Kuruyan ağaçlar sanat eserine dönüştü
Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesinin bahçesinde bulunan ve köklerinde oluşan hastalıktan dolayı komple kuruyan 4 ağaç, kesilmek yerine sanat eserine dönüştürülerek bahçeye renk kattı.
Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesinin bahçesinde bulunan ve köklerinde oluşan hastalıktan dolayı komple kuruyan 4 ağaç, kesilmek yerine sanat eserine dönüştürülerek bahçeye renk kattı.
ERÜ Tıp Fakültesi Dekanlığı, fakültenin bahçesinde kuruyan ağaçları kesmek yerine farklı bir etkinliğe imza attı. Ziraat fakültesinden hocaların incelediği ve ağaçların kurtarılmayacağını söylemesi üzerine harekete geçen dekanlık, güzel sanatlar fakültesi hocaları ile iş birliği yaparak ağaçları sanat eserine dönüştürdü. 2 haftalık çalışmayla büyük bir özenle ağaçları işleyen hocalar, tıbbın sembolü olan bir asa ve üzerine dolanmış iki yılan figürü, koçbaşı, ERÜ'nün kampüsünde bulunan gelengiler ve kuş evinin yer aldığı eserler ortaya çıkardı.
“Her ağaç bir sanatsal fonksiyon için kullanılabilir”
Çalışma hakkında bilgiler veren Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Kemaloğlu, “Plastik cerrahi zaten sanatla iç içe olan bir branş. Biz insanlar üzerine vücudun sınırlarını değiştirerek zaten sürekli sanatsal bir tasarım yapıyoruz. Fakat insan bir bütündür. Dolayısıyla bulunduğu yetki ve etki alanında kabiliyetlerini ve yeteneklerini her yere yansıtmalı diye düşünüyoruz. Bu bakımdan da arkamızda gördüğünüz ağaçlar kampüsümüzde olan batı ladin cinsi yıllanmış ve heybetli ağaçlar. Fakat iklim olarak buraya uygun ağaçlar değil. Kökleri de maalesef hastalık kapıyor. Bunun neticesinde ağaçlar baştan aşağı kuruyor ve ölüyor. Biz ağaçları kurtarabilir miyiz diye önce ziraat fakültesinden hocalarımızı davet ettik. Fakat hocalarımız ağaçların kurtulma şansı olmadığını, tamamen öldüğünü bize ilettiler. Bunun üzerine Park Bahçeler Müdürlüğümüz ağaçları kesmeyi tercih etti. Biz de 'her ağaç bir sanatsal fonksiyon için kullanılabilir' dedik. Aynı Michelangelo'nun 'Ben kayanın içinde bir heykeli görüyorum, fazlalıklarını atıyorum' dediği gibi biz de bu ağaçların içinde bir figür ve siluet gördük. Bunun üzerine güzel sanatlar fakültesinden hocalarımızı buraya davet ettik. Onlara fikrimizi açıkladık ve olumlu karşılayarak bir proje haline getirdiler. Kuruyan 4 ağacımız için her bir hocamız ince işçilikle ortaya çok güzel bir sanatsal eser çıkarttı” dedi.
“Öğrenciler çok mutlu”
Eserleri gören öğrencilerin de çok mutlu olduğunu kaydeden Kemaloğlu, “Öğrencilerimiz gerçekten seçilmiş öğrenciler. Türkiye'nin en iyilerini biz alıyoruz diyebilirim. Bu konuda mütevazi olamayacağım. Algıları çok açık ve dünyayı çok iyi tanıyorlar. Sanatla ve sporla çok yakından ilgililer. Kampüsteki her güzelliği yakından takip ediyorlar ve destek oluyorlar. Bu atölye çalışması yaklaşık 2 hafta sürdü. Öğrencilerimizde bunu çok yakından takip ettiler. Bittikten sonra da inanılmaz güzel eleştiriler aldık. Bu işler birlikte olursanız güzel oluyor. Bu bakımdan öğrencilerime de destekleri için teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
Tıbbın sembolü girişte
Kemaloğlu, “Dünyadaki tıp ambleminin simgesi. Ortada bir asa var. Mitolojik bir figür. Bu şifayı temsil ediyor. Yanında dolanan yılanlarda bilgeliği temsil ediyor. Dolayısıyla 'şifa ancak bilgelikle olursa mümkündür' mesajını veriyor. Biz de bu amblemin tıp fakültesinin girişinde olmasının en uygun olacağına kanaat getirdik ve girişe bu amblemi yerleştirdik” ifadelerini kullandı.