KAYSERİ'NİN 'TELLİBABA'SI
Ortodonti Uzmanı Dr. Onur Demir, 1 aydır Talas Özel Durupol Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği'nde hizmet veriyor. 'Tellibaba' yakıştırmasıyla dikkat çeken deneyimli ortodonti uzmanı, 'Birçok hastam tedavi gördükten sonra kısmet buldu, evlendi. Tıpkı İstanbul'daki 'Telli baba' türbesi gibi ben de bir nevi kısmet açtığım için bu adı aldım. Dişlere tel taktığım için akılda kalıcı olması, yaptığım işle ilişkili bulunması da kendime bu mahlası seçmeme neden oldu.' dedi.
Talas'ta 1 yıl önce hizmete başlayan Özel Durupol Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği yalnızca bölge halkına değil, Kayserililere hizmet sağlıyor. 17 personeli bulunan Durupol, kendisine yavaş yavaş büyümeyi hedef koyarken, Kayseri'nin A tipi ilk polikliniği unvanını elinde bulunduruyor.
Başhekimliğini Dt. Cüneyit Durukan'ın yaptığı poliklinikte birbirinden deneyimli diş hekimleri bulunuyor. Hele bir tanesi var ki hem ismiyle, hem lakabıyla, hem sempatikliğiyle, hem de alanında uzmanlığıyla Kayserililerin aradığı isim haline geldi. Ortodonti (diş teli) uzmanı Tellibaba lakaplı Onur Demir…
Kayseri Gündem Gazetesi olarak billboardlardaki sempatik fotoğrafıyla ilgimizi ve dikkatimizi çeken 'Telli Baba'nın izini sürdük. Renkli kişiliğiyle dikkat çeken Ortodonti Uzmanı Dr. Onur Demir ile ağız ve diş sağlığını detaylı olarak ele aldık. Baştan sona keyifli bir sohbet şeklinde gerçekleştirdiğimiz röportaj şu şekilde:
AĞIZ VE DİĞ SAĞLIĞINDA BAŞARISISIZ!
Onur Demir kimdir?
Aslen Samsunluyum. Hayatım değişik illerde geçti. Annem ve babam devlet memuru oldukları için değişik illerde bulunduk. Erzurum, Sinop, Samsun, Ankara tekrar Samsun ve sonunda Kayseri. Zor bir öykümüz var. Eğitim hayatımdan kısaca bahsetmek gerekirse liseyi Samsun Fen Lisesinde okudum. Daha sonra Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesini bitirdim. Ortodonti uzmanlığımı Ondokuz Mayıs Üniversitesinde yaptığım 5 yıllık bir doktora süreci sonrasında aldım. Ve şimdi artık Kayseri'de hizmet veriyorum.
Çok hassas bir konu ağız ve diş sağlığı… Dikkat edilmesi gerekenlerden kısaca bahsedebilir misiniz?
İlginç bir şekilde önlenebilir rahatsızlıkların başında geliyor olmasına rağmen toplum olarak bu konuda başarısız olduğumuzu kabul etmek lazım. Yani bunun üzerinde düşünülecek olursa bu problemi toplumca halledebiliriz. Gerekli özen gösterilerek, bu konuda bir itici güç bulunması konusunda çözümler aranabilir ve ağız sağlığı ile ilgili sorunlar çözülebilir. Temeli fırçalama alışkanlığından geliyor. Ve toplum olarak bizde de fırçalama alışkanlığı yeterince yerleşmiş durumda değil. Burada alışkanlıktan kastım aslında bir kültür. Sadece sayısı değil süresi, uygulama şekli, kullanılan araçlar hepsi bunun içine giriyor. Tam bir profesyonel bilinç oluşması lazım aslında... Şunun tekrar altını çizmek istiyorum: Ağız ve diş sağlığı ile ilgili problemler iyi bir diş fırçalama alışkanlığı ve koruyucu tedavilerle büyük oranda önlenebilir.
EN İYİ ONARIM BAKIMDIR
Maalesef insanlar dişleri ağrımadan doktora gitmiyor…
'En iyi onarım bakımdır' diye bir askeri tabir vardır. Yani sizde bir problem olduktan sonra çözmeye çalışmanız işinizi her zaman zorlaştıracaktır.
Ağrı başlamadan önce gelmiş olsak sanırım daha köklü çözümler üretilebilir
Problemler daha olgunlaşmadan çözmeye çalışmak daha etkin bir yol olacaktır. Daha sonra köklü çözümler için daha kompleks yaklaşımlar uygulamak gerekiyor çünkü...
