Maaşı dolgun ama çalışan yok!
Ulusal Kırmızı Et Konseyi (UKON) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hacıince, 'Şu an çoban bulamıyoruz. Çobanlık 'tu kaka' yapılan meslek haline gelmiş. Çobana kız verilmiyor. Bizim bakanlık çobanın ismini 'sürü yöneticisi' diye değiştirdi, o da fayda etmedi. 3 bin liraya çoban bulamıyoruz.' dedi.
Uludağ Üniversitesi (UÜ) Ziraat Fakültesi ve Bursa Sanayici ve İş Adamları Derneği (BUSİAD) Gıda Uzmanlık Grubu iş birliğinde düzenlenen 'Türkiye'de Kırmızı Et Üretimi ve Tüketimi' konulu panel BUSİAD Evi'nde gerçekleştirildi.
UKON Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hacıince, UÜ Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Başkanı Prof. Dr. İbrahim Ak'ın oturum başkanlığını yaptığı paneldeki konuşmasında, Türkiye'de kaç hayvan olduğu, ne kadar et yenildiği, ne kadar mera bulunduğunun bilinmediğini belirterek, kırmızı et sektörünün şu an maalesef bir kayıt dışı gerçeğinin abidesi durumunda olduğunu söyledi.
'Hayvancılık duvara çarpmış durumda'
Türkiye'de kırmızı etin şu sıralar magazin haberleriyle yarıştığını dile getiren Hacıince, 'Deniliyor ki, 'Et pahalı, et yiyemiyoruz.' Karşılığında bakanlık ise 'Size ucuz et yedireceğim.' diyor. Kaderini doların belirlediği bir şeyi TL satabilir misiniz? Dana alıyorsunuz dolarla, yem dolarla, mazot yakıyorsunuz dolarla sonra TL'ye satacaksın. Bunun bir realitesi var mı? Türkiye'de şu an kapalı sistem hayvancılık bence duvara çarpmış durumda.' diye konuştu.
Hacıince, hayvancılığın babadan oğula geçme oranının yüzde 17'ye düştüğünü, kendisinin de şu an çocuğunun bu işi yapması için uğraştığını anlattı.
'O da fayda etmedi'
Bir başka sıkıntının da ülkede artık çoban bulunamaması olduğunu belirten Hacıince, şunları kaydetti:
'Ben şu an çoban bulamıyorum. Çobanlık tu kaka yapılan meslek haline gelmiş. Çobana kız verilmiyor. Bizim bakanlık çobanın ismini 'sürü yöneticisi' diye değiştirdi, o da fayda etmedi. Bakın 3 bin liraya çoban bulamıyoruz. Çobanlık derken bunu maaş alan bir adam adı altında görmeyin. Bunu kendi mesleğiniz olarak görün. Kötü bir şey değil. Boşalan köyler var. Son 5 yılda Konya'da 27 tane köy boşalmış. İnsan yok. Herkes köyde arazisini satıyor, şehre geliyor, kapıcılık yapıyor. Peki bir şey üretmeden bir şeyin fiyatı düşer mi? Üretimden kaçan bir toplumuz, sürekli tüketiyoruz, 'Et pahalı diyoruz' sonra. Et pahalı değil ki. Eleştirileri yapanlara diyorum; bir kilogram etin hiç üretimsel zorluğunu yaşadınız mı? Hayvancılık öyle bir sektör haline gelmiş ki özel hayatınız yok. Bu kadar zorluk, bu kadar stresin içinde kırmızı et sektöründe 'et pahalı' denildiği zaman çok doğru bir eleştiri olmadığını düşünüyorum.'
Hacıince, çoban ve güdülecek havza bulunamamasından dolayı Türkiye'de keçi ve manda sayılarının da düştüğüne dikkati çekti.
'Üretilmeyen şey asla ucuzlamaz'
Hacıince, bir iş görüşmesi için gittiği yurt dışında kendisine bir rapor gösterildiğini hatırlatarak, şunları dile getirdi:
'Türkiye'deki tarım ve hayvancılık fuarlarında ziyaretçi çocuk sayısı yüzde 1'in altında. Avrupa'da yüzde 47, ABD'de de yüzde 80'nin üzerinde. Ben o günden sonra bütün fuarlara çocuklarımı götürüyorum. Bunları konuşmadan 'et pahalı' demek vicdansızlıktır. O kadar sıkıntılı bir iş ki. Hükümet gerçekten Cumhuriyet tarihinin belki de en yüksek hayvancılık ve tarım desteğini verdi. Kim aldı? Tartışılır. Kurumsal firmalar aldı, ben aldım. Siz niye almadınız? Gençler tarım ve hayvancılığa gereken ilgiyi göstermiyor. Üretilmeyen bir şey asla ucuzlamaz.'
