IRAK TÜRKMENLERİNİN TEK UMUTLARI TÜRKİYE
Irak'ta yaşanan iç savaştan kaçarak Kayseri'ye gelen mülteci Şuayip Halil Zalo, Irak'ta Sünnilerin yaşadığı zorlukları, bölgede dönen oyunları ve IŞİD hakkında gazetemize konuştu.
'Amerika gelip ortalığı karıştırdı'
Ülkelerinde yaşam şartlarının çok zor hale geldiğini ve bu nedenle kaçarak Kayseri'ye geldiklerini söyleyen Zalo yaşadıkları Telafer şehrini şöyle anlattı: 'Memleketimiz Telafer'in tamamı Türkmen'dir. Yaklaşık 450 bin nüfusu vardır. Telafer halkımızın %70'i Sünni'dir. Geri kalan % 30'luk kesimde Şia'dır. Şehrimizde 2003 yılına kadar Sünni ve Şia arasında herhangi bir sorun yaşanmıyordu fakat 2003 yılında Amerika'nın gelişiyle büyük sorunlar yaşandı. Amerikalılar, Sünnilerle ihtilal için anlaşma yapmak istediler. Böyle bir anlaşmayı Sünniler kesinlikle kabul etmediler. Bunun üzerine Amerikalılar halkın arasını açmaya çalıştı. Bunu da Sünni, Şia, Türkmen, Kürt, gibi grupları bir birine düşman ederek başarmaya çalıştılar. Bunu ilk etapta başaramayınca Amerika uçakları Telafer şehrini bombaladı. Bundan dolayı tüm Telafer halkı şehri terk edip köylere kaçtı. 10 gün boyunca Telafer dışında, köylerde kaldık. Daha sonra Türkiye devreye girdi ve Amerika Telafer'i bombalamayı bıraktı. Bizlerde tekrardan şehrimize döndük. Bu olaylardan sonra Amerika Şia ile anlaştı. Onlara yardımlarda bulundu. Şia bölgede Amerika'nın gözü oldu. Şia Amerikalılara şehir hakkına istihbarat veriyordu. Amerikalılar Şia'yı casus gibi kullandılar. Telafer Polis amiri Sünni'ydi. Irak hükümeti Sünni amiri görevden alıp yerine Şia'dan bir adam koydu. Daha sonra da emniyet içinde ki tüm Sünnileri kovdular. Şia amir, Sünni polisleri görevden uzaklaştırdıktan sonra Şii aşiretlerden kendine polis teşkilatı oluşturdu. Polis teşkilatının tamamı Şia'dan oluştu. 2005 yılında Şia polis teşkilatının ele geçirdikten sonra Amerika'nın silahlandırdığı militanlar geldi. Militanlara Sünnileri öldürme görevi verildi. Yüzleri kapalı militanlar polislerle birlikte Sünni evlere gelip, Sünnileri polisin önünde vurup gidiyorlardı. Vurmadıklarını da hapis edilecek diye tutuklayıp götürüyorlardı. Götürdüklerinden bir daha haber alamadık. Toplam 3 yüz kişi kayboldu 2 bin kişide hapishanelerde kayboldu hala hiç birinden haber alınamadı.'
BİZE BU OYUNU OYNAYAN ABD'DİR.
Ülkelerinde ve şehirlerinde yaşanan sıkıntıların temelinde Amerika olduğunu belirten Zalo Amerika'nın ülkelerinde çok kötü oyunlar oynadığını söyleyerek: 'Telafer'de Sünniler büyük sıkıntılar yaşıyor. Telafer'e yardım için bir gün bir tır ile un yardımı geldi. Fakat tır bomba yüklüymüş. Sünni ve Şia'nın evlerinin karışık olduğu yere getirildiğinde tır patlatıldı. Patlamanın etkisiyle evler yerle bir oldu. Toplam 140 insan hayatını kaybetti. Patlamadan Sünniler sorumlu tutuldu. Olaydan yarım saat sonra mahalleye polislerle birlikte militanlar geldi. Polisler tek tek Sünnilerin kapılarını çaldı ve militanlar sorgusuz sualsiz oracıkta Sünnilerin kafasına kurşun sıktı. Militanlar 2 saatte toplam 80 adam öldürdüler. Polislerin hepsi Telaferlidir. Hepsini tanıyoruz. Dava açmak için Musul'a gittik. Telafer'de dava açamadık çünkü Telafer'deki tüm yetkili kurumlar Şia'nın elindeydi. Şikyetlerimizi kabul etmezlerdi. Israrcı olduğumuz zamanda bizleri öldürürlerdi. Musul mahkemesinde 80 Sünni'nin öldürülmesinden 260 polis sorumlu tutuldu. Fakat bir polis daha tutuklanmadı. 80 kişiden 8 tanesi benim akrabamdı ben ellerimle mezara koydum' dedi.
