Namaza başlama töreni

Güzel gelenekleri sürdürmek ve bu güzel hasletleri bugün de aynı canlılığı ile yaşatmak büyük önem taşıyor.

Geçmişten gelen önemli geleneklerimizden birisi olan 'Amin Alayı' adı verilen gelenek çeşitli kurumlarımız eliyle yaşatılmaya çalışılıyor. Özellikle son yıllarda giderek yaygınlaşan bu tören toplumumuzdaki 'Namaz' Bilincinin artırılması bakımından büyük önem taşıyor.

5 ve 6 yaşlarından itibaren çocukların genellikle mektebe başlama merasimi olarak düzenlenen  ayrıca Namaza Başlama törenleri olarak da bilinen uygulamalar Osmanlı İmparatorluğu döneminde özenle uygulanan bir gelenekti ve bu törenler  'Amin Alayları' olarak isimlendiriliyordu. Bu geleneğin uzun yıllar aradan sonra yeniden ihya edilmeye başlanılması büyük bir sevinç kaynağı olsa gerek.

 

Gönül isterdi ki bu köşede nisbeten kısıtlı bir şekilde verebildiğimiz bu haberi sadece bu köşede değil, bütün gazete ve televizyon haberlerine taşıyabilseydik. Aslında benim düşüncem bu töreni Kayseri Gündem'in  manşetine taşımaktı. Bunda da bir sıkıntı yoktu. Sağolsun Ali kardeşim bu konuda en küçük bir tereddüt göstermezdi fakat maalesef bu mümkün olamadı. Tabii bizden kaynaklanan bir durum değil bu, bazı prosedürleri aşmak maalesef mümkün olmuyor. Bu kısa sitemi de buradan iletmesen rahat etmeyecektim. Bilmiyorum hala bazı şeylerden niçin bu kadar çekince duyuyoruz.

Hayrettin Karaman Hocamın geçtiğimiz haftalarda İstanbul'daki 100. Yılında Uluslar arası İmam Hatip Sempozyumunda söylediği sözler aklıma geliyor: 'Bizler imam hatipteyken, başlarımızda imam hatipli şapkalar ve okul kıyafetlerimizle her hafta bir camiye topluca Cuma namazı kılmaya giderdik ve o caddelerden geçerken milletimizin bize gururla nasıl baktığını görür ve bizler de mutluluktan büyük bir keyif duyardık' diyor üstad Karaman.

Evet, inşallah sadece imam hatipli öğrencilerimizi değil tüm okullarımızdaki yaşları gelen öğrencilerimizi büyük bir gururla 'Namaza Başlama Törenlerine' götürüp bunu da gümbür gümbür cümle aleme ilan edeceğimiz günler de gelecek.

Belki Başbakanımıza kalsa bu işler şimdi bile gümbür gümbür yapılabilir fakat maalesef ben kendim de dahil Başbakan gibi bir yüreğe sahip olamıyoruz. Kendi nefsime söylüyorum sakın kimse yanlış anlamasın, bu tamamen bir özeleştiridir. Bir imam hatipli başbakanın bir imam hatipte 'Amin Alayı' düzenlendiğini öğrendiğindeki sevincini sanırım tahmin edebiliyorum. Ayrıca yine bu köşemde önceki yazılarımda hatırlatmıştım. Namaza karşı toplum olarak bu ilgisizliğimizi de vurgulamak istiyorum. Yaptığımız modern mekanların bir tanesinde bile namaz ve abdest alma mekanlarını düşünmüyoruz. Yine namazla ilgili bir anımı burada hatırlatmadan geçemeyeceğim. (Sanırım hatırlatmıştım ama tekrar da fayda olduğunu düşünüyorum) Ensar Vakfı'nın Şubeler Toplantısı için Erzurum'da bulunuyorduk. Palandöken  Kayak Tesisleri Bölgesi'ne geçtiğimiz yıl yapılan Üniversiad Oyunları için yapılmış mükemmel bir tesis. Her şey düşünülmüş, dört dörtlük, acaba ne hiç akla getirilmemiş olabilir. Evet bildiniz bir mescit yapmayı akıllarına getirmemişler. Tabii 300 kişinin biranda mescit ihtiyacı ortaya çıkınca da izbe bir köşeyi mescit olarak tahsis edin gitsin. İçişleri Komisyonu Başkanı ve İstanbul Milletvekili Feyzullah Kıyıklık Bey buna isyan ediyordu: 'Ya başka bir zamanda yapılsa anlarım ama burayı biz yaptırdık. Bizim iktidarımız yaptı. Nasıl böyle bir şey olabilir. Ne mescit, ne abdest alma mekanları hiçbiri düşünülmemiş diye isyan ediyordu.'. Evet, çocuklarımızı namaza teşvik edeceğiz ama buna uygun mekanları, pırıl pırıl mescitleri de hazırlamamış gerekiyor. 5 yıldızlı yemek kültürüne, 5 yıldızlı otellerin hangisinin daha iyi hizmet verdiğini, garsonların hizmetlerinin kalitesini yani aklınıza ne gelirse araştırıyoruz. Rahatımız, damağımızın tadı, sporumuz için gösterdiğimiz hassasiyeti namaz için göstermiyoruz maalesef. İzbe, küçük, pis, çok kötü mekanlarda bile namaz kılabiliyoruz veya kılmadığımız için önemsemiyoruz. Oysa mekan çok önemli. Bakın Ahmet-Ayşe İnci camisinin içinde yaptık bu namaza başlama törenini ve gerçekten insanın içini açan bir mekan ve çocuklara çok güzel bir teşvik oldu sanırım. Kayseri'de daha önce yapıldı mı bilmiyorum ama eğer yapılmadıysa bunun arkasının gelmesi gerektiğine inanıyorum.

