Kayseri MAZLUMDER'den unutulmaz piknik

Mazlumder Kayseri Şubesi üyeleri ile birlikte piknikte buluştu. Piknik 6 Eylül Pazar günü Kayseri Anadolu Fuarı Piknik Alanında yapıldı. Saat 11.00'da başlayan pikniğe siyasiler, bürokratlar, Mazlumder Kayseri Şubesi Yönetim kurulu ile Mazlumder üyeleri katıldı. Özel arabası olmayanlar için Kurşunlu Camii önünden otobüs kaldırılarak gerçekleştirilen piknik oldukça renkli ve dolu dolu geçti.

Üyelerin piknik alanına gelmesinden sonra saat 11.00'da Sadi Özmen hocanın Kur'n tilaveti ile başlayan piknikte çok güzel ve kayda değer konuşmalar yapıldı. Mazlumder Kayseri Şubesi Başkanı Ahmet TAŞ, misafirleri selamladığı konuşmasında Mazlumder'in yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verdikten sonra son günlerin önemli olaylarına değindi.

Özellikle Bodrum'da cesedi kıyıya vuran ve bir anda hem ülkemizin hem de dünyanın gündemine oturan Aylan bebek olayına değinen Ahmet TAŞ, 'Aylan Kürdi'nin hepimizi sarsan ve kalplerimizi en derinden etkileyen bu elem verici ölümünden çok büyük dersler ve ibretler çıkarmalıyız. Şu soruyu kendi kendimize sormalı ve cevabını düşünerek gerekli çözüme gitmeliyiz. Sorumuz şudur: Neden İslam ülkeleri böylesine kendilerinden kaçılan ülkeler olmuşlardır? Neden İslam ülkelerinin vatandaşları kendi ülkelerinde barış ve huzur içerisinde yaşayamıyor? Neden bu insanlar kendi ülkelerindeki kaos ve iç savaştan kaçtıklarında başka bir İslm ülkesine değil de yüzyıllarca kendileri ile savaşmış olan batıya sığınıyor?'. Bu sorular ciddi olarak sorulmalı ve mutlaka cevapları üzerinde kafa yorularak çözüm yoluna gidilmelidir.'

Piknik programında söz alarak konuşan Kayseri il müftüsü Doç. Dr. Şahin GÜVEN hocamız, böyle bir programa katılmaktan çok büyük mutluluk duyduğunu belirterek 'Mazlumder bugünlere kolay kolay gelmedi. Kuruluşu çok sancılı oldu. Genel merkezin kurulmasından hemen sonra Kayseri Şubesi kurulmak istendi ama çok zorlandık. Kurulduğu günden bugüne kadar 'Kim olursa olsun mazlumdan yana, kim olursa olsun zalime karşı' düsturuyla hareket eden Mazlumder'in insan hakları ihlallerini önlemek konusunda çok ciddi,  somut ve başarılı çalışmaları vardır. Ancak bunlar yetmemektedir. Mazlumder genel merkez yönetiminin son zamanlardaki açıklamaları ve beyanatları bizim bildiğimiz Mazlumder'e yakışmamaktadır. Biz Mazlumder'i yine eskisi gibi görmek istiyoruz' şeklinde konuştu.

Mazlumder Kayseri Şubesinin pikniğine AK Parti Kayseri milletvekillerinden de katılanlar oldu. Doç. Dr. Havva Talay ÇALIŞ, öncelikle böyle bir programın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ederek son günlerdeki siyasi ortamı değerlendirdi. ÇALIŞ konuşmasında şunları dile getirdi: 'Bildiğiniz gibi 7 Haziran seçimlerinde % 41 oy almamıza rağmen tek başımıza iktidara gelemedik. Bunun için koalisyon görüşmelerine başladık. Tam 33 gün boyunca CHP ile görüşme yaptık. Ancak sonuç alamadık. Burada üzücü olan CHP'nin kendileri ile tam 33 gün görüşmüş olmamıza rağmen 'Bize koalisyon teklifi yapılmadı' demesi oldu. Böyle bir teklif yapılmadı ise 33 gün neyi görüştük? Bunun arkasından MHP ile görüşmelere başladık ancak kesinlikle uzlaşmaya gidilemedi. MHP ne koalisyona ne azınlık hükümetine ne de seçim hükümetine destek oldu. Hiçbirisinde çözümden yana taraf olmadı. Mecliste 5-6 saat boyunca görüşmeler yaptık. Yeni bakanların yemin etme gereği olmadığı halde yemin etmelerini istediler. Hiçbir zaman bir araya gelmesi mümkün olmayan insanların o gün birlikte el kaldırdıklarına, havada bozkurt ve zafer işaretlerinin ortaklığına şahit olduk. Bu durum bizi gerçekten çok üzdü.'