ORTODONTİ YÜZÜ DE ŞEKİLLENDİRİYOR
Biraz da uzmanlık alanınızdan bahsedecek olursak ne söylersiniz?
Ortodonti, iskeletsel yapı, dişler ve bunların birbirleriyle olan ilişkisiyle ilgilenen bir bilim dalı. Fonksiyonel kuvvet uygulayarak dişleri ve çeneleri uygun pozisyonlara getiriyoruz. Uygun fonksiyonel ilişkiler almasını sağlıyoruz. Genel olarak insanlar sadece dişlerle ilgileniliyoruz sanıyorlar ama biz aslında alt ve üst çenenin birbirleri ve kafa kaidesine göre ilişkisiyle, yüzün üç düzlemdeki oranlarıyla ilgileniyoruz. Genel anlamda söyleyeyim yüzü bir şekilde şekillendiriyoruz. İdeale yaklaştırmaya çalışıyoruz.
Son zamanlarda billboardlarda da dikkatimizi çekiyor. 'Tellibaba' olarak anılıyorsunuz. Bu mahlas nasıl ortaya çıktı?
Bizim işimiz, yani diş hekimliği aslında bir zanaat. Evet, biz kapsamlı bir teorik eğitim alıyoruz fakat pratik bilgiyi asistanlarımızdan, hocalarımızdan izleyerek öğreniyor; uygulayarak kavrıyoruz. Bilgi, ustalık ve el emeği gerektirdiği için bir zanaat bu. Dolayısıyla bunun temelinde şu var. Ben Samsun'da ortodonti eğitimi alırken hoca ve öğrencisi ilişkisi doğdu; aynen usta-çırak ilişkisi gibi... Benim değerli hocam Prof. Dr. Selim Arıcı'nın hastalarıyla olan diyaloglarını dinleme, tedavi yöntemlerini izleme şansım oldu. Uzun süreli bir tedavi olan ortodontik yaklaşımlarda iyi bir hasta-hekim ilişkisinin tedavide hasta korelasyonunu da arttırdığını gördüm. 'Telcibaba, tellibaba' gibi nükteli yaklaşımlarda da bulunurdu kendisi; ben de izinden gittim. Akılda kalıcı ve yaptığım işle ilişkili olması kendime bu mahlası seçmeme neden oldu. Bununla birlikte malum İstanbul'da 'Tellibaba' türbesi diye bir yer de var. Dilekler, istekler var; kısmet arayanlar var… Aslına bakarsanız biz de bir nevi kısmetini açma durumu da var. Dişleri düzeltmek, özgüven kazandırmak, insanları daha sosyal hale getiriyor, konuşması düzeliyor, kendini daha çok ön plana çıkarıyor. Bu konudaki araştırmalar kişinin yüz güzelliğinin diğer insanlar tarafından olumlu algılanmasını sağladığı gibi; özgüvenini yükselterek, sosyal ve iş hayatındaki başarısını arttırdığını gösteriyor. Bir kişinin dişleri güzelse, güzel bir yüzü varsa iş bulma şansı da artıyor. Çünkü bu psikolojik bir olay. İçgüdüsel olarak güzele bir eğilim var bizim kimyamızda. Bu eğilim de bir sonuç aslında. Pazarlama işinde olduğunu düşünelim, kendinizin de ilgi çekici biri olduğunuzu ve özgüveni yüksek biri olduğunuzu hayal edelim. Alıcıya karşı daha büyük bir avantajınız olmaz mı, olur tabii ki... Her işte bu geçerli. İlk intiba devamını da getirdiği için önemli. Aynı şekilde birçok hastam tedavi gördükten sonra kısmet buldu, evlendi. Tellibaba bağlantısını sordunuz da onun için söylüyorum.
Anladığım kadarıyla çok olumlu dönüşler olmuş. İlgi çekici de bir slogan. 'Tellibaba' deyince ben de ileri yaşlarda birisini bekliyordum. Genç birisini görünce şaşırdım açıkçası. Hastalarınızdan bu şekilde şaşkınlık yaşayan oldu mu?