 Neyse bu kısa girişin ardından konumuz olan okulumuzdaki Namaza Başlama Töreni yani Osmanlıdaki adıyla 'Amin Alayı' ile ilgili bilgi vermeye başlayabiliriz.

İMKB ANADOLU İMAM HATİP LİSESİNDEN BİR İLK 'NAMAZA BAŞLAMA TÖRENİ'

İMKB Anadolu İmam Hatip Lisesinde 6. Sınıf öğrencileri için düzenlenen 'Namaza Başlama Töreni' Dünya Ticaret Merkezi Fuar Alanı karşısındaki Ahmet Ayşe İnci camisinde yapıldı. Program öğle namazının ardından başladı. Törene Okul Müdürü Mehmet Ayman, öğretmenler, 6. sınıf öğrencileri ve çok sayıda öğrenci velisi katıldı. Yaklaşık 120 öğrencinin hazır bulunduğu törende öğrencilere çeşitli hediyelerin yanı sıra, beyaz namaz takkesi ve başörtüsü hediye edildi. Öğrencilere takkeleri ve başörtüleri tek tek giydirildi.

Öğrencileri namaza teşvik etmek amacıyla düzenlenen bu programa katılan veliler ise programdan duydukları memnuniyeti dile getirerek emeği geçen öğretmenlere teşekkür ettiler.

Tören, İMKB Anadolu İmam Hatip Lisesi Meslek Dersleri Öğretmenlerinden Fatih Fındıkçı'nın Kur'an ziyafeti ile başladı. Daha sonra Namazın önemi ve namaz ile ilgili önemli hususların yer aldığı slayt gösterilerinin bulunduğu film gösterisi yer aldı. Yine öğrencilerin oluşturduğu koronun okuduğu ilahiler izleyiciler tarafından büyük beğeniyle izlendi. Öğrencilerin imam hatiple ilgili duygu ve düşüncelerinin yer aldığı 'İmam Hatip'e gelmeseydim' sorusuna verdikleri cevapların yer aldığı film gösterisi programda yer alan diğer bölümlerdi. Programın son bölümünde 6-A, 6-B ve 6-C öğrencileri sırasıyla toplu olarak 40 gün boyunca namazlarını eksiksiz olarak kılacaklarına dair Peygamber Efendimize söz vererek yemin ettiler.

Yemin töreninden önce İMKB Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürü Mehmet Ayman, öğrencilere ve velilere hitaben kısa bir konuşma yaptı. Ayman konuşmasında, 'Öğrencilerimiz hepimiz için çok değerlidir. Hepsine de büyük değer veriyoruz. Siz velilerden de ilgi ve alaka bekliyoruz. Bizler okulda gerekli ilgi ve alakayı gösteriyoruz ama çocukların hayatları okul dışında da devam ediyor. Lütfen evdeki öğretmenleri de siz olun. Okuldaki öğretmenlerine destek olun. Okul dışındaki hayatlarını da bir imam hatip nesline bir imam hatip öğrencisine yakışır bir şekilde geçmesine yardımcı olun. Allah'ın izniyle güzel bir program oldu ve bundan sonra da inşaallah başka okullara örnek olacak. Yavrularımızdan da şunu rica ediyorum burada verdikleri söze sadık kalsınlar. Hz. Peygamberin vaadi inşaallah gerçekleşecek ve bu çocuklarımız 40 gün namaza alışırlarsa umuyoruz ki ondan sonra da namazı bırakmayacaklar. Bu programda hafızalarında güzel bir anı olarak kalacak. Ayrıca emeği geçen başta Zeliha hanım olmak üzere tüm öğretmen arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.' şeklinde konuştu.

Okul Müdürü Ayman son olarak öğrencilerin annelerine de seslenerek evde oldukları süre içinde öğrencilerin namazlarını kılıp kılmadıklarını takip etmelerini isteyerek eğer çocukların namazları konusunda ihmal davrandıklarını görürlerse öğretmenlerini uyarmalarının faydalı olacağını ve bu 40 günün sonunda da ödül töreni ile yine bir araya geleceklerini belirtti. Velilere geldikleri için teşekkür ederek ayrıca törene katılan öğrencilere kitap hediye edileceğini de sözlerine ekledi.

Okul müdürünün konuşmasının ardından, salavatlar eşliğinde 6. sınıflar sırasıyla ayrı ayrı yemin ederek namaza başlama törenini tamamladılar. En sonunda da öğrenciler, öğretmenler ve veliler birlikte hatıra fotoğrafı çektirerek böylesine güzel bir günü hafızalara kazımış oldular.

