Mavi Marmara şehitlerini anıyoruz

Mavi Marmara'nın yıldönümünde özel bir çalışma gerçekleştirdik. Gazze'ye insani yardım götüren gemide yolculuk edenlerle görüştük. Yolculuk sırasında İsrail askerlerinin saldırısı sonucu şehitlerimizi andık.

Kayseri'den 10 katılımcı vardı

Ali Tokluman, Ali Yunusoğlu, Ahmet Aydan Bekar, Ahmet Kaçar, Orhan Tokca, İlyas Yıldız, Seyfullah Özgüven, Fatma Kanlıoğlu, Gönül Memiş ve Furkan Doğan.

Şehitlerimiz

Müslümanların birliği için çalıştı


Ali Haydar Bengi, 1971 yılında Diyarbakır'da doğdu. Güzel ahlakı ve yaşantısı ile herkes tarafından sevilen Diyarbakır'ın kanaat önderlerindendi. Son yıllarda yaptığı ilmi çalışmalarında ve verdiği derslerinde, dinin doğru anlaşılması, Müslümanlar arasında birliğin sağlanması ve Kudüs'ün özgürleştirilmesi konularına önem verdi.

'Heyben doluysa, hadi bismillah'


1969 Mardin Midyat doğumlu Cengiz Akyüz çocukluğundan beri alçı-dekorasyon işinde çalıştı. Çevresinde hareketli, insan canlısı, yardımsever ve neşeli bir kişi olarak biliniyordu.

Her sabah evden çıkarken gördüğü yakın arkadaşına 'Heyben doluysa (sevgi, neşe, umut, selam yüklüysen) haydi bismillah, çıkalım ve insanlara dağıtalım…' diyen Cengiz Akyüz, her daim güler yüzüyle hatırlanacak.


'Mektubum pasaportumdan daha değerli' 

Cengiz Songür 1963'te Konya'da doğdu. İzmir'den filoya katılan Songür, kızlarının Mavi Marmara gemisine binmeden önce cebine koydukları mektubu bulduğunda gemideki herkesi çok duygulandırdı. Okumak isteyenlere verirken çekinen Songür, 'Mektubum elimdeki pasaportumdan daha değerli' dedi. Hangi kızının yazdığını bilmeyen Songür, 'Arkadaşlarıma bile gösteriyorum mektubumu onlar bile duygusallaşıyor, ağlıyorlar. O sözlerin o kelimelerin her birine duygulanmamak ağlamamak mümkün değil.' diyordu.

Songür'ün kızının mektubu

'Aslında sana söylemek istediğim yüzlerce cümle var. Ama Filistin denilince hele ki oraya giden sen olunca kelimeler ağzımda düğümleniyor. Korkuyorum baba. Kardeşlerimin gözündeki hüznü, annemin yüzündeki endişeyi gördükçe korkuyorum. Ama sonunda seni kaybetmek de olsa git baba. Bir yetimin gülümsemesi için, bir annenin duası için git baba. Geriye bir tek adın dönse de git baba! Senin kızın olmak çok güzel baba.'

'Ne iş olsa yaparım' diyerek gemiye katıldı


Cevdet Kılıçlar 1972'de Kayseri doğdu. Yanında olanlar Kılıçlar'ın 'Allah rızası için boş bırakmayalım' diyerek güverteye koştuğunu ifade ettiler. Kendi görev alanını boş bırakmayan Kılıçlar, saldırıyı görüntülemek üzere fotoğraf çekerken alnından vuruldu. Yunan gönüllü Dimitris Plionis, Kılıçlar için 'Mavi Marmara, elektronik savaşa rağmen, saldırıdan yarım saat sonraya dek görüntü gönderdi' diyor. O İsrail'in kural tanımaz baskınını tüm dünyaya gösterebilmek için son anlarına kadar uğraştı.

'Topal karınca misali safımız belli olsun'

1965 Adana doğumlu Çetin Topçuoğlu birçok defa dünya şampiyonu olmuş bir tekvandocuydu. Her daim mağdurun ve mazlumun yanında yer alan Topçuoğlu gemiye neden binmek istediğini soranlara 'topal karınca misali safımızın belli olması için' diye cevap verdi. Yardım filosuna katılım için hazırlanan formda yer alan 'Bu kampanyaya ne kadar destek verebilirsiniz?' sorusunu ise 'Gücümüzün yettiği yere kadar' diye cevapladı.

'Hakkını helal et!'

