Millete Hizmet Yolunda Vakfedilmiş Bir Hayat
Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay ile hayat hikayesini, idealist gençlik dönemini ve beslendiği fikir akımlarını konuştuk. Ortaokul ve lise yıllarında 'ülkücü' olduğunu belirten Akay, Ankara'daki üniversite yıllarında ise Yeniden Milli Mücadele hareketi ile tanışarak 'Mücadeleci' olduğunu söyledi. Akay, bu hareket bünyesinden hiç 'vatan haini' ve 'Paralelci' çıkmadığının altını çizdi.
Sayın başkanım; Şeker'deki başarılarınız çok konuşuluyor. Hizmetleriniz takdir ediliyor. Sizinle aynı milliyetçi-mukaddesatçı ocakta yetişmiş birisi olarak kamuoyuna bilinmeyen yönünüzü, gençlikteki mücadelenizi ve ideolojik duruşunuzu yansıtmak istiyorum.
Hay hay! Anlamlı olur.
ÜLKÜCÜ YILLARIM
Gençlik hareketlerine ne zaman başladınız?
68 kuşağının en genç nesliyiz. Memleketim Bünyan'da ortaokula başladığım 1966 yılında sağ-sol ayrışması hızlanmıştı. İlçemizde Ülkü Ocakları yeni açılmıştı. Malum, orta Anadolu insanının temelinde milliyetçilik-mukaddesatçılık olduğu için ben de küçük yaşta milliyetçilik adına orada faaliyetler yapmaya başladım. Bünyan Ortaokulu son sınıftayken (1968) rahmetli Alparslan Türkeş Kayseri'ye gelmiş, biz de Bünyan'dan bir arabaya doluşarak O'nu karşılamaya gitmiştik. Toplantısına da katıldık. Tam da o dönemde saflar iyice ayrışmaya, ideolojik hareketler keskinleşmeye başladı.
Bünyan Ülkü Ocakları'ndaki faaliyetlerimiz lise döneminde artarak devam etti. Bu derneğe çok katkımız oldu. Kendi çapımızda toplantılar, milli geceler tertip ederdik. Bu tür gecelerde Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu'nun ezbere bildiğim 'Ya Allah...Bismillah... Allahuekber…' nakaratlı Malazgirt Marşı'nı okurdum. Nakaratını da arkadaşlar topluca söylerdiler. (Görüşmemizde marşın tamamını yine ezbere okuyabildiğini gördük.) Lisedeki bu faaliyetlerimiz derslerde inancımızı aşağılayan solcu hocalara karşı da kendimizce geliştirdiğimiz tepki ve tavırdı. Onlara karşı mücadele verdiğimizi düşünürdük.
İşte Hüseyin Akay'ın Ülkü Ocakları'nın toplantılarında ezbere okuyarak kitleyi coşturduğu o şiir.
MALAZGİRT MARŞI
Aylardan Ağustos, günlerden Cuma
Gün doğmadan evvel iklîm-i Rum'a
Bozkurtlar ordusu geçti hücuma
Yeni bir şevk ile gürledi gökler
Ya Allah... Bismillah... Allahuekber
Önde yalın kılıç Türkmen Başbuğu
Ardında Oğuz'un elli bin tuğu
Andırır Altay'dan kopan bir çığı
Budur, Peygamberin övdüğü Türkler...
Ya Allah... Bismillah... Allahuekber
Türk, Ulu Tanrı'nın soylu gözdesi
Malazgirt, Bizans'ın Türk'e secdesi
Bu ses insanlığa Hakk'ın müjdesi
Bu seste birleşir bütün yürekler...
Ya Allah... Bismillah... Allahuekber!..
Naramızdır bu gün gök gürültüsü,
Kanımızdır bugün yerin örtüsü
Gazi atlarımın nal parıltısı
Kılıçlarımızdır çakan şimşekler...
Ya Allah... Bismillah... Allahuekber!..
Yiğitler kan döker, bayrak solmaya,
Anadolu başlar, vatan olmaya...
Kızılelma'ya hey... Kızılelma'ya!!!
En güzel marşını vurmada mehter
Ya Allah...Bismillah... Allahuekber
Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu
MÜCADELECİLERLE TANIŞIYORUM
Üniversite döneminiz nasıl geçti. Ülkücülüğe devam mı ettiniz?
