Kayseri Küçük Millet Meclisi Kışlakçı'yı ağırladı
'Vatan için her türlü mücadele verilmeli' Kayseri Küçük Millet Meclisi Şubat Ayı Toplantısı'nda konuşan Araştırmacı-Gazeteci Turan Kışlakçı, Afrin operasyonunu anlamak için Birinci ve İkinci Cihan Harbinin iyi bilinmesi gerektiğini, Trump'ın Kudüs konusunu gündeme getirmesinin yeni bir Balfour Deklarasyonu, Suriye'nin kuzeyinde koridor oluşturmasının ise yeni bir Sykes Pikot adımı olduğunu söyledi. KIşlakçı, 'Emperyalistler bu coğrafyada bir oyun tezghlıyorsa o zaman vatan için her türlü mücadele verilmelidir.' dedi.
Kocasinan Belediyesi Meclis Salonu'nda, Yeni Akit Gazetesi Ankara Temsilcisi Hacı Yakışıklı'nın moderatörlüğünde yapılan toplantıda Afrin Operasyonu ve Türkiye'nin Güvenlik Politikaları konusu işlendi.
Afrin'de bugün olup biteni anlamak için iki cihan harbinin çok iyi bilinmesi gerektiğine vurgu yapan Turan Kışlakçı, 'dünya siyaseti birinci cihan harbi sonrası çok kutuplu, ikinci cihan harbi sonrası çift kutuplu bir dünya oldu uluslararası bütün kurumlar bu çerçevede oluşturuldu. Fakat birinci cihan harbi sonrası oluşturulan kurumlar ikinci cihan harbinden sonra doğu ve batı bloğunun oluşturulmasıyla birlikte bir değişim yaşadı. ABD soğuk savaş felsefesinin üzerine 'Amerikan yüzyılı' dedikleri bir politika geliştirdi. Bu politikayla dünyayı yöneten tek devlet felsefesini ortaya koymaya çalıştılar. Fakat bunu alt temelini oluşturmadığı için 11 Eylül 2001 terör olaylarından sonra ABD'nin dünyada izlediği politikayla gelinen noktada ABD'nin artık dünyayı tek başına yönetemeyeceği çok bariz bir şekilde ortaya çıktı.' dedi.
Kışlakçı, 'Suriye'de savaş 7'inci yılına girdi. Ölen insan sayısı BM raporuna göre 500 bin, fakat gayri resmi rakamlara göre 1 milyon insan hayatını kaybetti. Cumhurbaşkanının da sık sık ifade ettiği bir şey var 'Dünya Beşten Büyüktür' Çünkü soğuk savaş sonrası inşa edilen bir müessese var. 5 devlet dışında kimseni yetkisi yok o beş devlet dışında her ülke işgal edilebilir ve bölünebilir. Güney Sudan bunu bir örneği. Bu 5 ülke isterse bir ülkeyi bölebilir isterse Türkiye'yi de bölebilir. Mesela Türkiye'nin güvenlik sorunu var ama NATO üyesi Almanya çıkıp 'benim silahlarımı kullanma' diyebiliyor. Son dönemde bunun artmasıyla birlikte Türkiye kendi yerli milli silahlarını üretmeye başladı. Çünkü 5 devlet 'silahı biz üretiriz, biz satarız, başka yerden alamazsın' diyor.' şeklinde konuştu.
'Vatan için her türlü mücadele verilmeli'
'Emperyalistler bu coğrafyada bir oyun tezghlıyorsa o zaman vatan için her türlü mücadele verilmelidir.' diyen Kışlakçı, sözlerine şöyle devam etti;
'Cihan harbi sonrası yaşananlar bugün yeniden ortaya çıkıyor. Aslında Trump'ın Kudüs konusunu yeniden gündeme getirmesi yeni bir Balfour Deklarasyonu… Amerika'nın bugün Suriye'nin kuzeyinde bir koridor oluşturması yeni bir Sykes Pikot adımıdır. Çünkü o koridorun hedefi Suriye. Nasıl Irak'ı 3 parçaya böldüyse bugün Suriye'de de uyguladığı politika aynı. Bizim gördüğümüz sadece kuzey çünkü bizi ilgilendiren kısım orası fakat Güneydoğu'da Irak, Ürdün ve Lübnan sınırında ise DAEŞ'i ve Rusya gruplarını destekliyor kaos yaratmak onların işine geliyor.'
