Karne bir hasat zamanıdır
Aile ve Sosyal Politikalar Kayseri İl Müdürü Psikolojik Danışman Nevzat Özer Kayseri Gündem okuyucuları için karnelerini alacak öğrencilere ve velilerine altın öğütler içeren bir yazı kaleme aldı.
Kırık notun telafisi var kırık kalbin yok
Milyonlarca öğrenci cuma günü karne alacak. Bu karnenin sadece öğrenciye değil aynı zamanda aileye de sorumluluklar yükleyen bir vesika olması gerektiğini dile getiren Psikolojik Danışman Nevzat Özer, 'Böyle günlerde çocuklarımıza yaklaşımımız önemlidir. Çünkü kırık notun telafisi var ancak kırık kalbin telafisi uzun zaman almakta.' ifadelerini kullandı.
'Karne bir anlamda öğrenci ve aile açısından bir hasat zamanıdır. Ve aynı zamanda karne hem ailenin hem de çocuğun başarı ve başarısızlığına dair bir ipucudur.' diyen Özer, sözlerine şöyle devam etti, 'Bir çocuk için en değerli hazine, annesinin babasının onu sevdiğini ve ona değer verdiğini bilmesidir. Onları bu hazineden mahrum bırakacak suçlama ve cezalardan kaçınalım.
Aynı zamanda onu dinlemek, anlamaya çalışmak ne söylediğinden, nasıl söylediğine eğilmekten çok ne anlatmaya çalıştığı ve ne hissettiğini anlamaya çalışmak önemlidir. Zaman zaman özellikle ergenlik çağında kontrolsüz öfkeli çıkışlar ve suçlamalarda bulunabilirler. Bu çıkışlar, parlamalar anne babalarca kendilerine yönelmiş saygısızlık, isyan yada haksızlık olarak yorumlanıp olumsuz davranışlara neden olmamalıdır.'
Karnenin ana-baba-çocuk ilişkisine etkisi
Karne, öğretmenlerin bir öğretim yılı boyunca verdikleri eğitim-öğretim ve yaptıkları ölçme-değerlendirme çalışmalarının en genel sonuçlarını içerdiğini kaydeden Özer, 'Performansının değerlendiriliyor olması doğal olarak öğrenciyi heyecanlandırır.
Karne sadece öğrencinin değil öğretmenin ve ailenin başarısını da ortaya çıkaran bir araçtır. Çeşitli bilimsel araştırmalara göre normal çocuklarda okul başarısızlığının iki önde gelen sebebinin yetersiz öğretim yöntemi ve uygun olmayan aile ortamı olduğu ortaya çıkmıştır. Karne, bir hesaplaşma süreci değil başarı ve başarısızlığı irdeleme, ortaya çıkarma süreci olmalıdır.' açıklamasında bulundu.
Çocuklarınızı suçlamadan konuşun
Özer, 'Öğrencinin karnesindeki zayıflar bir kriz ise bu krizi fırsata çevirmekte aile için bir fırsat olmalıdır. Bu kriz nasıl fırsata çevrilir. Aile, şunu düşünmeli: demek ki çocuğumla daha fazla ilgilenmeliyim, okuluna gitmeliyim, ona zaman ayırmalıyım, arkadaş ortamını iyi tanımalıyım gibi bir sürü alternatifleri tekrardan gözden geçirmeli diye düşünüyorum…
Anne, babalar hatırlamalıdırlar ki, hoşgörü ve sükûnet her zaman kazanır. Çocuklar ve gençlerle olumlu iletişim kurabilmek için, açık, dinlemeye ve anlamaya hazır olarak, suçlamadan ve suçlanmadan konuşmak gerekir.
Çocuklar bizim umutlarımız ve en kıymetlilerimiz. O halde onlara ne kadar değer verdiğimizi, onları incitmekten, örselemekten ve umutsuzluğa itmekten kaçınarak anlatalım.
Unutulmamalıdır ki bu karne dönemi sonunda göstereceğimiz tepki çocuğumuzun gelecek dönemdeki çalışma temposunu şimdiden belirleyecektir. Bu tepki olumlu ve motive edici olursa gelecek dönem başarı için öğrencimiz şimdiden artılarla başlayacak, olumsuz ve yıkıcı eleştiri ise gelecek dönemin daha da kötü geçeceğinin habercisi olacaktır.
