Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Adnan Evsen
Jeoloji Mühendisleri Odası Kayseri Şube Başkanı Adnan Evsen, düzce Depremi'nin yıl dönümünde yaptığı açıklamasında, 'deprem bölgelendirme haritası değişmelidir' dedi.Evsen, 'Bundan tam beş yıl önce 12 Kasım 2008 günü, saat...
Evsen, 'Bundan tam beş yıl önce 12 Kasım 2008 günü, saat 16.03'te 4,9 Richter büyüklüğünde gerçekleşen 'Güneşli Depremi' Kayseri kentinin 1940 yılındaki Erciyes ve Yeşilhisar depremlerinden sonra son aletsel dönemin en büyük depremidir. 240 yılı, 1205 ve 1717 yılı Kayseri merkezli, 1835 yılında ise Develi merkezli depremler ile son yıllarda meydana gelen depremlerde göstermektedir ki şehrimiz; bir deprem kentidir' ifadesinde bulundu.
Evsen, 'Yine; 12 Kasım 1999 yılında Düzce merkezli 7,2 büyüklüğünde meydana gelen depremin şiddeti, ülke sınırları aşarak Ukrayna'da bile hissedilmiştir. Düzce depreminde 845 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir' diyerek, 'MTA tarafından 2012 yılında yayımlanmış olan 'Türkiye Diri Fay Haritası' na göre; ülkemizi etkisi altına alan diri fayların sayısı 150 iken; yapılan güncelleme çalışmaları ile bu sayı 326 olmuştur. Söz konusu 326 adet olan diri faylar, alt segmentleri ile birlikte değerlendirildiğinde deprem üretebilecek fay sayısının yaklaşık 485 adet olduğu ortaya çıkmaktadır. Güncellenen diri fay haritasına göre; Kayseri ve yakın civarını etkileyecek yeni bir fay ortaya konuldu. Bu fayın literatürdeki adı 'Sarız fayı' dır' diye konuştu.
Evsen açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
'SARIZ FAYI' nın aktif ve yaklaşık 200 km uzunluğunda olması 'TEK PARÇALI' olması göz önüne alındığında Kayseri ve ilçelerine ait 'Deprem Bölgelendirme Haritası' nın muhakkak değişmesi gerekmektedir. Kayseri, Sarız, Pınarbaşı, Bünyan, Yahyalı Tomarza, Develi bata olmak üzere 'Deprem Bölgelendirme Haritası' 2. Derece deprem bölgesine dönüştürülmelidir. Sarız Fayı; Sarız ilçe merkezinden, Tomarza, Yahyalı ve Develinin 40 km, Kayseri il merkezinin ise 80 km yakınından geçmektedir.
ULUSAL DEPREM STRATEJİSİ VE EYLEM PLANI UYGULANMIYOR
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından 2012 yılında yapılan ve yıllara sari olarak peyderpey bitirilmesi planlanan eylem planı uygulanamıyor. 2012 Yılında başlayıp, 2013 yılı sonuna kadar bitirilmesi planlanan 'Ulusal veya yerel ölçekte zayıf ve kuvvetli gözlem ağları işleten kurum ve kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyon sağlanarak ortak işletim ve paylaşım esaslarının belirlenmesi, çalışmalarda kullanılacak yöntem, araç-gereç, değerlendirme ve ilgilileri bilgilendirme esaslarının belirlenmesi, başta depremler olmak üzere tüm afetler öncesi ve sonrasında yaşanan bilgi kirliliğinin önlenmesi ve toplumun doğru olarak bilgilendirilmesi, paleosismolojik, sismotektonik ve jeodezik haritaların oluşturulması' iş ve eylemleri yapılmamıştır.
DEPREM SENARYOSU YAPILMADI
Yine, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından 2012 yılında yapılan eylem planında 2013 yılında bitirilmesi planlanan 'deprem risk analizleri ve deprem senaryosu esasları ile birlikte yerel ölçeklerde deprem ve depremin zincirleme etkileri ile oluşabilecek risklerin analizi, değerlendirilmesi ve azaltılması konusunda ilke, yöntem ve uygulama esasları belirlenecek ve yerel yönetimler için yol gösterici kılavuz yayınlar, depremlere duyarlı kentsel ve kırsal alanlarda pilot yerleşim merkezleri kurularak risk azaltma planları uygulamaya geçilmesi' planlanmasına rağmen 2013 yılı sonunda ortada böyle 'Deprem Senaryosu' maalesef yoktur.
ZORUNLU DEPREM SİGORTASI YAYGINLAŞMADI
587 sayılı KHK'nın yasalaşması, zorunlu deprem sigortasının kontrolünde etkinliğin arttırılması, DASK'ın ve sigorta sektörünün, bilimsel çalışmalar dahil olmak üzere, depremle ilgili çalışmalarda daha çok rol alması sağlanmasının eylem planında yer almasına rağmen istenilen maksat hasıl olmamıştır.
Yukarıda belirtilen hususların yanında afetlerde sağlık organizasyonunun sağlanması, riskli birey grupları için özel düzenleme yapılması, tüm illerde hastane afet planlarının hazırlanması konusundaki hazırlıklar, eylem planındaki süre içerisinde ya yapılmamış veya yetersiz olarak gerçekleşmiştir.
EYLEM PLANLARI YAPILIR, FAKAT PLANA UYULMAZ
Ülkemizde başta doğal afetler ve depremler olmak üzere birçok plan yapılmaktadır. Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı da (2012-2023) yılları arasında yapılmasını öngören bir takım iş ve yükümlülükleri beraberinde getirmektedir. Yukarıda kısaca bahsedilen 2012-2013 yılları arasında yapılması gerekli olan iş ve eylemlerde göstermektedir ki, ülkemizde eylem planları yapılır fakat uyulmaz anlayışının doğruluğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir.
YAPI GÜVENLİĞİ DENETİM DIŞI
Etkin ve bütünlüklü bir yapı denetim sistemi, arsanın imar parseline dönüştüğü aşamadan başlamak üzere 'parametreleri iyi belirlenmiş zemin ile bu zemin üzerine yapılmış afete karşı güvenli yapı' süreçlerini denetleyecek bir sistematiğin oluşturulması ile mümkün olabilmektedir. Ancak, ülkemizde halen bu bakış açısı gelişmemiştir. Yapı Denetim Sistemi 'bina inşasının denetimine' indirgenerek işletilmiş, temel ve zemin etütleri kapsamında yapılan 'jeolojik-jeoteknik araştırmalar' denetim süreçlerinin dışında bırakılmıştır.
Bu sonuç itibariyle, her yönüyle etkin ve güvenli bir denetim sisteminin doğru tanımlar üzerinden yeniden kurulması kaçınılmaz bir ihtiyaç haline gelmiştir.
Ülkemizin bir deprem ülkesi olduğu bilinci anlayışında, unutmadan ve rehavete kapılmadan devlet ve birey olarak asgari sorumluluklarımızı yerine getirmek durumundayız.'