsam önce çay koyarım
Kaya, Çaycı'nın iç tasarımını kendisinin yaptığını ve hayalindeki dağ evi konseptini mekna yansıtmaya çalıştığını belirtti. Çaycı'nın marka değerini arttırmak için işletmede kullanılan masa, bardak, çay kaşığı ve çay ocağına 'Çaycı' logosunu yerleştiren Kaya; ayrıca işletmenin duvarlarına astığı çay üzerine yazılmış, 'herkes ruhuna yakışanı yaptı ben de çay yaptım.' 'ölüm varsa bu dünyada çay da var.', 'Mars'ta su bulsam önce bir çay koyarım. Çay önemli…' gibi eğlenceli yazılarla da Çaycı'ya gelen müşterilerini gülümsetiyor.
Haber: Tuba Köksal