MALCOLM X VE AMERİKAN IRKÇILIĞI
Bu önemli kitap, büyük bir dava adamı olan ve ABD'deki kendi deyimiyle Afro-Amerikalıların büyük önderi olan bugün dünya üzerindeki her müslümanın hayat hikayesini çok yakından bilmesi gereken Müslüman bir şahsiyetin yaşamını anlatıyor.
Geçen gün zencilerin ABD'de nasıl bir kölelik içerisinde yaşadıklarını anlatan 'Kökler' dizisinin yazarı Alex Haley'in kitabını elime aldım. En az o dizi kadar etkili olan bir kitap. ABD'ye karşı neredeyse tek başına büyük bir mücadeleye kalkışmış ve bunu şehadetiyle ödemiş olan Malcolm X'in hayatını anlattığı 'Malcolm X' kitabı.
Müslüman şahsiyetine kavuştuktan sonra kendi deyimiyle 'Malik el-Şahbaz' olarak anılmak istediğini söylediği büyük mücadele adamı olan Malcolm X.
Bugün ABD'de hatırı sayılır Müslüman nüfus varsa bunda da Malcolm X'in etkisinin çok büyük olduğunu düşünüyorum. Ve onun otoriteye, mevcut zalim ve haksız yapıya başkaldırmak için yaptıklarını bir gün gelecek tarih altın harflerle yazacak. Hakkında çevrilen filmde bir takım noktalar verilmeye çalışılıyor elbette ama nihayetinde Amerikan yapımı bir film olduğu için bazı can alıcı noktalar atlanıyor. Belki de bilemiyoruz ama bilerek atlanan noktalar bunlar.
Hayatını bizzat Alex Haley'e anlattığı bu kitabı ilk okuduğumda çok etkilenmiştim. Hayatı küçük bir kasabada beyaz adamların zulmüyle başlayan çok küçük yaşta babası beyazlar tarafından öldürülen ve kalabalık bir aile içerisinde annesinin çabalarıyla yoksulluk ve imkansızlıklar içinde geçen bir çocukluk yaşayan bir insan. Daha sonra ise Amerikan yasalarının ailesini paramparça eden kararları ile kardeşlerinden uzakta kalmak zorunda kalan bir gencin hikayesi. Ömründe belki girmediği kötü iş kalmamış sıradan bir Amerikalı zenci gencinin hikayesi. Bu parça parça yaşanan hikayelerin hepsi Malcolm X'in yaşamının birer parçasını oluşturuyor.
Bütün bu yaşadığı olumsuzluklar belki de daha sonraki hayatında İslam'ı seçmesinde ve İslam'ın kayıtsız şartsız bir bağlısı haline gelmesinde de etkili olmuştur. Elijah Muhammed isimli bir sahtekarın yanında ona hizmet eden ve sonsuz bağlı olan bir kişi iken gerçek hidayet yolunu görmesine vesile olan birtakım olaylar yaşaması en önemlisi de Hac vazifesi için gittiği Mekke'de dünyanın değişik yerlerinden görüştüğü Müslümanlardan aldığı gerçek tevhidi İslam anlayışı ile değişen düşüncesi onu bambaşka bir noktaya taşıyor.
Hac görevinden sonra döndüğü Amerika'da bambaşka bir Malcolm X görüyoruz. Mücadelesi, çabası ile gerçek bir müslümana yakışan tavırları ile otoritenin tepkisini çeken sadece otoritenin değil bir zamanlar içinde bulunduğu Elijah Muhammed taraftarlarının da kendisine düşman kesildiği bir dünyanın içerisinde buluyor kendisini.
Bütün çevresinde oluşan çembere rağmen, söylem ve demeçlerinden en ufak bir taviz vermeden Amerika'nın dört bir yanını dolaşarak özellikle zencileri içinde bulundukları rehavet uykusundan uyandırmaya çalışan büyük hatip Malcolm X'i görüyoruz. Bu mücadelede asla Amerikan yönetimine taviz vermiyor. Bir şekilde otorite ile asla uyuşma veya anlaşma gibi bir davranışın içinde bulunmuyor.
Meşhur sözünü hatırlayalım, 'Hazır olda değildik ve rahat da durmayacağız'. Yıllarca ezilmiş, hoş görülmüş, en kötü şekliyle ırk ayrımına tabi tutulmuş, derilerinin rengi ayrı diye aşağılanmış bir milletin mensubu olarak bu aşağılama politikasına sessiz kalarak değil, gücünün yettiği en gür seda ile karşı çıkmış ve bunda da başarılı olmuş bir liderden bahsediyoruz.
Birçok defalar Amerikalı yetkililerin gerek direk gerek dolaylı yollardan yaptıkları tehditlere asla boyun eğmemiş bir lider. Aslında bu kitapla ilgili olarak ve Malcolm X ile ilgili söylenecek çok söz var. Fakat kitabın son paragrafında kendi ağzından belirttiği sözlerle yazıyı bitirmek istiyorum.
Ama özellikle gençlere Alex Haley'in 'Malcolm X' adını verdiği ve onun hayat hikayesini kendi ağzından kaleme aldığı eseri mutlaka okumalarını tavsiye ediyorum. Gençlerimize Malcolm X'i bir rol model olarak sunabilmemiz çok önemli bence.
Bugün bize insanlık dersi vermeye kalkan ABD'nin ve genelde de batı toplumlarının nasıl aşağılık bir tarihten geldiklerini ve üzerlerindeki bu suçu asla temizleyemediklerini gösteren bir örnektir Malcolm X'in hayatı ve öldürülüşü. Daha doğrusu şehit edilişi. Kitabın son paragrafında şöyle diyor Malik el-Şahbaz:
'Evet, demagog rolümü hep gurur duyarak anıyorum. Biliyorum ki, toplumlar, hemen her zaman, kendilerinin olumlu yönde değişimlere uğramasına büyük katkısı olan insanların canına kastetmişlerdir sonunda. Ve, Amerikan'nın bünyesine uğursuz bir kurt gibi giren ırkçılık kanserinin kökünü kurutabilecek bir gerçeğin mayasını tutturmuş olarak, fersiz de olsa bir ışık bırakarak ölürsem, ne mutlu bana. Bu takdirde, şan Allah'a özgüdür. Benim olan tek şeyse, günahlarımdır.' bu sözlerle bitiyor kitap ve kitap yayınlanmadan bir süre öncede şehit ediliyor.
Ülkemdeki toz duman arasında böyle abidevi bir şahsiyetin hayatına dikkat çekmek istedim. Bu dünyada sadece kendi milletimiz, devletimiz, cemaatimiz, tarikatımız, derneğimiz veya vakfımızın olmadığını belirtmek için bir hatırlatma olması açısından bunu belirtmek istedim. ABD gibi bir güç karşısında yılmadan, korkmadan belki de öldürüleceğini adı gibi bilerek yapılan bir mücadele. Hangi mezhebe, meşrebe mensup olursak olalım bu örnek insanların hayatlarını ve mücadelelerini bir kez daha gözden geçirelim. Eminim ki kimin nerede hata yaptığını, durduğun yerlerin doğru veya yanlış olduğunu anlamaları için bu insanların hayatlarından çıkaracağımız çok ders olduğunu düşünüyorum. Vesselam…
YAZAN: VEDAT ÖNAL