Kayseri İHH'dan Bangladeş'e yardım
Söyleşi: Mustafa Balaban
Söyleşi: Mustafa Balaban
Kayseri İHH'dan Bangladeş'e yardım
İHH Yönetim Kurulu Üyesi ve Yetim Birimi sorumlusu Musa Yılmaz, İHH'nın, her yıl Mart- Nisan ayında gerçekleştirdiği 'Dünya Yetim Günleri' çerçevesinde Bangladeş'teki çalışmalarını anlattı. Yılmaz, 'Türkiye genelinde İYD'ler, İstanbul İHH'dan kendi bütçesi kapsamında proje alırlar; bu projelerin ödemesi yapıldıktan sonra İHH 56 ülkede sürekli, 135 ülkede de dönemsel olarak partner kuruluşlar aracılığıyla bu yardımları dağıtır. Bizlerde Kayseri İHH'nın Bangladeş için almış olduğu 350 bin TL değerindeki gıda paketi, kırtasiye ve hijyen kitlerini dağıtmak ve çalışmaları yerinde görmek için bu seyahati gerçekleştirdik.' dedi.
İHH Yönetim Kurulu Üyesi ve Yetim Birimi sorumlusu Musa Yılmaz ile İHH'nın Bangladeş seyahatini konuştuk. Yılmaz ile yaptığımız söyleşi şöyle;
Musa Bey önce sizleri tanıyabilir miyiz?
Ben Musa Yılmaz. Göksun/ Kahramanmaraş doğumluyum. 1986'da Kayseri'ye geldim. Sivil toplum kuruluşlarında gönüllü olarak faaliyetlerde bulunuyorum. Yaklaşık 10 yıldır İHH'da gönüllüyüm. 3 yıldan bu yana da İHH'da aktif olarak faaliyetlerim devam ediyor. İHH yönetim kurulu üyesiyim. Yetim Birimi sorumlusuyum. Bu nedenle, okullarda desteklenen 'Her Sınıfın Bir Yetim Kardeşi Var'/İyilikte Yarışan Sınıflar projesinde toplantı, proje tanıtımı ve ziyaretlere katılmaya çalışıyorum.
En son sizlerin Bangladeş'e ziyaret ettiğinizi biliyoruz. Bu seyahatin amacı konusunda bizleri bilgilendirir misiniz?
Bu şahsi, ticari ve turistik bir gezi değildi. Bu gezi İHH'nın her yıl bu aylarda gerçekleştirdiği 'Dünya Yetim Günleri' çerçevesinde, İHH'nın Bangladeş'teki çalışmalarını görmek; yardım çalışmalarını yerinde izlemekti. Bizler de bu seyahatimizi okullar, Kur'an Kursları ve camilerde uygulanan İyilikte Yarışan Sınıflar projesinde saha da bizlere destek veren paydaşlarımızla gerçekleştirdik.
Dünya Yetim Günleri, konusunu biraz açar mısınız?
Esasında buna Dünya Yetim Günleri değil de, her yılın Şubat, Mart ve Nisan aylarında İHH'nın düzenlemiş olduğu Yetim Dayanışma Günleri de diyebiliriz. Bu günler kapsamında Türkiye genelinde İYD'ler İstanbul İHH'dan kendi bütçesi kapsamında proje alırlar; bu projelerin ödemesi yapıldıktan sonra İHH 56 ülkede sürekli, 135 ülkede de dönemsel olarak partner kuruluşlar aracılığıyla bu yardımları dağıtır. Bizlerde Kayseri İHH'nın Bangladeş için almış olduğu 350 bin TL değerindeki gıda paketi, kırtasiye ve hijyen kitlerini dağıtmak ve çalışmaları yerinde görmek için bu seyahati gerçekleştirdik.
İyilikte Yarışan Sınıflar projesinde paydaşlarınız kim ve kimler sizlere iştirak etti?
