İş adamı Arslan: DEVLET HARÇ VERİYORSA BİZ DE TUĞLA KOYACAĞIZ
Proje Bazlı Teşvik Sistemi'nden yararlanacak 19 firma arasında yer alan İpek Mobilya (ÇİNKOM AŞ)Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Arslan, '1997'lerde bir iş kurarken bile hesaba çekiliyorduk. Aradan 20 yıl geçti, devletimiz, hadi iş yapın diyor. Devletimiz harç veriyorsa, biz de tuğla koyacağız' dedi.
Bir dönemin en büyük sanayi kuruluşlarından olan Çinkur'u, zarar eder hale geldikten ve icralık olduktan sonra satın alarak 2005 yılında tekrar faaliyete açan Saffet Arslan, şimdi de Proje Bazlı Teşvik Sistemi'nden yararlanan 19 firmadan biri olarak; 5 bin kişiye istihdam ve cari açığa yaklaşık 400 milyon Dolarlık katkı sunacak biçimde, çinko madenini yerin altından çıkarıp üretmeye hazırlanıyor.
'2023'ten önce üretime geçmeyi hedefliyoruz'
Halihazırda çizilen projeyle Türkiye'de çinko ithaline son vermeyi amaçladıklarını söyleyen Arslan, proje kapsamında 2023'te üretime geçmeyi taahhüt etmelerine rağmen, 2021'de faaliyete başlamayı hedeflediklerini dile getirdi. Arslan, 'Şu aşamada projemiz çiziliyor. Projemiz bitince bir rötuş pazarlık da yapacağız. Bu yılın sonuna kazmayı vurmayı planlıyoruz. 2023'e üretime geçeriz diye geniş zamanlı bir taahhütte bulunduk, fakat daha kısa sürede üretime geçmek için de 2021'de bitirmeyi hedefliyoruz. İnşallah 2023' kalmadan üretime geçmiş olacağız' dedi.
5 bin kişiye istihdam sağlanacak
Üretim miktarının bugünkü borsa fiyatıyla 400 milyon Dolar civarında olacağını belirten Arslan, projeyle Kahramanmaraş, Kayseri, Niğde, Adana, hatta Sivas'a kadar olan bölgelerde yaşayanları da kapsamak üzere yaklaşık 5 bin kişiye iş kapısı sağlanacağını ifade etti. Arslan, 'Üretim miktarı bugünkü borsa fiyatıyla 390 milyon Dolar olacak. Yani 400 milyon Dolarlık bir cari açık katkısı verecek projemiz. Bin 20 kişi doğrudan çalışanımız olacak, fakat bu 120 bin ton üretimi sağlayabilmek için de, yer altından 1 milyon tondan fazla hammadde çıkarılacak. Bu miktardaki hammaddeyi çıkarmak için ne kadar işgücüne ihtiyaç var diye baktığımızda da; burası Kahramanmaraş, Kayseri, Niğde, Adana, hatta Sivas'a kadar olan bölgelerde yaşayan insanlarımıza iş kapısı olacak. Bu sayının da 4 bin civarında olacağını tahmin ediyoruz. Yani dolaylı ve doğrudan burası yaklaşık 5 bin kişiye ekmek kapısı olacak. 45 milyar Doları civarında bir cari açığımız var. Biz buna 400 milyon Doların üzerinde katkıda bulunacağız. Ancak 20 bin ton da ilave kurşun üretimimiz olacak. Bizimle birlikte teşvik alan diğer projeleri topladığımızda paketin tamamı 19 milyar Dolar cari açık katkısı veriyor. Yani, bu şekilde iki tane daha paket yapılsa ve hayata geçirilebilse, cari açık sorunumuz ortadan kalkmış oluyor. İnşallah da öyle olur' diye konuştu.
