Kayseri Tabip Odası Başkanı'ndan Aile Hekimliği Nöbet Uygulamasına Eleştiri

Kayseri Tabip Odası başkanı Prof. Dr. İbrahim Suat Öktem, Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarının, hastanelerde mesai saatleri dışında ayda asgari 8 saat nöbet tutmasını öngören genelgeyi...

Kayseri Tabip Odası başkanı Prof. Dr. İbrahim Suat Öktem, Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarının, hastanelerde mesai saatleri dışında ayda asgari 8 saat nöbet tutmasını öngören genelgeyi eleştirdi.

Torba yasa içerisinde gündeme gelen ve 1 Mayıs'tan itibaren uygulamaya geçirilecek olan nöbet sisteminin alt yapısının, henüz tam olarak hazırlanmadığını ifade eden Kayseri Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. İbrahim Suat Öktem, 'Kayseri il sınırları içerisindeki aile hekimlerine yönelik, 1 Mayıs 2014'ten itibaren ayda bir defa 8 saatlik nöbetler bırakılmıştır. Listeler geçtiğimiz hafta içerisinde yayınlandı. Bu nöbetlerle ilgili birtakım sorunlar var. Mesela, kişiye saat 16.00'da nöbet bırakılıyor, bu kişi saat kaçta bulunduğu yeri terk edecek? Kayseri'de çalışan bir kişi, Pınarbaşı veya Yahyalı'da nöbet tutacaksa, saat kaçta çıkacak, hangi imkanlarla gidecek, kendi imkanlarıyla mı yoksa Sağlık Müdürlüğü'nün imkanlarıyla mı? Bu belli değil. Gece saat 12'de kim getirecek. Bu arkadaşlarımız yıllardır aile hekimi olarak kendilerini yetiştirdiler. Bu konuda yetkileri var ve bulundukları yerde aynı zamanda mesleki yönden sigortalılar. Diyelim ki, Yahyalı'ya gitti bir arkadaş burada çalıştı. O anda herhangi sorunum olursa, hukuki yönden zorunlu sigortalılığı kim karşılayacak? Bu belli değil. İkincisi, bize görev tanımlarımız içerisinde, aile hekimlerine yönelik böyle bir uygulama görevi kabul ettiğimiz uygulama yoktu' diye konuştu.

'BU UYGULAMA KALİTELİ HİZMET SUNMAZ'

Uygulamanın eksikliklerine değinen Öktem, hastaların sadece doktora görünmek için, doktora gideceklerini ve kaliteli hizmet alamayacaklarını vurguladı. Uygulamanın hazır olmadığını savunan ve eleştiren Öktem, 'Şimdi pozitifte olan şeylere evet ama biz kaliteli hizmetin sunulacağı kanaatinde değiliz. Örnek gittik oraya ve bende kalp krizi geçirdim. Gittim Sarız'daki nöbetçi hekime. Arkadaş yıllarca acilde çalışmamış. Bana zarar verdiği zaman, buradaki suçlu bu hekim midir? Yoksa ona görev tanımı dışında görev yükleyen kurum mudur? Bu soruların hiçbirinin cevabı yok. Dolayısıyla başarılı bir iş yapmak istiyorsak, alt zeminini hazırlamak lazım, alt zemini hazırlamadan yola çıkılmıştır' şeklinde konuştu.

'İSTEK ÇOK İSE, HIZLANDIRILMIŞ PROGRAMLARLA EĞİTİM VERİLMELİDİR'

Konuyla ilgili herhangi bir çalışma yapılmadığını söyleyen Öktem, aile hekimlerinin acil tecrübesi alabilmeleri için hızlandırılmış programlarla eğitilmelerinin önemine vurgu yaptı. Öktem, 'Bu konuyla ilgili çok istek varsa, acil hekimlerine yönelik hızlandırılmış eğitimlerle, kişileri yetiştirmemiz lazım. Bu tür hiçbir çalışma yapılmadı ve yazık olacak' ifadelerini kullandı.