'Suriye'ye hükmetmeyen küresel güç olamaz'
Şark meselesinin Osmanlı'nın Avrupa'ya girmesiyle başladığını söyleyen Kışlakçı, 'şark meselesinin hedefi de önce Türkleri Balkanlardan kovmak, daha sonra İstanbul'dan çıkarmak, sonra da Kayseri'nin ötesine itmek. Bugün bu planların hala devrede olduğunu görüyoruz. Bugün terör örgütlerini desteklemelerinin arkasında bunun olduğunu hepimiz biliyoruz. Tarih boyunca bütün egemen güçlere, bütün medeniyetlere bakın hükmettikleri yerler Suriye ve Irak'tır. Irak ve Suriye'ye hükmetmeyen bir imparatorluk dünyaya hükmetmiş, küresel bir güç olamaz. Geçmişte bu yerler ticaretin ana merkeziydi, bugün de petrol ve doğalgazın merkezi bugün Musul konusu neden hala çözülemedi? Çünkü Musul Irak petrollerinin yüzde 40'ını barındırıyor.' ifadelerini kullandı.
'Esad 8 ay içinde 60 bin insanı öldürdü'
Suriye'de ilk gösteriler başladığında 8 ay boyunca halk hiç bir zaman silahlı mücadeleye başvurmadığını belirten Kışlakçı şunları söyledi;
'Esad 8 ay içinde 60 bin insanı öldürdü. Silahlı mücadeleye başvurunca ordudan ayrılmalar başladı. Ordudan ayrılan komutanlar ve askerler özgür Suriye Ordusu(ÖSO)'nu kurdular. Ve komutanı Esad tarafından idam edildi. Batı'nın iki tercihi vardı ya ÖSO'yu destekleyecekti ya da Esad'ı. Ve ÖSO'yu seçti. İlk başta kısa bir destek oldu. Daha sonra ÖSO güçlenmeye başlayınca Batı ve İsrail korkmaya başladı. İsrail ABD'yi ÖSO'dan desteğini çekmesi için ikna etti. Ve ÖSO'ya verilen bütün silahlar geri alındı. 2012'nin Ürdün üzerinden Esad'a tırlar dolusu silah gitti. İran'ın Suriye girmesinin önünü Amerika açtı. Sonra İran zayıflayınca bu sefer Rusya'nın girişine Amerika izin verdi.'
Haber- fotoğraf: Tuba Köksal
Afrin'de bugün olup biteni anlamak için iki cihan harbinin çok iyi bilinmesi gerektiğine vurgu yapan Turan Kışlakçı, 'dünya siyaseti birinci cihan harbi sonrası çok kutuplu, ikinci cihan harbi sonrası çift kutuplu bir dünya oldu uluslararası bütün kurumlar bu çerçevede oluşturuldu. Fakat birinci cihan harbi sonrası oluşturulan kurumlar ikinci cihan harbinden sonra doğu ve batı bloğunun oluşturulmasıyla birlikte bir değişim yaşadı. ABD soğuk savaş felsefesinin üzerine 'Amerikan yüzyılı' dedikleri bir politika geliştirdi. Bu politikayla dünyayı yöneten tek devlet felsefesini ortaya koymaya çalıştılar. Fakat bunu alt temelini oluşturmadığı için 11 Eylül 2001 terör olaylarından sonra ABD'nin dünyada izlediği politikayla gelinen noktada ABD'nin artık dünyayı tek başına yönetemeyeceği çok bariz bir şekilde ortaya çıktı.' dedi.