Firmalara vergi, enerji ve arsa desteği
Teşvik kapsamında devletin firmalara, vergi, enerji ve arsa desteğinde bulunduğunu kaydeden Arslan sözlerini şöyle sürdürdü:
'Devlet hiç para vermiyor ama alacağı vergileri almıyor, elektriği yarı fiyatına veriyor, arsayı geçici veriyor ama istihdam garantisi yaparsanız, 49 yıl sonra tapusunu veririm diyor. Alt yapı yaparım, işler hızlı yürüsün diye kanunlar yaparım diyor. Bu saydığım teşvikler de çok güzel teşvikler. Zaten bize para vermesi gerekmiyor. Para isteyen sanayici, gerçek bir müteşebbis de sayılmaz. Vergi almamak, enerjiyi yarı fiyatına vermek büyük bir ikramdır. 10 yıl bittikten sonra da o müessese hem ülkesine devamlı üretim yapacak hem de dolu dolu vergisini ödeyecek. Yani bu, kazan-kazan sistemi. Devletimiz harç veriyorsa biz de tuğlayı koyacağız, sanayimiz inşallah gelişecek.'
'97'lerde iş kurarken bile hesaba çekiliyorduk'
28 Şubat sürecinde, bir grup işadamıyla birlikte kurdukları Dost Sigorta'dan dolayı soruşturma geçirdiğini hatırlatan Arslan, aradan geçen 21 yılda devletin iş yapana destek verir hale geldiğini dile getirdi. Arslan, '97'lerde bir iş kurarken bile hesaba çekiliyorduk. Örneğin, Kayseri'deki bir grup işadamıyla beraber, Dost Sigorta adında bir ulusal sigorta şirketi kurmuştuk. 28 Şubat Sürecinde, ki Batı Çalışma Grubu'nun etkisiyle olduğunu biliyoruz, Nuh Mete Yüksel adında bir özel yetkili savcının emriyle hepimizi toplayıp götürdüler. Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde sorguya çektiler. 'Siz, bir iş yerini neden açıyorsunuz, açamazsınız, kim açtırıyor size, yeşil sermayesiniz siz' Sermayenin yeşili, mavisi mi olur; muhafazakar olmam bana bir anlam yüklemeni mi gerektirir Ben Türkiye için sevdalı, yaptığı işin Türkiye için ne anlama geldiğini düşünen insanlardan biriyim. Benim o gün, Dost Sigorta'yı kuran ortaklarımın hepsi de öyle. Öyle bir dönem yaşadık. Sonra işi yapmayacağımızı söyleyince davaları düşürdüler. Aradan 20 yıl geçmiş; hadi sanayi yapın lütfen, siz bir tuğla koyun biz de harcını koyalım diyen bir devlet var. Güven veriyor, yön veriyor, hedef veriyor ve nerede projeniz tıkanırsa devlet olarak biz o zorlukları aşalım ülkemize, insanımıza iş olsun, cari açık bitsin diyor' ifadelerini kullandı.
'Kim hangi mesleği yapıyorsa en iyi şekilde yapmalı'
Genç işadamlarına, mesleklerini en iyi şekilde icra etmeleri tavsiyesinde bulunan Arslan, sözlerini şöyle tamamladı:
'Türkiye bizim, Türkiye'nin devleti de bizim en büyük kurumumuz. Bu devletin sağlıklı ve sağlam olması lazım. Zaman zaman devleti yönetenler hata yapabilirler, zaman zaman bir savunucusu baskı yapıyor olabilir. Biz 28 Şubat'ta bu zulmü gördük. Gerek Meclis Araştırma Komisyonunun bizden aldığı ifadeler ve sonunda şikayetçi misiniz, davacı mısınız diye sorduklarında, 'Hayır' dedim. Zaman zaman da, sıfır suç ile yargılanmamamıza rağmen Avrupa Mahkemelerine neden şikayet etmediğimizi sorduklarında, 'Türkiye'ye hiçbir mahkemenin mahkumiyet vermemesi lazım, ceza yazmaması lazım' diye yanıt verdim. İcra ederken zulüm görmüş olabilir, o insanlar bugün yok. Niye şikayet edeyim, devlet güçlü kalmalı. Yanlış yapanlar gidiyor, yerine sağlıklı yönetimler geliyor. Genç kardeşlerimize de şunu söylüyorum; bu vatanı kendimiz için seveceğiz, örfümüz-adetimiz için seveceğiz, inancımız için seveceğiz. Çocuklarımıza, torunlarımıza iyi ve güçlü bir ülke bırakmak için, kim hangi mesleği yapıyorsa onu en iyi şekilde yapması lazım, tavsiyem budur.'
