Kayseri, UNESCO Dünya Miras Listesine Girdi
Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu yıl UNESCO'ya 13 ayrı dosyayla başvurdu ve Dünya Miras Merkezince gerçekleştirilen değerlendirme toplantısı sonucunda aralarında Kayseri'deki bazı yerlerinde de bulunduğu 13 dosya da kabul edildi.
Haber: Erkinbeğ Uygurtürk
Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu yıl UNESCO'ya 13 ayrı dosyayla başvurdu ve Dünya Miras Merkezince gerçekleştirilen değerlendirme toplantısı sonucunda aralarında Kayseri'deki bazı yerlerinde de bulunduğu 13 dosya da kabul edildi.
Yapılan başvurular arasında yer alan Kayseri'nin Kültepe Arkeolojik alanı ve Selçuklu Medreseleri de Dünya Miras Geçici Listesi'ndeki yerini aldı.
UNESCO Dünya Miras Merkezince 15 Nisan'da yapılan değerlendirme sonucunda, yeni alanlarımızın da kaydedilmesiyle birlikte ülkemizin Dünya Miras Geçici Listesindeki varlık sayısı 54'e yükseldi.
KAYSERİ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR GELİŞME AMA…
UNESCO'nun Dünya geçici miras listesine girmek bile son derece önemli. Çünkü turizm rehberlerinde yer alan bu liste ile o bölgeye gelen turist sayısındaki artış doğru orantılı olarak artıyor. Başta Kayseri Valiliği olmak üzere Kayseri'nin ilgili kuruluşlarının daha çok gayret göstererek, açık hava müzesi konumunda olan Kayseri'nin Dünya Mirası Kentler Listesi'ne girmesi için çalışma yürütmesi gerekiyor. Bu listeye giremesek bile geçici listeyi kalıcı hale getirerek, birçok tarihi eserimizi UNESCO Dünya Miras Listesine dhil etmenin yollarını aramalıyız.
VALİ DÜZGÜN'E BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR
Kayseri Valisi Orhan Düzgün'ün, daha önceden Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü görevini yapması da Kayseri için büyük bir şanstır. Vali Düzgün'ün Kayseri'ye ilk geldiği andan itibaren turizm ağırlıklı çalışmaları da bunun bir göstergesi. Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'nin de Kültepe-Kaniş kazı alanı ile ilgili gayretleri de unutulmamalı. Kayseri'nin turizm potansiyelini arttırmak istiyorsak; bu alanda çalışmalarımızı yoğunlaştırmalıyız.
İşte O Alanlar
Kültepe Arkeolojik Alanı (Kayseri)
Anadolu Selçuklu Medreseleri (Konya, Kayseri, Sivas, Erzurum, Kırşehir)
Anavarza Antik Kenti (Adana)
Kaunos Antik Kenti (Muğla)
Kızkalesi (Mersin)
Arslantepe Arkeolojik Alanı (Malatya)
Çanakkale ve Gelibolu 1. Dünya Savaşı Alanları (Çanakkale)
Eflatunpınar Kaya Anıtı (Konya)
İznik (Bursa)
Mahmutbey Camii (Kastamonu)
Ahi Evran Türbesi (Kırşehir)
Titus-Vespasianus Tüneli (Hatay)
Zeynel Abidin Camii ve Mor Yakup Kilisesi (Mardin)
Kayseri'de UNESCO Dünya Miras geçici listesine giren yerlerle ilgili kısaca bilgi vermek gerekirse ilk önce Kayseri'nin tarihine ışık tutması açısından Kültepe arkeolojik alanı ile başlamak doğru olur.
Kültepe-Kaniş-Karum Örenyeri
Kayseri Müzesi'ndeki eserlerin kaynağını temsil eden Kültepe, eski ismiyle Kaniş, Kayseri'nin 21 km. kuzeydoğusunda eski Kayseri-Sivas; Kayseri-Malatya anayolu üzerindedir. Kültepe, biri yerlilerin oturduğu höyükten, öteki aşağı şehir veya Asur'lu tüccarların yerleştiği Karum alanından oluşmuştur. Höyüğün çapı 500 m., ova seviyesinden yüksekliği 20 m. dir. Tepeyi dört yanından aşağı şehir/Karum çevirmiştir. Karum, üç yönünde düz ova şeklinde görülmekle beraber, doğu yönü ova seviyesinden 1.5-2.5 m. lik bir yüksekliğe sahiptir. Çapı 2 km.yi bulan Karum, höyük ve ortasındaki kalesi sağlam birer sur ile çevrilidir.
Kültepe, araştırmacıların dikkatini 1881 den sonra çekmiştir. O zamana kadar benzerlerine rastlanmamış olan çivi yazılı tabletler müzelere akıyordu. 1893 ve 1894'de E. Chantre, 1906'da H. Wickler, H. Grothe yaptıkları kazılarda tabletlerin bulunduğu yeri tespit edemediler. B. Hrozny 1925'te tesadüfen, tabletlerin çıkarıldığı yeri ve dolayısıyla Asur Ticaret Kolonileri'nin merkezini/Karum'u keşfetti.
1948 yılında Türk Tarih Kurumu ve Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü adına höyükte ve Karum'da başlatılmış olan sistemli kazılar, kesintisiz olarak sürdürülmektedir.