AK Parti Kayseri milletvekillerinden Dr. Kemal TEKDEN de konuşmasında şunları dile getirdi: 'Gerçekten çok zorlu bir süreçten geçmekteyiz. İnsanların yüceldiği nokta mazlumlara ve yetimlere hizmet götürme noktasıdır. Bu toplumdaki insanlar çok değerlidir. Çünkü sizler tek yüzlü insanlarsınız. Siyasete atılmadan önce, siyasetçilerin ikiyüzlü olduklarını duyardım. Ama içine girince daha fazla yüzleri olduğuna şahit oldum. Aylan bebek, bizi kendimizle yüzleştirdi. Ülke olarak mazlumların yanındayız. Allah yolunda hizmet ediyorsanız siz üstünsünüz. 600 yıl dünyaya adaletle hükmeden ecdadımızın tahtlarının arkasında 'Mazlumların koruyucusuyuz' diye bir yazı yer alırdı. Batı, Afrika'ya sömürmek için gidiyor. Ama biz hizmet için gidiyoruz. Dünyanın bize ihtiyacı var. Bizim davamız, insanlık davasıdır. Adalet, liyakat ve hizmet davasıdır. Gerçek milliyetçilik vatana ve millete hizmet etmektir, onun haricindeki başka milliyetçiliği tanımıyorum.'

Mazlumder üyesi ve gazetemiz köşe yazarlarından Rıza BOZDAĞ ise 'Mazlumder Kayseri Şubesi nevi şahsına münhasır bir şube olarak kendini ispatlamış bir şubedir. Mazlumder genel merkezinin yaptığı bir takım eylem ve söylemler ülkemiz inanan insanları üzerinde olumsuz etki yapmıştı. Ancak Kayseri Mazlumder olarak biz genel merkezi daha itidalli açıklamalar yapmaya yönelttik. Şu anda da gayet uygun söylemler dile getiriyorlar. Bu Kayseri Mazlumder'in bir başarısıdır' diye konuştu.

Mazlumder Kayseri Şubesinin düzenlediği piknik programının ana konuşmacısı ise Kayseri Baro Başkanı Avukat Fevzi KONAÇ idi. KONAÇ, bütün Mazlumder üyelerinin büyük bir dikkatle dinlediği konuşmasında şunları söyledi:

'Daha dün, Türkiye Barolar Birliği'nin toplantısında inanç değerlerimize ve mukaddesatımıza hakaretler edilen bir yerden böylesine gönül dostlarının bulunduğu bir toplantıya katılmak benim için büyük bir sevinç kaynağıdır. Dün, TBB toplantısında 81 ilin baro başkanları ile beraberdim. 78 ilin baro başkanı cumhurbaşkanımıza ve mukaddesatımıza hakaretler yağdırdı. Bana söz hakkı verildiğinde ise cumhurbaşkanımıza yönelik ifadeleri kabul etmediğimi bildirdim. Konuşmamın sonunda yedi-sekiz tane kadar ilin baro başkanı benim yanıma gelip beni siyasi ve dünya görüşümüz farklı olmasına rağmen tebrik ettiler.

Ben, AK Parti'nin iktidarda olmadığı Recep Tayyip ERDOĞAN'ın başta olmadığı bir ülkede yaşamaktan korkuyorum. Ancak bu kadar insanın da bizim görüşümüzün iktidarda olmasından korktuğunu gözlemledim. Bu insanlar niçin Müslüman diyeceğimiz insanların iktidarından korkmaktadırlar. Her Cuma günü Allah'ın adaleti emrettiğini biz okuyup dinlemiyor muyuz? Öyleyse adalet anlayışımızı tekrar gözden geçirmemiz gerekmez mi?