Kışlakçı, 'Suriye'de savaş 7'inci yılına girdi. Ölen insan sayısı BM raporuna göre 500 bin, fakat gayri resmi rakamlara göre 1 milyon insan hayatını kaybetti. Cumhurbaşkanının da sık sık ifade ettiği bir şey var 'Dünya Beşten Büyüktür' Çünkü soğuk savaş sonrası inşa edilen bir müessese var. 5 devlet dışında kimseni yetkisi yok o beş devlet dışında her ülke işgal edilebilir ve bölünebilir. Güney Sudan bunu bir örneği. Bu 5 ülke isterse bir ülkeyi bölebilir isterse Türkiye'yi de bölebilir. Mesela Türkiye'nin güvenlik sorunu var ama NATO üyesi Almanya çıkıp 'benim silahlarımı kullanma' diyebiliyor. Son dönemde bunun artmasıyla birlikte Türkiye kendi yerli milli silahlarını üretmeye başladı. Çünkü 5 devlet 'silahı biz üretiriz, biz satarız, başka yerden alamazsın' diyor.' şeklinde konuştu.
'Vatan için her türlü mücadele verilmeli'
'Emperyalistler bu coğrafyada bir oyun tezghlıyorsa o zaman vatan için her türlü mücadele verilmelidir.' diyen Kışlakçı, sözlerine şöyle devam etti;
'Cihan harbi sonrası yaşananlar bugün yeniden ortaya çıkıyor. Aslında Trump'ın Kudüs konusunu yeniden gündeme getirmesi yeni bir Balfour Deklarasyonu… Amerika'nın bugün Suriye'nin kuzeyinde bir koridor oluşturması yeni bir Sykes Pikot adımıdır. Çünkü o koridorun hedefi Suriye. Nasıl Irak'ı 3 parçaya böldüyse bugün Suriye'de de uyguladığı politika aynı. Bizim gördüğümüz sadece kuzey çünkü bizi ilgilendiren kısım orası fakat Güneydoğu'da Irak, Ürdün ve Lübnan sınırında ise DAEŞ'i ve Rusya gruplarını destekliyor kaos yaratmak onların işine geliyor.'
'Suriye'ye hükmetmeyen küresel güç olamaz'
Şark meselesinin Osmanlı'nın Avrupa'ya girmesiyle başladığını söyleyen Kışlakçı, 'şark meselesinin hedefi de önce Türkleri Balkanlardan kovmak, daha sonra İstanbul'dan çıkarmak, sonra da Kayseri'nin ötesine itmek. Bugün bu planların hala devrede olduğunu görüyoruz. Bugün terör örgütlerini desteklemelerinin arkasında bunun olduğunu hepimiz biliyoruz. Tarih boyunca bütün egemen güçlere, bütün medeniyetlere bakın hükmettikleri yerler Suriye ve Irak'tır. Irak ve Suriye'ye hükmetmeyen bir imparatorluk dünyaya hükmetmiş, küresel bir güç olamaz. Geçmişte bu yerler ticaretin ana merkeziydi, bugün de petrol ve doğalgazın merkezi bugün Musul konusu neden hala çözülemedi? Çünkü Musul Irak petrollerinin yüzde 40'ını barındırıyor.' ifadelerini kullandı.
'Esad 8 ay içinde 60 bin insanı öldürdü'
Suriye'de ilk gösteriler başladığında 8 ay boyunca halk hiç bir zaman silahlı mücadeleye başvurmadığını belirten Kışlakçı şunları söyledi;
'Esad 8 ay içinde 60 bin insanı öldürdü. Silahlı mücadeleye başvurunca ordudan ayrılmalar başladı. Ordudan ayrılan komutanlar ve askerler özgür Suriye Ordusu(ÖSO)'nu kurdular. Ve komutanı Esad tarafından idam edildi. Batı'nın iki tercihi vardı ya ÖSO'yu destekleyecekti ya da Esad'ı. Ve ÖSO'yu seçti. İlk başta kısa bir destek oldu. Daha sonra ÖSO güçlenmeye başlayınca Batı ve İsrail korkmaya başladı. İsrail ABD'yi ÖSO'dan desteğini çekmesi için ikna etti. Ve ÖSO'ya verilen bütün silahlar geri alındı. 2012'nin Ürdün üzerinden Esad'a tırlar dolusu silah gitti. İran'ın Suriye girmesinin önünü Amerika açtı. Sonra İran zayıflayınca bu sefer Rusya'nın girişine Amerika izin verdi.'
Haber- fotoğraf: Tuba Köksal