Kayseri'de bulunan 7 buçuk milyon yıllık fosil
Kayseri Yamula Barajı kıyısında bulunan 7 buçuk yıllık fil kafatası fosili 2,80 santimetre uzunluğunda. Dünya üzerinde korunma ve tamlık durumu bu kadar iyi durumda olan başka bir örneğin olmadığını söyleyen Uzman Antropolog Ömer Dağ, 'Bulduğumuz fil kafatası dünya üzerinde bu tamlıkta ve korunma durumu bu kadar iyi başka bir örnek yok. Bu fil kafatası fosili 7 buçuk milyon öncesine tekabül ediyor' dedi.
Kayseradar ve Radyoradar ortak canlı yayınında Salih Zeki Çetin'in moderatörlüğünde ‘Dün, Bugün, Yarın' programında Kayseri'de bulunan fosiller ve günümüze kadar nasıl geldiği, dinozorların neden Türkiye'de bulunmadığı konuları Tarihçi Yazar Halit Erkiletlioğlu, Profesör Dr. Fikri Kulakoğlu, Profesör Dr. Osman Özsoy ve Uzman Antropolog Ömer Dağ tarafından konuşuldu.
Kayseri'de Yamula Barajı kıyısında bulunan ve fillerin atası olarak bilinen Choerolophodon Pentelici'ye ait tam kafatası fosilinin mamut fosilinden daha eski bir zamana, 7 buçuk milyon yıl öncesine ait olduğunu dile getiren Uzman Antropolog Dağ, “Biz kazılara 2018 yılında başladık. Çok güzel örnekler bulduk. Bir fil kafa tası vardı devasa boyuttaydı. Toprak üstünden kalktığı için hava ile teması olduğu için yarısı da yağmur suları, güneş zarar vermiş. Dünya üzerinde korunma durumu iyi olup, bu kadar veri veren yer çok az. Bunu yurt dışından gelen ortak araştırmacılarla iş yürüttüğümüz için biliyorum. Bulduğumuz fil kafatası dünya üzerinde bu tamlıkta, korunma durumu bu kadar iyi başka bir örnek yok. Mamut türlerine ait bütünlüğü bozulmamış örneklere tabi ki de internette bulabiliriz. Ama bizim bulduğumuz fil kafatası ondan daha eski. 7 buçuk milyon öncesine tekabül ediyor. Bizim bunları gelecek nesillere aktarmamız lazım. Mamut dediğimiz filin atası dediğimiz bir tür. En son görünümü 10 bin yıl öncesiydi. Mamutun ilk görünmesi de 2 milyon yıl diye biliyorduk. Ama gelen uzmanlar aslında Afrika türlerinde 4 milyon yıl öncesine kadar bile rastlanabileceğini söyledi. Bizim bulduğumuz kafatası ise daha eski 7 buçuk milyon yıl öncesine ait. Yamula 'da bulduğumuz fil kafatasları mamutlardan da eski. Dünyada bulunan örnekler en fazla 30-40 santimetre. Bizim bulduğumuz bu kafatası ise 2,80 santimetre, yaklaşık 3 metreye yakın” ifadelerini kullandı.
‘VÜCUT MÜKEMMEL BİR ORGANİZMA, YAŞAM KOŞULLARINA GÖRE ADAPTASYON SAĞLIYOR'
Canlıların iklime ve bulduğu besine göre adaptasyon sağladığını söyleyen Uzman Antropolog Dağ 7 buçuk milyon yıl öncesinden yaşamış atların o dönemin iklim koşullarında 3 toynaklı olduğunu ifade etti. Buzul çağ ardından açık alanların artmasıyla besinlere ulaşımın kolaylaşmasından dolayı camlı türlerinin adaptasyon sağladığını belirten Uzman Antropolog Dağ, “Bu fosillerin buzul çağı ile de alakası var. Dünya 4 buzul çağı yaşıyor. Buzul çağın etkisinden kaynaklı canlıların besine ulaşımı zorlaşıyor ve toplu yok oluşlar gerçekleşebiliyor. Bizim incelediğimiz türlerin farklılık göstermesi besine odaklı adaptasyondan kaynaklanıyor. Adaptasyonlar sonucu günümüze kadar gelen türlerin atasının farklı bir morfolojisini görüyoruz. 7 milyon yıl öncesine ait bulduğumuz fil kafatasının tamamen o dönemde yaşanan iklim ve besinle alakalı adaptasyonunu görüyoruz. Bunun en güzel örneği atlar. Bundan 7 milyon yıl öncesinde yaşamış olan atlara baktığımızda 3 toynaklıydılar. Sadece 3'üncü parmak dediğimiz orta parmağını koruyarak günümüze kadar gelmiş. Açık alanların başlamasıyla, iklimle alakalı bir durum bu. Günümüzün modern atına baktığımız zaman tek toynaklı ve daha yüksek boylarda. 7 buçuk milyon yıl öncesine ait at türüne baktığımız zaman 3 toynaklı, boyut olarak günümüz modern atlarından kısa, dişlerinin taç yüksekliği ormanlık alanlarda ağaç yapraklarıyla beslendiği için daha kısa. Buzul çağı ardından açık alanlar artıyor, yerden beslenmeyle birlikte aşınma artıyor, aşınma arttıkça da günümüze kadar atın kök ve taç yüksekliği artmaya başlıyor. Vücut mükemmel bir organizma, yaşam koşullarına göre adaptasyon sağlıyor” şeklinde konuştu.
‘TÜRKİYE'DE KARASAL DİNOZOR ÖRNEĞİ BULUNMASI ÇOK ZOR'
Dinozorların yaşadığı dönemlerde Türkiye'nin henüz su altında olduğunu ifade eden Uzman Antropolog Dağ, “Dinozorların 65 milyon yılında son bulduğu var sayılıyor. Türkiye 55 milyon yılında yükseliyor. Aslında Türkiye ondan önceki zamanda suyun altında. Dinozorlar yaşadığı sıra Türkiye suyun altındaydı. O yüzden Türkiye'de karasal dinozor örneği bulmamız çok zor, imkânsız hatta. Ama denizel dinozor örneklerini bulabiliriz. Türkiye'de şu an keşfedilmemiş birçok yer var. Fosilleşme ortamının olması lazım. Ortam olduktan sonra fosilleşme oluşur” dedi.