1967 Adıyaman doğumlu Fahri Yıldız, sahibi olduğu kadayıf ve yufka imalathanesinden elde ettiği gelirinin bir kısmını hayır işleri için kullandı. İHH'nın organize ettiği gemi filosuna destek olmak için Adıyaman'da bir kermes düzenlemiş ve hayırseverlerden yardımlarını toplayarak filoya katılmıştı.

Fahri Yıldız, yolculuğa çıkmadan önce sevenleri ve yakın dostları ile görüşüp helallik istemişti. Adıyaman'dan Antalya'ya uğurlanırken otobüse binmeden önce annesinden kendisine sıkıca sarılmasını istemiş ve 'Hakkını helal et!' diyerek ayrılmıştı.

'Var mıdır acaba daha güzel bir şey?'

1991 New York doğumlu Furkan Doğan aslen Kayserilidir. Gemiye katıldığı sırada lise son sınıf öğrencisi olan Doğan, şehit olmadan önce şöyle bir not yazmıştı. 'Şehadet şerbetine son saatler inşallah. Var mıdır acaba daha güzel bir şey? Varsa o da sadece annemdir.'

'Hayır duanız yeter'

1949 Siirt doğumlu İbrahim Bilgen, ömrünü hayır işlerine adamıştı. Fakirlerin evlerinde elektrik tesisatlarını tamir eder, ücret tekliflerini ise 'hayır duanız yeter' diye cevaplardı.

'Filoya neden katılmak istiyorsunuz?' sorusunu en fazla 200 kelime ile cevaplaması gerekirken iki kelime ile cevap vermişti: 'İnsani yardım'.

Güler yüzlü ve merhametli 

1978'de İstanbul'da doğdu. Aslen Malatyalı olan Necdet Yıldırım'dan yakın çevresi 'her zaman güler yüzlü, sakin, sabırlı ve çok merhametli biri' olarak söz ediyor. Ailesi tarafından da merhametli, güler yüzlü ve bir sabır abidesi olarak tanımlanan Yıldırım, iş arkadaşları tarafından da çok seviliyordu.

4 yıl sonra gelen şehadet

Uğur Süleyman Söylemez 1963'te Ankara'da doğdu. Mavi Marmara gemisinde başından vurularak 4 yıl bitkisel hayatta kalan Uğur Süleyman Söylemez 23 Mayıs 2014 tarihinde şehit oldu. 

Mavi Marmara'nın 10. şehidi olan Söylemez'in Ankara'daki evine taziyeye giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuran'ı Kerim okuyup daha sonra da Söylemez için Arapça ve Türkçe dua etmişti.

Bıraktığı vasiyet ile hayata nasıl baktığını ve gemiye biniş sebebini gözler önüne sermişti.

'Vururlarsa şehit oluruz, zaten en büyük idealimiz şehitliktir.'

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Kardeşlerim, vasiyetimi yazmadan evvel sizleri Allah'ın selamıyla selamlarım. Şu günlerde Allah izin verirse, İHH'nın organize ettiği insanı yardım gemisiyle Gazze'ye gitmek üzereyiz. Bu kararımı verirken mazlum Filistin halkının İsrail zulmüne karşı bizler de sizlerin yanındayız yargısını verip yardım etmek üzere yola çıkmak üzereyiz. Kardeşlik sorumluluğumuz bilinciyle hareket ederek her şeyimizi bırakıp bu yolda başımıza gelecek her türlü zorluğa karşılık Allah'a dayanarak sabretmeye hazırız. Çünkü yeri gelince davamız uğrunda her şeyimizi Allah için terk etmeliyiz. Çünkü Allah'ın davası İslam, her şeyin üzerindedir. İsrail'in her türlü tahditlerine karşı hazırız. Vururlarsa şehit oluruz, zaten en büyük idealimiz şehitliktir. Eğer Allah yolumuzu açık ederse, ambargo halinde olan kardeşlerimize yardımlarımızı ulaştırırız ve inşallah ölene kadar bu hal üzeri yardımlar ulaştırmak için Rabbimizden yardım dileriz.

Sizlerden ricam Filistin davasına gösterdiğiniz duyarlılığı, yaşadığımız toplumdaki tağuti güçlere karşıda gösterelim. Sorumluluk duygusuyla hareket edip aramızdaki tevhid ehli gruplar olarak ihtilafları çözüp tek vücut halinde küfre karşı cemaat bilinciyle hareket edip Allah'ın dinini hakim kılmak için Allah'tan yardım dileyelim. Birbirimizi Allah için sevelim. Emin insanlar olalım, çünkü Allah Resulü Peygamberlik gelmeden önce emin insandı, her şeyin başı emin olmaktır. Vasiyetimi uzatmadan sizden ricam kardeş olun, birbirinizi Allah için sevin ancak müminler kardeştir. Hiçbir zaman tevhid çizgisinden ayrılmayın. Şeytandan Allah'a sığının. İnşallah hep birlikte tevhidi kardeşler olarak cenneti gerçek yurdumuz olan ahret yurdunda buluşalım. Hakkınızı helal etmenizi rica ederim.