Eski dünyanın ünlü ticaret merkezi Karum Kaniş'te sonuncusu iki safhalı olmak üzere (la-b), dört yapı katı vardır (I-IV). Günümüzden dörtbin yıl önce Kuzey Mezopotamyalı/Asurlu tüccarların Anadolu'da kurdukları aşağı yukarı yüzelli sene süren bu uluslararası ticaret ilişkileri döneminde, Anadolu Mezopotamya'nın eski uygarlığına açılmış, onlardan yazıyı öğrenmiş, kültür seviyesini yükseltmişti. II. ve I. katlarında keşfedilen eski Asur dilinde yazılmış çivi yazılı tabletler, Anadolu ile Asur arasında sürdürülen ticaret hakkında detaylı bilgilerin yanı sıra, borç alıp-verme, faiz, evlenme-boşanma, veraset, esir ticareti, mahkeme kararları ve yerli beylerle yapılan yazışmalar hakkında da canlı bilgiler vermektedir. Bunlar arasında, daha az sayıda, edebi metinler ve okul temrin metinleri de bulunmaktadır. Anadolu'yu tarih aydınlığına bu vesikalar kavuşturmuştur. Bunlar Anadolu'nun en eski yazılı belgeleridir. Anadolu tarihi burada başlamıştır. Kaniş'in en önemli özelliği budur. Kültepe-Kaniş Anadolu'daki bu ticaret sisteminin baş şehridir. Aynı zamanda Kaniş Krallığı'nın da merkezidir. I. ve II. katlar arkeoloji, filoloji ve şehircilik bakımından en zengin ve en önemli olanlarıdır.
UNESCO Dünya Miras geçici listesine giren diğer tarihi eserler arasında Kayseri'de bulunan Anadolu Selçuklu dönemine ait medreselerde bulunuyor. İşte bu medreselerden bazıları:
HUNAT HATUN MEDRESESİ (Melikgazi)
Kayseri Kalesi'nin doğusunda, şehri çevreleyen surların dışında, Kağnı Pazarı'nda bulunan Huand Hatun Külliyesi'nin bir bölümünü oluşturan Medrese, Sultan I.Alaaddin Keykubat'ın eşi ve II.Gıyaseddin Keyhüsrev'in annesi Mahperi Huand Hatun 1237-1246 yıllarında yaptırmıştır.
GEVHER NESİBE TIP MEDRESESİ VE DARÜŞŞİFASI (Kocasinan)
Kayseri'nin Yenice Mahallesi'nde bulunan Gevher Nesibe Tıp Medresesi ve Darüşşifası, Anadolu Selçuklu Hükümdarı I.Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından kız kardeşi Gevher Nesibe Sultan adına 1205-1206 yılında yaptırılmıştır. Medrese ve darüşşifa birbirine bitişik iki bina olduğundan halk arasında Çifte Medrese veya İkiz Medrese ismi ile de tanınmaktadır. Medrese ve darüşşifanın vakfiyesi bulunamamıştır. Bununla beraber Kayseri Tahriri ve Evkaf Defterlerinde bu bilgiler bulunmaktadır.
Gıyasiyye Medresesi ve Şifaiyesi dünyanın ilk uygulamalı tıp okuludur. Her iki bina da dikdörtgen planlı olup, 60 m. uzunluğunda, 40 m. genişliğindedir.
Medresenin yapımı ile ilgili bir söylence bulunmaktadır. Buna göre; Gevher Nesibe Sultan bir Selçuklu kumandanına aşık olmuş ancak, hükümdar bu evliliğe izin vermemiştir. Bir süre sonra kumandanın şehit düşmezi üzerine de Sultan üzüntüsünden verem olmuştur. Sultan ölmeden önce Gıyaseddin Keyhüsrevden kendisi gibi çaresiz hastaları tedavi edecek hekimlerin yetiştirilmesi için bir medrese yapılmasını istemiş ve bütün servetini de bu iş için bağışlamıştır. Bu olaydan üzüntü duyan Gıyaseddin Keyhüsrev ikinci defa tahta çıktığında, kız kardeşinin vasiyetini yerine getirmek üzere Gıyasiye Medresesi ile arkasındaki Şifaiyye Medresesini yaptırmıştır. Bundan sonra Gevher Nesibe Sultan da medrese içerisindeki türbesine gömülmüştür.
SAHİBİYE (Sahip Ata) MEDRESESİ (Kocasinan)
HACI KILIÇ MEDRESESİ (Kocasinan)
SERACEDDİN MEDRESESİ (Melikgazi)
Dünya Mirası Listesi Nedir?
İnsanoğlu tarih sahnesine çıktığından bu yana yaşadığı alanları değerli kılmış ve kültürünü gelecek nesillere taşıyacak şaheserler bırakmıştır. Tüm insanlığın ortak mirası olarak kabul edilen değerleri ortak bir geçmiş olarak benimsemek, tanıtmak ve gelecek nesillere bu mirası aktarmak için UNESCO 1972 yılında Paris'te toplanan 16. Genel Konferansında 'Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme'yi kabul etmiştir. Türkiye, bu sözleşmeyi 23 Mayıs 1982 tarihinde onaylamıştır. Dünya Mirası Listesi, UNESCO'ya bağlı Dünya Mirasları Komitesi tarafından belirlenen ve bulundukları ülkenin devleti tarafından korunması garanti edilen, tüm dünya için önemli bir değer taşıdığı kabul edilen doğal ve kültürel varlıkların yer aldığı bir listedir. Tüm insanlığın ortak geçmişini oluşturan değerlerin korunmasında uluslararası işbirliğini mümkün kılmayı amaçlayan UNESCO, kültürel ve doğal kriterleri ile özgün olan varlıkları değerlendirmektedir.