'TÜRKİYE'NİN YARDIMINI BAĞDAT ENGELLEDİ'
Yaşan olaylardan sonra İran'ın Şia militanlarını destekleyerek çatışmaları devam ettirmeye çalıştığını diğer taraftan Türkiye'nin barış yanlısı olduğunu vurgulayan Zalo: 'Çatışmaların iyice arttığı dönemde İran konsolosu Telafer'e geldi. Şia aşiretlerinin ve militanların önde gelenlerini topladı ve hepsini İran'a götürdüler ve orada Sünnileri öldürdükleri için ödüllendirdiler. Daha sonrada Sünnileri öldürmeleri için her türlü desteği verdi. 2012 yılında Telafer' deki Sünni, Şia ve tüm yönetim kurumlarından temsilciler Ankara'ya geldi. Türkiye Cumhurbaşkanı bizler arasında hiç bir ayrıcalık yapmadan hepimizi dinledi, hiçbir grubu kendine çekip diğerlerini ötekileştirmedi. Telafer'in huzuru için barış ortamı istedi. Türkiye Telafer şehrinde barış sağlansın diye bize okul, hastane ve spor salonu yaptıracaklarını söyledi. Daha sonra da Telafer'de bu yapıların inşası için yer tespiti yapıldı. Tüm masrafları da Türkiye karşılayacaktı. Fakat Irak yönetimi Türkiye'nin bu yardımlarına izin vermedi. Kendilerinin zengin bir ülke olduklarını ve bundan dolayı Türkiye'nin yardımına ihtiyaçlarının olmadığını söylediler. Gerekli hizmetleri kendilerinin yapacaklarını söylediler. Ama hiçbir şey yapmadılar.
IŞİD BAHANESİYLE SÜNNİLER VURULDU
IŞİD'in batılı devletler tarafından oluşan karma bir örgüt olduğunu ve Telafer'de etkili olduklarını vurgulayan Zalo: ' Işid Telafer'e girdikten sonra Şia Telafer'den kaçtı. Şehirde sadece Türkmen Sünniler kaldı. Şia'nın en büyük destekçisi İran, IŞİD'i vuruyorum diyerek Telafer'deki Sünnileri bombaladı. Bağdat hükümeti Telafer'deki elektrik ve suyu kesti. Yaşam şartları çok zor hale geldi. Amerika'da İŞİD'i vurma bahanesiyle şehri uçaklarla bombaladı. Amerika 1 bombayı IŞİD'e attı, 9 bombayı Telaferdeki Sünni sivil halka attı' dedi.
'DEVLET YARDIMI BABA YARDIMI GİBİDİR, YARDIM BEKLİYORUZ'
Türkiye'ye gelişini ve 13 kişilik ailesiyle Kayseri'de yaşadıklarını Zalo şöyle anlattı: 'Memleketimizde elektrik ve suyumuz kesilmiş, imknlarımız tükenmişti. Kurtuluş olarak Türkiye'yi görüyorduk. Türkiye gibi yardım eden bir devlet görmedik. Kendisine gelen herkese dinine ve ya ırkına bakmadan kucak açtı. Bu nedenle Türkiye'ye gelmeye karar verdik ama buda kolay olmadı. Irak üzerinden Türkiye'ye geçmek istedik ama izin vermediler. Tek çıkış yolumuz Suriye kalmıştı. Suriye'nin Rakka şehri üzerinden Türkiye'ye girmeyi başardık. Türkiye'de de Kayseri'ye geldik. Bir ev kiraladık. Hiçbir ev eşyamız yoktu. Komşularımız yardım ettiler. Yardım etmeleri için resmi kurulara gittim. Hepsi beni çok iyi karşıladılar, ağırladılar ama yardım konusunda hiç bir şey yapmadılar. Sağ olsun komşularımız yardımlarda bulunuyorlar ama devlet yardımı bir babanın çocuğun yaptığı yardım gibidir. Biz devlet babadan yardım bekledik ama şimdiye kadar bir yardım alamadık. Oğlanlarımdan birisi lisede bir diğeri de üniversitede okuyorlardı. Ülkemizden çıkmamız gerektiği için okullarını bıraktılar. Burada bir fabrikada çalışmaya başladılar. Onların kazandıklarıyla geçinmeye çalışıyoruz. Bir evde oğlanlarım, kızlarım ve damatlarım la beraber 13 kişi yaşıyoruz'.
'LİMLER UYUYOR, ÜMMET ÖLMÜŞ'
Yaşana tüm sıkıntılara rağmen gelecekten umutlu oldukların kaydeden Zalo, yaşanan tüm olumsuzlukların sebebinin kendileri olduğunu söyleyerek: 'Eskiden limler uyanıktı ümmet uyuyordu. Çok fazla sıkıntı görmüyorduk. Şimdi ise limler uyuyor ümmet ölmüş. Biz Müslümanlar bir birimizi tutsaydık destekleseydik başımıza bu iş gelmezdi. Biz Müslümanlar bir birimizi tutmadık bir birimize rahmet etmedik Allah(CC) 'nün gazabı indi. Bu gazap yok yere inmedi. Biz gözümüzün gördüğü bir eğriyi düzeltemedik. Ne elle, ne dille ne de kalple bir uğraşımız oldu. Her şeye rağmen bulutlu günlerin bir gün mutlaka biteceğine inanıyoruz. Allah sabredenlerledir. Sabırlı olmayanlar şeytanın yolunu tutar, dünyası da gider ahreti de gider' dedi.
Haber Merkezi