Kimse üstüne alınmıyor ama 'Yaşlı' kimdir?
Yaşlılık zamanın ilerleyişine bağlı olarak fiziksel, psikolojik ve sosyal boyutlar ile değerlendirilmesi gereken bir süreçtir. Yaşlanma ise hayatta kalma ve doğurganlık için gerekli olan fizyolojik fonksiyonların zamana bağlı olarak bozulması olarak tanımlanabilmektedir.
Yaşlanma yaşam döngüsünde herkesin deneyimlediği bir süreçtir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 65 yaş ve üzeri bireyleri yaşlı olarak nitelendirmekte ve kronolojik olarak yaşlılığı; 65-74 yaşı genç yaşlı, 75-84 yaşı ileri yaşlı olarak isimlendirirken 85 yaş ve üzerindeki bireyleri ise çok ileri yaşlı olarak gruplandırmıştır. Bununla birlikte yaşlanma aslında tek boyutlu bir kavram değildir ve yaşlılığı etkileyen faktörlere göre çeşitli tanımları yapılmaktadır. Bunlardan bazıları:
Kronolojik Yaş: Zamana dayalıdır. Bireyin doğumundan bu yana oy kullanma, araç kullanma veya emeklilik gibi işlevlerin sınırlarını belirlemek için kullanıldığında geçen yıl, ay veya gün sayısını ifade etmektedir. Kronolojik yaşın, bireyin işlevsellik düzeyinin bir göstergesi olmasa da işlevsel yaş boyutuyla bağlantılı olduğu belirtilmektedir.
Fonksiyonel Yaş: Bir kişinin aynı yaştaki diğer insanlarla karşılaştırıldığında fiziksel ve sosyal çevrede ne kadar iyi işlev görebildiğinin bir ölçüsünü ifade etmektedir. Biyolojik, psikolojik ve sosyal boyutları bulunmaktadır. Biyolojik yaş, bireyin vücut fonksiyonlarının mevcut durumu ve yeterliliği ile ilgili yaş olarak tanımlanmaktadır. Bireyin organizmasındaki fiziksel ve zihinsel işlevlerdeki gerileme ile ilgilidir. Psikolojik yaşta, bireyin algılama, öğrenme, bellek ve stresuyum-baş etme gibi yetilerindeki durumlara odaklanılmaktadır. Sosyal yaş ise çalışma ve üretme gücünün giderek azalmasıyla bireyin toplumsal rol, statü ve beklentilerinde ortaya çıkan değişimleri ifade etmektedir.
Demografik Yaşlanma: Nüfus içinde yaşlı birey oranının yükselmesidir. Nüfus yaşlanmasına büyük ölçüde iki demografik eğilim neden olmaktadır. Birincisi insanların eskiye oranla daha uzun süre yaşıyor olması ikincisi ise doğum oranının düşük olmasıdır. Bu sebeplerle nüfusun yaşlanması aynı zamanda 65 yaş ve üzerindeki bireylerin oranının toplumda artması anlamına gelmektedir. Toplumlar yaşlı bireylerin nüfus içindeki yoğunluğuna göre gruplara ayrılmaktadır. Toplum, yaşlı nüfus oranı %4'ten az ise genç, yaşlı nüfus %4-7 arasında ise olgun veya erişkin, yaşlı nüfus %7-10 arasında ise yaşlı ve yaşlı nüfus toplam nüfusun %10'undan fazla ise çok yaşlı toplum olarak isimlendirilmektedir. Yaşlanma bazı toplumlar için sorun hline gelmiştir. Bu nedenle sosyal bir sorun oluşturmaya başlayan yaşlanmayı inceleyen gerontoloji ve yaşlı bireylerin sağlığı ve tedavisini araştıran geriatri bilim dalları geliştirilmiştir.