İHA
'2023'ten önce üretime geçmeyi hedefliyoruz'
Halihazırda çizilen projeyle Türkiye'de çinko ithaline son vermeyi amaçladıklarını söyleyen Arslan, proje kapsamında 2023'te üretime geçmeyi taahhüt etmelerine rağmen, 2021'de faaliyete başlamayı hedeflediklerini dile getirdi. Arslan, 'Şu aşamada projemiz çiziliyor. Projemiz bitince bir rötuş pazarlık da yapacağız. Bu yılın sonuna kazmayı vurmayı planlıyoruz. 2023'e üretime geçeriz diye geniş zamanlı bir taahhütte bulunduk, fakat daha kısa sürede üretime geçmek için de 2021'de bitirmeyi hedefliyoruz. İnşallah 2023' kalmadan üretime geçmiş olacağız' dedi.
5 bin kişiye istihdam sağlanacak
Üretim miktarının bugünkü borsa fiyatıyla 400 milyon Dolar civarında olacağını belirten Arslan, projeyle Kahramanmaraş, Kayseri, Niğde, Adana, hatta Sivas'a kadar olan bölgelerde yaşayanları da kapsamak üzere yaklaşık 5 bin kişiye iş kapısı sağlanacağını ifade etti. Arslan, 'Üretim miktarı bugünkü borsa fiyatıyla 390 milyon Dolar olacak. Yani 400 milyon Dolarlık bir cari açık katkısı verecek projemiz. Bin 20 kişi doğrudan çalışanımız olacak, fakat bu 120 bin ton üretimi sağlayabilmek için de, yer altından 1 milyon tondan fazla hammadde çıkarılacak. Bu miktardaki hammaddeyi çıkarmak için ne kadar işgücüne ihtiyaç var diye baktığımızda da; burası Kahramanmaraş, Kayseri, Niğde, Adana, hatta Sivas'a kadar olan bölgelerde yaşayan insanlarımıza iş kapısı olacak. Bu sayının da 4 bin civarında olacağını tahmin ediyoruz. Yani dolaylı ve doğrudan burası yaklaşık 5 bin kişiye ekmek kapısı olacak. 45 milyar Doları civarında bir cari açığımız var. Biz buna 400 milyon Doların üzerinde katkıda bulunacağız. Ancak 20 bin ton da ilave kurşun üretimimiz olacak. Bizimle birlikte teşvik alan diğer projeleri topladığımızda paketin tamamı 19 milyar Dolar cari açık katkısı veriyor. Yani, bu şekilde iki tane daha paket yapılsa ve hayata geçirilebilse, cari açık sorunumuz ortadan kalkmış oluyor. İnşallah da öyle olur' diye konuştu.
Firmalara vergi, enerji ve arsa desteği
Teşvik kapsamında devletin firmalara, vergi, enerji ve arsa desteğinde bulunduğunu kaydeden Arslan sözlerini şöyle sürdürdü:
'Devlet hiç para vermiyor ama alacağı vergileri almıyor, elektriği yarı fiyatına veriyor, arsayı geçici veriyor ama istihdam garantisi yaparsanız, 49 yıl sonra tapusunu veririm diyor. Alt yapı yaparım, işler hızlı yürüsün diye kanunlar yaparım diyor. Bu saydığım teşvikler de çok güzel teşvikler. Zaten bize para vermesi gerekmiyor. Para isteyen sanayici, gerçek bir müteşebbis de sayılmaz. Vergi almamak, enerjiyi yarı fiyatına vermek büyük bir ikramdır. 10 yıl bittikten sonra da o müessese hem ülkesine devamlı üretim yapacak hem de dolu dolu vergisini ödeyecek. Yani bu, kazan-kazan sistemi. Devletimiz harç veriyorsa biz de tuğlayı koyacağız, sanayimiz inşallah gelişecek.'