Bu proje 5 yıldır okullarımızda, Kur'an Kurslarımızda ve camilerimizde desteklenen bir projedir. Bu nedenle projemizin paydaşları farklı kurum ve kişilerden; Milli Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere, Diyanet İşleri Başkanlığı, Memur-Sen ve İnsani Yardım Derneği(İHH). İllerde de uygulandığı için Kayseri'den Milli Eğitim Müdürlüğü'nden müdür yardımcıları Osman Malkoçoğlu, Osman Karaca ve Hacı Kaya, İl Müftülüğünden Müftü Yardımcısı Mehmet İzci, Eğitim Bir-Sen sendikası Başkanı Aydın Kalkan, İHH Kayseri Şubesi Yetim Birimi sorumlusu olarak da ben bulundum.
Bangladeş hakkında genel bilgi verir misiniz?
Müslüman Halk Cumhuriyeti, Güney Asya'da bulunan bir devlettir. Resmi Dili Bangalce, para birimi ise Taka(BDT)'dır. Sınır komşuları Hindistan, Myanmar, Çin ve Hint Okyanusu'dur.
1971 senesine kadar Pakistan'ın 'Doğu Pakistan' adlı eyaleti, daha önceleri de İngilizlerin Kıta Hindi'nde Bengal eyaleti idi. Dünyanın en büyük sahili var burada. Çok ince kumla kaplı 120 km'ye sahiptir. Bayan Şeyh Hasine Vecid başbakanlığında 9 Ocak 2009'dan bu yana idare ediliyor. Siyasi iktidarın Müslümanlara bakışı pek de sıcak değil. Nüfusu 160 bin, yüzölçümü 144 bin metre kare. Nüfusun % 86'sı Müslüman, %12'si Hindu. Muson iklimine sahip. Muson yağmurlarıyla ayrıca denizin gel git olayından dolayı kendi birçok zaman sel suları kaplıyor. Bu yüzden çok büyük sıkıntılar yaşanıyor. Erkekler günlük 3 dolar, bayanlar 2.5 dolara maden işi yapıyor. Tarımda çeltik ön planda. Orman ürünleri ve Çin'den sonra dünyada tekstil imalatı birinci sırada devam ediyor. Doğalgaz, gübre ve petrol ürünleri çok iyi ama bunları kullanamıyorlar. Hala İngiliz sömürgesi devam ediyor.
Programınızda neler vardı, nereleri gördünüz?
Zaten program yetim ve mülteciler içindi. Öncelikle bu kamplar ziyaret edildi.500 kişilik aileye gıda paketi, sıcak yemek ve hijyen kit dağıtımı gerçekleştirildi. Kamplarda onların çok zor şartlarda yaşayışını görünce adeta biz insanlığımızdan utandık.
Mülteciler Myanmar'da bir eyalet olan Arakan'dan geliyor. Aynı zamanda Rohingyalılar deniliyor. Bagladeş ve Rohingya Müslümanları Hz Ömer zamanında gelen bir gurubun tebliğ çalışmaları sonunda Müslüman olmuşlar. Geçtiğimiz günlerde Arakanlı Müslümanlara Budistlerin yaptığı işkence, kan ve gözyaşını medyadan takip ettik. Onlar bu zulümden kurtulmak için öncelikle Myanmar Budist askerlerinden daha sonra sınırda devam eden ırmaktan ve ormandan zor şartlarda geçebilmeleri gerekiyor. Geçiş noktasını zaten askerler kapatmış kurtulabilmek için ters yönde çok zor şartlarda orman yürüyüşü, kadın, çocuk, yaşlı olarak devam ediyor. Bu şartlarda sağ kalabilen sınırı geçiyor. Çoğunluğu ormanda hayatını kaybediyor. Bangladeş kamplarında 700 bin mülteci yaşamını devam ettiriyor.
Pekala Musa Bey, bu vahim manzara karşısında BM, UNICEF ne yapıyor, zulme engel olmadığını biliyoruz; maddi destek veriyorlar mı?
BM'nin, UNICEF'in ve AB'nin mülteciye bakışı belli. Bunun en açık örneğini ülkemizde ve Lübnan'daki mülteci kamplarında görüyoruz. Ama ülkemiz bu konuda duyarlılığını ve duruşunu devam ettiriyor. Bangladeş'te de ülkemizi temsilen sivil toplum kuruluşları faaliyetlerini en üst düzeyde devam ettiriyor.
Yardım için hangi kurum ve kuruluşlar var?