(finanshaber)
UKON Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hacıince, UÜ Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Başkanı Prof. Dr. İbrahim Ak'ın oturum başkanlığını yaptığı paneldeki konuşmasında, Türkiye'de kaç hayvan olduğu, ne kadar et yenildiği, ne kadar mera bulunduğunun bilinmediğini belirterek, kırmızı et sektörünün şu an maalesef bir kayıt dışı gerçeğinin abidesi durumunda olduğunu söyledi.
'Hayvancılık duvara çarpmış durumda'
Türkiye'de kırmızı etin şu sıralar magazin haberleriyle yarıştığını dile getiren Hacıince, 'Deniliyor ki, 'Et pahalı, et yiyemiyoruz.' Karşılığında bakanlık ise 'Size ucuz et yedireceğim.' diyor. Kaderini doların belirlediği bir şeyi TL satabilir misiniz? Dana alıyorsunuz dolarla, yem dolarla, mazot yakıyorsunuz dolarla sonra TL'ye satacaksın. Bunun bir realitesi var mı? Türkiye'de şu an kapalı sistem hayvancılık bence duvara çarpmış durumda.' diye konuştu.
Hacıince, hayvancılığın babadan oğula geçme oranının yüzde 17'ye düştüğünü, kendisinin de şu an çocuğunun bu işi yapması için uğraştığını anlattı.
'O da fayda etmedi'
Bir başka sıkıntının da ülkede artık çoban bulunamaması olduğunu belirten Hacıince, şunları kaydetti:
'Ben şu an çoban bulamıyorum. Çobanlık tu kaka yapılan meslek haline gelmiş. Çobana kız verilmiyor. Bizim bakanlık çobanın ismini 'sürü yöneticisi' diye değiştirdi, o da fayda etmedi. Bakın 3 bin liraya çoban bulamıyoruz. Çobanlık derken bunu maaş alan bir adam adı altında görmeyin. Bunu kendi mesleğiniz olarak görün. Kötü bir şey değil. Boşalan köyler var. Son 5 yılda Konya'da 27 tane köy boşalmış. İnsan yok. Herkes köyde arazisini satıyor, şehre geliyor, kapıcılık yapıyor. Peki bir şey üretmeden bir şeyin fiyatı düşer mi? Üretimden kaçan bir toplumuz, sürekli tüketiyoruz, 'Et pahalı diyoruz' sonra. Et pahalı değil ki. Eleştirileri yapanlara diyorum; bir kilogram etin hiç üretimsel zorluğunu yaşadınız mı? Hayvancılık öyle bir sektör haline gelmiş ki özel hayatınız yok. Bu kadar zorluk, bu kadar stresin içinde kırmızı et sektöründe 'et pahalı' denildiği zaman çok doğru bir eleştiri olmadığını düşünüyorum.'
Hacıince, çoban ve güdülecek havza bulunamamasından dolayı Türkiye'de keçi ve manda sayılarının da düştüğüne dikkati çekti.
'Üretilmeyen şey asla ucuzlamaz'
Hacıince, bir iş görüşmesi için gittiği yurt dışında kendisine bir rapor gösterildiğini hatırlatarak, şunları dile getirdi:
'Türkiye'deki tarım ve hayvancılık fuarlarında ziyaretçi çocuk sayısı yüzde 1'in altında. Avrupa'da yüzde 47, ABD'de de yüzde 80'nin üzerinde. Ben o günden sonra bütün fuarlara çocuklarımı götürüyorum. Bunları konuşmadan 'et pahalı' demek vicdansızlıktır. O kadar sıkıntılı bir iş ki. Hükümet gerçekten Cumhuriyet tarihinin belki de en yüksek hayvancılık ve tarım desteğini verdi. Kim aldı? Tartışılır. Kurumsal firmalar aldı, ben aldım. Siz niye almadınız? Gençler tarım ve hayvancılığa gereken ilgiyi göstermiyor. Üretilmeyen bir şey asla ucuzlamaz.'
(finanshaber)