Miraç kandili: Kulun Allah'a yakın olması

Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan bu haftanın cuma hutbesi yayınlandı.

Diyanet İşleri Başkanlığı bu haftanın cuma hutbesini yayınlandı. Hutbenin bu haftaki konusu Miraç kandili: Kulun Allah'a yakın olması

İşte 13 Nisan 2018 tarihli Cuma hutbesi:

Cumanız Mübarek Olsun Aziz Kardeşlerim!

Bu akşam, hep birlikte mübarek Mirç Kandilini idrak edeceğiz inşallah. Bizleri rahmet ve mağfiret kapılarının sonuna kadar açıldığı bu geceye eriştiren Yüce Rabbimize hamdü senalar olsun. Mirç geceniz mübarek olsun. Memleketimiz ve tüm dünya Müslümanları için hayırlara,huzura ve berekete vesile olsun.

Aziz Müminler!

Mekke'de müşriklerin Müslümanlara uyguladıkları zulüm ve şiddet tahammül sınırlarını aşmıştı. Müslümanlar üç yıl boyunca her türlü insani ve ticari ilişkiyi ortadan kaldıran büyük bir boykota maruz bırakılmışlardı. Boykotun sona erdiği günlerde Resûlullah Efendimiz (s.a.s.), önce kendisini daima destekleyen amcası Ebû Tlib'i, sonra da çok sevdiği hanımı Hz. Hatice'yi kaybetmişti. Hüznün gönülleri kuşattığı, ümitlerin tükenme noktasına geldiği bugünlerde Yüce Allah, habibi Muhammed Mustafa'yı huzuruna kabul ederek İsr ve Mirç ile şereflendirdi.



Muhterem Müslümanlar!

Resûl-i Ekrem (s.a.s) gecenin bir anında Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aks'ya yolculuk etmiş, 'İsr' adı verilen bu yolculuk, hutbemin başında okuduğum ayet-i kerimede şöyle ifade edilmiştir: 'Kendisine yetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulu Muhammed'i bir gece Mescid-i Haram'dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa'ya götüren Allah'ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.'1

Mirç ise, rahmet ve hikmet dolu bu gecede, Peygamberimizin Mescid-i Aks'dan göklere yükselip Yüce Allah'tan vahiy almasıdır.2



Aziz Müminler!

Mirç, Cenab-ı Hak'tan gelen davete icabet ederek kulluğun gereklerini yerine getirerek, her adımda O'na yaklaşmaktır. Mirç, maddeden uzaklaşarak manaya ulaşmak; fnî olandan vazgeçip bkî olana yönelmektir. Mirç, gönül dünyamıza yaptığımız yolculukla imanımızı güçlendirmek ve sıdk makamına erişmektir. Mirç, tıpkı Peygamberimizin mübarek yolculuğunda olduğu gibi, Mekke ile Kudüs arasındaki mukaddes bağı korumaktır. Zira Kudüs, bizim gözbebeğimizdir, dilimizdeki dua, yüreğimizdeki yaradır. Kudüs ve Mescid-i Aks, bize Peygamberimizin emanetidir. Bizler biliriz ki, mümin mirçsız, mirç da Mescid-i Aks'sız olmaz. Peygamberimizi derin bir üzüntüden kurtarıp teselli veren mirç, elemi, kederi, çaresizliği ve ümitsizliği bir kenara bırakarak yeniden yola koyulmayı anlatır. Her zorlukla beraber bir kolaylığın olduğuna inanmayı, Rabbimizin rahmetinden ümidi kesmemeyi öğretir. Mircı anlayan mümin, zamanın ve meknın yegne sahibi olan Yüce Allah'ın birliğine, büyüklüğüne ve sonsuzluğuna şahitlik eder. Mircı model alan toplum, hak, adalet, dürüstlük, merhamet, kardeşlik ve fedakrlık gibi erdemlerle yücelir.



Kardeşlerim!

Rabbimiz, İsr Sûresinde koyduğu ilahî ilkelerle hem iman hem de ahlk bakımından kemale ermemizi murat eder. İsr suresi bize, Allah'a ortak koşmamayı, yalnız O'na ibadet edip yalnız O'ndan yardım istemeyi, anne ve babaya hürmet etmeyi, güzel davranmayı ve onların dualarını almayı öğütler. Akrabaya, yoksula, yolda kalmışlara iyilik etmeyi, cimrilik yapmamayı, müsrif ve savurgan da olmamayı tavsiye eder. Bu surede anlatıldığına göre, bir mümini mirç misali yüceltecek olan, geçim kaygısıyla çocuklarını öldürmemektir. Zinaya yaklaşmamaktır. Kimsenin canına kıymamaktır. Yetimin malına el uzatmamaktır. Verdiği sözü yerine getirmektir. Ölçü ve tartıda eksiklik ve noksanlık yapmamaktır. Doğruluk üzere olmaktır. Bilmediği bir şeyin ardından körü körüne gitmemek, kesin bilgi sahibi olmadan hüküm vermemektir. Yeryüzünde böbürlenerek yürümemektir. Kibirlenmemek ve gururlanmamaktır. Çünkü bütün bunlar Rabbimizin sevmediği şeylerdir.3

Muhterem Müminler!

Peygamber Efendimiz (s.a.s.) mirçtan bize hediyelerle dönmüştür.4 'Gözümün nuru'5 diye nitelediği beş vakit namaz, mirç hediyelerinin ilkidir. Namaz bizim mircımızdır. Namaz bizim dirilişimizdir. Namaz bizim kurtuluşumuzdur. Bizler namazla arınır, her türlü kötülükten korunur, mescitlerde buluşuruz. Vaktinde kıldığımız namazlarımız, en hayırlı amelimizdir. 6 Nitekim Süleyman Çelebi, Mevlidinde namazın müminin mircı olduğunu şu dizlerle dile getirmiştir: Sen ki mirc eyleyip ettin niyz, Ümmetin mircını kıldım namaz, Miracın ikinci hediyesi, Allah'a ortak koşmayan kimselerin günahlarının bağışlanacağı ve sonunda cennete girecekleri müjdesidir.

Miracın üçüncü hediyesi ise, 'menerrasulü' diye başlayan Bakara suresinin son iki ayetidir. Bizler her gün yatsı namazından sonra bu ayetleri okur, imanımızı dile getiririz. Rabbimizin bize öğrettiği dualarla O'na yalvarır ve teslimiyetimizi ifade ederiz. Hutbeme, mirç hediyesi olan bu ayetlerde geçen dualarla son vermek istiyorum: 'Ey Rabbimiz! Unutur veya yanılırsak bizi sorumlu tutma. Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme. Bizi affet, bizi bağışla ve bize acı. Sen bizim Mevlmızsın. Kfirler topluluğuna karşı bize yardım et.'7

1 İsr, 17/1.

2 Necm, 58/1-18.

3 İsr, 17/22-40.

4 Müslim, Îmn, 279.

5 Nesî, Işratü'n-nis', 1.

6 Buhari, Tevhid, 48.

7 Bakara, 2/286. (timeturk.com)

Bakmadan Geçme