İSTİSMARCI MODERNLİK- Mehmet AYMAN
Tabiatı/Doğayı da istismar ettiler, Önce tüm yeraltı zenginliklerini yağmalamak için yeryüzünde gitmedikleri ülke kazmadıkları arazi parçası kalmadı. Tüm kıymetli taş/maden yataklarının, petrol kuyuları ile doğalgaz kaynaklarının birkaç kapitalistin elinde olması tesadüfi bir şey mi sizce.
Bu günkü yazımızın konusu da modern/çağdaş batılı ve batıcı düşüncenin ve yaşam biçiminin istismarcı bir düşünce ve yaşam biçimi olduğunu anlatmaya çalışmak olacaktır.
Daha önce de bu köşede batılı/batıcı yaşam biçiminin primitif ve aynı zamanda teşhirci bir yaşam biçimi olduğunu anlatmaya çalışmıştık.
Bugünkü batılı paradigma (modern batıyı temsil eden modern düşünce biçimi) ortaçağın sonlarına doğru yani reform ve Rönesans hareketleriyle şekillenmiş paradigmadır. Bu paradigma Hristiyanlığın kutsal kitabı olan 'İncil'in Tanrısı' nı ve O'nun yeryüzündeki otoritesini temsil eden kilise ile, o kilisenin yetkilerini kendi menfaatleri için kullanıp istismar eden Ruhban sınıfını hayatın dışına itip, tanrıdan bağımsızlaşmış, ondan kurtulmuş bir paradigmadır.
Bu haliyle bu batılı düşünce biçimine laik, seküler, modern batı düşüncesi dendiğini çoğumuz zaten bilmekteyiz.
Burada dikkatleri bir konu üzerine çekmek istiyorum. Dikkat edin! Tanrıyı ve dini temsil eden Kilise ve Rahipler neden sosyal hayattan ve devletin karar mekanizmalarından uzaklaştırılıp tard edildi? Çünkü Kilise, devlet ve toplum üzerinde hkimiyet kurduğu asırlar boyunca önce Tanrı'yı ve İncil'i sonra da Kiliseyi ve O'nun kutsal otoritesini istismar etmişti. Kelimenin tam anlamıyla o'ndan faydalandı, menfaat sağladı. Bu konuda tarihe mal olmuş 'Endülüjansiya' (cennetin parsellenip satıldığı af kağıtları'nı) belgeleri ni hatırlatmam yeterli olur sanırım.
İstismar konusunda yapılacak son şeyi de yapan, yani Tanrıyı bile istismar eden batılının o'ndan maada her şeyi istismar etmemesi için bir sebep te kalmamıştı artık.
Sonra insanı istismar etti batılı düşünce, Önce coğrafi keşif diye yutturduğu yağma ve talan hareketiyle yerlileri istismar etti, Önce topraklarını Tanrı ve Kilise adına ellerinden aldı,sonra da kendi topraklarında köle olarak çalıştırdı.
Daha sonra da Namlu ve kırbaç darbeleri altında yıllarca köle ticaretiyle Afrika'dan Avrupa ve Amerika'ya taşıdığı zencileri istismar etti. Onların ruhlarını da bedenlerini de dilediği gibi kullandı, acımadan merhamet etmeden. Çoluk çocuk, kadın erkek, genç ihtiyar demeden.
İşte bugünkü yağmacı talancı, istismarcı batılı o günkü istismarcı batılının çocuklarından başkası değil. Hatta çocuklar babalarından daha vahşi çıktılar. İstismar, yağma ve talan işini o kadar abarttılar ve ileri götürdüler ki artık girdikleri bir yer/bir ülkeyii kurutmadan çıkmıyorlar. Bahçelere musallat olmuş çekirge sürüleri gibi.
İnsanlığın güzel olan nesi varsa hepsini mahvettiler. Tanrıyı hayatın dışına itip sekülerleştikleri (Sekülerizm bizce insanlığın başına gelen en büyük felaketlerden birisidir.) ve vicdanlarını da tamamen körelttikleri için vahşetlerini giderek artırdılar. Üstelik endilerine hesap soracak bir güç de kalmamışken.
Afrika'da, Asya'da ne kadar aç, bi ilaç insan varsa onların eseridir. Avrupa'da, Amerika'da Kuzey'de Güney'de ki her felaketin sebebi bu istismarcı kafa yapısıdır.
