Kalkan'dan nöbet isyanı
Eğitim Bir-Sen Kayseri Şube Başkanı Aydın Kalkan, 'Öğretmenlerimiz, hukuka ve kanuna aykırı bir şekilde karşılığı ödenmemiş bir görevle bağlı kılınmışlardır' dedi.
Kalkan yaptığı açıklamada, 'Karşılıksız nöbet görevine hayır demek, ek ders esaslarındaki adaletsizliğin giderilmesini haykırmak, uzun süredir iyileştirme yapılmayan öğretmenlerin ek ders ücretlerinin iki katına çıkarılmasını, sınav görev ücretlerinin artırılmasını, halk eğitim merkezleri ve okullarda ücretsiz olarak verilen takviye kurslarında görev alan memur ve hizmetlilerin fazla çalışmalarının ücretlendirilmesine yönelik talebimizi bir defa daha dillendirmek için toplanmış bulunuyoruz' dedi.
Kalkan, '1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu, 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve 439 sayılı Ders Saatleri ile Ek Ders Ücretleri Hakkında Kanun gibi, öğretmenlerin görev ve sorumluluklarını tanımlayan temel kanunlarda hiçbir şekilde yer almayan öğretmenin nöbet yükümlülüğü sadece üç yönetmelikte (Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği, Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği ile Mesleki ve Teknik Eğitim Yönetmeliği) yer almaktadır. Diğer bir ifadeyle, kanuni dayanağı olmayan bir çalışma koşulu yönetmelikle öğretmenlerimize dayatılmaktadır' ifadelerini kullandı.
Yönetmeliklerin, kanunlara aykırı olamayacağını belirten Aydın Kalkan, şunları söyledi:
'Normlar hiyerarşisinde Anayasa ve kanunların altında yer alan yönetmeliklerin kanuni düzenlemeleri genişletmek ve değiştirmek gibi bir işlevleri bulunmamasına rağmen normlar hiyerarşisi içinde daha üst nitelikte norm olan Anayasa ve yasaya uygunluğu zorunlu bulunan yönetmeliğin, kanunda bulunmayan öğretmene nöbet görevini, yasal düzenlemeleri genişleterek uygulanır hale getiremeyeceği açıktır. Kısacası öğretmenlerimiz, hukuka ve kanuna aykırı bir şekilde karşılığı ödenmemiş bir görevle bağlı kılınmışlardır. Diğer taraftan, bu görev için hiçbir ilave ücret ödenmemekte, yani karşılığı ödenmemiş bir emek öğretmenlerimizden beklenmektedir.
Öğretmenlik mesleğinin asli bir unsuru olmayan ancak buna rağmen sorumluluğu son derece geniş olan bu görevin idari nitelikli bir görev olduğu, bu itibarla mesleğin ifasını doğrudan ilgilendirmeyen bu türden tedbirlerin öğretmenlerin üzerine yıkılmaması gerektiği açıktır. Bu nedenle, temizlik ve güvenlik gibi, okul ortamının ve öğrencilerin güvenliğinin ve esenliğinin sağlanması noktasında eğitim-öğretime yardımcı bir unsur niteliğinde olan bu görevin öğretmen haricindeki görevlilerce yürütülmesi kamu hizmetinin doğası gereğidir' ifadelerini kullandı.
Kalkan, '1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu, 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve 439 sayılı Ders Saatleri ile Ek Ders Ücretleri Hakkında Kanun gibi, öğretmenlerin görev ve sorumluluklarını tanımlayan temel kanunlarda hiçbir şekilde yer almayan öğretmenin nöbet yükümlülüğü sadece üç yönetmelikte (Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği, Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği ile Mesleki ve Teknik Eğitim Yönetmeliği) yer almaktadır. Diğer bir ifadeyle, kanuni dayanağı olmayan bir çalışma koşulu yönetmelikle öğretmenlerimize dayatılmaktadır' ifadelerini kullandı.
Yönetmeliklerin, kanunlara aykırı olamayacağını belirten Aydın Kalkan, şunları söyledi:
'Normlar hiyerarşisinde Anayasa ve kanunların altında yer alan yönetmeliklerin kanuni düzenlemeleri genişletmek ve değiştirmek gibi bir işlevleri bulunmamasına rağmen normlar hiyerarşisi içinde daha üst nitelikte norm olan Anayasa ve yasaya uygunluğu zorunlu bulunan yönetmeliğin, kanunda bulunmayan öğretmene nöbet görevini, yasal düzenlemeleri genişleterek uygulanır hale getiremeyeceği açıktır. Kısacası öğretmenlerimiz, hukuka ve kanuna aykırı bir şekilde karşılığı ödenmemiş bir görevle bağlı kılınmışlardır. Diğer taraftan, bu görev için hiçbir ilave ücret ödenmemekte, yani karşılığı ödenmemiş bir emek öğretmenlerimizden beklenmektedir.
Öğretmenlik mesleğinin asli bir unsuru olmayan ancak buna rağmen sorumluluğu son derece geniş olan bu görevin idari nitelikli bir görev olduğu, bu itibarla mesleğin ifasını doğrudan ilgilendirmeyen bu türden tedbirlerin öğretmenlerin üzerine yıkılmaması gerektiği açıktır. Bu nedenle, temizlik ve güvenlik gibi, okul ortamının ve öğrencilerin güvenliğinin ve esenliğinin sağlanması noktasında eğitim-öğretime yardımcı bir unsur niteliğinde olan bu görevin öğretmen haricindeki görevlilerce yürütülmesi kamu hizmetinin doğası gereğidir' ifadelerini kullandı.