KAYSERi'NiN YARIM ASIRLIK BAKIRCISI

Kayseri'de gençlik döneminde tanıştığı bakırcılık mesleğini ilerleyen yaşına rağmen sürdüren Ömer Tüfekçi (67), yarım asırdır bakır döverek geçimini sağlıyor.

Gelişen teknolojiyle beraber unutulmaya yüz tutmuş meslekler arasındaki yerini alan bakırcılıkla gençlik yıllarında tanışan Tüfekçi, maddiyatı geri planda bırakıp sadece sevdiği ve değer verdiği bir mesleği yapmanın haklı gururunu yaşıyor.

Çocukluk yıllarında ilk olarak kuyumculukla tanışan ve 5 yıl bu mesleği yaptıktan sonra bakırcılığa yönelen Tüfekçi, yaklaşık 50 yıldır bakıra şekil vermek için çekiç sallıyor.

Sabahın ilk ışıklarıyla beraber 'bismillah' deyip açtığı dükkanında rızkının peşinden koşan Tüfekçi, bir taraftan da unutulmaya yüz tutmuş bu mesleği gelecek nesillere taşımaya çalışıyor.

Bakır ustası Tüfekçi, mesleğe ilk başladığında bakırcılığın oldukça kazançlı bir iş olduğunu söyledi.

Bakırcılığın zamanla hak ettiği değerden uzaklaştığını aktaran Tüfekçi, şöyle devam etti:
'Bakırcılığa başladığım yıllarda Kayseri'de 450 bakırcı vardı. Şimdi bir elin sayısı kadar kaldık. Burada çekiç sesinden durulmazdı. Kimi kazan, kimi leğen, kimi ibrik yaparken, kimi de sıvama da çalışırdı. Manifaturacılara gitmeden gelin kızların mutfak eşyası bakırcılarda dizilirdi. İlk bize gelirlerdi. Gelinin sinisi, yemek tabağı, tenceresi, tavası, ibriği, güğümü gibi mutfak eşyaları dizildikten sonra manifaturacılara gidilip elbiseleri alınırdı. Zamanla krom, emaye, teflon, cam ve plastik çıkınca bakır cazibesini kaybetti. 1990'lı yıllara geldiğimizdeyse bakır tamamen cazibesini yitirdi.'

Tüfekçi, geçmişte çeyiz için alınan bakırların şimdi duvarları süslediğine işaret ederek, 'Bundan 50 sene önce babaannelere, annelere verdiğimiz bakırları torunları bize getirip sü eşyası olarak kulanmak istiyorlar. Yeniden işlediğimiz bakırları hatıra olarak evin baş köşesine koyuyorlar. Bundan da gurur duyuyorum. Annemden tekrar doğsam yine bakırcı olmayı isterim.' dedi.

Meslekte maddiyatı ikinci planda tuttuğunu vurgulayan Tüfekçi, şu ifadeleri kullandı:
'Biz paradan ziyade müşterinin gülümsemesine bakıyoruz. Müşterinin gözü güldüğünde bizim de ruhumuz güler. Müşteri gülünce 'beğenmiş tamam, ben bu parayı hak etmişim' diyorum ve çoluğumla çocuğumla o parayı refah içerisinde yiyorum. Bizim maddi açıdan fazla bir gelirimiz yok fakat manevi olarak zevkli bir sanat. Biz burada Allah ömür verdiği müddetçe çalışmaya devam edeceğiz.'

Tüfekçi, yetiştirecek çırak bulamamaktan yakınarak, oğluna bu mesleği öğrettiğini ve beraber aynı işi yapmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirtti.

Bölgedeki bakır ustalarının en yaşlısı olduğuna dikkati çeken Tüfekçi, şunları kaydetti:
'Sabahleyin dükkanımızı Bismillahirrahmanirrahim diyip ahilik sevdasıyla açıyoruz. Akşam da kazandığımız o bereketli parayı evladımıza çoluğumuza çocuğumuza götürüp ahilik sevdasıyla yiyoruz. Ben 67 yaşındayım ama işimin başında hiç yorgunluk hissetmiyorum. Çünkü severek yapıyorum. Şimdi 50 yıl olmuş. Yarım asırdır bu mesleği yapıyorum. Yine Allah ömür verdiği müddetçe, bu mesleği yapmaya devam edeceğim. Bizim işte emekli olmaz. Resmi emeklilğe bakarsan 21 yıl oldu ben emekli olalı. Biz ne zaman vafat ettik o zaman emekli oluruz.'
AA

Bakmadan Geçme