İnsanın bizzat kendisini, yani insanlığını, ruhunu, maneviyatını istismar ettikten sonra o'na ait olan bedeni de istismar etti. Güzelse reklam araçları vasıtasıyla güzelliğini bir takım sektörlere pazarlayıp ondan kar etti, yok eğer çirkinse bir yolunu bulup çirkinliğini pazarladı. Parfüm, makyaj boya, cila sektörüyle kadınların çirkinliğinden para kazandı. Hastaysa sağlık sektöründe ürettikleriyle hastalıktan para kazandı. Sağlıklı ise ürettiği ve yaydığı virüslerle insanları hasta etti sonra onlara milyonlar karşılığında aşılar sattı. Ölünce de ölüsünü istismar etti kobay, kadavra, organ ticareti vs ile ölüsünden para kazandı.
Sonra; hayvanlar başta olmak üzere diğer canlıları istismar ettiler. Önce sirk vs gibi gösteri sektöründe kullanmak ve onlarla izleyicilerini eğlendirmek için eğitmek adına zavallı hayvanların fıtratlarını bozdular. Ormanlar kıralı aslanları, kaplanları uysal bir kuzuya, devasa piton ve boa yılanlarını sümsük bir solucana çevirdiler. Kocaman fillere ip atlattılar top oynattılar da, biz de bir gün bile itiraz etmeden hayranlıkla onları izledik.
Hayvanların ölülerini de istismar ettiler. Vahşi zevklerini tatmin etmek için dünyanın dört bir yanında düzenledikleri, günler boyu süren, son derece pahalı av partileri ile on binlerce masum canlıyı katledip binlerce hayvanın neslini tükettiler ve bunlardan da zerre kadar vicdan azabı duymadılar. Sonra da öldürdükleri hayvanların deri ve kürklerinden elde ettikleri giysi ve süs eşyalarını yine binlerce dolar karşılığı satarak kasalarını doldurdular. İşin ilginç yanı bütün bu vahşeti yapanlar kendileri değilmiş gibi pişkin pişkin kalkıp hayvanları koruma cemiyetleri, çevreci dernekler ve partiler kurdular da oralara topladıkları yüklü miktarlardaki bağışlardan nemalandılar.
Tabiatı/Doğayı da istismar ettiler, Önce tüm yeraltı zenginliklerini yağmalamak için yeryüzünde gitmedikleri ülke kazmadıkları arazi parçası kalmadı. Tüm kıymetli taş/maden yataklarının, petrol kuyuları ile doğalgaz kaynaklarının birkaç kapitalistin elinde olması tesadüfi bir şey mi sizce.
Daha neyi mi istismar etti? Modern batılı, istismarcı, kapitalist Paradigma. Söyleyeyim.
Savaş makinaları üretti, dünyaya sattı, onlarla ülkeleri yaktı yıktı. Yakıp yıkmak için bomba yaptı, sattı para kazandı, sonra 'da yakıp yıktığı ülkelerin imar ve inşaat işlerinden para kazandı.
Dün Irakta petrol kuyularını yakmak için bomba sattı, para kazandı, sonra da yaktığı kuyuları söndürmek için para kazandı. Bugün aynı bombalarla Suriye'yi yakıyor, yıkıyor. Yarın savaş bitti diyecek. Bu sefer de dünyaca ünlü inşaat firmaları girecek ülkeye, dün yıkarken para kazananlar, bu gün yıktıklarını yaparken kazanacaklar. Hep onlar kazanacaklar ama hep. Bu gün de yarında, öbür günde. Birileri çıkıp dur diyene kadar .
Peki bu söylediklerimiz Müslüman için geçerli değil mi? Hayır! Tabii ki değil. Çünkü istismarcı batı dediğimiz vahşi kapitalizmin temsilcisi batı, veya batılı/batıcı düşünce, modern, düşüncedir. Müslüman da asla kapitalist olmaz veya olamaz. Olmamalıdır. Zaten olursa Müslüman kalamaz. Bir kimse hem istismarcı vahşi bir kapitalist olup hem de Müslüman kalamaz.
Zaten günümüz Kapitalistleri de Kendilerine sürekli Allah'ı hatırlattığı ve zulümlerine engel olacak yegne gücün İslam olduğunu bildikleri için İslam'dan ve Müslümanlardan hiç haz etmiyorlar.