Türkiye faaliyetlerini resmi olarak TİKA, AFAD, Kızılay, TDV(Türkiye Diyanet Vakfı), Sağlık Bakanlığı gibi kurumları ile devam ettirirken, sivil toplum kuruluşlarıyla İHH'nın, TİKA ve AFAD ve Sahra hastanesiyle çok iyi iletişim ve işbirliği var. Varolsunlar bu kurumlar seyahatimiz esnasında bizi orada yalnız bırakmadı. Sağlık Bakanlığı orda çok güzel bir hastane kurmuş ziyaretimiz sırasında konuştuğumuz doktorların ifadesiyle günlük 700 hastaya bakılıyor. Ameliyat dahil her müdahale yapılıyor. Bangladeş Hastanesi bile hastaları bile bazen oraya sevk ediyor. Bu çalışmaya rağmen kendilerini dünya genelinde tanıtamadıklarını, reklam eksiklerinin olduğunu ifade ediyorlar. Aksine yine orada faaliyet gösteren tanıştığımız MSF doktorları yani dünya genelinde –Sınır Tanımayan Doktorlar- az faaliyet göstermelerine rağmen iyi reklam ve tanıtımla dünyadan gelen birçok maddi imkanlardan onlar faydalanıyorlar. Sınır Tanımayan Doktorlar(MSF-Medecins Sans Frontıeres) diyorlar ki: ' Yaşam Sınırlardan Önce Gelir.'
Mültecilerin yaşam koşulları nasıl; barınma, gıda ve eğitim durumları konusunda bizleri aydınlatır mısınız?
Mültecilerin yaşam koşulları çok zor, çok sıcak olan bir ülkede bırandalarla yapılmış evlerde yaşam mücadelesi veriyorlar. Bambu ağacı orada çok kıymetli. Çünkü Bambu'dan yapılan evler daha sağlıklı. İHH 1200 bambudan ev yapıp teslim etmiş. Yenileri yapıldıkça eski evler sökülüyor. Bir Bambu evin maliyeti 600 EURO. Ayrıca evin yanında iki adet lamba, iki adet vantilatör, küçük kap kacak gibi mutfak eşyası, bir adet panel soba veriliyor.
İHH'nın bölgede nasıl bir itibarı ve imajı var?
İHH'nın bölgede itibarı çok iyi. Kamp bölgesine kurmuş olduğu bir ofisten idare ediliyor. Her an her zaman sahada. Ayrıca sahada dağıtım depoları var. Sivil toplum kuruluşları içinde ön planda hareket ediyor. Özellikle AFAD ve TİKA'yla iletişimleri iyi. Bangladeş'te kaldığımız süre içerisinde sağolsunlar, bu kurumların ekipleri akşamları bizleri yalnız bırakmadılar. Karşılıklı istişareler yapıldı. Mülteciler kamplarda çok zor şartlarda yaşıyorlar.
En çok sizi etkileyen olay, durum, sahneler neler oldu?
Seyahat esnasında en çok etkilendiğim mültecilerin yaşamış olduğu kamplardı. Çok zor şartlarda hayatlarını idame ettiriyorlar. Bizler burada evlerimizin projesini ve mobilyalarımızın renklerini beğenmez iken orada canlarını zor kurtarmış branda çadır evlerde hasır üzerinde yatıyorlar. Ayrıca yerli halk, çok fakir olduğu için rikşa denilen bisiklet taksitlerle hayatı kazanmaya çalışıyorlar. Akşama kadar yüzlerce binlerce bisikletli pedal çevirerek evine ekmek götürmeye çalışıyor ortalama insan ömrü 56 yıl.
Biraz kamplar konusunu açar mısınız?
Seyahatimiz Dakka e Türkiye'nin Antalyası gibi değerlendirilen Cox's Bazaar kentlerine gerçekleşti. Mülteci kampları Cox's Bazaar kentine 30 km uzaklıkta sınır boyuna kurulmuş mültecilerin, Bangladeş'in başka bir kentine ve köyüne gitme şansı yok. Güvenlik hat safhada, onlar kamptan dışarı çıkamıyorlar. Kamplarda sahada Türkiye'nin etkinliği fazla İHH. TİKA, AFAD, Sahra Hastanesi ve daha birçok sivil toplum kuruluşu vakıf ve dernekler sahada. Bunun dışında yabancı kuruluşlarda var. Bunlardan World Vision ve MSF. Sahada misyonerlik faaliyetlerde var. Geçtiğimiz ay, Fransa'ya 250 çocuk götürülmüş hala dönüşleri sağlanmamış. Bu bilgileri oradaki yetişkinlerden aldık. Bu vesileyle bizlere ağır bir sorumluluk ve büyük bir yük düşüyor. Yardımların sürekli ve kalıcı hale getirilmesi için bizler halk olarak maddi ve manevi desteklerimizi azda olsa süreklilik haline getirmeliyiz.