Kardeşiniz

Uğur Süleyman Söylemez



Mavi Marmara Tanıkları

Gönül Memiş: 'Allah bizim Yahudileri görmemizi istedi'

Mavi Marmara gemisinde Kayseri katılımcılarından olan Gönül Memiş, verdiği bir röportajda şu durumu şu şekilde özetledi:

'Biz arkadaşlarımızla çok düşündük ve bazen istişareler yapıyorduk 'biz niye o gemideydik acaba' diye ya da bu gemi niye vardı? Emin olun çıkardığımız en önemli sonuç; Allah bizim Yahudileri görmemizi istedi. Biz onları en güçlü oldukları şekilde gördük. Onlar; 2 metre uzunluğundaki adamlar, ellerinde hiç silah olmayan insanların karşısında merdivenlerden inerken kayıp düşüyorlardı. Komando adam merdivenlerden düşer mi? Düştükleri zaman da gülüyorduk. İnanın önümüzde resmen rezil oldular. Tetikte titreyen ellerini gördük biz… 

İsrailli dört asker kırmızı bültenle aranıyor. O gemi İsrail'in imajını yıktı. Öyle bir durum daha olsa yüzerek dahi olsa gideriz inşallah… '

Araba ile olmadı, gemi ile olmadı, yürüyerek denedi

Mavi Marmara gemisinden hafif yaralı olarak dönen Ali Tokluman, Gazze için yapılan araba konvoyunda da vardı. İsrail için; 'Dünyaya kan kusturan siyonist uşakları Müslümanların mahremine girdi' dedi.

Saldırıdan 4 yıl sonra 22 Temmuz 2014'te İsrail'i protesto etmek için ailesiyle birlikte Kayseri'den  Gazze'ye yürüyüş başlatan Ali Tokluman, yaklaşık 530 kilometre yürüdükten sonra Kayseri'ye geri döndü. Bu zülüm durana kadar protestolarını devam ettireceklerini her yerde dile getirdi.


3 kurşun ile ağır yaralanan Ahmet Aydan Bekar

Mavi Marmara gemisinde İsrail'in yaptığı saldırıda sağ ve sol omzundan aldığı 3 kurşunla yaralanan Bekar saldırı anını şu şekilde anlatıyor. 'Saldırı başladığında saat 4 buçuk civarıydı. Ben üst güveryedeydim. Önce yukarıdan ateş açtılar. Helikopterlerle gemiye binmeye başladılar. Arkadaşlar vurulmaya başladıkça bende yanlarına giderek askerlele boğuşmaya başladım. 2 dakika kadar boğuştuktan sonra 1 metre kadar yakından arkamdan ateş edildi. O ilk kurşun sağ omzumdan girmiş ama ben fark etmedim. Ben hala boğuşmaya devam ediyordum. O sırada ikinci kurşun geldi. Ben o an vurulduğumu hissettim. Dövüştüğüm askeri kendime siper etmek için döndürdüm. O an kendi askerlerini gemide vurdular. Bu suçu bizim üzerimize attıar. O asker de yaralandı. 3'üncü kurşun da sol omzuma isabet edince bende güç kalmadı. 15-20 metre kadar yürüyüp yere yığıldım. Bir asker özellikle gelip kafama bacaklarıma basarak geziyordu. Daha sonra yaralıları ellerinden kelepçelediler. Bizleri hastaneye götürdüler.'

