'Kapıları Açmak' İçin Gün Sayıyorlar
Türk hikyeciliğinin yaşayan en büyük değerlerinden olan Mustafa Kutlu'nun 'Kapıları Açmak' hikyesi ilk kez tiyatroseverlerle buluşacak. Yaşar Elmas yönetimindeki Oyunbozan Atölye ekibi tarafından sahnelenecek oyun 15 Ocak Cuma günü saat 20.00'de Sefaköy Kültür Merkezi'nde seyirciyle buluşacak.
Bütün oyunlarında 'yerli / milli' kavramına vurgu yaptıklarını belirten oyunbozan atölyesi, geleneksel batı formundaki tiyatro anlayışından kendi tiyatro kültürümüze giden yolda deneysel formüller üzerinde çalıştıklarını ifade ediyor. Geleneksel Türk temaşa sanatlarındaki formu bulmak korumak ve günümüze uyarlamak anlamında ışık, ses, müzik ve videolarla desteklenen oyunlarının amacının ise insanların kalbine dokunabilmek olduğunu belirten ekip, Mustafa Kutlu'nun hikyesi olan 'Kapıları Açmak' hikyesini sahnede, geleneksel el sanatı hat-ebru ve anlatıcı öğelerini kullanarak çağdaş bir hikaye dili seyirciyle buluşturmanın heyecanını yaşıyor.
Ekip İstanbul'da sahneleyecekleri ilk oyunda Mustafa Kutlu'nun 'Kapıları Açmak' adlı hikayesini sahneye taşıyacak. Oyun 15 Ocak Cuma günü saat 20.00'de Sefaköy Kültür Merkezi'nde seyirciyle buluşacak.
Taşrada yapamadık
'Tiyatroda Yerli İmzalar' adlı projeyi hayata geçirmek için yola çıkan Oyunbozan Atölye'nin kurucusu Yaşar Elmas, taşrada tiyatro yapmanın zor olduğunu dile getirerek orada varolma savaşını kaybettiklerini bu yüzden de artık İstanbul'da tiyatro yapacaklarını söyledi.
Çözüm yerli yazarlar
'Yerli İmzalar' projesiyle bir işaret fişeği yakmak istediklerini dile getiren Elmas, 'Benim kaleme aldığım oyunlar oynanıyordu, bunun dışına çıkalım istedik. Yerli duruşu önceleyen yazarlara yöneldik ve akla ilk gelen isim Mustafa Kutlu oldu. Türk tiyatrosunda büyük bir repertuar sıkıntısı var. Biz bunu kendimizce yerli edebiyatçıların eserlerini sahne diline çevirerek aşabiliriz diye düşündük. Mustafa Kutlu, bu anlamda müthiş bir kaynak' dedi. Elmas bu projede ilk olarak neden Kutlu'yu seçtiklerini ise şu sözlerle anlattı: 'Osman Sınav'ın 'en önemli eserim' dediği Uzun Hikaye bize en somut örnek. Kutlu hikayelerini okurken her sahne zihnimizde filmografik açıdan canlanır. Kutlu, beslendiği bu toprakların hikayesini evrensel bir dille anlatır.'
Kendi hikayemiz
'Kendi hikayelerimizi kendi insanlarımızdan dinleyeceğiz' diyen ekip sırasıyla Nazan Bekiroğlu, İskender Pala, Cahit Zarifoğlu, Rasim Özdenören gibi isimlerin eserlerini sahneye uyarlamayı hedefliyor. Bugüne dek 100'e yakın yapımda yer alan Yaşar Elmas, 'Türk tiyatrosu kavramına yakışan işler yapmak istiyoruz. Diyaloglar, gerilimler, üstten olan oyunculukların yerine anlatıcıların olduğu geleneksel unsurların üzerine modern tiyatronun imkanlarını kullanarak bir dil oluşturma peşindeyiz' şeklinde konuşuyor.
İslamofobi'ye cevabımız sanatla olacak!
Sahneyi bir plato olarak görüp oyunlara kaligrafi, video, şiir de eklemek istediklerini belirten Elmas, 'Yeni bir üslup oluşturmak peşindeyiz. İslamofobiye verilebilecek en etkili cevabın sanat aracılığıyla verilebileceğine inanıyorum. Sıradan bir insana siyasetle, ekonomiyle ulaşamazsınız' diyor.
Şiirler eşliğinde yolculuk
Oyun sahnede geleneksel el sanalarımızdan hat-ebru ve anlatıcı öğelerini kullanarak çağdaş bir hikaye dili oluşturmayı amaçlıyor. Bir Anadolu kasabasında geçen oyunda aşk ve kader kavramı ele alınıyor. Zehra ve Cihan'ın hikayesine Sezai Karakoç, Hilmi Yavuz, Turgut Uyar, İbrahim Tenekeci, Şengil Süzer ve Ahmed Erhan şiirleri de eşlik ediyor. 80 dakikalık oyunda Ahmet Kırmalı, Coşkun Turan, Emre Şahin, Fatih Şimşek, İlayda Şahin, Mehmet Serdar Çıtlakoğlu, Savaş Kesici ve Soner Ansal sahne alıyor.
(İstanbul Ajansı-Yeni Şafak)