Hatalarını söze dökemeyen onları göremez ve bir daha tekerrür etmesine engel olamaz. Hatalar fark edilir ve düzeltilirse en iyi öğreti olur.' sözleri ile açıklamasını sona erdirdi.
Haber: Fatma Ural
Milyonlarca öğrenci cuma günü karne alacak. Bu karnenin sadece öğrenciye değil aynı zamanda aileye de sorumluluklar yükleyen bir vesika olması gerektiğini dile getiren Psikolojik Danışman Nevzat Özer, 'Böyle günlerde çocuklarımıza yaklaşımımız önemlidir. Çünkü kırık notun telafisi var ancak kırık kalbin telafisi uzun zaman almakta.' ifadelerini kullandı.
'Karne bir anlamda öğrenci ve aile açısından bir hasat zamanıdır. Ve aynı zamanda karne hem ailenin hem de çocuğun başarı ve başarısızlığına dair bir ipucudur.' diyen Özer, sözlerine şöyle devam etti, 'Bir çocuk için en değerli hazine, annesinin babasının onu sevdiğini ve ona değer verdiğini bilmesidir. Onları bu hazineden mahrum bırakacak suçlama ve cezalardan kaçınalım.
Aynı zamanda onu dinlemek, anlamaya çalışmak ne söylediğinden, nasıl söylediğine eğilmekten çok ne anlatmaya çalıştığı ve ne hissettiğini anlamaya çalışmak önemlidir. Zaman zaman özellikle ergenlik çağında kontrolsüz öfkeli çıkışlar ve suçlamalarda bulunabilirler. Bu çıkışlar, parlamalar anne babalarca kendilerine yönelmiş saygısızlık, isyan yada haksızlık olarak yorumlanıp olumsuz davranışlara neden olmamalıdır.'
Karnenin ana-baba-çocuk ilişkisine etkisi
Karne, öğretmenlerin bir öğretim yılı boyunca verdikleri eğitim-öğretim ve yaptıkları ölçme-değerlendirme çalışmalarının en genel sonuçlarını içerdiğini kaydeden Özer, 'Performansının değerlendiriliyor olması doğal olarak öğrenciyi heyecanlandırır.
Karne sadece öğrencinin değil öğretmenin ve ailenin başarısını da ortaya çıkaran bir araçtır. Çeşitli bilimsel araştırmalara göre normal çocuklarda okul başarısızlığının iki önde gelen sebebinin yetersiz öğretim yöntemi ve uygun olmayan aile ortamı olduğu ortaya çıkmıştır. Karne, bir hesaplaşma süreci değil başarı ve başarısızlığı irdeleme, ortaya çıkarma süreci olmalıdır.' açıklamasında bulundu.
Çocuklarınızı suçlamadan konuşun
Özer, 'Öğrencinin karnesindeki zayıflar bir kriz ise bu krizi fırsata çevirmekte aile için bir fırsat olmalıdır. Bu kriz nasıl fırsata çevrilir. Aile, şunu düşünmeli: demek ki çocuğumla daha fazla ilgilenmeliyim, okuluna gitmeliyim, ona zaman ayırmalıyım, arkadaş ortamını iyi tanımalıyım gibi bir sürü alternatifleri tekrardan gözden geçirmeli diye düşünüyorum…
Anne, babalar hatırlamalıdırlar ki, hoşgörü ve sükûnet her zaman kazanır. Çocuklar ve gençlerle olumlu iletişim kurabilmek için, açık, dinlemeye ve anlamaya hazır olarak, suçlamadan ve suçlanmadan konuşmak gerekir.
Çocuklar bizim umutlarımız ve en kıymetlilerimiz. O halde onlara ne kadar değer verdiğimizi, onları incitmekten, örselemekten ve umutsuzluğa itmekten kaçınarak anlatalım.
Unutulmamalıdır ki bu karne dönemi sonunda göstereceğimiz tepki çocuğumuzun gelecek dönemdeki çalışma temposunu şimdiden belirleyecektir. Bu tepki olumlu ve motive edici olursa gelecek dönem başarı için öğrencimiz şimdiden artılarla başlayacak, olumsuz ve yıkıcı eleştiri ise gelecek dönemin daha da kötü geçeceğinin habercisi olacaktır.
Hatalarını söze dökemeyen onları göremez ve bir daha tekerrür etmesine engel olamaz. Hatalar fark edilir ve düzeltilirse en iyi öğreti olur.' sözleri ile açıklamasını sona erdirdi.
Haber: Fatma Ural