'97'lerde iş kurarken bile hesaba çekiliyorduk'
28 Şubat sürecinde, bir grup işadamıyla birlikte kurdukları Dost Sigorta'dan dolayı soruşturma geçirdiğini hatırlatan Arslan, aradan geçen 21 yılda devletin iş yapana destek verir hale geldiğini dile getirdi. Arslan, '97'lerde bir iş kurarken bile hesaba çekiliyorduk. Örneğin, Kayseri'deki bir grup işadamıyla beraber, Dost Sigorta adında bir ulusal sigorta şirketi kurmuştuk. 28 Şubat Sürecinde, ki Batı Çalışma Grubu'nun etkisiyle olduğunu biliyoruz, Nuh Mete Yüksel adında bir özel yetkili savcının emriyle hepimizi toplayıp götürdüler. Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde sorguya çektiler. 'Siz, bir iş yerini neden açıyorsunuz, açamazsınız, kim açtırıyor size, yeşil sermayesiniz siz' Sermayenin yeşili, mavisi mi olur; muhafazakar olmam bana bir anlam yüklemeni mi gerektirir Ben Türkiye için sevdalı, yaptığı işin Türkiye için ne anlama geldiğini düşünen insanlardan biriyim. Benim o gün, Dost Sigorta'yı kuran ortaklarımın hepsi de öyle. Öyle bir dönem yaşadık. Sonra işi yapmayacağımızı söyleyince davaları düşürdüler. Aradan 20 yıl geçmiş; hadi sanayi yapın lütfen, siz bir tuğla koyun biz de harcını koyalım diyen bir devlet var. Güven veriyor, yön veriyor, hedef veriyor ve nerede projeniz tıkanırsa devlet olarak biz o zorlukları aşalım ülkemize, insanımıza iş olsun, cari açık bitsin diyor' ifadelerini kullandı.
'Kim hangi mesleği yapıyorsa en iyi şekilde yapmalı'
Genç işadamlarına, mesleklerini en iyi şekilde icra etmeleri tavsiyesinde bulunan Arslan, sözlerini şöyle tamamladı:
'Türkiye bizim, Türkiye'nin devleti de bizim en büyük kurumumuz. Bu devletin sağlıklı ve sağlam olması lazım. Zaman zaman devleti yönetenler hata yapabilirler, zaman zaman bir savunucusu baskı yapıyor olabilir. Biz 28 Şubat'ta bu zulmü gördük. Gerek Meclis Araştırma Komisyonunun bizden aldığı ifadeler ve sonunda şikayetçi misiniz, davacı mısınız diye sorduklarında, 'Hayır' dedim. Zaman zaman da, sıfır suç ile yargılanmamamıza rağmen Avrupa Mahkemelerine neden şikayet etmediğimizi sorduklarında, 'Türkiye'ye hiçbir mahkemenin mahkumiyet vermemesi lazım, ceza yazmaması lazım' diye yanıt verdim. İcra ederken zulüm görmüş olabilir, o insanlar bugün yok. Niye şikayet edeyim, devlet güçlü kalmalı. Yanlış yapanlar gidiyor, yerine sağlıklı yönetimler geliyor. Genç kardeşlerimize de şunu söylüyorum; bu vatanı kendimiz için seveceğiz, örfümüz-adetimiz için seveceğiz, inancımız için seveceğiz. Çocuklarımıza, torunlarımıza iyi ve güçlü bir ülke bırakmak için, kim hangi mesleği yapıyorsa onu en iyi şekilde yapması lazım, tavsiyem budur.'
İHA