Böyle bir soru bugüne kadar sorulmadı ama evliyim ve bir buçuk yaşında bir kızım var. Dolayısıyla 'baba' olma kriterini sağlamış durumdayım. 'Telli' kısmını da, ortodontik tedavide kullandığımız tellerden dolaylı sağladığımı düşünüyorum. İş ve eş konusundaki kısmet etkisi de bulunduğuna göre sanırım mahlası layıkıyla hak ediyorum.
Mesai saatleri dışında özel hayatınızda neler yapıyorsunuz?
Hastalarım özellikle belli saatlerde gelmek istediği için kendime vakit ayırmama yetiyor. Şöyle ki; genellikle hastalar öğleden sonra ve akşam saatlerine kendilerini ayarlıyorlar. Dolayısıyla ben de öğleye kadar daha müsait oluyorum. Kahvaltı yapmak, çay içmek ve ailemle ilgilenmek sabah zamanımın çoğunu alıyor. Akşam 19.00, 20.00 ve bazen 21.00'ı bulabiliyor çalışma saatlerim. Akşam işten çıkınca ise eğer eşimden ve kızımdan zaman artarsa sinemaya gitmek, kafelerde arkadaşlarımla oturmak, nargile içmek ve tavla oynamak en büyük zevklerim arasında. Gece bilgisayar başında iken araştırmamı yapabiliyor ve bir şeyler okuyabiliyorum.
Teknoloji gelişiyor. 10-15 sene önceki sistemle şu anki sistem aynı değil. Sektörün bugünkü ve gelecekteki durumu için ne söylemek istersiniz?
Bu konuda eğilimin arttığının siz de farkındasınız. Reklamlar arttı, çok sayıda ürün piyasaya çıktı. Özel hastanelerin sayısı çoğaldı. Sektör hızla büyüyor. İnşallah da bu konudaki teknolojik yenilikleri uygun ve akılcı şekilde kullanıp gelecekteki ihtiyaçlarımızı azaltabiliriz. Belki gelecekte kendimize farklı hedefler bile koyabiliriz. Fakat bunların maddi bedeli olacaktır. Çünkü bu teknolojileri maalesef biz henüz üretemiyoruz. Bunlar ithal ürünler ve ithal teknolojiler… Ama kullanmayacağımız anlamına gelmiyor. Dental sektör olarak biz de dünya ile beraber dans etmek zorundayız. Çünkü talep de gelmekte, aynı zamanda izole bir toplum değiliz. İnternet var. Herkes her şeyi görüyor. Sosyal ağlar var. Herkes her şeyi paylaşıyor. Dolayısıyla biz de sektörün gerisinde kalamayız. Dental sektör veya özele indirgersek ortodonti sektörü için şunu söyleyebilirim; her şey dijitalize ve kişisel olma yolunda hızla ilerliyor.
KAYSERİ HUZURLU BİR ŞEHİR
Karadenizli olduğunuzu öğrendik. Değişik illerde bulundunuz. Nasıl buldunuz Kayseri'yi?
Kayseri öncelikle şehir planlaması olarak düzgün, genel anlamda düz bir şehir. Böyle geniş bulvarlara pek çok ilde rastlayamazsınız. Erciyes Dağının olması kış sporlarına merakı olanlar için bulunmaz nimet. Ben Karadenizli olduğum için yeşilliğin ve denizin eksikliğini çok hissediyorum fakat iç Anadolu insanları sıcak insanlar, yardımsever insanlar, dışardan gelenlere yardım etmeye çalışıyorlar. Komşuluk ilişkileri güzel, hala korunmuş durumda. Bu konuda kendilerine teşekkür ediyorum. Biz de Kayseri halkına elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyoruz mesleğimiz gereği. Sosyal hayat konusunda büyük şehir olduğu için zaten yeteri kadar seçeneği olduğunu düşünüyorum. Tiyatro ve konser etkinlikleri zaman zaman oluyor. Kısacası kaos ortamı olmayan, huzurlu bir şehir Kayseri.
Özellikle vurgulamak istediğiniz bir konu var mı?
Diş fırçalama alışkanlığını artık bir kültür yapma zamanımız geldi. Bu ilk adım, sonrasını çok başarılı doktorlarımız ve teknolojik alt yapımız üstlenecek.
Keyifli sohbetinizden ötürü çok teşekkür ederiz…
Bu imkanı tanıdığınız için asıl ben size ve Kayseri Gündem Gazetesi ailesine, ayrıca desteklerinden dolayı Durupol ailesine çok teşekkür ediyorum.
Röportaj: Ramazan KARAKUŞ