1972 yılında Ankara İktisadi Ticari İlimler Yüksek Okulu'na girdim. Ahmetler'de Seyran Bağları'na çıkan yol üzerindeki Kayseri Yurdu'nda kalmaya başladım. Zaten burası Çorum, Sivas, Adana gibi hemşehri yurtlarının yoğun olduğu bir bölgeydi. Ankara'ya gidince de diğer milliyetçi kesimlerle veya farklı anlayışlarla tanışma imkanımız oldu. Üniversitenin ilk yılında Yeniden Milli Mücadele çevresinde çalışmalar yapan bazı arkadaşlar ile tanışma imkanı yakaladım. O dönemde Maltepe'de Gerçek dergisine gidip sohbetlere katılmaya başladım. Türkiye'nin meseleleri üzerine kafa yoran, özgün fikirler üreten güzel insanlar olduklarını gördüm. Ülkemizin sıkıntılardan nasıl kurtulacağı, emperyalizme, komünizme karşı nasıl mücadele edilmesi konusunda değerlendirmeler yaparlardı.
Orta halli bir aileden geldiğim için okurken çalışmam gerekiyordu. O yaz (Haziran 1973) Ankara Sular İdaresi'nde memuriyet sınavını kazandım ve hemen göreve başladım. İş dolayısıyla yazın Ankara'da kaldığım için Yeniden Milli Mücadele ekibiyle diyaloğumuz iyice gelişmeye başladı. Mesela Melih Gökçek'i, Ali Müfit Gürtuna'yı o dönemde tanıdım. Gölbaşı'nda Pazar günü bir piknik yapılmıştı. Orada hep beraber futbol falan oynamıştık.
Cemil Çiçek'le de tanıştınız mı?
Eski bakanlar Cemil Çiçek ve Halil Şıvgın kısa bir süre önce Mücadele Birliği'nden ayrıldıkları için onlarla tanışma fırsatım olmadı. Tabi bu süreçte toplantılara, gecelere daha sık katılmaya başladım. Mesela Ankara İmam-Hatip Lisesi'ndeki Çanakkale Şehitleri'ni Anma Gecesi'nden çok etkilendiğimi söyleyebilirim. O ruhla okunan şiirler, oynanan piyesler salondaki herkesi heyecanlandırmıştı.
Ülkü ocaklarıyla irtibatınız devam etti mi?
O dönemde Ülkü Ocakları ile irtibatımız kesildi. Zira Mücadele Birliği'ni fikri açıdan daha tatmin edici bulmuştum. Ankara'da sürekli kaldığım ve o arkadaşları kendime daha yakın hissettiğim için boş zamanlarımı Mücadelecilerle değerlendirmeye başlamıştım.
Memuriyete girdikten aşağı yukarı 14 ay sonra memuriyetten ayrıldım ve Gerçek dergisinde çalışmaya başladım. Çalışma derken herhangi bir ücret karşılığı değil fisebilillah görev yapıyordum. O zamanki dava aşkımız, heyecanımız bugün oldukça yadırganacak hatta anlaşılamayacak bu fedakarlığı gerektiriyordu.
Evet. Aynen durum böyleydi. İşte 1974 yılının sonundan itibaren bu şekilde bir çalışma içerisine girdim. Gece bölümünde olduğum için gündüzleri işe gider gibi Gerçek dergisine gidiyor, oradaki faaliyetlere elimden geldiği kadar katkı sağlıyor, akşam derse gidersem gidiyordum.
BAYRAK'TA GAZETECİLİĞE BAŞLIYORUM
Gazeteciliğe ne zaman ve nasıl başladınız?
Yeni Ortam gazetesi satın alınıp 1 Mart 1976 tarihinden itibaren Bayrak gazetesi olarak faaliyete başlayınca bana o arada muhabirlik görevi verildi. Yani gazeteciliğe resmen Bayrak ile başladım. Melih Gökçek o zaman Ankara temsilcimiz ve aynı zamanda parlamento muhabirimizdi. Biz işte onun başkanlığında çeşitli siyasi, ekonomik haberleri takip ederdik. O zamanlar haberleri sadece telefonda yazdırabilirdik. Öğlene kadar haber gitmezse baskıya yetişmezdi. Yani çok zor şartlarda gazetecilik yaptık. Ama bizim için idealizm, dava aşkı önemliydi. Fedakarlığı ön plana çıkarmış, vatan-millet için çalışma arzusu duyan insanlarla beraber olduğumuz için çok yoğun ve zevkli bir çalışma ortaya koyardık. Gece-gündüz demeden davamız için, Allah rızası için koşturur, verilen görevleri yerine getirirdik. Ben özellikle ekonomi camiasından, sendikalardan haber ve mülakatlar yapardım. Bunlar özellikle gazetenin orta sayfasında yayınlanırdı. Yaptığımız bazı araştırmalar ses getirirdi. Mesela kara yollarına önem verilip demiryollarına üvey evlat muamelesi yapılmasını detaylıca araştırıp dizi yazı yapmıştık. Kara yolları yapılmasının çok daha maliyetli, üstelik bakım onarım masraflarının da fazla olduğunu, memleketin kıt kaynaklarının heba edilmesine yol açtığını, bu sebeple demiryoluna ağırlık verilmesi gerektiğini dile getirmiştik.