Son olarak, yazının içinde de belirttiğim gibi benim arzum ve isteğim bu haberi manşete taşımaktı ama olmadı olsun sağlık olsun. Ama bu faaliyetler devam edecek ve bundan sonra bu haberleri gümbür gümbür gazete manşetlerimizden takip edeceğiz inşaallah. Artık lüzumsuz işlerle uğraşan basından bıktık biraz da böyle gerçek hizmet anlayışı ile çalışan basını özlüyoruz ve bekliyoruz. Vesselam…

 

OSMANLIDAKİ 'AMİN ALAYI' VEYA  DİĞER ADIYLA 'DUA ALAYI' NEDİR?

Osmanlı'da çocuklar dört-beş yaşına geldiklerinde ilk mektebe, bugünkü karşılığı ile ilkokula başlarken düzenlenen merasime 'bed'-i besmele veya min alayı' adı verilmiştir. min alayı, bazı kaynaklarda 'dua alayı' şeklinde de zikredilir. Bu merasimin ilk defa ne zaman ve nasıl başladığı, kesin bilinmemektedir. 'min alayı' genellikle kandillerde veya pazartesi, perşembe günleri düzenlenmiştir.
Osmanlı'da hemen her cami ve mescidin yanına veya yakınına devlet tarafından yüksek kubbeli tavanları olan mektepler inş edildiği gibi, iyi yd edilme ve sevp kazanmaya vesile olması maksadıyla hayır severler tarafından da mektepler yaptırılmış ve bunların hizmetlerinin devamı için de gelir kaynakları vakfedilmiştir. Ekseriyetle taştan yapıldıkları için 'taş mektep' ismiyle de zikredilen bu mekteplerin daha ziyade 'mahalle mektebi' şeklinde adlandırıldıkları görülmektedir. Resmî vesikalarda 'sıbyan mektepleri' olarak geçen bu mektepler, seyrek de olsa 'mahallt mektebi' şeklinde de ifade edilmiştir. Bu mekteplerin esas gayesi; İslm'ın dab ve erknını, Kur'n okumayı, yazı yazmayı, namaz kılmayı ve ilmihl bilgilerini öğretmekti. Buralarda isteyene tecvid de öğretilirdi. Mektebe başlayan çocuklara sırasıyla halk arasında 'supara' da denen Elifba cüzü, Amme cüzü, Tebareke ve diğer bazı cüzler ile mevlid okutulurdu. Çocuğun Kur'n okumaya başlaması ayrı bir sevinç vesilesi olur; bu durum, 'Mushaf'a çıkmak' şeklinde isimlendirilirdi.
Bir çocuğun mektebe başlaması, aile hatt mahalle için mühim bir hdise kabul edilirdi. Evde hazırlıklar yapılır, çocuğa yeni elbiseler alınırdı. Yumuşak ve güzel bir minder doldurulur; imknı olan aileler, mor kadife üzerine sarı sırma kılptan işlemeli, kr-ı kadîm bir cüz kesesini, çocuğun sağ omzundan sola doğru çapraz asmak için hazırlardı. Çocuk için bir Elifba cüzü temin edilirdi. Bunların sarı soluk kğıtlara basılmış olanları bulunduğu gibi, çocuğu okumaya özendirmek için altın yaldızlı basılanları da olurdu. Bazı ailelerde Elifba cüzlerinin müzehheb el yazmalarına da rastlanırdı ki, bunlar iyi muhafaza edilir ve nesilden nesile devredilirlerdi.
Merasimden önce hocaya haber verilir ve uygun bir gün tespit edilirdi. Bu günün kandil günlerine ve daha ziyade pazartesi veya perşembeye rastlamasına itina edilirdi. Mektebin ilhi takımı haberdar edilir veya başka mekteplerin daha güzel sesli ilhi takımları tutulurdu. Çocuk yeni kıyafetiyle, zihin açıklığını ve hayatının yeni safhasında muvaffak olmasını sağlamak hususunda himmetlerini istemek için ailesi tarafından İstanbul'da ekseriya Eyüp Sultan'a götürülürdü. Merasim günü çocuklar, temiz kıyafetleriyle mektebe toplanırlar; önlerinde hocaları, kalfa ve bevvabları olduğu hlde, ilhi takımını takip eder ve işaret edilen yerlerde 'min' diye bağırarak çocuğun evine gelirlerdi. Okula önceden başlamış ve ilhiler öğrenmiş, sesleri güzel çocuklar en öne alınırdı. Onlar yüksek sesle ve koro hlinde ilahiler okuyarak, arkadakiler de beyit aralarında yüksek sesle 'min' diye bağırarak neşe içinde yola koyulurlardı.

Hazırlayan:
Vedat Önal

Yorumlar 2
talha kemal kazel 26 Aralık 2013 20:12

Bende orada varım.

İMKB 25 Aralık 2013 20:11

AFERİM SİZLERE BAŞARILAR

Bakmadan Geçme