İran'da sonun başlangıcı
Doç. Dr. Bolat: 'İran'da ikinci Fransız İhtilali yaşanabilir' - 'Etnik mezhepçilik İran'da sonun başlangıcı olabilir'
Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi ve Ortadoğu Uzmanı Doç. Dr. Gökhan Bolat, İran'ın yürüttüğü mezhepçi politikanın, ülkede Fransız İhtilali benzeri etnik milliyetçi bir ayaklanma çıkarabileceğini ve ülkenin sonunu getirebileceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Bahreyn ziyaretinde İran'ın Ortadoğu'da Fars milliyetçiliğine dayalı bir politika yürüttüğünü ifade etmesi ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun da buna mezhepçiliği ilave eden açıklamalarının ardından İran Dışişleri Bakanlığının yaptığı karşı açıklamayı yorumlayan Doç. Dr. Gökhan Bolat, İran'da 1979 Devriminde sonra yürütülen ve son zamanlarda daha baskın hale gelen Şii görünümlü Fars milliyetçiliği politikasının İran'ın sonunu getirebileceğini savundu.
İran'ın devrimlerden sonra yaptığı bazı hataların, ülkede Şiiliğin birleştirici önemini kaybetmesine neden olduğunu belirten Doç. Dr. Gökhan Bolat, ülkede etnik gruplar arasındaki eşitsiz görünümün giderek belirginleştiğini ifade etti. Bolat, 'Özellikle Türkler, Beluciler, Kürtler ve Araplar'ın yoğunlukla yaşadığı bölgelerde uygulanan 'yer değiştirme politikası' bunun göstergelerindendir. Buna en somut örneklerden bir tanesi Urmiye Gölü'nün kurutulduğu iddiaları ki bu sayede bölgede yaşayan Türklerin bir kısmı başka bölgelere göç etmek zorunda. Aynı şekilde Belucilerin liman kenti Çabahar'daki insanların yaşam koşullarının kötüleştirilmiş, bir kısmının evleri yıkılmış ve oradaki insanlar da başka bölgelere göç etmek zorunda kalmıştır. Son dönemlerde ise Ahvaz'da benzeri durumlar yaşanmaktadır. İran petrollerinin yüzde 80'inin çıktığı bölgede yer alan Ahvaz dünyanın en çok hava kirliliği olan şehridir. Bunun dışında ise su ve elektrik sıkıntıları vardır. Bölge halkı özellikle son günlerde yaşam koşullarının iyileştirilmesi talebiyle bir takım gösteriler düzenlemiş fakat İran'daki rejimin daha önce olduğu gibi herhangi bir etnik unsurun herhangi bir nedenle de olsa yaptığı gösterilere sert tepki vermesi bölgedeki o protestoların da gidişatını değiştirmeye başlamıştır. Yani gösteriler merkezi hükumete karşı muhalif protestolara dönüşmüştür. İran'da 1979 Devrimi'nden sonra Şii görünümlü Fars milliyetçiliği politikaları ve bunun sonucu olarak diğer etnik grupların bir bakıma daha düşük muameleye maruz kalması, onların istek ve taleplerinin yerine getirilmemesi ve iletişim imkanlarının da artmasıyla özellikle genç neslin dış dünyadaki gelişmelerden daha sık etkilenmeye başlamasından dolayı milliyetçi duygular önem kazanmaya, buna karşılık yüz yıllardır İran'ı bir arada tutan temel unsur olan Şiilik 'siyaseten' eski önemini kaybetmeye başlamıştır ' diye konuştu.
'Çok kültürlü olan İran, Fars milliyetçiliğinden kaçınmalıdır'
İran'ın bölgesinde bulunan etnik grupların taleplerini göz ardı etmeye devam etmesi durumunda, gelecekte bölgede etnik temelli çatışmalarının yaygınlaşacağına dikkat çeken Doç. Dr. Gökhan Bolat, 'İçindeki diğer etnik gruplara karşı Fars milliyetçiliği politikalarını arttırması ve bunların taleplerini göz ardı etmesi bir nevi Fransız İhtilali'nin sonuçlarının İran'da ciddi bir şekilde ortaya çıkacağı anlamına gelir ki buradan kastettiğim etnik milliyetçi birtakım ayaklanmanın ortaya çıkmasıdır. Böyle bir şeyin ortaya çıkması İran için sonun başlangıcı olabilir. Çünkü İran çok milletli, çok kültürlü, çok dinli ve mezhepli bir devlettir, ülkedir. Dolayısıyla İran bunlardan kaçınması kendi geleceği açısından çok büyük önem arz etmektedir' ifadelerini kullandı.