Fatima Mohamadi (Avukat/ABD): Onu asla unutmayacağım

Yaşananlar inanılmazdı… Her şey çok sarsıcıydı ama en sarsıcı olanı alt güvertede yaşadım. Yaralılara yardım ediyordum. Başının ön tarafından vurulan ve vurulduktan sonra sırt üstü yere düşüp kafasının arka tarafı yarılan Süleyman isminde bir kardeşimiz vardı. Yerde yan yatmış vaziyetteydi; bir kişi onu destekliyordu. Doktorlar eğer sırt üstü uzanırsa kanın akciğerine dolabileceğini ve hemen öleceğini söylemişti. Biz onu hayatta tutmaya çalışırken birkaç kardeşimiz mukavvadan yaptıkları yelpazelerle onu serinletmeye çalışıyordu. Ağzından sürekli kan geliyordu. Ben bir yandan ağzını silip elini tutuyor, diğer yandan yaraları üzerindeki kanlı havluları değiştiriyor ve onunla konuşmaya çalışıyordum. Kanamasını durdurmaya çalışırken on beş dakika içinde düzinelerce havlu kullandık. Allah'a şükür ilk tehlikeyi atlattı. İsrailliler onu ve diğer yaralıları helikopterlere tam anlamıyla barbarca naklettiler. Süleyman kardeşimiz şu anda Ankara'da ailesinin yanında komada. Onu asla unutmayacağım.  

Mavi Marmara hakkında

Mavi Marmara, 93 m. uzunluğunda, 20 m. eninde ve 1,080 kişi kapasiteli yolcu gemisidir.  9 Kasım 1994 tarihinde yapımı tamamlanan Mavi Marmara gemisi ilk sahibi İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş. tarafından Sarayburnu hattında yolcu taşımacılığında kullanılmıştır. Gemi 2010 yılında İnsani Yardım Vakfı tarafından 800.000 $ bedelle satın alınmıştır.

Mavi Marmara, İnsani Yardım Vakfı İHH'nın organizasyonu ile İsrail ablukasındaki Gazze'ye yardım malzemeleri götürmek üzere 631 yolcu ile 28 Mayıs 2010 tarihinde, beraberindeki altı gemiyle birlikte yola çıktı. Dünya'nın çeşitli yerlerinden ve pek çok dinden yolcunun katıldığı filoda özel olarak hazırlanan canlı yayın sistemleri ile gemiden kesintisiz yayın yapıldı. 

İsrail otoritesini çiğnemeyi hedefleyen bu gemiye 30 Mayıs 2010 saat 22.30'da uyarı mesajları göndermeye başladı. Geminin geri dönmesini talep ediyorlardı. Geminin kaptanı Gazze'ye yardım malzemelerini götürdüklerini söyleyerek uyarıları reddetti.. 31 Mayıs 02.00'a dek süren uyarılardan sonra İsrail ordusu gemiyi hücumbotlar, zodiac botlar ve helikopterlerle takibe aldı. Yolcuları olası bir saldırıya karşı can yeleklerini giyindiler. Saat 03.00'e kadar takip devam etti. Canlı yayınlar ve uydu telefonlarını kesintilere uğratmaya başladılar. Canlı yayınlar sık sık kesintiye uğruyor, bağlantı kurulduğu an gemideki yetkililer yardım taleplerini dile getiriyor ve İsrail'in her an saldırabileceğini söylüyorlardı. Saat 04.10'da yardım filosunda ki Defne Y gemisi 'Bütün botlar ve gemiler üzerinize geliyor' diyerek uyardı. 

04.30 sabah namazı vaktinde, yolcuların çoğu namazda iken hücumbotlar gemiye yanaştı. Tam teçhizatlı İsrail komandoları helikopter ve hücumbotlardan gemiye inmeye başladı. Bu sırada gemiye doğru rastgele ateş açılmaya başlandı.

Mavi Marmara'da bulundan aktivistler, askeri helikopterden güverteye inmeye çalışan, otomatik silahlı ve tam teçhizatlı komandolara karşı gemide bulunan demir ve ahşap sopalar, sandalye, zincir gibi çeşitli malzemelerle karşı koydu. Aktivistler tarafından etkisiz hale getirilen üç İsrail askeri tedavi için gemide bulunan doktorlara götürüldü. Aktivistler zodiac botlarla gemiye çıkartma yapmaya çalışan deniz komandolarına su sıkarak, sopalarla vurarak, tabak, işaret fişeği ve etraflarında bulunan çeşitli malzemeleri atarak engellemeye çalıştı.

Ölü ve yaralı sayısının artması üzerine İHH İnsani Yardım Vakfı Başkanı Bülent Yıldırım telsizle, aktivistlere salonda oturmaları ve direniş göstermemeleri çağrısı yaptı. Yıldırım bu çağrının ardından üzerindeki beyaz gömleği çıkarak İsrail askerlerine ateşi kesme çağrısında bulundu. Yıldırım'ın çağrısını dikkate almayan askerler bir süre daha ateş etmeyi sürdürdü.

9 kişi olay esnasında şehit olurken 60'ı aşkın yaralı ile saldırının ardından ele geçirilen gemi Aşdod limanına götürüldü. 

Bakmadan Geçme