Musa Bey, son olarak vermek istediğiniz mesaj nedir?
Herkesin o bölgelere gidip görmesi şartlar dahilinde biraz zor. Müslüman Müslümanın kardeşidir. Dünyanın hangi coğrafyasında mazlum bir kardeşimiz varsa onlara desteğimizi sürekli sağlayarak. Onların yanında olduğumuzu hissettirmemiz gerekir. Selam ve dua ile…
'Bizlere çok ihtiyaçları var'
İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Osman Malkoçoğlu ise; 'Gerek gittiğimiz ülke olan Bangladeş, gerekse Myanmar'daki hükümetin zulmünden kaçarak gelen insanlar adeta bir ülke nüfusuna ulaşmış. Kamplarda 800 bin insan var. Bizim bir öğünlük yemek parası olarak ödediğimizi onlar 1 aylık geçimlerini sağlıyorlar. Yokluk, sefalet ve çaresizliği yaşıyor kardeşlerimiz; bizlere çok ihtiyaçları var. Yetim Dayanışma Günleri vesilesiyle bir kez daha yakinen müşahede etmiş olduk. Türkiye olarak bizlerden çok şeyler beklenildiğini ve çok şeyler yaptığımızı da gördüm. Resmi ve sivil kurumlarımız seferber olmuşlar; takdire şayan hizmetler yapıyorlar. Kurumum ve şahsım adına teşekkür ediyorum.' dedi.
'Yardımları dağıtırken Türkiyemizle gurur duyduk.'
Eğitim Bir Sen 1 Nolu Şube Başkanı Aydın Kalkan da 'yardımlar yerine ulaşmıyor'r diye anti propaganda yapanlara cevaben şunları söyledi;
' Bu propagandayı yapanlar keşke oralara gidip yapılan yardımları gözleriyle görseler... O kampları, oradaki eğitim alanlarını görseler... Onlar da 'hakikaten İHH yardımları ulaştırıyormuş. Biz de katkı sağlayalım' diyecekler. Kayseri'de bugün 3 artı 1 evler beğenilmiyor. Orada bambu ağaçlarından evler yaptırılmış. Bambu evlerde yere hasır serip yatıyorlar. Üstlerine örtecek bir yorganları bile yok. Çocukların giyecek elbiseleri yok. Laf üretenler önce gidip bu ahvali analiz etmeliler. Görenlerin fikri mutlaka değişecektir. İHH'ya yapılan yardımların boşa gitmediğini, Allah indinde makbul olduğunu gerçekten 3 günde gördük. Bu İHH kamplarındaki çocuklar için tüm İslam ülkelerinin yönünü buraya çevirmesi lazım. Endonezya ve Malezya'nın buralara yardım elini uzatması lazım. O insanları yaşadıklarını görünce insanın nutku duruyor, söyleyecek söz bulunamıyor. O yardımları dağıtırken Türkiyemizle gurur duyduk.'
'Çocuklar gülerse gönüller çiçek açar'
İl Müftü Yardımcısı Mehmet İzci de, 'Ben kamp ziyaretinde şunu gördüm. Biz yaşıyoruz onlar nefes alıp veriyor. Eğer bu gün biz onlara sahip çıkamazsak darı bekada onlar yaşayacak biz nefes dahi alıp veremeyeceğiz. Dünyanın ötesindeki mazlum ve mağdur kardeşlerimizin yüzünde tebessüm olmamız bizim gerçekte var olduğumuzu gösterir. Yetimler ve çocuklar gülerse gönüller çiçek açar. Paylaşalım güzellikleri, Unutmayalım biriktirdiklerimiz değil paylaştıklarımız bizim olacaktır. ' şeklinde konuştu.