'AİLE HEKİMLİĞİ İLE İLGİLİ ÇALIŞMAMIZI BİLİM DÜNYASI İLE PAYLAŞACAĞIZ'

Uygulamanın ilk etapta birkaç ilde pilot uygulama olarak başlayacağını dile getiren Öktem, hekimlerle ilgili çalışma yaptıklarını ve bu çalışmaları bilim dünyası ile paylaşacaklarını ifade etti. Türkiye'nin sağlık alanında hata yapmasını önlemek için uğraştıklarını vurgulayan Öktem, 'Bu uygulama önce birkaç ilde pilot uygulama olarak başlayacaktır. Biz, bu konu ile ilgili bilindiği gibi geçen yıl Mayıs ayında, hekimin şiddetine yönelik bir çalışma yapmıştık. Yaptığımız çalışmanın sonuçlarını kamuoyu ile paylaşmıştık. Daha sonra bu çalışmayı bilimsel platforma aktarmak amacıyla, Halk Sağlığı Kongresi'nde bilimsel bir bildiri olarak sunmuştuk. Şu anda da yayınlanmak üzere, yurt dışında bilimsel indekste giren bir dergide de yayına kabul edildi. Bu aile hekimliği ile ilgili çalışmalarda ortaya çıkacak olan sonuçlarda, hem kamuoyu ile hem de bilim dünyasıyla paylaşmak üzere bir çalışma yapacağız. Bunu da kamuoyu ve bilim dünyasıyla mutlaka tartışacağız. O kişisel görüşlerimizin ötesinde sonuçlara varılacağı için, bunları dünya bilimi tarafından değerlendirilirken, bizim de gerek politikacı arkadaşlarımız ve meslektaşlarımız tarafından ciddiye alınıp, Türkiye'nin sağlığa yönelik gelecekte hata yapılmasını engellemek için gayret sarf edilmesini istiyoruz' dedi.

'EN BÜYÜK SORUN MESAİ VE ZORUNLU SİGORTA MESELESİ'

Özellikle mesai saati karışıklığı olduğunun altını çizen Öktem, zorunlu sigortanın da düzenlenmesi gerektiğini belirtti. Öktem sözlerini şöyle sürdürdü:

'1 Mayıstan itibaren başlayacak bu uygulama. Diyelim ki, Perşembe günü arkadaş tam gün mesaisini yapacak. O gün mesaiye gidecek mi? Bayan arkadaşlar diyor ki, geceleyin saatin birinde, on ikisi'nde ben oradan çıkıp geleceğim. İki saat gidiş, iki saat geliş toplamda dört saat. Peki, hani ben 88 saat çalışabilirdim. Dört saat zaten yolda geçti. Hani gereğinden fazla yükün yüklenmesi anayasaya göre angaryaydı. Bunların hepsi sorun. Yine dile getirilen konulardan bir tanesi zorunlu sigorta meselesi. Ben hata yaptığım zaman, sigortanın benim hatamı karşılaması lazım. Çalıştığım yer için sigortalıyım. Peki, orayı kim karşılayacak? Gidiş gelişin sonucunda diyelim ki, gece 12'de nöbetim bitti, gece saat 12'de veya 3'te eve geldim. Ertesi gün sabahleyin mesaiye gidecek miyim? Mesaiye gideceksem eğer ve maddi olarak bunun karşılığı varsa, o maddi karşılığı istemeyip, o nöbete gitmeme hakkımı kullanabilir miyim? Bu benim bir demokratik hakkım mıdır? Ben Türk Dünyası'ndaki tüm insanlarıma hizmet etmek isteyen bir grubum. Fakat ben normal insani haklarımdan da vazgeçemem. Ben sağlıklı olacağım ki, sağlıklı düşüneyim ve insanlara sağlık verebileyim. Araştırmanın sonucu muhtemel çok daha farklı çıkacak, daha acı sonuçlar çıkacak. İnşallah çıkmaz diyelim ama görünen o. Bunu yine kamuoyu ve bilim dünyası ile paylaşacağız.'

Bakmadan Geçme