Kur'an ve Oruç Ay'ı Ramazan'da Mukabele Geleneği
Kur'an, oruç ve arınma ayı olan Ramazan ayı içinde, yapılması gereken en önemli ibadetlerden biri de Mukabele olarak bilinen Kur'an-ı Kerim'i Arapça olarak yüzünden, mealinden veya tefsirinden okuyarak, anlamaya veya yaşamaya çaılşmaktır.
Sözlük anlamı karşılık vermek, karşılıklı okumak, yüz yüze olmak, iki şeyi birbiriyle karşılaştırmak anlamına gelen mukabele, İslam dininin kutsal kitabı olan Kur'an-ı Kerim'i ezberden veya kitaptan yüksek sesle okuyan bir kişiyi, sessizce Kur'an'dan takip etmek anlamına gelmektedir.
Kur'an literatüründe ise Cebrail aleyhisselamın Ramazan ayında Peygamber Efendimize (s.a.v) gelerek Kur'an-ı Kerim'i karşılıklı müzakere etmelerini, birbirlerine okumalarını ifade etmektedir.
MUKABELE GELENEĞİ NASIL ORTAYA ÇIKTI?
Mukabele, zaman ve mekanla sınırlı olmasa da, üç aylarda ve bilhassa Ramazan ayında cami, mescid ve evlerde daha çok sabah, öğle, ikindi namazları öncesinde hafız veya Kur'an okumasını iyi bilen biri tarafından okunan Kur'an-ı takip etmek suretiyle hatim indirmektir. Bu gelenek, Cebrail'in Ramazan aylarında her gece Hazreti Peygamber'e gelerek o ana kadar nazil olan ayet ve sureleri karşılıklı okuyup kontrol etmelerine dayanmaktadır.
İslam'ın son peygamberi olan Hz. Muhammed'e (s.a.v), 610 yılından 632 yılına kadar yavaş yavaş ve kademeli olarak vahiy inmiştir.
23 yıl boyunca devam eden bu vahiy gelişi süresince vahyi getiren melek olan Cebrail, Peygamber Hz. Muhammed'e (s.a.v) Kur'an ayetlerini okumuştur. Hz. Muhammed (s.a.v), Cebrail'in okuduğu ayetleri dinledikten sonra tekrar etmiş ve Cebrail de Hz. Muhammed'i dinlemiştir.
Böylece bir taraf Kur'an-ı Kerim'i okurken diğeri dinlemiş ve karşılıklı olarak Kur'an-ı Kerim okumuş olmuşlardır. Bu şekilde Kur'an ayetlerinin unutulmasının önüne geçilmiştir.