Bizler özellikle 28 Şubat günlerinde çok mağdur edildik. Zulme ve baskılara maruz kaldık. Mazlum duruma düşürüldük. Ama gün geldi Allah bize iktidar nasip etti. Şimdi yapmamız gereken bize zulmedenlerden hesap sorup onlara zulmetmek olmamalıdır. Dünün mazlumlarının bugünün zalimleri olması asla kabul edilebilir bir şey değildir. Biz öyle bir adaletli yönetim sergilemeliyiz ki 'öteki' kabul ettiğimiz insanların bile bizden korkmaması gerekir.

Tıpkı Mekke fethinden sonra Allah Rasûlü'nün mağlup durumdakilere uyguladığı örnek adalet gibi. Tıpkı, İstanbul'un fethinden sonra Hıristiyan tebnın Osmanlı adaletine hayran kalması gibi. Tıpkı Kudüs fatihi Selahaddin Eyyûbî'nin Kudüs halkına uyguladığı eşsiz adalet gibi. Öyle adil olmalıyız ki kimse bizden korkmamalıdır.

Geçen hafta Kudüs'te idik. Ecdadımızın topraklarını gezdik. Her köşesinde ecdadın izlerini bulduk. Tanıştığımız yaşlı bir amcanın adı 'Abdülhamid' idi. Niye bu isme sahip olduğunu sorduk. Sultan II. Abdülhamid'den dolayı kendisine bu ismin verildiğini söyledi. Hepimiz duygulandık. Gözlerimiz doldu. O adama, senin ismini aldığın Abdülhamid'e bizim memleketimizde 'Kızıl Sultan' lakabı takılmıştır. Onun zalim bir insan olduğuna inanılır. Bütün ümmeti kucakladığı kimseye anlatılmaz' diyemedik.

Kudüs'te Mescid-i Aksa'nın muhafızı Raid Salah ile de görüşmek nasip oldu. Raid Salah bize çok değerli emanetler gösterdi. Bunlardan biri de yüzyıllar önce ecdadımızın Mescid-i Aks'yı imar ettiği döneme ait paslı çivilerdi. Raid Salah, bu çivileri bir pamuk içerisinde özenle muhafaza ediyordu. Yine hepimizin gözleri doldu.

Kudüs ziyaretlerimiz sırasında hiçbir yabancılık çekmedik. Oranın halkı bizi Osmanlı'nın torunu olarak görüyor ve tekrar gelerek adaletli bir yönetimi yerleştirmemizi bekliyor. Daha önce de balkanlara gitmek nasip olmuştu. Orada da çok sayıda insan bizi özlemle beklemekteydi.

Bütün dünyanın bizim adaletimizi özlemle beklediği bir ülkede, kendi insanlarımızın adaletsizlikten çekiniyor olması gerçekten düşündürücüdür. Burada Mazlumder'e büyük bir görev düştüğünü düşünüyorum. Mazlumder sadece zulme uğrayanların haklarını savunmak ve onlara yapılan zulümlere engel olmakla yetinmemeli, aynı zamanda zulüm yapanların zulüm yapmalarına da engel olmaya çalışmalıdır. Özellikle de bizden olan insanların yaptığı adaletsizliklerin önüne geçmek için mücadele etmelidir.'

Yapılan konuşmaların ardından ülkemizde öğrenim gören yabancı öğrencilerin kaldığı Kayseri Uluslararası Öğrenci Derneği (KUDER)'deki öğrenciler tarafından hazırlanan ve bizzat yabancı öğrenciler tarafından servis edilen Özbek pilavı yenildi. İlk defa Özbek pilavı yiyen üyeler, pilavı çok beğendiklerini söylediler.

Yemekten sonra ise yine KUDER'de kalan Yemenli öğrencilerin yaptığı Cembiye gösterisi Mazlumder üyeleri tarafından büyük bir ilgi ve beğeni ile izlendi. Bir yandan çay ikramı yapılırken bir yandan da pikniğe katılan üyelerin çocukları arasında eğlenceli yarışmalar düzenlendi. Çuval yarışı, kaşık yarışı, sandalyeye oturma yarışı, halat çekme yarışı gibi yarışmalar miniklerden daha çok heyecanlı büyükler tarafından izlendi.

Güzel bir günün ardından memnun kalan üyeler Mazlumder yönetimine, Mazlumder de pikniğe katılan bütün üyelere teşekkürlerini bildirdi. Üyeler, Mazlumder yönetiminin yeni ve güzel programlarını beklediklerini de dile getirerek piknik alanından ayrıldılar.

Bakmadan Geçme