Sarı basın kartı alabildiniz mi?
Gazeteciliğe 1 Mart 1976'da girdim ama basın sigortam bir yıl sonra başladı. Sarı basın kartı almama 1 ay kala ben oradan ayrıldım. Gazetecilik döneminde herhangi bir ücret almadım. Yani gerçekten milli bir dava için idealist bir anlayışla bu işler yapıldı. Bir ücret karşılığı olarak hiç düşünülmedi. Hatta benim memuriyetteki çalışmalarım esnasında kazandıklarımdan ve aldığım devlet bursundan biriktirdiğim 5000 TL param vardı. Gazete satın alınırken 2500 lirasını bağışlamıştım.
Hüseyin Akay Kimdir?
954 Bünyan doğumlu.
Eğitim Durumu: Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Yüksek Okulu Maliye ve İşletme Bölümü (1972-1977)
Uzmanlık Alanları: Stratejik Planlama, Muhasebe ve Finans Yönetimi, Organizasyonel Geliştirme, Operasyonel Geliştirme, Şirketler Arası Koordinasyon ve İdare, Takım Çalışması Oluşturma, Kurumsal Üst Yönetim
Medeni Durumu: Evli ve 3 çocuk babası
Yabancı Dil: İngilizce
İş tecrübesi ve yöneticilik kariyeri:
•S.S Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifinde Yönetim Kurulu Başkanı (25.06.2013)
S.S. Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi Kayyum Heyeti Başkanı (03.01.2011-24.06.2013)
•Kayseri Şeker Fabrikası A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı (28.01.2011- 24.06.2013)
•Tarım Kredi Koop. Merkez Birliği Genel Müdür Yardımcılığı görevinde kurumun, Muhasebe, finansman ve krediler daire Başkanlıklarının koordinasyonundan sorumlu oldu. (2005 -31.12.2011)
•İstanbul Büyükşehir Belediyesi 20 adet belediye şirketinin koordinasyonundan sorumlu olarak, Kaynak Geliştirme ve İştirakler Daire Başkanı, Gelirler Daire Başkanı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin tüm gelir ve giderlerinin, bütçe ve Finansman İşlerinin Yönetimi (1999-2004)
•İGDAŞ A.Ş Yönetim Kurulu Başkan Vekili
•KİPTAŞ A.Ş Yönetim Kurulu Başkanlığı
•Beğendik Mağaza İşletmeleri A.Ş. Finansman Koordinatörlüğü ve Bölge Müdürlüğü (1995-1999)
•Ankara Şehirlerarası Terminal İşletmesi (AŞTİ) Kurucu Genel Müdür (1994-1995)
.Köy-Tur Ankara Tavukçuluk A.Ş. Şirket Müdürü (1992-1994)
•Köy-Tür Kayseri Tavukçuluk A.Ş. Muhasebe Müdürü ve Şirket Müdür Yardımcısı, Şirketin tüm muhasebe işleri ile idari ve mali işlerinin koordinasyonu (1983-1991)
•Sümerbank Kayseri Pamuklu Sanayi Muhasebe Memurluğu (1980-1983)
•Serbest Muhasebecilik (1979-1980)
•Basın Mensubu – Bayrak Gazetesi muhabirliği (1977-1979)
•Ankara Sular İdaresi Özlük İşleri Memurluğu görevlerinde bulundu. (1973-1974)
Kayseri Şeker dönemi
Hüseyin Akay; Kayseri Şeker'e 3 Ocak 2011 tarihinde Kayyum Heyeti olarak atanıp, 25 Haziran 2013 tarihinde yapılan Genel Kurul sonrasında seçimle gelerek görev yapmaya başladı.
Kayseri Şeker; Son beş yıl içerisinde uygulanan mali disiplin ve kurumsal yönetim politikaları sonucunda kapanmaktan kurtarılarak, çiftçisinin pancar bedelini zamanından önce, çalışanlarının alın terinin karşılığını gününde ödeyen, devlet hazinesine bir yılda gelir vergisi, kurumlar vergisi, KDV, SSK primi gibi adlarla 100 Milyon TL den fazla katkı sağlayan, vergi ve SSK primi borcu bulunmayan, sektöründe en güçlü, kredibilitesi en iyi konuma geldi.